zamanda bile kabul edilmemiştir. Bu sebeple, araştırıcılar daha çok
Bıng
göl'ü tercih etmişlerdir. Bu birleştirme evvelâ mâna bakımından çürüktür.
Çünkü Bıng göl 'Bin göl' mânasına gelir. Sonra, mesele Türkçe bakımın
dan da kolayca anlaşılmıyor. Zira teklif edilen okunuş Osmanlı veya nihayet
Oğuz hususiyetim taşımaktadır. Halbuki bugünkü bilgilerimize göre,
Batı Türklerinin dilinde böyle bir şekil tasavvur edilemez. T'ang devrinde
diye okunmuş olan Çin transkripsiyonu, zorlukları artırmıştır.
Çünkü bu transkripsiyona göre, teklif edilen köl veya göl'ü k-, g- ile okumak
bahis mevzuu olamaz. T'ang devrinde kelime sonundaki -r yahut -l
sesini temsil edebilir. Buna istinaden Pelliot bu kelimeyi doğru
izah etmiştir : P'ing-yü adının Bıng yul diye okunması icabeder. şekli
gerek Çin, gerek Türk fonetiği bakımından mükemmel bir karşılıktır.
Zira Türkçede nadir bir kelime olan yul şekline Koyballar arasında tesadüf
edildiği gibi, Kâşgarî'nin meşhur Türk lügatinde de mevcuttur ('kaynak').
1
Bundan sonra VI. asra ait Türkçe so-ko kaydını zikredelim. Bu kayıt,
aynı zamanda 'saç' ve 'sakal' mânasına gelen Çince bir tâbirle izah
edilmiştir. Eski araştırıcılar .tesadüfe uyarak 'saç' mânasını seçmişler ve
Çin transkripsiyonunun yanlış olduğu kanaatine kapılarak, kelimeyi
Türkçe saç'la. birleştirmişlerdi. Halbuki hiç kimsenin şaşırmıyacağı yolu
derhal tesbit edebilmek için, kelimenin eski şeklini tâyin etmek kâfidir.
T'ang devrinde so-ko kelimesi diye okunmuştur. Bu şekil Türkçe
sakardan başka bir şey olamaz. Kelimenin Çince mânası bu izahı her
bakımdan desteklemektedir.
2
Çin transkripsiyonu ile tesbit edilmiş orta Moğolca metin ve kayıtlar,
epeyce muahhar devirlere ( X I I I — X V . asır) ait olmakla beraber son
derece kıymetlidir. Bu devirde artık güçlüklerle karçılaşılmıyacağı düşünü
lebilir. Buna rağmen, sinologlar (bu malzemenin izahiyle en çok sinologlar
iştigal eder), Çince bilmiyen mongolistleri çok defa şaşırtırlar. Bunun başlıca
sebebi, Moğolcanın karanlık meselelerini kâfi derecede tanımamalarıdır.
Lâkin arasıra Çin ses tarihi de güçlükler doğurabilir.
Moğol dili tarihini, hattâ mukayeseli Altay araştırmalarının moda
şeklini alan en meşhur ses kaidesini Çin transkripsiyonu ile tesbit edilmiş
metin ve lügatlere borçluyuz. Bugünkü Moğolcada vocalisle başlıyan
kelilmelerin bir kısmı, Çin yazısiyle yazılmış glossalarda h- ile yazılmıştır
(harban ' ı o ' , kon 'yıl', kuca'ur 'kök' v. s.). Pelliot, Çin yazısiyle yazılmış buna
benzer yüze yakın misal toplıyarak, bu mühim hâdiseyi etraflı surette
izah etmiştir. Bu hâdisenin Moğol fonetiğine tamamiyle uyduğu kolaylıkla
anlaşılmıştır. Kelime başındaki h- Arap yazısiyle yazılmış eserlerde, 'Phags-pa
1
P. Pelliot, Le nom turc des "Mille sources" chez Hiuan-tsang : T'oung Pao XXVII
(1930), 189—190. Pelliot'nun zikrettiği Koybalca (ve Kuğuca)
yul kelimesini doğru olarak
d'ul diye okumak lâzımdır. Çünkü Türkçe
y- sesinin karşılığı bu dillerde
d' dir. Bu kelimeye
Turfan dil yadigârlarında da yul, yuul (ve yulaq) şekillerinde tesadüf edildiğini söyliyelim.
Bk. Türkische Turfantexte, Index 58 (516).
2
P. Pelliot : T'oung Pao XX, 329, not.
L. LİGETİ
316
ÇİN YAZISİYLE YAZILMIŞ BARBAR GLOSSALARI MESELESİ 317
yazısiyle yazılmış eski Moğol yadigârlarında, hattâ Tibet harfleriyle yazıl
mış Moğolca kelimelerde muhafaza edilmiştir. Bugünkü arkaik Moğol
ağızlarında da bu sese tesadüf edilir. P. Schmidt ve Ramstedt bu sesin
Mançu ve Tonguz dillerindeki izlerine ait birkaç tanık zikretmişlerdir.
Bütün bu tanıklara istinaden, bu kelimelerde h- sesi Altayca p- sesinin
devamı olarak telâkki edilir.
1
Herhalde, kelime başındaki h-'nin ortaya çıkarılması, Altay araştırı
cılarının Çin yazısiyle yazılmış Moğol tanklarına karşı itimatların artır
mıştır.
Ne yazık ki Çin yazısiyle yazılmış tanıklar hakkında şimdiye kadar
yapılan araştırmalar daima verimli olmamıştır.
Haenisch Moğolların Gizli Tarihi'nin metnini ve lûgatçesini neşre
derken, Moğolca kelimelerde ö ve ü seslerini göstermem-ştir. Birkaç keli
meyi hesaba katmıyacak olursak, Çince, bu durum karşısında substitutioya
müracaat etmek mecburiyetindedir. Çünkü -du ve no hecelerini yazabildiği
halde, -dü ve nö hecelerini işaretliyemez. Çincenin bu hususiyetini bilenler,
substitutionun bahis mevzuu olduğunu anlarlar ve burada Moğol dilinin
yardımiyle icabeden kelimelerde doğrudan doğruya ö veya ü'lü şekli tesbit
ederler. Haenisch belki de ihtiyatlı davranmak düşüncesiyle bu şekilde
hareket etmiştir. Buna rağmen, birkaç yerde kendisini yanlışlığa düşmekten
kurtaramamıştır.
Haenisch'in lûgatçesinde 'yiğit) yiğitçe, kahraman' mânasına gelen
orlu'ut kelimesine tesadüf edilir. Haenisch kelimenin cemi olduğunu
doğru olarak kaydetmiş, ayrıca hemen müfredini de zikretmiştir : orluh
(bizim transkripsiyonumuza göre orluq). Gramer bakımından böyle bir
müfret nominativusu doğru olabilir. Fakat bunun bir münasebetsizlik
olduğunu anlamak için Moğol dili tarihini bilmeğe ihtiyaç yoktur. Cengiz
han hakkında Moğolca bir Moğol tarihî eseri okumuş olanlar bile Cengiz
hanın meşhur "dokuz k a h r a m a n ı n ı (yisün örlük) bilirler. Çin transkrip
siyonunda, Moğolcada bulunmıyan orluq kelimesinin olduğu gibi, burada
bahis mevzuu olan örlük kelimesinin cem'inin de orlu'ut diye yazılması
icabeder. Yalnız birinci şekli orlu'ut, ikinci şekli ise örlü'üt diye okumak
1
P. Pelliot, Les mots â h initiale aujourd'hui amuie dans le mongol des XIIIe et
XIVe siecles : Journal Asiatique 1925 I, 193. ve müt. s. G. J. Ramstedt, Ein anlautender
stimmloser Labial in der mongolisch-türkischen Ursprache : Journal de la Sociele' Finno-
Ougrienne XXXII, 2. Pelliot, P. Schmidt'in Der Lautwandel im Mandschu und Mon-
golischen (Peking Oriental Society IV. Peking, 1898) adlı yazısından habersiz kalmıştır.
Von Zach, Pelliot ile yaptığı kaba münakaşada Schmidt'in sözde birinciliğini ihmal ettiği
için Fransız âlimini yersiz olarak muaheze etmiştir. Hakikaten, Schmidt'in acaip buluş
ları arasında bu meşhur ses kaidesine de tesadüf edilmektedir. Lâkin henüz pek iptidaî
bir durumda bulunan bu ses kaidesinden, bir müddet sonra, eski ve yeni malzemenin
yardımiyle mühim bir ses hâdisesinin ortaya çıkacağını Schmidt takdir ve tahmin ede
memiştir.