EvrimTeorisi indd


Evrim Teorisi'nin Ortaya Konması



Yüklə 3,27 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə45/171
tarix06.05.2018
ölçüsü3,27 Mb.
#41533
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   ...   171

Evrim Teorisi'nin Ortaya Konması

141

Darwin, bu çalışmasında, bir önceki çalışmasında yaptığı gibi 

insan ve hayvan arasındaki farkın mahiyet farkı değil derece 

farkı olduğunu göstermeye çabaladı. Bu yüzden, her ne kadar 

Darwin’in insanın soyunu hayvanlarla ilişkilendirmede temel 

eseri bir önceki kitabı ise de, bu çalışması da onun bir nevi 

devamı niteliğindedir.

Darwin, duyguları ifade biçimlerinin evrensel olmasını 

evrime bağladı ve duyguları ifade biçimlerini sadece kültürle 

ilişkilendirenlere karşı çıktı. Darwin’in bu yaklaşımına karşı 

çıkanlar “Kültür önemlidir, insan doğası değil” diyorlardı.

319


 

Darwin’in bu iddiası, dinlerin yaklaşımı ile hiçbir uyumsuz-

luk arz etmez. İnsanların bu ortak duygu ifadeleri, ilk insan-

lardan aktarılan ‘apriori kategorilerle’ (zihinde kodlu, doğuştan 

var olan özelliklerle) veya bunları taşıyan genetik özelliklerle 

açıklanabilir. Burada Evrim Teorisi açısından kritik nokta, bu 

özelliklerin çoğunun farklı türler arasında da paylaşıldığı id-

diasıdır. Türler arasındaki şekilsel benzerliklerden evrim ol-

duğu sonucuna yükselme, Darwin’in bu eserinde, benzer bir 

mantıkla, yerini duygu ifadelerindeki benzerliklerden evrim 

sonucuna varmaya bırakmıştır. 

Burada yine benzerliklerden evrime yükselmenin ne kadar 

güvenilir olduğu sorusu karşımıza çıkmaktadır. Üstelik yeni bir 

güçlük daha vardır ki bu, birçok kişinin gözünden kaçmıştır. 

Darwin’in tezini doğrulaması açısından, türlerin şekilsel ben-

zerlikleri ne kadar yakın akraba olduklarını ifade ediyorsa, o 

zaman, duygularını ifade biçimleri de ilk sınıflamayla tama-

men paralel olmak zorundadır. Canlıların duygularını ifade bi-

çimleri, onların kas yapısı gibi dış özelliklerinden etkilendiği 

için bu, muhakkak bir dereceye kadar paralelliğin sebebi ola-

caktır. Fakat köpek gibi insana daha uzak bir akraba olduğu 

319  Paul Ekman, İnsan ve Hayvanlarda Beden Dili, çev: Orhan Tuncay, Gün Yayın-

cılık, İstanbul, (2001). ‘Üçüncü Baskıya Giriş Çevirmen Yazısı’

 

s. 23-24. 




Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı

142

iddia edilen bir hayvan ile insan arasında, maymun ile insan 

arasında olduğundan, bir duyguyu ifade biçiminde daha çok 

benzerlik olduğu ortaya konabilirse; bu durum, Evrim Teorisi 

açısından sorun teşkil edebilir.

Evrimcilerin, canlılarda öngördüğü akrabalık yakınlıkla-

rıyla, duygularını ifade biçimlerinde benzerlik oranında tam 

bir paralellik olup olmadığını söylemek çok zor görünmek-

tedir. Zaten milyonlarca canlı türünün Darwin’in öngördüğü 

‘soy ağacı’ndaki yerini tespit etmek konusunda birçok ihtilaf 

vardır. Bu ihtilaflar çözüldükten sonra ise, bu ‘soy ağacı’nda 

birbirine en yakın canlıların, duygularını ifade biçimlerinin 

en çok birbirine benzediğini söylemek gerekecektir ki; böyle 

bir çalışmayı Darwin de, ondan sonra kimse de tam olarak 

gerçekleştirememiştir. Üstelik tüm bunların ortaya konması 

mümkün olsa bile ‘benzerliklerden evrime yükselmenin meş-

ruluğu’ gibi temel çıkarımların temelinde olan bir akıl yürüt-

menin ne derece meşru olduğunu ele almak gerekmektedir. 

Evrim Teorisi’nden önce de sonra da canlılar arası benzerlik-

ler; Tanrı’nın zihnindeki planın benzer kılması ve toprağın or-

tak hammadde kaynağı olması ve ortak Dünya ortamı içinde 

aynı çevreye tepkiler verilmesi temelinde açıklanmaya çalışıl-

mıştır. Evrim Teorisi’nin delillerinin artırılması çabası aslında 

hep daha çok benzerlik bulma yarışı olmuştur; önce morfolojik 

yapıda, sonra duyguların ifadesinde, en son da genetikte. Oysa 

öncelikle benzerlikten evrime yükselmenin meşru olup olma-

dığı ele alınmalıdır. Bu konu 3. bölümde değerlendirilecektir.

HERBERT SPENCER VE EVRİM TEORİSİ

Herbert Spencer (1820-1903), ‘evrim’ (evolution) kavra-

mının popüler bir kavram olmasını ilk sağlayan kişidir. Dar-

winci çizgide Evrim Teorisi’ni savunan birçok biyolog, Evrim 




Evrim Teorisi'nin Ortaya Konması

143

Teorisi’nin, her bir sonraki formun mutlak surette bir önceki 

formdan daha gelişmiş olması gerektiğini ileri sürmediğini 

(veya sürmemesi gerektiğini) söylemelerine rağmen; Evrim 

Teorisi, yaygın olarak ‘evrim’in, sürekli gelişmeyi ifade eden 

anlamında anlaşılmıştır. Spencer’ın Evrim Teorisi; ‘evrim’in, 

Güneş Sistemi’nden Dünya’mıza, Dünya’mızdan tüm canlıla-

rın bedenlerine, canlıların bedenlerinden sosyolojik yapılarına 

kadar gerçekleşen bir kanun olduğunu ileri sürer.

320


 Spencer, 

her alana uyguladığı ‘evrim’ kavramını dillere bile uygular ve 

dillerin, ortak ilkel bir kökenden yavaş aşamalarla evrimleşti-

ğini savunur.

321

 Çeşitli kelimelerin ve tamlamaların kökenine 



inerek, genel evrim kanununun dillerde nasıl rol oynadığını 

göstermeye çalışır.

322

 Spencer, dinlerin, ilk ve temel kayna-



ğını atalara tapınmada bulduğunu söyler ve kişisel tanrılara 

tapınmaya geçişi de dildeki değişimlere bağlar. Ernst Cassier, 

Spencer’in bu görüşüne karşılık; “İnsan kültürünü salt bir ya-

nılsama ürünü, sözcüklerle hokkabazlık yapma ve adlarla ço-

cukça oynama olarak düşünmek, çok inandırıcı ve akılla bağ-

daşır bir varsayım değildir” der.

 323

Spencer, kendi döneminde büyük etkisi olan Newton’un fi-



zik sistemi ile, Comte’un toplumlara evrimci yaklaşımının ve 

pozitivizminin etkisi altındadır. O, etkisi altında olduğu fizik-

sel yaklaşımdan sosyolojik yaklaşıma kadar geniş bir alanı ev-

rim ile birbirine bağlamıştır. Diyebiliriz ki, Hegel dâhil hiçbir 

felsefeci, ‘evrim’ kavramına Spencer kadar felsefesinde mer-

kezi bir rol vermemiştir. O, Hegel’in ‘evrim’i Mutlak’ın ger-

çekleştirdiği tinsel bir süreç olarak açıkça tarif etmesinden de, 

320  Herbert Spencer, İlk Prensipler, çev: Selmin Evrim, Milli Eğitim Basımevi, İstan-

bul, (1947), s. 3-22.

321  Stephen G. Alter, Darwinism and The Linguistic Image, The John Hopkins Uni-

versity Press, Baltimore, (1999), s. 21.

322  Herbert Spencer, İlk Prensipler, s. 22-28.

323  Ernst Cassier, Devlet Efsanesi, çev: Necla Arat, Remzi Kitabevi, İstanbul, (1984), 

s. 35-36.




Yüklə 3,27 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   ...   171




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə