102
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
bulunduğunu hikmetlerinden anlamak hiç de zor değildir. Onlarda Hz. Mu-
hammed tasavvuruyla ilgili şu konuları görmek mümkündür:
a) Hz. Muhammed’in Hayatı
Dîvân-ı Hikmet’in bir çeşit siyer türünde olan 36. Hikmetinde Hz. Muham-
med’in hayat hikâyesine yeri verir. O’nun hayatını gayet yalın bir üslupla şöy-
le özetler:
Muhammed’in bilin zatı Arabtır
Tarikatın yolu bütün edeptir. (…)
Muhammed’i tarif eylesem kemine,
Anasının adı bil Âmine:
Babasının adı Abdullah’tır
Anadan doğmadan ölmüştür.
Muhammed’i dedesi korumuştur
Çıplak açları yoklayandır.
Dedesi biliniz Abdulmuttalib;
Gönülde saklayınız iyi bilip.
8
Dîvân-ı Hikmet’in 46. Hikmetinde de, Hz. Muhammed’in vefatına yer verir
ve şöyle anlatır:
Bir gün geldi EbaBekr Selman ile
Hakk Mustafa niyazını açtı Rahman ile
Herkes gider bu dünyada üzüntü ile
Elin olup Hakk’a vasıl olmak için
Azrâil bir gün geldi ferman ile
Fatıma selam verdi ikram ile
Hakk Mustafa meşgul oldu iman ile
Sıcak bedenden aziz canı vermek için
8
Ahmed Yesevî, Divân-ı Hikmet,s. 129, (Hikmet, 36).
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
103
Rasûl dedi “Sahabeler sessiz olun
Ahirete yollandık siz açık bilin
Oruç tutun, namaz kılın, zekat verin
Cehennemden özünü azad eylemek için...”
Pazartesi günûHakk Mustafa dünyayı bıraktı
Hakk Teâlâ fermanına boynunu sundu
İbn-i Abbas suyunu koydu, Ali yıkadı
Cennet içinde hulle giysisini giymek için
9
Hoca Ahmed Yesevî hayatı ve vefatını böyle anlatmakla birlikte aslında
Hz. Peygamber’in her şeyden önce var olduğuna ve yaratılmış olduğuna da
inanır.
Hz. Peygamber’in nuruyla ilgili Divân-ı Hikmet’te şu beyitler bulunmaktadır.
Ey dostlar bu sözü işitip şevkim arttı
“Ümmet” dedi, iç ve dışım nura battı
Nurunu salıp cemalini Hakk gösterdi
Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte
10
Allah nuru, Allah dostu o Mustafa
Kimler için geldi Rasûl bildiniz mi?
11
Göklerdeki melekler yere indi
Peygamberin nuru ile âlem doldu
12
Bu cihana Muhammed’in nuru doldu
O nur ile iki cihan aydınlanır olmalı
13
Hak Teâlâ habibi, yâ Mustafa Muhammed,
Dertliklerin tabibi, yâ Mustafa Muhammed.
İzhar kıldı Adem’e, Adem’den ta Hatem’e,
Nuru doldu âleme, yâ Mustafa Muhammed.
14
9
Ahmed Yesevî, Divân-ı Hikmet,s. 143, (Hikmet, 46).
10
Ahmed Yesevî, Divân-ı Hikmet,s. 81, (Hikmet, 8).
11
Ahmed Yesevî, Divân-ı Hikmet,s. 133, (Hikmet, 38).
12
Ahmed Yesevî, Divân-ı Hikmet,s. 143, (Hikmet, 46).
13
Ahmed Yesevî, Divân-ı Hikmet,s. 237, (Hikmet, 104).
14
Ahmed Yesevî, Divân-ı Hikmet,s. 406, (Hikmet, 205).
104
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
Bu beyitlerin bazısında onun Nûr-ı Muhammedî anlayışına sahip olduğu-
nun izleri görülmektedir.
b) Peygamberliğinin alameti olarak vahye muhatap olması
Hoca Ahmed Yesevî hikmetlerinde peygamberliğinin alameti ve nişanesi
olarak onun vahiy aldığını vahye muhatap olduğunu şu beyitlerde rastlamak-
tayız.
Cebrâil vahiy getirdi Hak Rasûl’e
Ayet geldi zikr edesin diye parça ve bütüne
Hızır Babam koydu beni işte bu yola
Ondan sonra derya olup taştım dostlar.
15
Rasûl’e vahiy geldi, başından tâcını aldı,
Kalktı hizmetçilik yaptı dervişler sohbetinde.
16
Rasûl’un yaşları kırka varmıştır,
Ki ondan sonra Allah’danvahy yetmiştir.
17
Şeriattan tarikattan beyan oldu
HakikattanKur’ân sözü kelam oldu
Bu cihana Muhammed’in nuru doldu
O nur ile iki cihan aydınlanır olmalı.
18
c) Hz. Peygamber’i farklı kılan bazı üstün özelliklerine yer vermesi
Hoca Ahmed Yesevî eserinde Hz. Peygamber’i hayatını anlattıktan son-
ra O’nu farklı kılan bazı üstün vasıflarına yer verir. Bunları şöyle zikretmek
mümkündür
15
Ahmed Yesevî, Divân-ı Hikmet, s. 107, (Hikmet, 19). Aynı beyitler Fakr-nâme’de de yer almak-
tadır. Bkz. Kemal Eraslan, “Yesevî’nin Fakr-nâme’si”, İÜEFTDED, c. XXII, s. 76; Abdurrahman
Güzel, Ahmed Yesevî’ninFakr-nâme’si Üzerine Bir İnceleme,s. 293.
16
Ahmed Yesevî, Divân-ı Hikmet, s. 216, (Hikmet, 92).
17
Ahmed Yesevî, Divân-ı Hikmet,s. 129, (Hikmet, 36).
18
Ahmed Yesevî, Divân-ı Hikmet, s. 237, (Hikmet, 104).
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
105
Garip, fakir ve yetimlerin halini sorup gözetmesi
Dîvân-ı Hikmet’in 1. Hikmetinde şunları okuyoruz:
Garip, fakir, yetimleri Rasûl sordu
O gece Mirac’a çıkıp Hakk cemalini gördü
Geri gelip indiğinde fakirlerin halini sordu
Gariplerin izini arayıp indim ben işte.
Ümmet olsan, gariplere uyar ol
Âyet ve hadisi her kim dese, duyar ol
Rızk, nasip her ne verse, tok gözlü ol
Tok gözlü olup şevk şarabını içtim ben işte.
Medine’ye Rasûl varıp oldu garip
Gariplikte sıkıntı çekip oldu sevgili
Cefa çekip Yaradan’a oldu yakın
Garip olup menzillerden geçtim ben işte.
Akıllı isen, gariplerin gönlünü avla
Mustafa gibi ili gezip yetim ara
Dünyaya tapan soysuzlardan yüzünü çevir
Yüz çevirerek derya olup taştım ben işte.
19
36. Hikmette de şöyle dile getirir
Rasûl önüne bir yetim gelmiştir
Garip ve müptelâyım deyip söylemiştir.
Rasûl dedi ona: “Ben de yetimim;
Yetimlikte, gariplikte yetişmişim.”
Muhammed dediler: “Her kim yetimdir,
Biliniz, o benim has ümmetimdir.”
Yetimi görseniz, incitmeyiniz;
Garibi görseniz, dağ etmeyiniz.
19
Ahmed Yesevî, Divân-ı Hikmet, s. 63-64, (Hikmet, 1).
Dostları ilə paylaş: |