TEKIR (Mullus
surmuletus)
Karadeniz dışında diğer
denizlerimizde yazın rastlanır.
Boyları 15-35, en çok 25 santimetre
olabilir. Kumluk, çamur veya taşlık
kıyı kesimlerinin 3 metreden 100
metreye kadar derinlerinde gidip
gelerek yaşar. Diplerdeki kabuklular,
böcekler ve diğer canlılarla beslenir.
Yaz aylarında üreyip yapışkan
yumurtalarını 10-60 metre derinlere
bırakır. Etinin lezzeti, eski Roma
çağlarından beri namlıdır. Bol
avlanılan, ekonomik değeri yüksek
bir balıktır.
Barbunyaya çok benzeyen ve yakın
akrabası olan bu balık bütün
denizlerimizde avlanır. Karadeniz ve
Marmara’da avlanılanlar 6 ila 10 cm
arasındadır. Ege ve Akdeniz’de ise
boyları Barbunya’yı yakalar. Çene altı
bıyıklarının uzunluğu, küt kafası ve
birinci sırt yüzgeçindeki sarı-siyah
benekleri ile Barbunya’dan ayrılır. Dört
mevsim yenebilecek bu balığın en
lezzetli zamanı, aynen Barbunya’da
olduğu gibi Temmuz-Ekim ayları
arasıdır. Tavası ve kağıt kebabı çok
güzel olur.
ÇĐPURA (Spanıs
aurata)
Ege ve Akdeniz'in bu namlı balığı,
Marmara'da seyrek bulunur.
Ortalama 25-35 santimetre boy ve
0.5-3 kilogram ağırlıkta, en çok 60
santimetre ve 6 kilogramda olabilir.
Etçil bir balıktır. Kuvvetli çenesiyle
küçük kabukluları, balıkları ve diğer
hayvanları kolayca yer. Yaz
devresinde sığlarda, kış aylarında da
35-40 metre derinliklerde yaşar. Đki
yaşırı üstündekiler daha da derinlere
iner. Üremeleri ekim-aralık aylarında
olur; 100-150,000 yumurta doker.
Eti çok lezzetlidir
. Ayrıca üretim
kültürüne uygunluğu nedeniyle
ekonomik değeri çok yüksektir.
Ege’nin meşhur yerli balığı olan ve
küçük sürüler halinde gezen Çipura son
yıllarda çiftliklerde de üretilmeye
başlanmıştır. Çipura Elips biçiminde
yassı vücudu, beyaz karnı, koyu gri sırtı
ve pembemsi yanakları ile tanınır. Atlas
Okyanusu, Kuzeybatı Karadeniz, Ege ve
Akdeniz’de bulunur. Bir zamanlar
Marmara Denizi’nde de yakalanan ve
Alyanak adıyla tanınan bu balığın
maalesef nesli tükenmiş bulunmaktadır.
Genelde 20 ila 35 cm arasındadır.
Ancak 6-7 kg’ya varanlarına da
rastlanmıştır. Her mevsimde zevkle
yenebilen bu balığın ızgarası,
buğulaması, çorbası, fırını çok güzel
olur. Izgara için ideal büyüklük 250 ila
350 gram’dır (3 ila 4 adet/kilo). Daha
büyüklerinin fırında pişirilmesi tercih
edilmelidir.Buğulama ve çorba için her
boyu kullanılabilir. Tadı nefis olan bu
balığı katkısız, yani ızgara veya fırında
yenmesi tercih edilmelidir. Đsparoz ve
lidaki bu türün küçük çeşitleridir.
DERE ALABALIĞI
(Salmo trutta
fario)
Soğuk, temiz ve hızlı akıntılı
nehirlerde çevresine bağlı olarak
yaşar. Bölgesine kıskançtır, başka
balıkların gelmesini istemez. Boyları
30-40, en çok 60 santimetre ve 0.5-2
kilogram ağırlıkta olabilir.
Yumuşakçalar ve yavru balıklarla
beslenir. Erkekleri 2, dişileri 3
yaşırıda olgunlaşıp ekim-ocak
arasında yumurta bırakır. Zaman
zaman akıntılara karşı 1.5-2 metre
sıçrayarak yüzer.
En değerli tatlı su
balıklarından biridir
. Lezzetli ve
yararlı etiyle ekonomik değeri çok
yüksektir.
GÖL ALABALIĞI
(Salmo trutta
lacustris)
Kuzeybatı Anadolu, Abant ve 7 Göller
Bölgesi'nde yayılış gösterir. Çeşitli
türleri vardır. Türüne göre renk, boy
ve beslenme farklılıkları gösterir.
Genelde temiz, bol oksijenli soğuk
sularda fazla gezinmeden;
planktonlar, dip hayvanlan ve küçük
balıklarla beslenerek yaşar. Boyları
ortalama 25-40, yabanlarında 60-70
santimetre olabilir. Eylül-ocak
arasında üreme yapar. Yumurtalarını
dipteki çakıllara yapıştırır. Üretimi
yapılmaz.
Eti çok lezzetli
, ekonomik
değeri bölgeseldir.
DĐL BALIĞI
Dil balığı da yerli balıklarımızdan olup
Ege ve Akdeniz’de bolca yakalanır. Her
mevsimde yenebilir. En lezzetli zamanı
kasım ila şubat ayları arasıdır.
Tavası
çok güzel olur.
Đrilerinden fileto çıkarılıp
şiş veya salçalı fileto yapılabilir.