Çobanoğulları Uc Beyliği Dönemine Ait Yeni Bulunmuş…
105
Bu bilgiler ışığında Beylerbeyi yani Selçuklu ordu kumandanı olan
Yavlak Arslan’ın da birliklerini Selçuklu ordu sistemine uygun olarak tertip
ettiğini ve yakın hizmetinde saraya (şahsına) bağlı gulâmların bulunduğunu
söyleyebiliriz. Esasen Hüsameddin Çoban Bey, Kıpçak gençlerini hizmetine
alarak yanında yetiştirmişti. Hatta bu gençlerden seçtiklerini, Selçuklu
sarayına hediye olarak da göndermişti. Muhtemelen Bizans’tan alınan
esirlerden, para ile satın alma usulünden ve hediye olarak gelen gençlerden
de gulâm yetiştirmede yararlanılmıştır. O çağlarda Anadolu’da diğer
Selçuklu devlet adamlarının da bu şekilde saray gulâmları bulunuyordu.
Ayrıca Selçukluların Kastamonu havalisinde ikta sistemini uyguladıklarını
ve bazı askerlere hizmet karşılığı mülk topraklar dağıttıklarını da biliyoruz.
84
Bu noktada Yavlak Arslan’ın, bugünkü Kastamonu, Taşköprü, Boyabat,
Devrekâni, Seydiler, Ağlı, Küre, Daday, Azdavay, Araç gibi yörelerdeki
köylerde meskûn Türk ahaliden de ikta usulüne göre asker topladığı bir
hakikattir.
Yavlak Arslan’ın, kuşatma için hazırladığı ordunun muharip
mevcudunun ne kadar olduğunu kesin olarak bilemiyoruz. Ancak Moğolların
Anadolu’da Selçuklular ve onlara tâbi idarelerin asker sayısını kontrol
altında tuttukları göz önünde bulundurulursa, Yavlak Arslan’ın asker
sayısının da belli bir miktarı aşmamış olması icap eder. Bu bağlamda
Süleyman Pervâne’nin 1265’te Sinop’u 4 bin askerle kuşattığına ve
Beylerbeyi Hatiroğlu Şerefeddin’in de 1277’lerde yine 4 bin civarında
askerinin bulunduğuna göre, 1284 yılı itibarıyla Yavlak Arslan’ın bu
rakamın üzerinde bir ordu toplama imkânı görünmemektedir. Sultan
Mesud’un da Konya’dan özel bir yardım gönderme durumunun olmadığı
anlaşılıyor. Ancak, Moğol baskısının her geçen gün arttığı Anadolu’da
dağlık özelliğinden dolayı sığınma alanı olarak görülen Kastamonu
havalisine neredeyse yarım asırdır kalabalık sayıda Türk boy ve
topluluğunun, konargöçer Türkmen zümrelerinin göç edip vatan tutması,
Yavlak Arslan’a asker kaynağının önemli bir kısmını bu yoldan sağlama
imkânı sunmuş görünüyor. Nitekim XIII. yüzyıl ikinci yarısı boyunca
Moğollara isyan teşebbüsünde bulunan bazı Türk ve Moğol ileri gelenleri
Kastamonu Türkmenlerinin desteğini temine gayret göstermişlerdi. Ayrıca
XIII. yüzyılın ünlü edip, şair, tarihçi ve coğrafyacısı İbn Saîd el-Mağribî (ö. 685/
1286), Kastamonu kentine Türkmenlerin başkenti demiştir. İbn Saîd’in kaydına
göre, XIII. yüzyıl ikinci yarısında Kastamonu bölgesinde 100 bin çadır Türkmen
nüfusu yığılmıştı. Memlûk müellifi el-Kalkaşandî, Kastamonu’ya Kâ‘idetü’t-
84
Tosya’dan bir örnek olarak bkz.: Yakupoğlu, “II. İzzeddin Keykâvus Devrinde Tosya’da
Selçuklu Mülk Toprakları ve Osmanlılar Devrinde Bunların Tımara Dönüşümü”,
Tarih ve
Uygarlık- İstanbul Dergisi, Sayı: 5 (Haziran 2014), s.49-63.
C. YAKUPOĞLU ve N.
MUSALI
106
Türkmân (Türkmenlerin merkezi) adını vermişti. Yine aynı müellifin nakline göre
Kastamonu Türkmenleri, Bizans’a karşı gaza faaliyetleri yürütmüşlerdi.
85
Gideros Fetihnâmesi’nde Yavlak Arslan’ın ordusunun Türk
kabilelerinden oluştuğuna dair bir ifade geçmektedir. Yazıcıoğlu Ali’ye göre
Selçukluların Sağ Kol Beylerbeyi Hüsameddin Çoban Bey, Kayı boyunun
temsilcisi idi.
86
Gerçekten de Kastamonu’dan Çankırı’ya ve Bolu’ya kadar
olan havalide Kayı isimli yer, mevki ve topluluk isimlerinin diğer boy
isimlerine nazaran kabarık oluşu bu iddiayı destekler mahiyettedir. Bu
noktada Yavlak Arslan döneminde de Kastamonu bölgesinde Kayı boyuna
mensup teşekküller, her halde diğer boylara nazaran daha fazla asker
çıkarmaktadır. Öncesinde geçtiği üzere İbn Bibi de Hüsameddin Çoban
Bey’in Bizans gazalarında Kayı, Bayat ve Kıpçak yiğitlerine dayandığını
yazmıştır.
1284 yılı itibariyle Yavlak Arslan’ın egemen olduğu vilayetlerden
olarak bugünkü Taşköprü, Hanönü, Boyabat, Devrekâni, Seydiler, Ağlı,
Küre, Daday, Azdavay, Pınarbaşı ve Araç gibi yöreler neredeyse tamamen
Türk nüfusuyla meskûn durumdaydı. Ayrıca konargöçer Türkmenlerin de
bölgede bir hayli nüfusu bulunmaktaydı. Bunların büyük kısmı Oğuz
boylarına dayanmaktaydı. Özellikle Kayı, Bayat, Afşar, Bayındır, Beydili,
Büğdüz, Çavundur, Çepni, Eymür, İğdir, Karaevli, Karkın, Kınık, Kızık,
Salur, Todurga, Üreğir ve Yıva boyları yukarıda zikri geçen yöreler üzerinde
kendi isimleriyle kayıtlı köyler kurmuştu. Yine Kastamonu bölgesinde
varlığı Çobanoğullarına kadar uzanan Ağulu (bugünkü Ağlı), Akdoğan,
Aktaş, Alparslan, Araplar, Arslanlu, Balabanlar, Baylar, Beysi, Bozat, Çatak,
Kara Çomak, Alpı, Esen Gazi, Yürek-viranı, Karabaldır, Kavurga, Kara
Tegin, Kuşçular, Saru Ömer, Muğan, Oruç Gazi, Tutaş, Kuşkara, Eceoğlu
gibi köy isimleri ile Çoraklu Yörükleri, Hamidlü Yörükleri, Yusuflu
Yörükleri, Kastamonu Yörükleri, Taşköprü Yörükleri, Araç Yörükleri,
Saltuklu Yörükleri, Boyovası Yörükleri, Akyörük, Karayörük gibi topluluk
isimleri de Kastamonu havalisindeki kesif Türk iskânına işaret ediyor.
Karadeniz sahillerine paralel uzanan Küre dağları üzerinde ise Kıpçak
85
Bu kayıtlar için bkz.: R. Turan, “Türkmenlerin Anadolu’ya Gelişi”, Anadolu’da ve
Rumeli’de Yörükler ve Türkmenler Sempozyumu Bildirileri, Tarsus 2000, s.244; Togan,
Umumî Türk Tarihine Giriş, s.196-197; O. Turan,
Selçuklular Tarihi ve Türk-İslâm
Medeniyeti, Boğaziçi Yay., İstanbul 1993, s.304; Cahen;
Osmanlı’dan Önce Anadolu’da
Türkler, s.240; Kopraman: “Memlûk Kaynaklarına Göre XV. Yüzyılda Kastamonu ve
Çevresi”, Türk Tarihinde ve Kültüründe Kastamonu. Tebliğler, Ankara 1989, s.26; Karpov,
İtalyanskiye morskiye respubliki i Yujnoye Priçernomorye v XIII-XV vv., s.56.
86
Abdullah Bakır, Yazıcızâde Ali’nin Selçuk-nâme İsimli Eserinin Edisyon Kritiği, Doktora
Tezi, Marmara Üniv., İstanbul 2008, s.285.