Sultan II. Abdülhamid’in Eğitim Politikalarının Mali Bir Veçhesi: Evkâf-ı Münderisenin Maarife Terki
TAED
57* 1857
giderleri (masarif-i müteferrika) için bütçede tahsisat olmadığını belirterek söz konusu ihtiyacın
münderis vakıflar ve diğer gelirlerden karşılanmasını tavsiye etmişti.
71
Yukarıda EMT
değerlendirilirken maarife tahsis edilen vakıf gayrimenkullerinin tapuya bağlanması
gerekliliğinden bahsedilmişti. Sivas’ta bu işlem gerçekleştirilirken ilgili dairelerden (Defter-i
Hakani Müdürlüklerinden) tapu muamelatı için harç alındığı belirtilmiş ve bu harcın hangi
tahsisattan ödenmesi gerektiği sorulmuştu. Maarif Nezâreti ise diğer vilayetlerde aynı
durumdaki tapu harçları için münderis vakıf gelirlerinin kullanıldığını ve Sivas’ta da aynı gelir
kaleminin kullanılmasının bir sakıncası olmadığı cevabını vermişti (1900).
72
Münderis vakıf gelirlerinin salt iptidâî mekteplere tahsis edilmiş olmasına rağmen
zaman zaman Rüştiye mektepleri için de kullanılmasına izin verildiği anlaşılmaktadır. Zira
Suriye Vilayetinin 1900 yılında bu doğrultudaki bir talebi üzerine Şam’da açılacak rüştiye
derecesindeki bir kız sanayi mektebi için münderis vakıf gelirlerinin kullanım izni istenmiş ve
Maarif Meclis-i Kebiri bu duruma onay vererek gerekenin yapılmasını emretmiştir.
73
Nezâretin
buradaki esnek tavrı her zaman gösterdiği de iddia edilemez. Zira Suriye Vilayetindeki bazı
gayrimüslim mekteplerinde Türkçe öğretmenlerinin maaşlarının münderis vakıflardan
karşılandığı bilgisinin alınması üzerine bakanlık bunun uygun olmadığını belirterek vilayetten,
söz konusu maaşlar için başka bir kaynak bulunmasını istemiştir.
74
Yine Erzurum’da Hanım
Hamamı Vakfı bahçesinde bulunan medresenin tamiri için 2.000 guruşa ihtiyaç hâsıl olmuş ve
bu meblağın münderis vakıf gelirlerinden karşılanması için Nezâretten izin istenmişti. Bânisi
bilinmeyen ve mektep olarak kullanılan bu yapının tamirinde evkâf-ı münderise gelirlerinin
kullanımı için gerekli izin çıkmıştı.
75
Diğer taraftan aksi durumların da yaşandığı görülmektedir.
Yani münderis vakıflar iptidâî mekteplere ve maarif yardım hissesi de idâdîlere tahsis
edilmişken iptidâî mektepler için maarif hissesinin kullanımına izin isteyen bölgeler de
olmuştur. Böyle bir istekte bulunan Bingazi Mutasarrıflığı, kendi bölgelerinde münderis vakıf
bulunmadığını, mevcut olan Hamidiye İptidâî mektebinin kapanma tehlikesiyle yüz yüze
kaldığını ve dört tane daha iptidâî mektep açmayı planladıklarını ifade etmiştir. Mutasarrıflık
ayrıca bölgenin sosyo-ekonomik yapısını da izah ederek İtalyanların okullarda ücretsiz ders
71
BOA. MF. MKT. 395/14 (1315.Z.23/15 Mayıs 1898).
72
BOA. MF. MKT. 490/34 (1317.Za.4/6 Mart 1900).
73
BOA. MF. MKT. 521/22 (1318.R.27/24 Ağustos 1900).
74
BOA. MF. MKT. 593/46 (1319.Ş.26/8 Aralık 1901).
75
BOA. MF. MKT. 1081/33 (1326.L.16/11 Kasım 1908).
1858
* TAED
57
Yakup KARATAŞ
kitabı dağıttığı bir dönemde münderis vakıf bulunmadığından maarif hissesinin kullanılmasına
izin verilmesinin çok önemli olduğunu da ilave etmiştir.
76
Görüldüğü üzere maarife terk ve tahsis edilen münderis vakıf gelirleri Osmanlı
İmparatorluğunun son yıllarında, ekonomik olanakların oldukça kısıtlı olduğu bir ortamda,
memlekette ilköğretimin yaygınlaşması adına atılmış önemli bir adımdı. Okul binası yapımı
veya kiralanması, öğretmen, hademe, maarif kâtibi maaşları, çeşitli kırtasiye masrafları, maarifi
ilgilendiren mahkeme ve tapu harçları gibi pek çok gider kaleminin bu vakıflar yoluyla
hâlledilmesi son dönem Osmanlı bürokrasisinin mali bir başarısı olarak da mütalaa edilebilir.
Sıkıntılar, Yaklaşımlar
Evkâf-ı münderisenin maarife tahsis edilmesinin sağladığı ekonomik imkânların
yanında, uygulamanın ülke çapında sorunsuz yürütüldüğünü iddia etmek de zordur. Zira yer yer
baş gösteren sıkıntılar ve bürokratik karmaşanın da ayrı bir başlık altında incelenmesi
gerekmektedir. Yine Osmanlı ülkesinin farklı vilayetlerinden elde edilen örneklerle süreçte ne
tür sıkıntılar ortaya çıktığı, nasıl bir yol izlendiği ve ne nitelikte çözümler üretildiği üzerinde
durulacaktır. Resmi kayıtlar incelendiğinde farklı bölgelerde benzer sıkıntıların yaşandığı
görülmekle birlikte bir takım sosyo-ekonomik gerçekliklerin önemli olduğu da dikkat çekmiştir.
Örneğin 1884 yılının Mayıs ayına ait bir kayıtta Van’daki münderis vakıfların tespit
edilememesi bu vakıfların bölgedeki bazı eşrafın kontrolünde olmasına bağlanmıştı. EMT’de
“…şuna buna me’kel olmuş…” şeklinde ifade edilen bu durum, sistemi tıkayan bir sonucu
beraberinde getirmişti. Van’daki görevine yeni başladığı anlaşılan vali, kendinden önceki
dönemde oluşturulan vilayet maarif meclisinin dilek ve şikâyetlerini dikkate alması hususunda
uyarılmıştı.
77
Bir başka örnek de Diyarbekir vilayetine ait olup burada maarif hesabına
kullanılacak 17 adet vakıf tespit edilmişti. Münderis sınıfında değerlendirilen bu vakıflardan
birinin geliri 2000 guruştan fazla iken mütevellisine 1500 guruş ödenmesi gibi aşırılıklar söz
konusuydu. Bu vakıfların idarelerinde ortaya çıkarılan yolsuzlukları teftiş etmek için kurulacak
komisyona maarif müdürünün de katılması istenmiş ve “vakfa hıyanet” edilmesinin
engellenmesi amaçlanmıştı.
78
Bu misallerin bir benzeri 1888 yılında Erzurum’da yaşanmıştı.
Vilayetteki Pir Ali Baba vakfı münderis sınıfında muamele görüyor iken birileri vakıf
yönetiminde hak iddia ederek ücret almak teşebbüsünde bulunmuş ve vilayetçe yapılan tahkikat
76
BOA. MF. MKT. 111/94 (1306.Z.30/27 Ağustos 1889).
77
BOA. MF. MKT. 83/84 (1301.Ş.4/30 Mayıs 1884).
78
BOA. MF. MKT. 86/90 (1302.B.27/12 Mayıs 1885).