Down sendromlu çocuklarda motor geliŞİMİ ve müdahalesi



Yüklə 119 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə8/103
tarix22.03.2018
ölçüsü119 Kb.
#33175
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   103

13
cinsiyet ve sosyal sınıflar arasındaki farklılıklarla ilintili değildi. 
Ancak, altı ay sonra evde yaşayan DS’lu çocuklar (n= 40) 
dışarıda yaşayanlardan (n=7) daha iyi skor gösterdi.
Engelsiz çocuklarla karşılaştırılan DS’lu çocukların en 
belirgin motor gelişim karakteristiklerinden biri, sadece motor 
kilometretaşlarını daha geç kazanmaları değil, belli bir 
motor seviyesine de daha büyük yaşta erişmeleridir. Bu noktayı 
tasvir etmek için Cunningham’dan (1982) aldığımız bulgulara 
başvuruyoruz (tablo 2.1). 
Zihinsel engele genellikle anormal süreçte seyreden bir 
motor gelişim ve azalmış motor kabiliyetler eşlik eder. Henderson 
(1985) bunun için iki olası sebep gösterir. Azalmış araştırmacı 
davranış önemli olabilir ve bozulmuş nöromotor sistemin bir rolü 
olabilir. Genel olarak konuşmak gerekirse; çalışmalar, 
motor kazanımların seviyesinin normal zekadaki çocuklara 
nazaran zihinsel engelli çocuklarda daha düşük averajda 
olduğunu göstermektedir. Conolly ve Michael (1986) zihinsel 
engelli insanların motor karakteristiklerini araştırıp tanımlamış 
pek çok yazarın eserlerine başvururlar. Örneğin Malpass (1963), 
motor gelişim sırasında elde edilen kabiliyetlerdeki temponun 
açıkça daha yavaş olduğunu ama ortaya çıkış sırasının 
normal çocukların motor gelişiminin aynısı olduğunu ancak 
bunun gelişimsel gecikmeyle sonuçlandığını yazar. Zihinsel 
engelli çocuk genellikle ince motor becerilerinde (koordinasyon, 
manüpilasyon) problem yaşar. Groden (1969) ve Hayden (1964), 
zihinsel engelli çocukların daha güçsüz, dayanıksız olduklarını ve 
Motor Beceri Aşamaları     DS’lu Çocuklar 
          Engelsiz Çocuklar
 
 
         Yaş yönünden        Ay sırası       Yaş yönünden           Ay sırası
İyi baş dengesi 
 

        3-9   
 

  1-4
Dönebilir   
 

        4-12  
 

2-10
1 dk.fazla dik oturur  

        6-16  
 

5-9
Ayağa kalkmak için çeker 
15 
        8-26  
 

7-12
Yardım ile anlar 
 
16 
        6-30  
 
10 
7-12
Tek başına ayakta durur 
18 
      12-38  
 
11 
9-16
Desteksiz yürür 
 
19 
      13-48  
 
12 
9-17
Yardımla merdiven çıkar 
30 
      20-48  
 
17 
12-24
Yardımla merdiven iner 
36 
      24-60+ 
 
17 
13-24
Koşar 
 
 
             +/- 48 
 
 
Bir nokta üzerinde zıplar 
        48 –toplam-60  
 
Tablo 2.1 . DS’lu çocukların motor beceri aşamalarının engelsiz çocuklarla 
karşılaştırılması (Cunningham, 1982)
2.1.2 Spesifik motor problemler


14
kompleks motor görevleri yerine getirmede daha fazla problem 
yaşadıklarını ileri sürerler. Diğer yazarlar göz-el koordinasyonu, 
beceriklilik ve reaksiyon hızında problemler olduğunu tanımlarlar.
Bir önemli soru da, her zihinsel engelli insanda yukarıda 
açıklanan ortalama motor durumların görülüp görülmediği ya da 
DS’lu insanların hareket kalitesinin sendroma özel 
karakteristikleri gösterip göstermediğidir. Conolly ve Michael 
(1986) Bruininks Oseretsky testini kullanarak motor kazanımlarını 
test ettikleri 24 zihinsel engelli çocuktan elde ettikleri sonuçları 
tanımlayarak açıkça bu karakteristikleri işaret ederler. Bu 
çocukların 12’si DS’lu idi; karşılaştırılabilir zihinsel yaş ile 
ortalama yaşları 9,25’ti. Bu çalışmanın sonuçlarına göre, diğer 
engellere sahip çocuklarla karşılaştırıldıklarında DS’lu çocuklar  
yürüme, denge, güç, göz-el koordinasyonu, genel kaba ve ince 
motor becerilerde belirgin derecede düşük bir hıza sahiptiler.   
Bulgularının Henderson ve diğerleri ile Nakamura’nın (1965) 
daha önce yaptığı araştırmaların sonuçlarıyla benzeştiğini ve 
denge problemlerini beyinciğin gecikmeli olgunlaşması ve 
göreceli olarak küçük beyincik ve beyin sapı ile ilişkilendirdiklerini 
rapor etmişlerdir.
Bu spesifik nöro-anatomik anormalliği tartışan birkaç yazar, 
Crome’un (1965) makalesine başvurmuş ve beynin ağırlığının 
azalmış olduğunun (normal ağırlığının ortalama %76’sı); beyin 
sapı ve beyinciğin ise daha küçük oluştuğunun belirtildiğini (%66) 
rapor etmişlerdir. Benda (1960) DS’lu çocukların 
beyinlerinin, beyinsel kortekslerinde daha az kıvrım ve örneğin 
frontal loblarında ve beyinciklerinde azalmış miyelinasyon gibi  
nörolojik immaturite karakteristiği gösterdiklerini belirtir. Davidoff 
da kortekste, özellikle temporal loblarında olmak üzere; frontal, 
paryetal ve oksipital loblarında az nöron olduğunu rapor etmiştir.
Colon (1972) oksipital kortekste %50 oranında bir azalma 
olduğunu; kalan nöronlardaki hücrelerin çekirdeklerinde 1,5 katı 
oranında artış olduğunu ve bundan dolayı hücre ayrımlaşması 
oluşumunda bozulma olduğunu işaret eder. Marin-Padilla (1976) 
motor korteksteki piramidal nöronların dendritlerinin yapısındaki 
bozuklukları tanımlar. Bazı yazarlar Takashima ve diğerlerinin;  
yukarıda belirtilen yapısal bozuklukların yanında, doğum 
sırasında nöron gelişiminin normal olduğu, doğum sonrasında 
ise engelsiz çocuklara oranla daha az sayıda dendrit oluşumu 
2.1.3  Spesifik nöro-anatomik anormallikler 


15
gözlendiği konusundaki bulgularına başvururlar.   
Pek çok yazar, DS’lu insanların karakteristik nöro-anatomik 
anormallikleriyle; denge, hareket koordinasyonu yoksunluğu 
ve azalmış kas gerginliği olarak görülen anormal motor beceri  
durumları arasında bir ilişki olduğunu varsayarlar.
Beyincik (serebellum) postürün koordine edilmesi ve hareket 
konusunda merkezi bir rol oynar; vestibülüm ve spinoserebellar 
alandan bilgi taşır. İstemli hareket emirlerinin meydana geldiği 
noekorteks  ile etkileşimdedir. Buna ek olarak, serebellar 
korteksten serebellar hücreler vasıtasıyla beyin sapındaki 
ekstrapiramidal motor sisteme düzenli olarak giden bilgi, talamus 
yoluyla beyin korteksine geri dönmektedir. Serebellumda hasar 
olduğunda, örneğin hipotoni ile birlikte denge ve hareketlerin 
koordinasyonunda bozukluklar görülebilir. Postürün (duruş) 
korunması için beyin sapı seviyesinde kontrol edilen gama motor 
nöronlarının fasilitasyonu (uyarıların açığa çıkarılması) 
gereklidir. Bu temel aktivite oluşmazsa alfa motor nöronlarının 
uyarıları gama halkası dışına düşer. Özellikle vücut postürünün  
korunmasından sorumlu ekstansör kasların yeterli tonusa sahip 
olabilmek için bu uyarıları düzenli olarak almaları gereklidir.
Yukarıda açıklanan nöro-anatomik bozukluklar ile daha önce 
belirtilen DS’lu bireylerin hareketlerindeki bozukluklar arasında 
belli bir bağlantı olduğu ortadadır. Bu durum 
genellikle kaydedilmektedir. Ancak, tam bir bağlantı henüz 
ispatlanmamıştır (Smith 1976).  Cowie (1970) bir bağlantı 
ihtimalini dikkate alır ama bazı net sakıncaları da vardır.  
Henderson ise bu bağlantıyı geçici olarak spekülatif bulur 
(1985). Normal gelişimin gidişatında motor beceriler nörolojik 
olarak olanaklı hale gelenin bir yansımasıdır (NDT Birliği, 1984). 
Doğumda beynin organizasyonu henüz tamamlanmamıştır. 
Doğumdan sonra sinir bağlanımlarının (sinaps) sayısı ciddi 
olarak artar ve bu yolla merkezi sinir sisteminin fonksiyonları da 
artar. Ancak bundan sonra, daha önce bahsi geçen ayrımlaşma 
(diferansiyasyon) bozukluklarının, DS’lu bireylerin karakteristik 
motor gelişiminde özel bir rol oynaması olasıdır.


Yüklə 119 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   103




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə