Çobanoğulları Uc Beyliği Dönemine Ait Yeni Bulunmuş…
99
kalıcı fetihlere hız vermişlerdi.
74
Örneğin, 1282’de Menteşe Bey’in
kumandası altındaki
Türk kuvvetleri, Menderes kenarında Tralles (Aydın) ile
bunun yakınındaki Nyssa (Sultanhisar) kalelerini zapt etmişlerdi.
75
Bu
çerçevede
Gideros Fetihnâmesi’nde zikri geçen “son zamanlarda” yapılmış
olan Selçuklu fetihlerinden kasıt, Bizans’ın içinde bulunduğu çöküş
süreciyle ilgili olmalıdır. Bu süreçte Yavlak Arslan’ın Gideros’un alınması
öncesinde de Bizans aleyhinde Kastamonu havalisinde, özellikle de
Karadeniz kıyıları istikametinde akınlar tertip ettiğini ve bazı hisarları
fethettiğini düşünebiliriz. Bu bağlamda Türkmen kitlelerinin Uc’lara yığılmasını
ve fetihlerini Bizans müellifi Nicephorus Grigoras şöyle nakletmektedir:
“Moğol
İstilası Türklerin felaketine değil saadetine hizmet ediyor, Paphlagonia (Kastamonu
ve havâlisi) ve Pamphylia (Göller) bölgesinden akan Türkmenler Bizans
topraklarını yağmalıyorlardı.”
76
Trabzon Komnen Devleti’nin durumuna gelince, bu devlet 1254’te
Selçuklulardan ele geçirdiği Sinop’u 1266’da yeniden Selçuklulara
kaptırmıştı. Buradan anlaşıldığına göre Trabzon İmparatorluğu, bu tarihten
sonra Samsun’un batısında bulunan bütün Karadeniz kıyılarını kaybetmişti.
I. Manuel’in ölümüyle yerine büyük oğlu II. Andronikos (1263-1266)’un
geçmesiyle birlikte Trabzon Komnenleri tarihinde kırılma noktası yaşanmış,
devletin her alanında çöküş başlamıştır. Bu dönemde Trabzon
Komnenlerinin siyasi ve ekonomik gücü büyük oranda Tebriz’e bağlıydı.
Fakat Trabzon Komnenleri ile İlhanlıların iyi ilişki içinde olmaları, Yavlak
Arslan’ın Gideros’u fethetmesini önleyemeyecektir. Trabzon Komnen
hükümdarı II. Ioannis Komnenos (1280-1297) zamanı dış politikasında,
İstanbul’daki Palaiologos hanedanıyla ilişkilerde olumlu değişikler yaşandı
ve hatta müttefikliğe varan münasebetler oluştu. II. Ioannis, Bizans’ın
imparatorluk unvanı olan “Romalıların İmparatoru” iddiasından vazgeçti.
77
Dolayısıyla Gideros’un fethinin gerçekleştirildiği sıralarda Bizans’la
Trabzon Komnenlerinin aralarındaki buzların eridiği görülmekte ve bu
husus, Trabzon’dan Gideros’a askerî yardım gönderilmesinin sebeplerinden
birini teşkil etmektedir. Buna ilaveten Gideros’un Türklerce fethi, Trabzon’u
74
K. V. Belıy, “Vzaimootnaşeniya Vizantii i İkoniyskogo sultanata v pravleniye Mixaila
VIII Paleologa”,
Materialı po arxeologii i istorii antiçnogo i srednevekovogo Krıma, Vıp.
III, Sevastopol-Tümen 2011, s.307-308; Smetanin, “Turetskoye naşestviye i voyennıye
izderjki Vizantii (1282-1453)”, Antiçnaya drevnost i sredniye veka, Vıp. XIII (1976), s.97.
75
Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C. I, TTK, Ankara 1988, s.54.
76
O. Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, s.508; Togan, Umumî Türk Tarihine Giriş,
s.259.
77
M. Keçiş, Trabzon Rum İmparatorluğu ve Türkler (1204-1404), Doktora Tezi, Ankara
Üniv., 2009, s.161-180; Karpov, “Trapezundskaya imperiya v Vizantiyskoy istoriçeskoy
literature XIII-XV vv.”, Vizantiyskiy vremennik, Tom XXXV (1973), s.154-164.
C. YAKUPOĞLU ve N.
MUSALI
100
batıdan biraz daha kopartacaktır. Bu da yardım gönderilme nedenlerinden bir
diğeri olabilir.
1261 ve 1267’de VIII. Mihail Palaiologos ile imzaladıkları antlaşmalar
sayesinde Karadeniz’de hareket serbestliği kazanmış olan Cenevizlilere
gelince, bunların bölgede kendilerine üsler ve koloniler kurma peşinde olup,
Gideros’un Türklerce fethine kayıtsız kaldıkları veya en azından kalenin
savunmacılarına hiçbir fiili yardımda bulunmadıkları görülmektedir.
78
Aynı
dönem itibariyle Haçlılara gelince, Memlûk sultanı Baybars’ın ve halefi olan
Kalavun’un Haçlılar aleyhine gerçekleştirdikleri fetihler sayesinde bunların
da Orta Doğu’daki varlığı artık sona ermekte idi.
5.2. Yavlak Arslan’ın Fethe Hazırlandığı Gideros ve Çevresinin
Coğrafi-Stratejik Konumu
Antik Çağ kaynaklarına göre, bir Hellen yerleşkesi olan Gideros o
dönemlerde ticaret ve liman kenti olarak bilinmekteydi.
79
Türk fethinin
gerçekleştiği 1284 yılı itibariyle Gideros, Bizans’ın elinde idi. Fetihnâmede
bu durum Gideros’un Fasilius vilayeti hudutları içinde bulunduğu şeklinde
ifade edilmiş olup, Fasilius vilayeti tabiriyle Bizans’ın kastedildiğine daha
önce değinmiştik. Gideros’un coğrafi konumuna ve stratejik mevkiine göz
atacak olursak, burası o tarihte Karadeniz sahillerinde Bizans’ın doğudaki
son kalesi olup, buna mukabil Türklerin aynı sahillerde ele geçiremedikleri
en önemli müstahkem mevkilerden biri idi. Nitekim Kastamonu’nun fethine
yer veren Saltuknâme’de, Sarı Saltuk ve Atabey Gazi ile mücadele eden
yöredeki Bizanslı kale tekfurları sıralanırken, Cide ve Mesed’le birlikte
Gideros tekfuru da anılmıştır. Atabey Gazi, bu tekfurların başlarını
uçurmuştur.
80
Günümüzde ise Gideros, Kastamonu iline bağlı Cide ilçesi sınırları
içinde olup, ilçe merkezinin 11 km. batısında deniz kenarında
bulunmaktadır. Burası, yaklaşık 130 metre genişliğinde bir ağız vasıtasıyla
denizle irtibatı olan bir koydan oluşmaktadır. Yukarıdan bakıldığında tam bir
çanağa benzeyen bu koyun doğudan batıya uzunluğu 540, kuzeyden güneye
genişliği ise 300 metre civarındadır. Elbette ki bu rakamda, fethin
gerçekleştiği 1284 yılında yani günümüzden 734 yıl önce suyun seviyesi ve
arazinin (iki adet kalenin) durumuna göre birkaç metre oynama
bulunabilecektir.
78
Cenova Cumhuriyeti’nin bu yıllarda bölgedeki politikası için bkz.: Ş. Turan,
Selçuklulardan Bizans’ın Sona Erişine Türkiye – İtalya İlişkileri I, Kültür Bakanlığı Yay.,
Ankara 2000, s.42,43,44,45,57,58,59.
79
M. Karasalihoğlu, “Antikçağ Kaynaklarında ve Sonraki Seyahatnamelerde Kastamonu
Kıyıları”,
Mediterranean Journal of Humanities, C. IV, Sayı: 2 (2014), s.153-154.
80
Yakupoğlu, “Kastamonu Adının Ortaya Çıkışı…”, s.206,207.