Gökçe Yükselen Abdurrazak Peler
452
Pritsak, Omeljan, 1967. “Non-‘Wild’ Polovtsians.” In
To Honour Roman
Jakobson 2. The Hague – Paris. Pp. 1615-1623.
Pritsak, Omeljan, 1968. “Two Migratory Movements in Eurasian Steppe
in the 9
th
-11
th
Centuries.” In Proceedings of the 26
th
International Congress
of Orientalists, New Delhi 1946, v. 2. New Delhi. Pp. 157-163.
Pritsak, Omeljan, 1982. “The Polovcians and Rus’.”Archivum Eurasiae
Medii Aevi. 2: 321-380.
Ramstedt, G. J., 1913. “Zwie uigurische Runeninschriften in der Nord-
Mongolei.” Journal de la Société Fonno-ougrienne. 30: 10-63.
Räsänen, Martti, 1949. Materialen zur Lautgeschichte der türkischen
Sprachen. Helsinki.
Rasonyi, Laszlo, 1939. “Tuna Havzasında Kumanlar.” Türk Tarih
Kurumu Belleten. 3: 403-422.
Schütz, E., 1966. “Re-Armenisation and Lexicon from Armeno –
Kipchak Back to Armenian.” Acta Orientalia Academiae Scientiarum
Hungaricae. 19: 99-115.
Selmeczi, L., 1976. “The settlement Structure of the Cumanian Settlers
in the Nagykunsag.” In Kaldy-Nagy, Gy., ed., Hungaro-Turcica. Studies in
Honour of Julius Nemeth. Budapest. Pp. 255-262.
Taqavî, Nasrallāh, ed., 1304-1307 A.H. Dîvān… Nāsir-i Khusrav.
Persian Text.
Tietze, A., 1966. The Koman Riddles and Turkic Folklore. Berkeley –
Los Angeles.
Togan, A. Zeki Velidi, 1970. Umumi Türk Tarihine Giriş. 2
nd
Edition.
Istanbul.
Vasary, Istvan, 1988. “Orthodox Christian Qumans and Tatars of the
Crimea in the 13
th
– 14
th
Centuries.” Central Asiatic Journal. 32: 260-271.
Vasary, Istvan, 2005. Cumans and Tatars. Oriental Military in the Pre-
Ottoman Balkans, 1185-1365. Cambridge.
Yu, Ying-shih, 1990. “The Hsiung-nu.” In Sinor, Denis, ed., The
Cambridge History of Early Inner Asia. Cambridge. Pp. 118-150.
Fuzûlî'nin Leylâ ve Mecnûn mesnevisi ile kıbrıs türk halk edebiyatındaki Mahmut
ve Leyla isimli halk hikâyesi'nin şekil ve muhteva bakımından karşılaştırılması
453
FUZÛLÎ'NİN LEYLÂ VE MECNÛN MESNEVİSİ İLE KIBRIS TÜRK
HALK EDEBİYATINDAKİ MAHMUT VE LEYLA İSİMLİ HALK
HİKÂYESİ'NİN ŞEKİL VE MUHTEVA BAKIMINDAN
KARŞILAŞTIRILMASI
Zeki AKÇAM
1
, Ayşegül AKÇAM
2
ÖZET
Bu makalede, Klâsik Türk Edebiyatı'nda mesnevi geleneği ve bu
geleneğe bağlı olarak ortaya çıkan en ünlü aşk mesnevisi “Leyla ve
Mecnûn”un Fuzûlî tarafından yazılan varyantı ve Kıbrıs Türk Halk Edebiyatı
sahasında 12.02.1998 yılında, işi çiftçilik, yaşı 65 olan Osman Refik'den;
araştırmacı Zeki Akçam tarafından derlenen "Mahmut ile Leyla" isimli halk
hikâyesi şekil ve muhteva bakımından karşılaştırılmıştır.
ANAHTAR KELİMELER: Klâsik Türk Edebiyatı, Kıbrıs Türk
Edebiyatı, Aşk Hikâyeleri, Leyla ve Mecnûn, Mahmut ile Leyla.
ABSTRACT
In this article, a comparative study was performed on the famous love
poem of “Leyla and Majnun” written by Fuzuli with the folk tale of “
Mahmud and Leyla”. The source of the folk tale is Osman Refik who was 65
years old when the tale was collected by Zeki Akcam in 12 February 1998.
The comparison between the poem and the tale has been made in terms of
form and content.
1
KKTC, Girne Amerikan Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü,
okutman.
2
KKTC, Yakın Doğu Üniversitesi, Bilgisayar Teknolojileri Öğretmenliği Bölümü, okutman.
Zeki AKÇAM, Ayşegül AKÇAM
454
Key Words: Classical Turkish Literature, Cyprus Turkish Literature,
Love Story, Leyla and Majnun, Mahmud and Leyla.
GİRİŞ
Klâsik Türk Edebiyatı, İslâm dininin Türkler tarafından kabul
edilmesiyle birlikte Türk edebiyatı sahasında kendini göstermiştir. İslâm
dini, Emevi halifesi I. Velid zamanında (705-715) Türk ülkelerine girdi.
Basra valisi Hacâc'm genel yönetiminde, Kuteybe B. Müslim'in
kumandasındaki Horasan birlikleri, Buhârâ, Semerkant, Hârezm (bugünkü
Hive), Fergana ve Taşkent'i zabtettiler (91/710). Yeni din VIII. ve IX.
yüzyıllarda Orta-Asya Türkleri arasında yayıldı.
3
Türkler İslâm dinini kabuk
etmekte pek zorlanmamışlardır. Bugünkü bilgilerimize göre müslüman olan
Türkler'in yavaş yavaş İslâm kültürüne girmesinde Araplar'dan çok
İranlılar'in etkisi ile olmuştur. Başka deyişle, İslâm kültürü, ortak İslâm
edebiyatının şekil ve tekniği, zevki, hayat görüşü, temaları, motifleri,
Türkler'den önce müslüman olarak bir İslâmî edebiyat geliştiren İranlılar'ın
aracılığı ile Türk edebiyatına girmiştir. Dolayısıyla Klâsik Türk Edebiyatı
bize başta İranlılar olmak üzere, Arapların tesiriyle geçmiştir. Bu saha hadis,
akaid, fıkıh, kelam, tefsir, siyer ve kısas, İslâm tarihi, İran mitolojisi, Türk
tarihi ve milli kültür unsurları (gelenek ve görenekler), dil malzemesi
(deyimler, atasözleri, halk söyleyişleri ve edebi dili yapan bütün unsurlar)
gibi kaynaklardan beslenmiştir
4
. Bu saha İslâm dinine bağlı olarak
gelişmiştir. Özellikle Kur'an'da geçen bazı kıssaların mesnevi nazım şekli ile
edebiyatımızda önemli bir yere sahip olduğunu görmekteyiz. Bu ve buna
benzer uzun aşk hikâyeleri, İslâm dinini öğretici didaktik eserler
mesnevilerde kendine yer bulmuştur. Özellikle halk edebiyatı ile birlikte
klasik Türk edebiyatının da ortaya çıkması ile birlikte her iki saha da
birbirine paralel bir şekilde büyük etkileşimler ile ilerlemişlerdir. Böylece
her iki saha yer yer birbirlerine olay örgüleri, deyim, atasözü, vezin vb.
unsurları ödünç vermişlerdir. Biz de bu fikirden hareketle halk hikayelerinde
3
Büyük Türk Klâsikleri, "Divan Edebiyatına Giriş", s. 221.
2
a.g.e., s. 221.
4
Mine Mengi, Eski Türk Edebiyatı Tarihi, Akçağ Yayınlan, Ankara 1994, s. 16-17.