9
B R NC BÖLÜM
DE ZM
1. Deizm’in Tanımı
lkçağdan beri, filozofları meşgul eden en önemli konular, Tanrı, alem, insan ve bunlar
arasındaki ilişkilerdir
14
. Tanrı düşüncesi, insanlık tarihi boyunca, hemen hemen tüm
insanların üzerinde kafa yorduğu bir konudur. Çünkü dinsel bütün tartışmalar veya
söylemler bir şekilde Tanrı’yla ilişkilidir
15
.
nsanın Tanrı ve evren ile ilişkilerinin değerlendirilmesi sonucu birçok problem ortaya
çıkmıştır. nsanın sahip olduğu özellikler, onun hem düşünce tarihinin tartıştığı
problemleri üretmesine hem de bu tartışmaların merkezine yerleşmesine dayanak
oluşturmuştur.
Bütün bu tartışmalar, farklı dinsel yaklaşımların ve gruplaşmaların oluşmasına neden
olmuştur. Bu ekoller içerisinde Deizm’in modern dünya açısından taşıdığı önem,
diğerlerinden çok daha fazladır. Çünkü modern ve bilimsel düşünce için en önemli
adımlardan biri olan Aydınlanma Felsefesi’nin insanlık tarihine kazandırdığı ve
Aydınlanma Felsefesi’nin filozoflar arasındaki en yaygın dinsel yaklaşımı deizmdir
denilebilir. Günümüzde ise deizm’in sistematik bir öğreti olarak takipçileri ve sözcüleri
olmasa da, oluşturduğu felsefi geleneğin etkisiyle, dinsel inanca sahip olanların bile
yaşamlarında pratik bir şekilde varlığını sürdürdüğü söylenebilir.
O halde, E. Gilson’ın tabiriyle
16
“en zevkli düşünme konularından biri” olan deizm
nedir? Nasıl anlaşılmış? Ne şekilde tarif edilmiştir? Şimdi bu soruların cevabına
bakalım.
14
Bkz. Hilmi Ziya Ülken, Felsefeye Giriş, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara,1968, s.6 vd.
15
Turan Koç. Din Dili, Rey Yayıncılık, Kayseri, 1995, s.23.
16
Etienne Gilson, Tanrı ve Felsefe, Çev. Mehmet S. Aydın, Birleşik Yayıncılık, stanbul, 1999, s.88.
10
Etimolojik açıdan bakıldığında, “Deizm (Deism)”, Latince’de “Tanrı” anlamına gelen
“deus” kelimesinden türetilmiştir. O, Grekçe’de yine “Tanrı” anlamına gelen “theos”
kelimesinden türetilmiş olan “Teizm (Theism)” ile aynı kökten gelmektedir. Aslında
orijinal haliyle her ikisi de Tanrı veya Tanrıların varlığına inanmak anlamına gelmekte
ve bu yönüyle de “Ateizm (Atheism)”in antitezini oluşturmaktaydılar. Fakat zamanla,
deizm, kendine özgü felsefi bir anlam kazanıp “doğal din” kavramıyla özdeşleşirken;
teizm, dini bir havaya bürünerek yaratıcı ulûhiyet anlayışını ifade etmek için kullanılır
olmuştur
17
. Daha sonra, özellikle 16. yüzyıldan itibaren Hıristiyan dünyasında başlayan
felsefi ve teolojik tartışmalarla birlikte, teizm, Ortodoks inançları savunan zihnîyet için;
deizm ise, geleneksel inançlara ters düşen zihnîyet için kullanılmaya başlanmıştır
18
.
Böylece, geleneksel inançları savunan “Teistler” yanında, aklı ön plana çıkaran
“Deistler” ortaya çıkmıştır.
Deizm’in herkes tarafından kabul edilmiş olan ortak bu tanımı tam olarak
yapılamamıştır. Bunun en temel nedeni ise, farklı kültürel ortamların, farklı tanımlara
yol açmasıdır. Yine, Deizim’in kökeninde yer aldığı düşünülen kişilerin, birbirinden
farklı yaklaşımlar ileri sürmeleri ve her kişinin değişik bir duruşa sahip olması bir diğer
neden olarak gösterilebilir. Doğal olarak böyle bir durumun sonucunda, bir kavram
kargaşasıyla karşılaşılmıştır
Bu kavram kargaşasına bir açıklık getirmek ve bugün deizmden ne anlaşıldığını görmek
için bu konuda ulaşabildiğimiz en çok kullanılan tanımları tek tek sıralayarak deizmi
açıklayalım.
- G. C. Joyce’a göre deizm, tarihi ve dini bir harekete isim olma yanında, genelde,
Tanrı’nın doğası ve ona bağlı bir dünya hakkında belli bir görüşü anlatan felsefi bir
harekettir. Önceleri teizmle arasında bir fark yoktu. Fakat daha sonra özellikle din
felsefesi alanındaki çalışmalarla teizmden ayrıldı. Tanrı âlem ilişkisini saatçi-saat
ilişkisi gibi kurgulayıp sadece yaratıcı veya ilk sebep olarak düşünülen bir Tanrı ve
meydana getirdiği ve belli kurallara göre işlemeye terk ettiği bir dünya anlayışı vardır
19
.
- William L. Rees ise deizmi şöyle açıklar: 17. ve 18. yüzyıllarda özellikle ngiltere’de
vahiy yerine aklı koyan bir düşünce hareketidir. Kısaca, âlemi yaratan ama vahiy veya
17
Mehmet S. Aydın, Din Felsefesi, Selçuk Yayınları, Ankara, 1994, s. 173; Orhan Hançerlioğlu, Felsefe
Ansiklopedisi
, Remzi Kitabevi, stanbul, 1993, C.4. s.237-238.
18
Hüsamettin Erdem, “Deizm”, Türk Diyanet Vakfı slam Ansiklopedisi, stanbul 1994, c.9, s.109-110.
19
Muzaffer Ayvaz, Deizm Bilim lişkisi (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), zmir, 2002, s.22
11
mucize gibi herhangi bir yolla ona artık bir daha müdahale etmeyen bir Tanrı’ya, doğru
ile yanlış arasında objektif bir farkın varlığına, hayatın gereğinin doğruyu desteklemek
ve savunmak olduğuna, ruhun ölümsüzlüğüne ve hayatta ahlâki tavır ve davranışların
benimsenmesi gerektiğine inanan bir harekettir
20
.
- Alister E. McGrath’ın tanımlaması ise şöyledir: Özellikle 18. yüzyıl boyunca bir grup
ngiliz yazarın görüşleriyle birçok Aydınlanma fikrinin habercisi olan bir rasyonalizme
dayandırılan bir terimdir. Bu terim çoğunlukla, mutlak yaratıcı olarak kabul edilen fakat
dünya ile devam eden bir ilişki ve bağı reddedilen bir Tanrı anlayışına dayandırılır
21
.
- Stepnen P. Weldon’a göre ise deizm, 17. yüzyıl sonları ile 18. yüzyıl boyunca
Avrupalı ve Amerikalı entelektüeller arasında yaygın olan dini bir harekettir. O,
evrensel bir doğal dinin değerini yüceltirken, özellikle Hıristiyanlık gibi vahye dayalı
bir dini kınar. Deistler dünyanın, yardımsever ve Akıllı bir Tanrı tarafından yaratılan,
matematik açıdan mükemmel evrensel doğa kanunlarına göre yönetildiğine inanırlar
22
.
-Yaradancılık. Yetkin bir kişilik olarak Tanrı’nın varlığına duyulan inanç; ngiltere ve
Fransa’da 16.yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan ve 19.yüzyıla kadar süren eleştirel
din hareketi; vahyi ve vahyin bildirdiği her şeyi reddederek sadece akıl yoluyla
kavranan bir Tanrı’nın varolduğu fikrini benimseyen doğal teoloji veya rasyonel ahlak
anlayışı,
23
- lâhçılık. Her türlü vahyi, ilhamı ve dolayısıyla vahyin bildirdiği Allah’ı, dini, takdiri
inkar ederek sadece akıl ile idrak edilen bir Allah’ın varlığını kabul eden ve teşbihi,
teslisi, peygamberi ve vahyi reddeden tabiî din fikrini benimseyen felsefi okul
24
.
-Yaradancılık. Tanrı’ya inanmakla birlikte, belli bir dinin dogmalarını ve ilkelerini
benimsemeyen; Tanrı’nın evreni yarattıktan sonra onu, kendi yasasına göre işlemek
üzere kendi başına bıraktığını öne süren ve 16. yüzyılda Tanrıtanımazlığın karşıtı olarak
ortaya çıkan, Aydınlanma döneminde ise kilise öğretisini eleştirerek us dinini savunan
öğreti
25
,
20
Aynı yer
21
Aynı yer
22
Aynı yer
23
Ahmet Cevizci, “Deizm”, Felsefe Sözlüğü, Paradigma, Yay. stanbul 1999, s.209.
24
Süleyman Hayri Bolay, Felsefi Doktrinler ve Terimler Sözlüğü, Akçağ Yay., 7. Baskı, Ankara 1997,
s.209-210.
25
Bedia Akarsu, Felsefe Terimleri Sözlüğü, inkılâp Yay., 5.Baskı, stanbul ?, s. 196.
Dostları ilə paylaş: |