dereceye ısıtılmış fırında,
her kilogram
için 30-40 dakika hesabı ile pişirilir.
Fırında balık, yağ ve su eklenerek de
pişirilebilir. Fırında pişirme
yöntemlerinden biri olan balık pilakiler,
diğer tüm pilakiler gibi Türk mutfağının
geleneksel lezzetlerinden biridir. Balık
pilakisinde de pilakilerin bütün genel
yöntemleri geçerlidir. Yani kısaca
soğan, havuç, kereviz, sarmısak
zeytinyağında kavrulur, tuz, su,
şeker eklenerek balık pişirilir.
Fırında balık yapılırken bir yöntem de
güveçte pişirmedir. Balık küçükse bütün
bütün, büyükse birkaç parçaya
bölünerek hazırlanır, ayrıca piyazlık
soğan, ince kıyılmış maydanoz ile
kavrulur. Balık, güveçte bu harcın
üzerine yatırılır. Kalan harç, balığın
üstüne serilir. Güveç kabının içine
yarım bardak sirke, bir bardak su ve
mevsimine göre iri domates parçaları
veya salça eklenir güveç fırına konur.
Daha geniş tarifleri balık yemekleri
kısmında var.
En çok bilinen ve uygulanan yöntem de
yağda kızartmadır (tava). Küçük
kılçıklı balıklar, fileto çıkartılan balıklar
veya kemikli dilimlenmiş balıklar bu
şekilde hazırlanabilir. aslında bu
yöntemin balıkların az yağlı olduğu
dönemlerde ve normalde yağsız
balıklara uygulanması gerekir.
Kızartma için yıkanan balıkların
sularının iyice süzülmesi amacı ile
balıklar bir kevgirde bir süre bekletilir.
Suyu süzülen balıklar tuzlanıp unlanır
ya da
tuz ve karabiber karıştırılmış una
bulanarak kızartılır
.
Beyaz etli balıklar unlanmadan
önce süte,
küçük ve siyah etli balıklar da
biraya batırılırsa çıtır çıtır olurlar
.
Kızartılacak balıklar kızartılmadan önce
çırpılmış yumurtaya da bulanabilir; bu
şekilde kızartılan balık kimine göre biraz
ağır olur. Tavada kızartma yaparken
balığa yağ emdirmemeğe dikkat
etmek gerekir, bunun için yavaş
ateşte değilde kızgın yağda hızlı
ateşte kızartılmalıdır. Tavada yağın az
olmaması, yağın yakılmaması gerekir.
Izgarada pişirme, beyaz ya da siyah
etli balıklar yağlı oldukları dönemde
tercih edilen oldukça sağlıklı bir
yöntemdir. Izgara yapılacak balıklar
ayıklanıp yıkandıktan sonra suları
süzdürülür, tuz ve karabiber serpilip 5-
10 dakika bekletilir. Đstenirse balıklar,
piyaz şeklinde doğranmış soğan,
kıyılmış maydanoz, limon suyu, defne
yaprağı, tuz ve karabiber karışımı
terbiyede 15 dakika bekletilir. Balıklar
ızgaraya konmadan sıvı yağ ile
yağlanarak yapışmaları önlenir.
mangalda pişiriliyor ise ateş çok harlı
olmamalı, balıklar ateşten yeterince
uzak tutulmalıdır. Pullu balıkların
ızgarada pullarıyla birlikte pişirilebilir.
Ayrıca balıklar tuzlanarak, kurutularak
veya tütsülenerek de tüketilir.
Balığın sofra adabına göre yeri
çorbadan sonradır,
yani et veya tavuktan önce servisi
yapılır. Bu da işin sosyetik detayı.
Hangi balık nasıl
yenir
BALIK SAĞLIKTIR
Balıkta şeker, karbohidrat yok
denecek kadar azdır. Protein
açısından ise son derece zengindir. Bu
özellikleri nedeniyle son derece sağlıklı
bir yiyecektir. 100 gram yağlı balık
yaklaşık 22 gram, yağsız balık ise 10
gram protein içerir. Balık aynı zamanda
proteininden en çok faydalanılan besin
türüdür. Đnsan vücudu bu proteinin
%93’ünden faydalanır. Bu oran kırmızı
etlerde ve diğer beyaz etlerde çok
düşüktür.
Balık az karbohidrat içermesinin
yanı sıra madensel tuzlar ve
mineraller açısından son derece
zengindir, bol miktarda fosfor,
kalsiyum, iyot ve flor içerir. Balık
eti A, B1, B2 ve D vitaminleri
açısından da zengindir.
III.
III.
III.
III.
Bölüm
Bölüm
Bölüm
Bölüm
SĐYAH ETLĐ-
BEYAZ ETLĐ
BALIKLAR
Üç tarafı denizlerle çevrili
ülkemiz, her geçen gün artan
çevre kirliliğine rağmen balık
çeşitleri açısından son derece
zengin bir ülkedir. Deniz balıkları
siyah etli-beyaz etli, yerli ve
göçmen olarak sınıflara ayrılırlar.
Beyaz etli balıkların sindirimi
siyah etlilere nazaran daha
kolaydır. Jelatin
içerdiklerinden haşlamaya
elverişlidirler. Tavası, ızgarası,
yağlı oldukları mevsimlerde de
ızgarası yapılır. Bunlara örnek
olarak barbunya, tekir, levrek,
kefal, lüfer, kalkan, mercan,
çipura, dil, pisi ve kırlangıçı
gösterebiliriz.
Torik, palamut, uskumru,
kolyos, kılıç, hamsi, sardalya,
gümüş gibi balıklar da siyah
etli balıklar sınıfına girerler.
Bu balıklar beyaz etlilere nazaran
daha yağlıdırlar ve daha az
jelatin içerirler. Bu nedenle
haşlamaya uygun değildirler
ve hazımları daha zordur.
BARBUNYA
(Mullus barbatus)
Sıcak ve ılık denizlerin kumlu,
çamurlu sahillerinde 300 metreye
varan derinliklerinde sürüler halinde
yaşar. Ortalama 12-15
santimetreden en çok 40
santimetreye kadar büyür. Suyun ısı
şartlarına göre derinlerden sahile,
mevsimsel göçler yapar. 10 yıl
yaşayabilir. Nisan-haziran arası 15-
100,000 yumurta döker. Etinin
lezzeti ve bol avanılmasıyla
ekonomik değeri yüksektir.
Denizlerimizin bu tatlı balığı genellikle
Ege ve Akdeniz’de bulunur. Yerli bir
balık türü olan barbunya sıcak ve ılık
denizlerin kıyıya yakın olan kumlu ve
çamurlu deniz diplerinde, az olmakla
beraber kayalık yerlerde yaşar.Genelde
17 ila 20 cm arasında olup nadiren 40
cm’ye kadar çıkar. Kaya Barbunyası,
Kum barbunyası, Ot barbunyası ve Paşa
barbunu diye dört çeşidi vardır.
Bunların içinde en makbulu kaya
barbunyasıdır. Sırtı kırmızı ve karın
kısmı beyaz olan kaya barbununun
sırtında hiç gri leke bulunmaz. Kum ve
ot barbunyasında ise sırt gri ile kırmızı
renklerin karmaşası halindedir. Paşa
barbununun her iki yanında, çeneden
kuyruğa doğru sarı bir şerit bulunur.
Tekir ile çok karıştırılan bu balığın
en
lezzetli zamanı Temmuz ile Ekim
ayları arasıdır
. Bu süre zarfında
tavası, ızgarası ve
kağıtta kebabı
çok
güzel olur. Tekirden en büyük farklılığı
kafasının daha uzun oluşudur. Tekirin
kafası küttür ve çene altında iki adet
sakalı bulunur.