Boşanma sebebiyle maddi tazminat talebinin, diğer kişisel alacak talepleri,
eşya alacağı, katkı payı veya diğer mal rejiminden doğan alacak talepleri ile
karıştırılması gerekmektedir.
HGK,Esas : 2007/2-143,Karar : 2007/146, Tarih : 14.03.2007 “2-
Davacının maddi tazminat istemi Türk Medeni Kanunun 174/1. maddesine
dayanmamakta olup, katkı nedeniyle değer artış payına ilişkindir. Bu
talep boşanmanın ferisi olmayıp nisbi harca tabiidir. Bu konuda Harçlar
Kanununun 30-32. maddeleri uyarınca nisbi harç alınmadan
yargılamaya devamla, işin esası hakkında hüküm kurulması doğru
değildir...) gerekçesiyle maddi tazminat yönünden bozularak dosya yerine
geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki
kararda direnilmiştir. ……..davalı taraftan elde edilmiş bulunan iş bu
servetten hissemize düşen miktara karşılık olarak fazlaya dair talep hakkımız
baki olarak şimdilik kaydı ile 250.000.000.000 TL. maddi tazminat talep
etmekteyiz." İfadelerine yer vermiş olduğuna ve bu ifadeler TMK.
227. maddede düzenlenmiş olan değer artış payına ilişkin
bulunduğuna göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire
bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya
aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.”
2-BOŞANMA SEBEBİYLE MANEVİ
TAZMİNAT
4721 sayılı TMK, Boşanmada tazminat ve nafaka / Maddi ve manevi
tazminat başlıklı “ Madde 174 /f.2 gereği - “Boşanmaya sebep olan olaylar
yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi
tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.”
TMK md. 174 / f.2 hükmü gereği, manevi tazminat talebinin kabulü için;
1 - Talep olması
2- Kişilik haklarına saldırı olması
3- Manevi tazminat istenen eşin kusurlu olması gerekmektedir.
Türk Medeni Kanununun 174/2.maddesi hükümleri, bu konudaki
Yargıtay İçtihatları ve yine her olayın kendi özeliği dikkate alınarak, boşanmaya
sebebiyet veren olaylar sonucu kişisel hakları, şahsi menfaatleri saldırıya uğrayan
ve evlilik birliğinin sarsılmasında kusurlu bulunmayan eş lehine, tarafların sosyal ve
ekonomik durumları, paranın alım gücü, tazminata esas olan fiillerin ağırlığı (ruh
ve beden sağlığına zarar veren, şiddet içeren davranışlar, ağır hakaretler küfürler
ve onur kırıcı davranışlar v.s.) ve hakkaniyet kuralı dikkate alınarak manevi
tazminata hükmedilmesi talep edilebilecektir.
2.HD 2003/1741 E.2003/3637 K.sayılı 17.03.2003 tarihli kararında “ Boşanmaya neden olan
olaylarda davacıyı döven, birlik görevlerini yerine getirmeyen davalı tamamen
kusurludur............ Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar
yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini
öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda
tazminat isteyen *kadının ağır yada eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği
anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin
ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. 4 BK. 42,43,44,49) dikkate alınarak * kadın yararına uygun
miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir.” denilmektedir.
Boşanma sebebiyle manevi tazminat takdiri talebe bağlı olup, mahkemece re’sen takdir
edilemeyecektir.
Boşanma sebebiyle manevi tazminatın faizi ile birlikte ödenmesi talep edilmiş ise ( faiz talebi
isteğe bağlıdır), faizin işlemeye başlayacağı tarih kararın kesinleşmesi tarihidir.
Boşanma sebebiyle manevi tazminat boşanmanın ferisi (eki) niteliğinde olmakla, boşanma dava
dilekçesinde, cevap dilekçesinde veya yargılama esnasında hüküm verilinceye kadar bu taleplerin aynı
davada talep edilmesi de mümkündür.
Boşanma sebebiyle manevi tazminat talepleri, ister boşanma dava dilekçesi ile birlikte talep
edilsin, isterse daha sonra yargılama esnasında hüküm verilinceye kadar talep edilsin, her hangi bir
harca tabi değildir.
Boşanma davası sırasında gündeme boşanma sebebiyle manevi tazminat talepleri harca tabi
olmadığı gibi, vekalet ücreti de takdir edilmeyecektir.
Boşanma davası sırasında talep edilmeyen ( feragat edilmemiş olması şartı ile ) ) ve bu konuda bir
karar verilmemiş olması şartı ile, boşanma sebebiyle manevi tazminat taleplerinin daha sonra, TMK
md.178 gereği boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içerisinde ayrı bir dava ile
istenmesi de mümkündür. Bu halde talep harca tabi olup ayrıca vekalet ücreti de takdir edilecektir.
3-YOKSULLUK NAFAKASI
4721 sayılı TMK, Boşanmada tazminat ve nafaka/ Yoksulluk nafakası başlıklı “
Madde 175 gereği - “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak
koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.
Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.” Denilmektedir.
TMK 175.md.hükmü gereği yoksulluk nafakası talebinin kabulü için
1-Talep olması,
2-Talep edenin boşanma yüzenden yoksulluğa düşeceğinin belirlenmesi,
3-Talep eden şahsın kusurunun daha ağır olmaması gerekmektedir.
Madde düzenlemesi ve Yargıtay Kararları ile eşit kusur halinde de yoksulluk nafakasına
hükmedilmesi gerekeceği belirlenmiştir.
3.HD 2004/7524 E., 2004/7594 K.sayılı 05.07.2004 tarihli kararında “Boşanmada eşit
kusurlu eş de diğer şartlar varsa yoksulluk nafakası isteyebilir.”denilmektedir.
Yoksulluk nafakası takdiri talebe bağlı olup, mahkemece re’sen takdir edilemeyecektir.
Yoksulluk nafakası boşanmanın ferisi (eki) niteliğinde olmakla, boşanma dava dilekçesinde,
cevap dilekçesinde veya yargılama esnasında hüküm verilinceye kadar bu taleplerin aynı davada
talep edilmesi de mümkündür.
Boşanma davası içerisinde hükmedilen yoksulluk nafakasının başlangıç tarihi boşanma kararının
kesinleşme tarihidir. Yoksulluk nafakasının başlaması ile tedbir nafakası sona erer.
Dostları ilə paylaş: |