110
önce Sıtkı Coşkun, Veysi Sarısözen
ve Osman
Saffet Arolat hakkında ihraç kararı çıktı. Bu
önergenin kabul edilmesiyle, tüzük değişikliği
sırasında tüm Türkiye İşçi Partisi yanlılarının
FKF’den temizlenmesinin yolu da açılmış oldu.
Bunun üzerine, Dev-Genç’ten kopan TİP’ li
gençler Sosyalist Gençlik Örgütü’nü (SGÖ) kur-
ma çalışmalarına başladılar. Çalışmalar, daha
çok Ankara merkezliydi ama daha sonra buraya
İstanbul’dan ve Eskişehir’den de katılımlar oldu.
İdeolojik olarak TİP’ e bağlı ama örgütsel
olarak ondan bağımsız olan ve 1969 yılı sonla-
rında kurulan SGÖ, gücünü önceleri TİP içinde-
ki liderlik mücadelesinde Behice Boran-Sadun
Aren ikilisinin başarılı olmasına odaklandırdı.
TİP’ in 1970 yılında yapılan 4. Kongresi’nde
çizgisinin belirginleşmesi üzerine, kendi işleri-
ne dönebilen SGÖ, aynı yıl “Toplum polisi kal-
dırılmalıdır”, “6. Filo’ya Hayır!” kampanyaları
düzenledi. Zonguldak maden işçilerine yönelik
yayınlanan Sömürüye
yumruk dergisinin da-
ğı-tılmasına katkı sundu.
TİP’ te oluşan üç çevre, SGÖ’ ye de yansı-
dı: Behice Boran’ın arkadaşları, aydınlardan
oluşan Emek grubu ve henüz üye olmasalar da
TKP ile temasa geçen Nihat Akseymen çevresi.
12 Mart muhtırası ardından TİP kapatılıp, TİP
yöneticileri hakkında dava açılırken, SGÖ’ nün
yaşamı da sona ermiş oldu.
12 Mart sonrasında Behice Boran, TİP’ i ye-
niden kurarken, Emek grubu da partiye katıldı;
ancak TİP yönetimindeki her iki gruba da katıl-
mayan Partizan grubu üyeleri, TKP’ yi 1970’li
yıllarda ayağa kaldıran Merkez Komite üyeleri
arasındaydı.
Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi
Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi (TİİKP),
Aydınlık çevresinin kurduğu partilerden biri.
21 Mayıs 1969 tarihinde kurulan partinin genel
başkanı Doğu Perinçek’ti. Partinin ilk kadrola-
rı arasında Cüneyt Akalın, Ömer Madra, Bora
Gözen, Hasan Yalçın, Halil Berktay, Gün Zileli,
Oral Çalışlar, İbrahim Kaypakkaya, Atıl Ant,
Ferit İlsever ve Nuri Çolakoğlu bulunuyordu.
Daha kuruluş aşamasında silahlı mücadeleye
yaklaşım konusunda parti içinde görüş ayrılık-
ları belirdi. Bu tartışmalar
sonucu önce Garbis
Altınoğlu partiden ayrıldı.
1970’li yıllarda Filistin Demokratik Halk
Kurtuluş Cephesi ile temasa geçip, Filistin’e
gönde-rilecek parti mensuplarının askeri eğitim
görmeleri hususunda anlaşmaya vardı. TİİKP
bu anlaşmaya dayanarak Filistin’e çeşitli grup-
lar halinde militanlarını gönderdi. 1970–1973
yılları arasında TİİKP’ lilerin kaldığı Lübnan’da
Golan Tepeleri, Reşadiye ve Nahr-el Bared ol-
mak üzere üç ayrı kamp vardı. Hahr-el Bared
İsrail tarafından bombalandı ve sekiz partili
hayatını kaybetti. Saldırıda öldüğü sanılan Faik
Bulut’un ise İsrail’e esir düştüğü daha sonraları
anlaşıldı. 7 yıl İsrail zindanlarında kalan Bulut,
1980 Mart’ında Türkiye’ye döndü.
Partinin Doğu Anadolu Bölge Komitesi -
DABK Sorumlusu İbrahim Kaypakkaya ve onun
çevresinde bulunan bir grup Nisan 1971’de par-
ti çizgisine yönelik eleştiriler getirdiler. Bu sü-
re-cin sonucunda Şubat 1972’de “DABK Kararı”
adıyla bilinen bir bildiri yayınlayan parti mu-
halefeti partiden ayrıldı ve daha sonraki süreç-
te Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist
(TKP/ML) adlı örgütü kurdu. 12
Mart darbesin-
den sonra tutuklanan TİİKP yöneticileri, Ceza
Kanunu’nun 141. maddesine göre mahkûm
edildiler. Ancak 1974 yılında aftan yararlanarak
serbest kaldılar.
Türkiye Halk Kurtuluş Parti-Cephesi
Mahir Çayan önderliğinde 1970 yılında
kurulan Türkiye Halk Kurtuluş Parti-Cephesi
(THKP-C) devrimin, ancak silahlı bir mücadele
yoluyla gerçekleşebileceğini belirten ilk hare-
kettir. Kadroları 1960’larda FKF ve TİP içinde
yetişmiş ve MDD görüşlerini sol içinde aktif
olarak savunmuş kişilerden oluşuyordu.
THKP-C’nin ortaya çıkışına zemin hazırla-
yan teorik tartışmalar FKF ve TİP içinde ağır-
lıkla Mahir Çayan tarafından yürütüldü. Türk
Solu ve Aydınlık dergilerinde yapılan MDD tar-
tışma-ları ve MDD’ yi savunan saflarda MDD’
nin ancak silahlı ve savaşçı bir parti tarafından
hayata geçirilebileceği görüşü THKP-C’nin teo-
rik zeminini hazırladı. Örgütün çekirdek kad-
rosu ge-nellikle Ankara kökenliydi.
Ancak MDD görüşlerinden de ayrılan Ma-
hir Çayan, Ulaş Bardakçı, Ertuğrul Kürkçü,
Yusuf Küpeli, Münir Ramazan Aktolga, İrfan
Uçar, Hüseyin
Cevahir gibi gençlerin arala-
rında bu-lunduğu kadro, 1969 yılında bir grup
üniversiteli öğrencinin TİP ve Dev-Genç’in
çerçevesini belirlediği mücadeleyi reddetmeleri
ve illegal bir yapılanmanın gerekliliğini ortaya
111
koymaları ile şekillenmeye başladı.
1970 yılı sonbaharında Ankara’da resmi-
leştirilen oluşum, Kurtuluş dergisini çıkart-
maya başladı ve bu nedenle de Kurtuluşçular
olarak anılmaya başlandı. Belirlenen Geçici
Genel Komite’ de Mahir Çayan, Yusuf Küpeli,
Bingöl Erdumlu, Münir Ramazan Aktolga, Er-
tuğrul Kürkçü, Hüseyin Cevahir, Ulaş Bardak-
çı, Ziya Yılmaz, Sina Çıladır, Orhan Savaşçı ve
Sırrı Öztürk yer alıyordu. Şehir gerillası oluşu-
munu hedefleyen grup, önce Ankara’da, sonra
da İstanbul’da banka soygunu gibi ses getiren
eylemler yapmaya başladı. Geçici Genel Komi-
te’nin, birkaç isim değişikliğiyle kesinleştiril-
mesiyle
oluşan Genel Komite, partinin program
ve tüzüğünü yazdı. Nisan 1971’de THKP-C’nin
resmen kurulduğunu sansasyonel bir eylemle
kamuoyuna açıklamaya karar veren grup, İsrail
Başkonsolosu Efraim Elrom’u kaçırdı. Görüş-
meler olumsuz sonuçlanıp Elrom öldürülünce,
örgüte karşı yoğun bir operasyon başlatıldı. Ok-
tay Etiman dışında kadroların çoğu yakalandı.
Yedikleri darbe oldukça ağırdı. Bu yenilgi,
THKP-C içinde kimi tartışmalara neden oldu.
Ge-nel Komite’nin yakalanmayan üyelerinden
Yusuf Küpeli ve Münir Ramazan Aktolga, örgü-
tün bu eylemlerini eleştirmeye başladı. Mahir
Çayan ve arkadaşları hapisten kaçtıktan sonra
Yusuf Küpeli ve Münir Ramazan Aktolga parti-
den ihraç edildi. Sonra da kır gerillası oluştura-
rak Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamlarını
engellemek için eylem kararı alındı.
Alınan karar uyarınca THKP-C’ liler Kara-
deniz kırsal alanına gittiler. Yanlarında cezae-
vinden birlikte kaçtıkları THKO’ lu arkadaşları
Ömer Ayna ve Cihan Alptekin de bulunuyordu.
30 Mart 1972 günü Kızıldere’de çıkan bir çatış-
ma sonucu Mahir Çayan, Ahmet Atasoy, Ertan
Saruhan, Ömer Ayna,
Cihan Alptekin, Sabahat-
tin Kurt, Saffet Alp, Sinan Kazım Özüdoğru,
Nihat Yılmaz ve Hüdai Arıkan öldürüldüler.
Ertuğrul Kürkçü ise sağ yakalandı.
Artık THKP-C ve onun önderliği yoktu. Bu
geleneği sürdürdüğünü belirtenler olsa da, daha
sonraki yıllarda Mahir Çayan ve THKP-C’nin
savundukları tartışmaya açıldı, yeniden yo-
rum-landı ve yeni örgütler kuruldu. THKP-C’nin
içinden daha sonraki yıllarda Devrimci Yol,
Kur-tuluş, Acilciler, MLSPB, Üçüncü Yol, Dev-
Sol gibi birçok başka örgüt çıkmış bulunuyor.
THKP-C ve onun önderi Mahir Çayan’ın
öncü savaşı, suni denge, politikleşmiş askeri sa-
vaş stratejisi, silahlı propaganda gibi birçok tezi
üzerine yapılan son derece ayrıntılı tartışma-
lar 1970’li yıllara damgasını vurdu.
Bu durum,
THKP-C’nin savaş kararı alan ve bunu uygula-
maya sokan bir örgüt olmanın ötesinde, teorik
dayanaklarının da zenginliğine işaret ediyor.
Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu
Kuruluşunu 4 Mart 1971’de bir deklerasyon
ile açıklayan Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu
(THKO), 1960’ların toplumsal mücadelesi so-
nucunda aşağıdan yukarıya kurulan bir örgüt-
tü. Kurucuları arasında Deniz Gezmiş, Hüseyin
İnan, Cihan Alptekin, Ömer Ayna, Yusuf Aslan,
Sinan Cemgil,
Teslim Töre, Hacı Tonak, Mus-
tafa Yalçıner, Kadir Manga, Alpaslan Özdoğan,
Nahit Tören, Fevzi Bal ve Yavuz Yıldırımtürk
gibi gençlik ve köylü önderleri bulunuyordu. Te-
orik tartışmalardan çok eylem içinde olan grup,
kısa sürede yaptığı sansasyonel eylemlerle adla-
rını duyurdu.
THKO, Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Al-
paslan Özdoğan’ın Nurhak; Cihan Alptekin
ve Ömer Ayna’nın Kızıldere’de öldürülmeleri;
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın
idam edilmelerinden sonra dağıldı.
Örgütün varlığını kamuoyuna açıkladığı 4
Mart 1971 tarihli bildirisinde “Amacımız Ame-
rika’yı ve tüm yabancı düşmanları temizleyerek,
hainleri yok etmek ve düşmandan temizlenmiş
tam Bağımsız Türkiye’yi kurmaktır” denilmek-
tedir. THKO militanları, hem kişisel sorguların-
da hem de ortak savunmalarında bu temelden
hareket etmişler ve her aşamada Örgütün prog-
ra-mını savunmuşlardır. Hemen hemen bütün
militanlarının tek tek kendilerini Marksist-Le-
ninist olarak tanımladığı
bir örgütün kendisini
Marksist-Leninist, komünist vb. olarak tanım-
lamaması yadırgatıcı görünebilir, nitekim gö-
rülmüştür de. Oysaki THKO’ yu kuran ve ken-
6. Filo’nun İstanbul’a gelişi ne-
deniyle 1968’in Temmuz ayında
gerçekleştirilen Dolmabahçe
direnişi, dönemin en önemli
eylemlerinden biriydi