310 L. LİGETİ
ğolca lüy, lü, lü şekillerinin I I I . devre ait değil de, IV. devre
ait dan kolaylıkla izah edilebileceği anlaşılır.
Şimdi, lung ~ lüy, lü şekilleri arasındaki münasebeti, yani kelime
sonundaki -ng'in son T'ang devrinde verdiği yankıları aydınlatmak için,
İç Asya yadigârlarından birçok misaller getirebiliriz.' Kanonik kitap' mâ
nasına gelen ki kelimesinin bugünkü şekli king'dir. Ki şekline Uygur yaz
malarında rastlanır. Tibet yazmalarında bu kelime gyi diye yazılır. Bugün
şi-kan (IV. devre ait Uygur yazmalarında
şipqan) adını verdiğimiz 'on
kabîle'nin on adından üçü, bu bakımdan dikkate lâyıktır : qi (bugünkü
şekli keng), pi, pii (bugünkü şekli ping), ti (bugünkü şekli ting). Birleşik keli
melerden, 'Tripitaka' mânasına gelen ve Uygurca yazmalarda sarntso
şeklinde yazılan san-tsang (bugünkü şekil) kelimesi, T'ang sülâlesinin eski
adı, Taito (bugünkü şekli Ta-t'ang 'büyük T'ang') ve nihayet Turfan'ın
eski adı, (bugünkü şekli Kao-ç'ang) burada zikredilebilir.
1
Şimdiye kadar zikredilen misallerimiz arasında, muhtelif devirlerde
türlü türlü şekiller altında muhtelif dillere geçmiş bir kelime vardı
(pi 'fırça').
Buna mukabil, aynı İç Asya diline muhtelif devirlerde türlü şekillerde geç
miş Çince kelimeler de vardır. Burada sadece bir açık misal verelim. I I I .
devirde lap diye (-p ile) telâffuz edilmiş olan ve 'mum' mânasına gelen
kelime bugünkü Çincede la şeklini almıştır. Moğolcada 'mum' mânasına
gelen bir la kelimesi vardır. Bu kelimenin Çinceden sonraki devirlerde
(IV. devirde) alınmış olduğu muhakkaktır. Moğolca 'balmumu' mânasına
gelen lab kelimesinin de bu Çince kelimeden çıktığı açıktır. Yalnız, lab
şekli, I I I . veya IV. devirlerde alınmış eski bir kelimedir. Bu kelimenin,
Çinceden Uygur dili kanaliyle alındığı ileri sürülebilir.
Yukarda getirdiğimiz misalleri, İç Asya dillerinde ve yazmalarında
tesadüf edilen ve kelime sonundaki seslerden çıkan problemlerle alâkalı
olan Çince kelimeler arasından seçtik. Zira Çincede kelime sonundaki
sesler, mükemmel vasfına lâyık olmıyan İç Asya yazılariyle açıkça ifade
edilebilecek kadar derin değişiklikler geçirmiştir. Çince, eski devirlerde
kelime başındaki sesler bakımından gayet zengindi. Çincenin bu incelikleri
İç Asya yazılariyle ifade edilemezdi. Bu sebeple, İç Asya yazmalarında
sık sık substitutio ile karşılaşılır. Bu substitutioların yanında bu yazılarla
1
'Kanonik kitap' mânasına gelen king kelimesinin ki şekli hakkında bk. Türkische
Turfantexte V, 28 (348). Tibetçe
gyi şeklini Tibet Kancur'unun indeksinden aldım, bk.
H. Beckh, Verzeichnis der tibetischen Handschriften (Berlin, 1914), 102, n° 12. Şipqan'a,
ait tanıklar hakkında bk. Türkische Turfantexte VII, 62. Samtso ve taito kelimeleri hak
kında son olarak bk. Türkische Turfantexte VI, 28 (348). Samtso kelimesindeki ikinci
vocalis eskiden beri o diye okunmuştur. Mamafih to'fo'daki son vocalisi von Gabain-bence
yanlış olarak- u (taitu) diye okumuştur. Burada ve buna benzer bütün hallerde ikinci
hecede bile o diye okumak icabetmektedir. Bu okuyuş Çin ses tarihine uygun olduğu
gibi, Brahmi alfabesiyle yazılmış Türkçe metinlere de uymaktadır. Zira Türkçede bu
devirde de ikinci hecede o sesine tesadüf edilmektedir. hakkında bk. P. Pelliot, Kao-
tch'ang, Houo-tcheou et Journal Asiatique 1912 I, 579. ve müt.s.
ÇİN YAZISİYLE YAZILMIŞ BARBAR GLOSSALARI MESELESİ 311
tesbit edilen incelikler gayet azdır. Çin diline vakıf olmıyanlar, bunlardan
mühim bir şey çıkaramazlar.
Burada bir misal daha vermek icabediyor. Yukarda Çince kelimelerin
başında ve sonunda rastlanan consonanslarla alâkalı meselelerden bahsettik.
Bu consonanslar arasındaki vocalislerden (veya diphthonguslardan) bahse
dilmemesi, burada hiçbir problem bulunmadığına veya Çince kelimelerin
bu kısmının en eski çağlardan bugüne kadar hiç değişmediğine delâlet
etmez. Bilâkis, I I I . ve IV. de\irlere ait Çince kelimelerin rekonstrüksiyonu
yapılırken birtakım müphemlikler göze çarpıyorsa, bunlar vocalislerin
müphemliğinden doğar.
Çince kelimelerin vocalisleri, consonanslar bakımından artık bugünkü
durumdan fazla bir ayrılık göstermiyen sonraki devirlerde bile sürprizler
doğurabilir.
Uzun bir Moğolca eserin (Moğolca metin daha eskidir) Çin yazısiyle
yazılmış metni bize, V. devrin sonlarından kalmıştır. Çin yazısiyle yazılmış
olan bu Moğolca eser, Moğolların Gizli Tarihi'dir. Bu eserin Lâtin harf
leriyle yapılmış transkripsiyonu, Moğolca metnin "reconstruction„u,
lûgatçesi, bundan bir müddet evvel E. Haenisch tarafından neşredilmiştir .
1
Bu lûgatçede ve transkripsiyonda jao'un 'sol', jao'udun 'rüya', kecao'u 'güç'
gibi tuhaf kelimeler göze çarpıyor. Bu tuhaflığı anlatabilmek için bu
kelimelerin Moğol yazı dilindeki şekillerini sıralıyalım : cegün 'sol', cegüdün
'rüya', keçegü 'güç'. Dil yadigârlarında ce'ün, cewün, ce'üdün, cewüdün, keçe'ü,
keçewü şekillerine rastlanır. Haenisch'in verdiği şekillerin, dil yadigârlarında
tesadüf edilen şekillerden bir kısmiyle identigue olması icabederdi. Cao ve
çao hecesi, Çince
çao ve
ç'ao transkripsiyonlarına dayanır. Bu kelimelerin
okunuşunda Haenisch aldanmıştır. Çünkü Çince çao ve ç'ao kelimelerinin
tarihini göz önünde tutmamıştır. Bu kelimelerin başında I I I . devirde
consonanslar bulunur. Bu consonansları vocalisi takibeder.
Palatal olmıyan consonanslardan sonra ise -au gelir. Bu ikilik ta V. devrin
sonuna kadar muhafaza edilmiştir. Bu duruma göre, eski Mandarince adı
verilen V. devir Çincesinde, bahis mevzuu olan bugünkü çao, ç'ao hecelerinin
çieu ve ç'ieu diye okunduğu anlaşılıyor. 'Phags-pa yazısiyle bu heceler cem
ve çew şeklinde yazılmıştır.
2
Demek ki Çin dilinin tarihî tekâmülünü göz
önünde tuttuğumuz takdirde, Haenisch'in
jao'un, jao'udun, kecao'u şeklindeki
sözde Moğolca kelimeleri yerine —normal substitutiosu ile—
şekillerini elde edebiliriz. Bu şekillerle yukarda zikredilen
eski Moğolca tanıklar arasında artık sağlam bir benzerlik vardır.
1
E. Haenisch, Manghol un Niuca Tobca'an (Yüan-ch'ao pi-shi). Die Geheime
Geschichte der Mongolen. Aus der chinesischen Transkription (Ausgabe Ye Teh-hui)
im mongolischen Wortlaut wiederhergestellt. Leipzig, 1937. Yine onun, Wörterbuch zu
Manghol un Niuca Tobca'an. Leipzig, 1939. Yine onun, Die Geheime Geschichte der
Mongolen... erstmalig übersetzt und erlâutert. Leipzig, 1941.
2
Bk. Dragunov : İzv. Ak. Nauk 1930, 790—791.