Boşanma davası sırasında gündeme gelen, tedbir ve yoksulluk nafakası ile
boşanma sebebiyle maddi ve manevi tazminat talepleri harca tabi olmadığı gibi,
vekalet ücreti de takdir edilmeyecektir.
Boşanma davası sırasında talep edilmeyen ( feragat edilmemiş olması şartı ile )
ve bu konuda bir karar verilmemiş olması şartı ile, yoksulluk nafakası ve boşanma
sebebiyle maddi ve manevi tazminat taleplerinin daha sonra, boşanma hükmünün
kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içerisinde ayrı bir dava ile istenmesi de
mümkündür. Bu halde talep harca tabi olup ayrıca vekalet ücreti de takdir
edilecektir.
Yargılama sırasında hükmedilen tedbir nafakası karar kesinleşinceye kadar
devam edecektir.
HMK md.367 / f.2 “Kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni
haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez.” Hükmü gereği,
Aile hukukundan doğan davalarda kararın icrası ( yoksulluk nafakası, maddi ve
manevi tazminat) için, kararın kesinleşmesi gerekmektedir.
Ancak mal rejiminden doğan alacak davalarında, kararın icrası için kesinleşmesi
gerekli değildir.
Boşanma davalarında tanık delili önemli bir yere sahip olup, tanık beyanının
olayların yer,zaman ve tereddüte meydan vermeyecek şekilde açık olması
gereklidir. Tanıkların, tarafların kendisine anlattıklarını nakleden ifadeleri, görgüye
dayanmayan ifadeleri ve inandırıcı olmaktan uzak ifadeleri boşanmaya esas
alınamaz.
1-BOŞANMA SEBEBİYLE MADDİ
TAZMİNAT
TMK md.174/ f.1 gereği - “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen
kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir.”
TMK 174 md. hükmü gereği,maddi tazminat talebinin kabulü için;
1- Talep olması
2-Zararının mevcut olması (Mevcut veya beklenen menfaatlerin boşanma yüzünden
zedelenmesi) ,
3- Talep eden şahsın kusursuz veya daha az kusurlu olması ve
4- Tazminat istenen eşin kusurlu olması gerekmektedir.
Türk Medeni Kanununun 174/1.maddesi hükümleri, bu konudaki Yargıtay İçtihatları ve
her olayın kendi içerisindeki özelliği dikkate alınarak, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda,maddi
tazminat talep eden taraf,karşı taraftan daha ziyade kusurlu olmadığı durumda , mevcut ve
beklenen menfaatleri boşanma yüzünden haleldar olduğunda (Kusursuz boşanan eş gelecekte, eşin
desteğini ömür boyu yitirmiştir, gelecekte yoksun kaldığı bu desteği artık kendisi karşılayacaktır, bu
kayıp talep eden eşin mevcut zararıdır, evlenme ile temin ettiği hayat seviyesinden yoksun kalacaktır,
evliliğin devamı halinde sağlanması muhtemel yararlardan mahrum kalacaktır.) ,talep eden taraf
lehine, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurun ağırlığı, çalışma koşulları, maddi desteğin
başka bir yolla karşılanmasının mümkün olup olmadığı, eğitim düzeyleri, kadının yaşı ve evlenme
şansı, ortalama yaşam süresi ve hakkaniyet ilkesi gereği maddi tazminata hükmedilmesi talep
edilebilecektir.
2.HD.1993/8938 E. 1993/9751 K.sayılı 22.10.1993 tarihli kararında
“öncelikle belirtmek gerekir ki, istenilen maddi tazminat boşanmanın eki (fer-i)
niteliğindedir. Yargılamanın her aşamasında yazılı yahut sözlü istenmesi imkan
dahilindedir. Medeni Kanunun 143/1. maddesi, "mevcut ve hatta muntazar bir menfaati
boşanma yüzünden haleldar olan kabahatsiz karı veya kocanın kabahatli olan taraftan
münasip bir maddi tazminat talebine hakkı vardır" kuralını getirmiştir. Görüldüğü
gibi, maddi tazminatın hüküm altına alınabilmesi için öncelikle bu konuda bir isteğin
bulunması, boşanma yüzünden mevcut ve hatta muntazar bir menfaatin haleldar olması ve
istekte bulunanın boşanmada kabahatsiz olması gerekmektedir. Yasa koyucu muntazar
menfaatin neler olduğunu göstermemiştir. Maddi tazminata esas alınabilecek ve
boşanma yüzünden haleldar olduğu ileri sürülen menfaatler, toplumun genel yapısı, ülke
şartları ve yaşam gerçekleri göz önüne alınmak suretiyle ve herhalde evlilik birliğinin devam
ettiği dönemde normal koşullar altında bir eşin diğer eşten yapmasını bekleyebileceği ölçüde
makul, ciddi ve sürekli olmalıdır. Maddi tazminat belirlenirken de haleldar olduğu ifade
edilen menfaatlerin varlığının kanıtlanması yanında, kabahatsiz eşin eğitim düzeyi, yaşı
itibariyle evlenme şansını kaybetme oranı ve ileri sürülen isteğin başka bir yolla
karşılanmasının mümkün olup olmadığının değerlendirilmesi gerekeceği de kuşkusuzdur.”
denilmektedir.
2.HD 10.12.1993 T.11319 E.12087 K. sayılı kararında “Evlenen kimseler
birlikte aile birliğinin saadetini temin edecektir (MK. md. 151). Kadının münasip veçhile
iaşesi birliğin reisi kocaya aittir (MK. md. 152). Görülüyor ki, kadın emeğini, gücünü aile
birliğine tahsis ederken, geleceği için bir güvence yaratma endişesinde değildir. Çünkü,
kocasının desteği geleceğini sağlayacaktır. Kusursuz boşanan eş gelecekteki kocanın desteğini
kaybetmiştir. Desteğin kaybı ise kadına hakkaniyete uygun bir maddi tazminat isteme
hakkı verir.” denilmektedir.
Boşanma sebebiyle maddi tazminat takdiri, talebe bağlı olup, mahkemece re’sen
takdir edilemeyecektir.
Boşanma sebebiyle maddi tazminatın faizi ile birlikte ödenmesi talep edilmiş ise
( faiz talebi isteğe bağlıdır), faizin işlemeye başlayacağı tarih kararın kesinleşmesi
tarihidir.
Boşanma sebebiyle maddi tazminat boşanmanın ferisi (eki) niteliğinde olmakla,
boşanma dava dilekçesinde, cevap dilekçesinde veya yargılama esnasında hüküm
verilinceye kadar bu taleplerin aynı davada talep edilmesi de mümkündür.
Boşanma sebebiyle maddi tazminat talepleri, ister boşanma dava dilekçesi ile
birlikte talep edilsin, isterse daha sonra yargılama esnasında hüküm verilinceye
kadar talep edilsin, her hangi bir harca tabi değildir.
Boşanma davası sırasında gündeme boşanma sebebiyle maddi tazminat talepleri
harca tabi olmadığı gibi, vekalet ücreti de takdir edilmeyecektir.
Boşanma davası sırasında talep edilmeyen ( feragat edilmemiş olması şartı ile )
ve bu konuda bir karar verilmemiş olması şartı ile, boşanma sebebiyle maddi
tazminat taleplerinin daha sonra, Boşanma davası sırasında talep edilmeyen (
feragat edilmemiş olması şartı ile ) ve bu konuda bir karar verilmemiş olması şartı
ile, boşanma sebebiyle maddi tazminat taleplerinin daha sonra, TMK md.178
gereği boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içerisinde ayrı bir dava
ile istenmesi de mümkündür. Bu halde talep harca tabi olup ayrıca vekalet ücreti
de takdir edilecektir.
Dostları ilə paylaş: |