279
3 Fizyoterapi
tedavisi
Örneğin gövde rotasyonu ve lateral fleksiyon gibi hareke-
tin şekilleri ve neticesinde denge sağlama kabiliyeti yetersiz
gelişmiştir.
Temel motor beceriler aşaması sırasındaki
spesifik
fizyoterapi tedavisi, yukarıda adı geçen dokuz fonksiyonel
safhada tartışılacaktır. Her bir safhayla ilgili olarak 7 öğe
gözden geçirilecektir:
- Genel motor resim
- Spesifik motor problemler
- Telafi edici motor aktiviteler
- Motor gelişim üzerinde sonuçları
- Tedavi amaçları
-
Egzersiz terapisi
- Ebeveynlerin görev alması
Probleme özel bir fizyoterapi verebilmek için, DS’lu çocukların
kesin motor problemleri hakkında bilgiye sahip olmak çok
önemlidir. Ayrıca problemleri gelişimsel bir sisteme oturtmak
ve bir bütün olarak motor gelişim üzerindeki etkilerini tanımak
da önemlidir. Bu sebeple, her evre için DS’lu çocuğun postüral
kontroldeki spesifik problemlerinin listesi ve çocuk tarafından
edinilen telafi edici motor aktivitelerin bir tanımı ile genel
motor resim bulunur. Bundan sonra, bunların temel motor
beceri gelişimi periyodu esnasında olası sonuçları
üzerine
tetkik yapılır. Taslağı çıkarılmış spesifik motor profilden yola
çıkarak, probleme özel motor müdahale programının sınırları
çizilir. Taslağı çıkarılan her problem her çocuk da görülmez. Her
bir çocuk için postüral kontrol problemlerinin derecesine bağlı
olarak, motor imkanları ilgilendirdiği sürece, fonksiyonel
anlamda her biri arasında farklılıklar olacaktır. Spesifik
fizyoterapi tedavisine nasıl şekil verileceği ve ebeveynlerin bu
tedavide ne şekilde yer alacağı hakkında kısa ve öz bilgiler
verilir. Tedavinin gerçekleştirilmesi çok detaylı olarak
tanımlanmaz. Her bir çocuk değişik olarak gelişir ve iş
başındaki pediatrik fizyoterapist
de her bir birey için genel
amaçlara uyan spesifik bir tedavi uygulayacaktır. Genelde, bir
tedavi motor gelişimin her evresinde eklemler etrafındaki
stabilitenin geliştirilmesine odaklanacak; bunun sonucunda da
280
çocuk bir postür temin edebilme kabiliyetine sahip olacaktır.
Başlangıçta bunu simetrik olarak yapacak ve gerekirse destek
alacak ama artan postüral kontrol ile, asimetrik postürler için
çalışacak ve verilen destek de kademeli olarak azaltılacaktır.
Sonunda, asimetrik başlangıç pozisyonlarında hareket
ayrışması imkanı doğacak, postüral kontrol seviyesini ve
hareket çeşitliliğini geliştirmek için gösterilen çabalar da bu
şekilde stimüle edilecektir. DS’lu
çocuğun artan postüral tonusu,
müdahale ile düzeltilmiş postüral ve hareket paternlerinin uzun
vadede elde edilen harekette daha büyük bir temel kazanması
anlamına gelir. Tanım olarak bu, çocuğun aktif katılımını
gerektirir. Burada ilgilenilen konu çok spesifik bir grup çocuğun
fizyoterapi tedavisi olduğundan, bu terapiyi çocukların
tecrübeleriyle ilişkilendirmek çok önemlidir. Çocuklar sunulan
hareket durumlarıyla mücadeleye teşvik edilmelidir. Bunların
içinde bazı şeyler farketmeli ve tecrübe etmeliler. Hareket
durumlarının güvenli olması gerekir. Egzersiz terapisinin iyi
dengelenmiş olması önemlidir ama aynı zamanda çocukların
kendi motor potansiyellerinin sınırlarını keşfedebilecekleri
kadar mücadele gerektiren ve yeni
öğeler ekleyebilecekleri
özellikte de olmalıdır. Hareket durumlarının açıkça gösterilmiş
ve anlaşılabilir olması ve günlük hayattan derlenmiş olması
gerekir. Bir hareket talebinin, kursun bir parçası olan bir motor
tepkiyle sonuçlanıyor olması şarttır.
281
4 Ebeveyn katılımı
Bu fizyoterapötik sistemde, ebeveynlerin talimatları ve katılımları
bu tedavinin esaslı elementleri olarak görülür. Motor
aktivitelerin kalitesi ve etkinliği, ancak ebeveynler çocuklarıyla
olan interaksiyonlarına bu düzeltmeleri entegre edebilirlerse
geçerli olur. Fizyoterapinin tedavi amaçları, bu yüzden günlük
hayatın aktivitelerine entegre edilmelidir. Her şeyden önce,
motor gelişim zaman alır ve motor becerilerin
iyice öğrenilmesi
de pratik ve tekrarlama gerektirir. Ancak bir pediatrik
fizyoterapist, DS’lu küçük bir çocuğu olan ailede alacağı
pozisyonu iyice gözden geçirmelidir. İçinde engelli bir çocuğun
dünyaya geldiği bir aile, doğal ve belli paternleri içeren
interaksiyonun işe yaramadığını gördüğünden kararsızlık yaşıyor
olabilir. Dışarıdan sunulan bir tedavi programı bir çözüm gibi
görünebilir ama terapistin terapi programı ile ailenin
günlük rutinini saptıyor olması mümkündür. Ancak ailenin de
birincil sorumlulukları vardır ve böyle bir durumda bunları da
sürdürmeleri gerekir. Pediatrik fizyoterapistin görevi, spesifik
motor (yardımcı) amaçlarla ilgili olarak ebevyenlerin bütün
amaçlarını desteklemektir. Ebeveynlerin bu yardımın ne yönde
şekilleneceğini saptamaları gerekir; fizyoterapi ebeveynlerin
amaçlarının bir ürünüdür. Yüksek derecedeki aile katılımının
daha iyi tedavi sonuçlarına götürdüğü muhtemeldir. Terapistin
görevi bunu stimüle etmek ama aynı zamanda ebeveynlerle
birlikte dengeli bir program planlamaktır. Bu amaçla, ebeveynleri
çocuklarının problemleri, müdahalenin prosedürünün şekliyle ve
amaçlarıyla birlikte onların katılımının önemi hakkında
bilgilendirerek, onların görüş açısını genişletmek iyi bir fikirdir.
Bundan başka, becerilerin transferine
de gerekli dikkatin
verilmesi gerekir. Bu tedavi kapsamında fizyoterapist tedavi
sırasında arzulanan motor aktivite konusundaki yardımı
gösterecek ve daha sonra ebeveynlere seans sırasında, kendi
gözetiminde pratik yapma imkanı verecektir. Ebeveynlerden
kendi becerilerini göstermeleri istenecek ve fizyoterapist
geribildirimde bulunacaktır. Her seans sırasında verilen
bilginin sınırlı olması gerekir. Ebeveynlere fizyoterapist
tarafından destekleme amaçlı verilen yazılı görevlerde, terapötik
sistemle bağlantılı kırk adet standart görev yer alır. Ebeveynlerin
bir tedavideki destekleri her zaman odaklanmış
dikkat
gerektirmesine rağmen, katılım mümkün olduğunca az zorlama
ile olmalı ve aile hayatını olabildiğince az bloke etmelidir.