Sultan II. Abdülhamid’in Eğitim Politikalarının Mali Bir Veçhesi: Evkâf-ı Münderisenin Maarife Terki
TAED
57* 1847
tedariki hakkında tavsiyelerde bulunulmuştur. Maarif Nezâreti bütçesinin ülke çapındaki iptidâî
mektep muallimlerinin masraflarını karşılamada yetersiz kalacağının altı çizilerek, okulların
öğretmensiz kalmaması için gerekenin yapılması istenmiştir. Tahrirata göre nahiye
merkezlerindeki iptidâî mektep muallimlerinin 100’er kuruş maaşla çalışmalarının onları mali
açıdan rahatlatacağı belirtilerek köylerdeki sıbyan mekteplerinin muallimleri olan imamların
iptidâî mektep muallimliği formasyonu için kaza merkezlerine getirilmesi ve burada rüştiye
muallimlerinden gerekli eğitimi almalarının sağlanması istenmiştir.
27
Bu yazıda münderis
vakıflarla ilgili bir izahat bulunmazken Maarif Nezâretinin mali zorluklarına dikkat çekildiği ve
açılan iptidâî mekteplerin öğretmen açığını kapatabilmek için alternatif çözümler üretildiği
anlaşılmaktadır.
Sadaret’ten kaleme alınan bir arz tezkiresinde (10 Ocak 1898) iptidâî mekteplerin
finansmanı yolunda en önemli kaynak ahalinin yardımları olup bu okullar için yardım ve başka
suretlerle meydana getirilen gelirlerden Maliye’nin binde on civarında vergi almakta olduğu
ifade edilmişti. Yine Maliye tarafından münderis vakıf gelirleri ve münderis vakıflara bağlı
arsalar üzerine ahalinin yardımlarıyla yapılmış bina ve saire, icare-i vahideli
28
gelirler
olduğundan, bunlardan da binde dört oranında vergi alınması kararı Şura-yı Devlet Maliye
dairesinde görüşülmüş ve konu ile ilgili olumlu irade 15 Ocak’ta çıkmıştı. Maarif Nezâretine de
bu gelişme ile ilgili bilgi verilerek gerekenin yapılması istenmişti.
29
Görüldüğü üzere talimat
1884 yılında yayınlanmış olmakla birlikte talimatın müdahil ve temas hâlinde olduğu bürokratik
teamüllerin yerli yerine oturması uzun yıllar almıştır. Bu doğrultuda, ortada bir gelir devri
muamelesi cereyan ettiği için talimatın temas ettiği alanların sadece maarif ve evkâftan ibaret
olduğunu düşünmemek gerekir. Uygulama devam ederken zaman içinde baş gösteren
aksaklıklar durumun mahiyetine göre giderilmeye çalışılmıştır. Mesela maarife devredilen
vakıfların tapuya bağlanması için Defter-i Hakani Nezâreti’nce kaleme alınan bir yazıda tapuya
bağlanan vakıfların senetlerinin taşra maarif idarelerine teslim edilmesi gerektiği bildirilmişti
(1898).
30
Böylece Maarif ve Evkâf Nezâretleri arasında mülkiyet ve aidiyet hususlarında
çıkabilecek anlaşmazlıkların giderilmesi amaçlanmıştı.
27
EMT, s. 27-28.
28
İcare-i vahide; vakfa ait herhangi bir mülkün muayyen bir müddet için (arazi için 3, bina için 1 yıl) kiraya
verilmesi hakkında kullanılan bir tabirdir. Ünal, Osmanlı Tarih Sözlüğü, s. 339.
29
EMT, 26.
30
BOA. MF. MKT. 395/19 (1315.Z.29/21 Mayıs 1898).
1848
* TAED
57
Yakup KARATAŞ
Talimatta, ülke çapında karşılaşılan sorunlara örnek çözümler olması amacıyla kaleme
alınmış sadaret tezkireleri de bulunmaktadır. Bunlardan biri 12 Kasım 1899 tarihli olup
Edirne’ye bağlı Kırkkilise’de bulunan bazı vakıflarla ilgilidir. Sadaka tevliyeti türünden vakıflar
olduğu anlaşılarak gelirleri maarife tahsis edilen bu vakıfların daha sonra mütevellilerinin ortaya
çıkmasıyla yaşanan karmaşa sonunda Evkâf Nezâreti bu vakıfların gelirlerine el koymuş ve
yeniden yapılan incelemelerde bu vakıfların münderis olduğunun anlaşılmasıyla bunlar tekrar
EMT kapsamına alınmıştır. 2 Aralık 1899 tarihli bir Sadaret tezkiresinde ise Konya’da ortaya
çıkarılan 44 vakıftan 33’ünün meşrûtun-lehlerinin mevcut ve kalan 11’inin ise münderis olduğu
anlaşılarak bu 11 vakfın yıllık 3.914 kuruş 5 para tutarındaki gelirlerinin maarife tahsis edilmesi
istenmiştir. Bu örneklerden hareketle tüm vilayet valilerine, müstakil sancak mutasarrıflarına ve
maarif müdürlerine gönderilen bir genelgede iptidâî mekteplerin esas gelir kaynağı olan
münderis vakıfların idaresinde son derece dikkatli olunması emredilmişti.
31
Nezâretten taşra maarif müdürlüklerine yazılan 13 Ekim 1900 tarihli bir yazıda
münderis vakıflar konusundaki uygulamalarda görülen bazı hatalar üzerinde durulmuştu. Söz
konusu vakıfların gelir ve giderlerinin devletin diğer mali alanlarında olduğu gibi ciddiyetle ve
talimatına uygun biçimde yürütülmesinin istendiği bu yazıda, yapılacak tüm harcamaların
nezâretin bilgisi dâhilinde cereyan ettirilmesi istenmiştir. Kimi maarif memurlarının keyfi
hareketlerinin olduğu ve bazı müdürlüklerde maaşlı memurlara münderis vakıf gelirlerinden
ücret ödendiği tespitine yer verilmişti. Bu uygunsuzlukların giderilerek nizamı dışında kimseye
ödeme yapılmaması, tüm ödemelerin nezâretin onayına sunulması ve aksi şekilde davranmaya
devam edenler hakkında kanuni takibat başlatılacağı belirtilmişti. Nezâretin ifadelerine göre
münderis vakıf kayıtlarının, sayılarının, gelir tutarının vs kaydedildiği defterlerin defalarca
istenmesine rağmen vilayetlerce henüz gönderilmediği de anlaşılmaktadır.
32
Talimatta evkâf-ı münderise komisyonları başkanlıklarını maarif müdürlerinin yapması
gerektiği belirtilmişti. Bu uygulamanın zamanla değiştiği anlaşılmaktadır. Zira Maarif
Nezâreti’nden umum maarif müdürleriyle Adliye Nezâretine gönderilen bir yazıda komisyon
başkanlarının fahri, geçici ve ahaliden olması şartı üzerinde durulmuştu (14 Ekim 1901).
33
Başkanlığın maarif müdürlerinden alınarak ahaliden birine verilmesi bu alandaki iş yükü ve
zaman yönetimi konusunda yaşanan sıkıntılardan kaynaklanmış olmalıdır. Aynı yazıda maarif
31
EMT, s. 13-17. Konya’daki münderis vakıflardan burada konu edilen 11 vakfın resmi muamelatı için bk. BOA. MF.
MKT. 395/19 (1315.Z.29/21 Mayıs 1898).
32
EMT, s. 22-23.
33
EMT, s. 29-30.