Av.Ünzüle Küçüköner a boşanma davalari


bb) TMK md.166/ 1-2 gereği genel boşanma sebebi olarak “evlilik



Yüklə 1,55 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə2/10
tarix12.10.2018
ölçüsü1,55 Mb.
#73158
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10

bb) TMK md.166/ 1-2 gereği genel boşanma sebebi olarak “evlilik 

birliğinin temelden sarsılması” hali,  

TMK Madde 166/1-2 – “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden 

beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma 

davası açabilir. 

Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının 

açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye 

kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar 

bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.”  

 

Evlilik birliği evlenme akdinin yapılması anıyla oluşmaktadır. Bu sebeple 



taraflar arasında, nikah yapılmasına rağmen ortak hayat kurulmadığı hallerde de 

TMK md.166/ 1-2 gereği boşanma talep edilebilecektir.  

TMK md.166/1-2 gereği açılan bir boşanma davasında, boşanmaya sebep 

gösterilen olayların af edilmemiş veya hoşgörü ile karşılanmamış olması gerekir. 

Tarafların önceden hoşgörü ile karşıladıkları olaylar boşanma sebebi 

sayılamamaktadır. 

Davacı aynı olaya dayalı olarak açtığı boşanma davasından feragat etmiş ise, aynı 

olaya dayanarak yeniden boşanma davası açılamaz. 

Taraflar, boşanma davası açıldıktan sonra olan olaylara dayanamazlar. Her dava 

açıldığı tarihteki koşullara tabidir. 

TMK da ortak hayatı çekilmez hale getiren, evlilik birliğini temelden sarsan 

olaylar tek tek sayılmamış olup, her olay özelliğine göre hakim tarafından 

değerlendirilecektir. 

 

 




cc) TMK md.166/ f.3 gereği  “anlaşmalı boşanma” hali  

 Madde 166 / f. 3 – “Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte 

başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik 

birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi 

için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına 

kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu 

hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. 

Hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu 

anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin 

taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur. Bu halde tarafların 

ikrarlarının hakimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.”  

 

Anlaşmalı Boşanma kararı verilebilmesi için, 



- Evliliğin, resmi nikah tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 

en az bir yıl sürmüş olması ( ortak hayatın kurulmuş olması şartı yoktur), 

- Boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca 

kabul edilecek düzenlemeyi hakimin uygun bulması ve  

- Hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına 

kanaat getirmesi, ( hakimin tarafları bizzat dinlemesi 

gerekmektedir)gereklidir. 

 

 




“Boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu” kapsamında; taraflarca 

üzerinde anlaşmayapılması gereken hususlar; boşanma sebebiyle maddi ve manevi 

tazminat, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, velayet ve çocuklarla kişisel ilişkidir. 

Mali hususlarda, özellikle boşanma sebebiyle maddi ve manevi tazminat 

hususunda anlaşma belirli bir miktar ödenmesi, taşınmaz devri, hisse devri vs 

hususlarını içerebileceği gibi sadece feragat beyanlarını ( yine yoksulluk nafakası 

hususunda da) da içerebilecektir. 

Anlaşmalı boşanmada çocuklar için iştirak nafakasından vazgeçilmiş olmasının 

hukuki bir sonucu olmayıp, boşanmadan sonra velayeten iştirak nafakası davası 

açılabilmektedir. 

Anlaşmalı boşanmada eşlerin çocukların velayeti ve  çocuklarla kişisel ilişkinin ne 

şekilde olacağı konusunda da anlaşmış olmaları gerekmektedir. Ancak kişisel ilişkinin  

velayet hakkını kullanmaya engel olmayacak şekilde düzenlenmiş olması gerekir.  

Hakimin taraflar arasındaki düzenlemeyi uygun bulması gerekmektedir. 

Anlaşmalı boşanma için, tarafların mal rejiminin tasfiyesi ve alacaklar hususunda 

anlaşmış olması zorunluluğu yoktur, ancak anlaşmaya bu hususa dair düzenleme de 

konulabilir.   

Eşler TMK md.166/ 4 de belirtilen konulardan birisinde dahi anlaşamamış olsalar 

anlaşmalı boşanmaya karar verilemeyecektir, bu durumda davaya TMK md166/1-2 

gereği devam edilecektir. 

Eşler TMK md.166/ 4 gereği açılan bir davada, eşlerden her biri yargılamanın her 

aşamasında, anlaşmalı boşanma davasından feragat edebilir.  

  

 



dd) TMK md.166/ f.4  gereği  “ 3 yıllık fiili ayrılık nedeniyle boşanma” 

 Madde 166/ f.4  - “Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine 

karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple 

olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden 

birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.” 

 

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma kararı verilebilmesi için; 



-Herhangi bir sebebe dayanılarak açılmış ve reddedilip kesinleşmiş bir boşanma davası olması, 

-Ret kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren dava tarihine kadar 3 yıl geçmiş olması, 

-Bu üç yıl içerisinde müşterek hayat kurulamamış olmalıdır. 

 

Yargıtay kararları gereği, ret ile sonuçlanan davanın hangi sebepten açıldığı önemli olmayıp, 



davanın ret ile sonuçlanmış olması ve ret kararının kesinleşmesinden itibaren  dava tarihine kadar 3 

yıllık fiili ayrılığın bulunması yeterlidir.  

Önceki davanın reddedilmiş olması gereklidir, davanın açılmamış sayılmasına dair kararlar, 

yetkisizlik,görevsizlik kararları, evliliğin feshi ve butlanı davaları TMK md.166/4 anlamında açılıp 

reddedilen dava mahiyetinde sayılmamaktadır. 

Daha önce açılıp retle sonuçlanan davadan sonra aynı veya başka bir sebeple dava açılması, TMK 

md.166/4 uygulanmasında ilk davanın esas alınmasına engel değildir. 

Yargıtay kararları gereği, ilk davanın reddedilmiş olması yeteli olup, ret gerekçesi ve nedenleri  ( 

davanın feragat sebebiyle reddi gibi) önem taşımamaktadır. 

Üç yıllık süre hak doğurucu süre olup, dava koşuludur ( dava hakkı 3 yıllık sürenin 

tamamlanmasından sonra başlar) ve hakim tarafından resen dikkate alınacaktır.  

Üç yıllık süre kesintisiz olmalıdır. Boşanma kararının reddi kararından sonra ortak yaşam bir 

defa kurulmuş ise, tekrar ayrılıp 3 yıl geçtikten sonra  TMK md.166/4 gereği dava açılamaz. 

Taraflar açısından reddedilen davanın davacısı veya davalısı olmanın önemi yoktur.İlk davanın 

davalısı da bu davaya dayanarak TMK md.166/4 gereği boşanma davası açabilir. 



Yüklə 1,55 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə