- 947 -
5. Süsleme
İncelediğimiz hamamlar günümüze bütünüyle sade bir halde ulaşmışlardır. Ancak yer yer görülen
sıva izleri ve sıvaların üzerinde yer alan bazı geometrik karakterli desenlerden sıva üzerine kalemişi
süslemeler yapıldığı anlaşılmaktadır.
İnegöl yöresindeki hamamların büyük bir çoğunluğu uzun yıllar bakımsız halde kalmışlar, doğa ve
insan tahribatı nedeniyle zarar görmüşlerdir. Bu nedenle hamamların genelindeki süsleme uygulamaları ile
ilgili bilgimiz oldukça kısıtlıdır. Osmanlı hamamlarında görülen en yaygın süslemeler alçı malzemeden
yapılmış uygulamalardır
21
. Benzer durumun İnegöl hamamları için olduğunu kabul etmek mümkündür.
Ancak İnegöl’ün köylerindeki hamamların oldukça küçük boyutlu oldukları ve doğrudan işleve yönelik
olarak tasarlandıkları ve bu sebeple çok fazla süslemeye yer verilmemiş olabileceği de unutulmamalıdır.
Bununla birlikte Kayapınar Köyü Hamamının sıcaklık bölümünde alçı kalıplama tekniğinde yapılmış
geometrik ve bitkisel motiflerden oluşan süslemeler bulunmaktadır. Benzer bir uygulamanın Sungur Paşa
Köyü hamamında da olduğu mevcut izlerden anlaşılmaktadır. Diğer taraftan Hamza Bey Köyü
Hamamı’nda sıva üzerine yapılmış kalemişi boyamalar ile mermerden kurna ve ayna taşı üzerindeki bitkisel
süslemeler, vazodan çıkan çiçek ve meyve tabakları da süslemeye azımsanmayacak oranda yer verildiğini
ortaya koymaktadır.
6. Tarihlendirme Sorunu
Çalışmaya konu olan hamamların üçünde de kitabe bulunmadığı gibi tarihlendirmeye imkân
sağlayacak yazılı bir belge de bulunmamaktadır
22
. Söz konusu hamamları plan tipinden ya da kısmen
günümüze ulaşabilen süsleme izlerinden hareketle belirli bir tarihe yerleştirmek de yanıltıcı olabilecektir
23
.
Zira abidevilikten uzak, işlevin ön planda olduğu hamamların en yalın hali olarak kabul edilebilecek bu
hamamlar, Osmanlı mimarlığının hemen her döneminde karşımıza çıkmaktadır (Eyice, 1960: 114). Bu
nedenle bu bölümde yöre hamamlarının tarihlendirilmesinde kullanılabilecek tarihlere ve plan özelliklerine
yer verilecek ancak kesin bir tarihlendirme yapılmayacaktır. Bununla birlikte Akıncılar Köyü Hamamı’nda
tromplar ve hafifletme kemerlerindeki tuğla örgü ile Sarıpınar Köyü Hamamı’ndaki tuğla işçiliği Osmanlı
mimarlığının erken dönemlerine uygun düşmektedir.
İnegöl hamamları içerisinde sadece Ortaköy Hamamındaki bir kurna üzerinde Türkçe bir kitabenin
bulunduğu bilinmektedir. Günümüze ulaşamamış olan kurnanın üzerinde hamamın 1639 yılında yapıldığı,
1834, 1924 ve 1944 yıllarında tamir edildiği yazılı olduğu kaynaklarda yer almaktadır
24
. Tek hamam olarak
inşa edilen Ortaköy Hamamı, arka arkaya yerleştirilmiş yaklaşık kare planlı iki mekân ve bu mekânlardan
ilkine bitişik daha küçük boyutlu kare bir bölüm ile ikinci mekânın arkasına yerleştirilmiş dikdörtgen planlı
su deposundan oluşmaktadır. Bu plan şeması incelediğimiz hamamlardan Sarıpınar Köyü Hamamı ile
büyük benzerlik göstermektedir.
Çalışmamıza konu olan hamamların yer aldığı Akıncılar, Deydinler ve Sarıpınar köyleri İnegöl
yöresinin en eski köyleri arasındadır
25
. Bu nedenle köylerin kuruluşu ile birlikte mescit-cami gibi dini içerikli
yapıların yanında çeşme-hamam gibi su ve temizlik ihtiyacının giderilmesine yönelik sosyal amaçlı yapıların
da inşa edilmiş olması bir zorunluluk olarak değerlendirilebilir. Nitekim yörede “Hamamsız köy, imansız
köydür
” deyişi (Akakuş, 2011: 63), temizliğe ve hamam yapımına verilen önemi de ortaya koymaktadır.
Evliya Çelebi 17. yüzyılın ortalarında İnegöl’ü ziyaret ettiğinde İnegöl Kasabasında biri İshak Paşa,
diğeri de Yıldırım Hamamı olmak üzere iki hamam bulunduğunu belirtmekte, yol güzergâhı üzerinde yer
almayan köylerdeki hamamlara değinmemektedir
26
. 19. yüzyılın sonlarında İnegöl hakkında bilgi veren
21
Türk hamamlarında mimariye bağlı süsleme taş-mermer, sıva, çini ve kalemişi olmak üzere dört ana malzeme grubunda
görülmektedir (Önge, 1988: 416-420).
22
İnegöl yöresindeki hamamların hiçbirinde günümüze ulaşan bir kitabe bulunmamaktadır. Bu sebeple Klinghardt, Sinan Bey
Hamamını tanıtmakla birlikte yapıyı tarihlendirmemektedir (Klinghardt, 1927: 35-36). Diğer taraftan Ayverdi tarafından kısaca
tanımlanan Yıldırım Hamamı halk dahi bu hamamın Yıldırım Hamamı olduğunu bilir denilerek Yıldırım Bâyezîd (1389-1402) dönemine
tarihlenmektedir (Ayverdi, 500). Yıldırım Hamamı Ali Saim Ülgen tarafından İshak Paşa Külliyesinin bir parçası olarak kabul edilmekte
ve 15. yüzyılın sonuna tarihlenmektedir (Ülgen, 1958: 192d).
23
Ali Osman Uysal Deydinler Köyün Hamamı ile benzer plan tipine sahip olan Lapseki’nin Umurbey Beldesi’ndeki Metrûk Hamamı
değerlendirirken tipolojiden yola çıkılarak yapılacak tarihlendirmenin yanıltıcı olacağını ifade etmekte ve
ılıklık-sıcaklık ve halvetin eş
odalar halinde olduğu plan tipi
ile ilgili yeterli kronolojik verinin henüz ortaya konulmadığı belirtmektedir (Uysal, 2012: 139).
24
Ötüken–Durukan–Acun–Pekak, 1986: 140. 1983-84 yıllarında gerçekleştrilen yüzey araştırmasında varlığı saptanan kitabenin içeriği
hakkında bilgi verilmediği gibi fotoğrafı da yayınlanmamıştır. Söz konusu tarihten sonra yapının beden duvarları ve üst örtüsünde
oluşan yıkılmalar nedeniyle kurnayı tespit etme imkânımız olmamıştır. Ancak yapıda gerçekleştirilecek bir temizlik çalışması ile
kurnanın tespit edilebilmesi mümkün olabilecektir.
25
Akakuş, 2011: 62-63. Bu konuda ayrıntılı bilgi için 1487, 1520 ve 1573 yıllarının tahrir kayıtlarına bakınız (Barkan-Meriçli, 1988: 106-
130). Bu konuda ayrıca bkz, Kaplanoğlu: 2001: 15, 88, 246-247.
26
Evliya Çelebi, 2005: 10. Turgut Can Mamaş tarafından 1947 yılında yayımlanan İnegöl’ün tarihi, coğrafi, iktisadi, içtimai, sıhhi ve
kültürel özelliklerinin ele alındığı çalışmada kurumlara ilişkin bir döküm yapılmış ve hamam sayısı, isim belirtilmeden yine iki olarak
kaydedilmiştir (Mamaş, 1947: 12).