GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
87
Hal denince ne kalmış? Bunlar bunun iradesinin dışında. Yani
senin gönlüne gelen bir şey, gelmesini istemediğin halde geliyor,
işte hal bu. Elinde
değil ki, geliyor.
Onun için “
gam gelmez dememişler, gam eğlenmez demişler”.
Yalnız dikkat edin. Eğer insan kalbine gelen bir şeyi, muhalif,
kitaba, sünnete uymayan, bir şeyi gelmesini istemiyor, fakat
geliyor, nefis getiriyor, şeytan getiriyor. Onun aklına gelmesini de
istemiyor, ama bunu atıyor, gene geliyor, atıyor, o gitti, bu sefer de
başkası geldi, geliyor. Bunu atarsa bu cihattır.
Burada onun bir terakkisi vardır. Hal olduğu halde, elinde olmadığı
halde, onu atar cihat yaparsa, yine terakkisi vardır. Hem de onun
muazzam bir terakkisi vardır. Akıla, mizana sığmayacak kadar
onun muazzam bir terakkisi vardır.
Neye benzetiyorlar onu? Cari, akan bir nehir var. Bazı nehirler var
ki şehirlerin içinde akıyorlar. O nehirlerin akmış olduğu şehirde hiç
pislik olur mu? Olmaz. Niçin?
Çünkü o nehir götürüyor hepsini. Bütün ev kirlerini, sokak
kirlerini, nehire atıyorlar, nehir alıp, gidiyor. Nehir kirleniyor mu?
Kirlenmez. Çünkü gücü var, kuvveti var. Atılanı alıp götürüyor,
bırakmıyor ki.
Peki ama bir göl suyu düşündüğümüz zaman, göl suyuna insanlar
tarafından ne atılırsa atılsın, o orda kalır, götürmez, yok olmaz,
orda kalır. Kala kala ne olur? Paslanır, yosunlanır, gölü kirletir.
Demek ki burada cihat yapan
bir kalp, cari bir nehir gibidir. Cihat
yapmayan bir kalp, bir göl suyu gibidir.
Onun için, kalbî cihat var, nefsî cihat da var. Hatta bu cihat-ı
ekberdir. İşte kabız halinde, böyle istemeyerek sizin kalbinize
gelen muhalif şeyleri, ne yapmanız lazım? Onu atacaksınız.
Atarsanız kalbiniz kirlenmez, o cari bir nehirdir. Eğer atmazsanız,
kirlenir, yosunlanır, orada ne olur? Mülevves eder onu. İşte kabız
hali böyle, zaman zaman geldikçe, insan onu attıkça azaltıyor.
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
89
Şükür bizim nimetimizi artırır. Cenabı Hakkın emri öyle değil mi?
“Ben kuluma vermiş olduğum bir nimetin, o kulum kadrini bilirse
ben onu büyütürüm, yükseltirim, arttırırım. Bilmezse onun elinden
alırım
9
”.
Ama burada bizim için büyük nimet:
Allah bizi inananlardan Müslüman
halk etmiş,
Ehli dünya değiliz, ehli ahiretiz. Nimetimiz budur. Allah'a inandık,
ahirete inandık.
Ama bu inancımızı yaşarsak, bu sefer de ehli huzur oluruz.
Allah’ın zatını kazanırız.
İşte onun için Cenabı Hak “Kulum ver beni de al beni. Benim
vermiş olduğum canı Bana ver ki Beni alasın” diyor.
Allah’ın zatını alan, Allah’tır.
Ama bu ne demek?
Cenabı Hak “Sana bir ruh verdik, o ruhu ancak Allah'a ulaşmak
için canını vereceksin” terk-i can olacaksın. Terk-i can olmadan
insan cananı bulamaz. Onun için kelamı kibarda buyruluyor:
Başını top eyleyip gir vahdetin meydanına
Kıl kaza-yı Kerbela’yı gir kendi nefsin kanına
Seyr kıl uşşak-ı Mevla nice kıyar canına
Terk-i can etmektir ancak aşk u sevdadan garaz
Demek ki insanlar terk-i can olmayınca cananı bulamaz.
Terk-i dünya; dünyayı terk eder ki ahireti kazansın.
Terk-i ukba; ukbayı terk eder ki Cenabı Hakkın cemalini kazansın.
Bir de terk-i cisim var insanlarda.
9 İbrahim 14:7