www.minimalinvazivjinekolojikcerrahi.org
21 - 25 Şubat 2018
Wyndham Grand İstanbul Levent • İstanbul
MİNİMAL İNVAZİV JİNEKOLOJİK
CERRAHİ KONGRESİ
VS-37
Mükerrer sezaryenli olguda güvenli mesane disseksiyonu
Sertan Aksu
Avicenna Hastanesi, Jinekoloji, İstanbul
Geçirilmiş sezaryeni olan olgularda yapılan laparoskopik histerektomi vakalarında mesane
disseksiyonu operasyonun zor basamaklarından olabilmektedir. Bu video güvenli mesane
disseksiyonu için gerekli bazı teknik püf noktalarını göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: mesane disseksiyonu, mükerrer sezaryen, laparoskopik histerektomi
21 - 25 Şubat 2018
Wyndham Grand İstanbul Levent • İstanbul
MİNİMAL İNVAZİV JİNEKOLOJİK
CERRAHİ KONGRESİ
www.minimalinvazivjinekolojikcerrahi.org
VS-38
Tubaovarian Abselerde Minimal İnvaziv Yaklaşım: Etlik Zübeyde Hanım Deneyimi
Şadıman Kıykaç Altınbaş, Ömer Lütfi Tapısız, Fulya Kayıkçıoğlu, Özlem Moraloğlu Tekin
Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Etlik Zübeyde Hanım Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi, Kadın
Hastalıkları ve Doğum, Ankara
Pelvik inflamatuvar hastalık (PİH) endometrit, salpenjit, tubaovaryan abse (TOA), pelvik
peritonit ve bunların değişen kombinasyonları dahil olmak üzere, kadın üst genital traktusunun
enflamatuvar hastalıklarını içeren bir spektrumdur.
Tubaovaryan abseler ise çoğunlukla üreme çağındaki kadınlarda üst genital traktus
enfeksiyonlarının yeterince ve zamanında tedavi edilmemesi sonucunda meydana gelen, aerobik
ve anaerobik bakterilerin eşlik ettiği polimikrobiyal enfeksiyonlardır.
TOA hayatı tehdit eden ciddi bir durumdur, agresif medikal ve/veya cerrahi tedavi gerektirir.
PİH’ın TOA’ya ilerleme sürecinde hangi progresyon mekanizmalarının rol oynadığı net değildir,
patojenin virülansı, hostun immünitesi, eşlik eden komorbiditeler etkileyen faktörler olabilir.
Tedavi modaliteleri geniş spektrumlu antibiyotikler, minimal invaziv drenaj işlemleri, invaziv
cerrahi veya bahsedilen modalitelerin kombinasyonunu içerebilmektedir. Geniş spektrumlu
antibiyotiklerin tek başına kullanımı %34-87.5 hastada başarılı olmaktadır; boyut arttıkça başarı şansı
azalmaktadır. Küçük/orta boyutlu TOA’larda sadece antibiyotik tedavisi yeterli olabilirken, medikal
tedaviye yeterli yanıt alınamayan olgular ile rekürrens izlenen ya da definitif tedavi istemi olan
olgularda cerrahi tedavi ön plana geçmektedir. Önceleri, TOA tedavisinde laparotomi ön plandayken,
günümüzde cerrahi tedavinin amacı mümkün olan en minimal invaziv yaklaşım olmalıdır.
Burada, hastanemiz Jinekoloji Kliniği’nde yaygın şekilde uygulanmakta olan, TOA’lara minimal
invaziv yaklaşım ve klinik deneyimlerimizin sunumu planlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Tubaovarian abse, laparoskopi, minimal invaziv cerrahi
www.minimalinvazivjinekolojikcerrahi.org
21 - 25 Şubat 2018
Wyndham Grand İstanbul Levent • İstanbul
MİNİMAL İNVAZİV JİNEKOLOJİK
CERRAHİ KONGRESİ
VS-39 [Laparoskopi]
Vaginally-Assisted Laparoscopic Sacrohysteropexy via Retroperitoneal Tunneling
Combined with the Manchester-Fothergill Operation
Ali Rıza Doğan, Şadıman Kıykaç Altınbaş, Ömer Lütfi Tapısız
Department of Obstetrics and Gynecology, University of Health Sciences, Etlik Zubeyde Hanim
Women’s Health Training and Research Hospital, Ankara, TURKEY.
Pelvic organ prolapse is a highly prevalent condition, as the lifetime risk of having an operation for
prolapse may be 11%. In women, who want to retain their reproductive capacity or want to keep
their uterus as the main characteristic of gender identity, uterine conservation can be offered.
A variety of surgical techniques including vaginal, abdominal, and laparoscopic (conventional
or robotic) approaches could be used for management. Laparoscopic sacrohysteropexy (LSH)
provides the potential to combine the success rates of an abdominal approach with the
superiorities of the minimally invasive surgery. However, LSH requires high levels of laparoscopic
operative skills and experience and associated with longer operative times. In the light of these
data, we designed our new technique “Vaginally-assisted laparoscopic sacrohysteropexy” with
the aim of facilitating the procedure and reducing operation time, and recently we presented
our technique.
The Manchester-Fothergill operation consists of an anterior colporrhaphy, shortening of the
cardinal and sacrouterine ligaments and in some cases amputation of the cervix and/or a
posterior colpoperineorrhaphy.
In this case, an easier, faster modified technique of “Vaginally-Assisted Laparoscopic
Sacrohysteropexy combined with Manchester-Fothergill operation” in a young, 35-year-old
woman with desire of uterine preservation was presented. On preoperative clinical assessment,
according to the Pelvic Organ Prolapse Quantification System, stage 3 uterine prolapse with
cervical elongation was identified.
Vaginally-Assisted Laparoscopic Sacrohysteropexy via retroperitoneal tunneling combining with
Manchester-Fothergill operation with their highly-approved advantages may be an effective
option for women with uterine prolapse and cervical elongation who desire uterine preservation.
Keywords: Vaginally assisted laparoscopic sacrohysteropexy, Manchester-Fothergill operation,
laparoscopy, retroperitoneal tunneling
21 - 25 Şubat 2018
Wyndham Grand İstanbul Levent • İstanbul
MİNİMAL İNVAZİV JİNEKOLOJİK
CERRAHİ KONGRESİ
www.minimalinvazivjinekolojikcerrahi.org
VS-40
19 cm intraligamenter-servikal miyomun laparoskopiyle tedavisi
Cengiz Andan, Şerif Aksin, Hasip Karabat
Sağlık bilimleri üniversitesi gazi yaşargil eğitim araştırma hastanesi kadın doğum kliniği,
diyarbakır
AMAÇ: Laparoskopinin zor yerleşimli ve çok büyük miyomlarda bile işlevsel olduğunu göstermek.
Miyomun batın dışına alınması için morselasyona ihtiyaç olmadığını kuldotominin daha pratik ve
güvenli olduğunu göstermek.
YÖNTEM: 1 adet kamera portu ve 3 adet 5’lik port ile ipsilateral olarak operasyon gerçekleştirildi.
Miyom sağ parametriumu tamamen doldurmuş, servikse uzanım gösteriyor ve douglası
dolduruyordu. Uterusu sola dogru deplase etmişti. Herhangi bir kanama azaltıcı yöntem
kullanılmadankoter, tek dişli ve aspiratör yardımıyla miyom enükle edildi. Oluşan defekt no:1
vicryl ile kapatıldı. Vajenden itilen tamponla kuldotomi yapıldı. Miyom bu yolla bütün olarak
batın dışına alındı. Açılan insizyon vaginal yolla onarıldı. Herhangi bir komplikasyon gelişmedi.
Tahmini kan kaybı 200 cc olarak değerlendirildi. Operasyon 90 dk sürdü. Çıkarılan miyom 19x9x6
cm boyutlarında ve 670 gr ağırlığındaydı.
BULGULAR: 39 yaşında G4Y4 olan hastanın menometroraji ve kasık ağrısı şikayetleri vardı. Preop
usg de serviksten başlayıp uterus sağına uzanan multilobüle geniş bir miyom izlendi. Operasyona
alınan hastanın operasyon öncesi ve sonrası Hgb değeri 11 den 9 a geriledi. Kan transfüzyonu
yapılmadı. Dreninden 150 cc serohemorajik mayi gelen hasta postop 1. günde taburcu edildi.
Patoloji sonucu leiyomiyomdu.
SONUÇ: Laparoskopinin, intraligamenter-servikal yerleşimli dev miyomlar için bile uygulanabilir
ve güvenli bir cerrahi seçenek olduğunu düşünüyoruz. Miyomun batın dışına alınmasında
morselasyona göre daha ucuz, daha kozmetik ve daha hızlı bir yöntem olan kuldotomiyi
öneriyoruz.
Anahtar Kelimeler: miyom, intraligamenter, doku ekstraksiyonu, kuldotomi
Dostları ilə paylaş: |