Sultan II. Abdülhamid’in Eğitim Politikalarının Mali Bir Veçhesi: Evkâf-ı Münderisenin Maarife Terki
TAED
57* 1861
haksız kazanç kapısı hâline gelmiş olması, ülke genelinde görülebilen bir probleme
dönüşmüştür. Bu durum XIX. yüzyıl Osmanlı vakıf yönetiminin sorunlarını göstermesi
açısından anlamlıdır.
Kimi bölgelerde ortaya çıkarılan münderis vakıf gelirlerinin evkâf idaresince sadece
üçte birinin maarife terk edildiği ve geri kalanının ise vakıf giderleri için kullanıldığı
anlaşılmaktadır. Bu hususun faydalı olmayacağını belirten Kastamonu Valiliği durumu Maarif
Nezâretine iletmişti. Maarif Nezâreti de Evkâf Nezâretine yazarak münderis vakıf gelirlerinin
tamamının maarife tahsis ettirilmesini ve evkâf idaresinin haksız yere el koyduğu üçte ikilik
hissenin de keza hak sahibi maarif idarelerine ödenmesini istemişti (1889).
87
Evkâf idaresinin
üçte birlik kısmı maarife terk ettiği vakıflar “kura-yı mevkufe” denilen vakıf köylerinin öşür
bedelleridir ki bunların gelirlerinin bu şekilde taksiminin padişah iradesi gereği olduğu
anlaşılmaktadır. Zira bunlar emlak ve akar türünden olmayıp tahsisat kabilinden olduğu için
mahiyet itibariyle sadaka tevliyeti sınıfına girmektedirler.
88
Vakıf köyler bedellerinin maarif
sandığına alınabilmesi için öşür vergisinin ihale edildiği dönemde maarif namına ihale edilmesi
veya bu bedellerin karşılığı olarak gerekli mültezim senetlerinin maarif idaresine ciro edilmesi
gerekmektedir.
89
Önemli bir gelir kaynağı olduğu anlaşılan vakıf köylerin öşür bedellerinin
münderis olanlarının tüm gelirlerinin münderis sayılarak evkâftan alınıp maarife terk ve tahsis
edilmesi için maarif Nezâretinin girişimleri devam etmişti.
90
Nezâretlerin kendi aralarındaki veya taşra ile Nezâretler arasındaki iletişim kopukluğu
veya başka türlü sıkıntılar sürecin aksamasına ve bu da gelirlerden hakkıyla istifade
edilememesine yol açmaktaydı. Bir arizada Erzurum maarif müdürü, Erzurum’daki münderis
vakıflardan iki yıl zarfında 2 yük 50.160 guruş (250.160 guruş) gelir elde edildiğini ancak
maliye Nezâretinin bu meblağın maarif hazinesine teslimini mümkün kılan havale-nameleri
göndermemesi nedeniyle vilayet iptidâî mekteplerinin mahvolma noktasına geldiğini belirtmişti.
Hâlihazırda da yaklaşık 100.000 guruş münderis vakıf gelirinin elde edilememesinin sebebi
olarak kurumlar arasındaki bu iletişimsizlik gösterilmekteydi. Müdüre göre sekiz yıldır vilayet
maarifinin ilerlememesinin yegâne sebebi bu maddi imkânların kullanılamamasıdır. Müdür,
valilik ve diğer ilgili makamların acilen uyarılmasını ve bu yolda kanalize edilmesini de
87
BOA. MF. MKT. 107/57 (1306.B.19/21 Mart 1889).
88
BOA. MF. MKT. 98/90 (1305.Ş.27/9 Mayıs 1888).
89
BOA. BEO. 1958/146833 (1320.N.3/4 Aralık 1902).
90
BOA. MF. MKT. 170/106 (1310.Za.20/5 Haziran 1893). Vakıf köy ve mezraların öşür bedelleri ile ilgili vergi
usulleri için bk. Abdurrahman Vefik, Tekâlif Kavaidi, İkinci Kısım, s. 268-269.
1862
* TAED
57
Yakup KARATAŞ
istemiştir (1890).
91
Bu yazıdan bir ay sonra Erzurum maarif müdürlüğü doğrudan Sadaret ile
irtibata geçerek Maliye Nezâretince gerekli havale-nameler gönderilmediğinden münderis
vakıflardan istifade edilemediğini yinelemişti. Maarif Nezâreti de Evkâf ve Maliye
Nezâretlerine iletilmek üzere gerekli yazıların kaleme aldırıldığını ve icabının yapılması için
harekete geçildiğini ifade etmişti.
92
Nezâretler arası çatışmaya bir başka örnek olarak 1900
tarihli bir olay gösterilebilir. Evkâf Nezâreti bu tarihte Sivas Vilayetine bir yazı göndererek
münderis vakıf gelirlerinin maarife terk edilmemesini istemiştir. Bu yazı üzerine Sivas’ta ortaya
çıkan karışıklıktan dolayı Maarif Nezâreti Sadarete bir ariza göndererek Evkâf Nezâretinin bu
tasarruftan vaz geçmesi gerektiğini belirtmiştir. Sadaret de Evkâf Nezâretini uyararak Sivas’a,
münderis vakıflara el konması yönünde yapılan tebligatın geri alınması istenmiştir.
93
Yaşanan sıkıntıların önemli bir sebebi, maarifçe el konulan vakıfların münderis olup
olmadığı konusundaki anlaşmazlıklardı. Vilayet idare meclislerince münderis olduğuna karar
verilerek maarife terk edilen vakıflar daha sonra evkâf muhasebeciliklerinin devreye girmesiyle
mazbut vakıf oldukları ispat edilip yeniden vakıf idaresine alınıyordu. Mesela Bağdat
Vilayetinin Horasan Kazasında Şeyh Mecnun Hz’nin (RH) türbesinin giderleri için Zehre isimli
köyün gelirleri kullanılmakta iken maarifçe bu gelirlere el konmuş, daha sonra evkâf
idaresinden bilgi istendiğinde adı geçen vakfın münderis olmadığı bildirilmişti. Bunun üzerine
vilayet maarif idaresinin girişimini sonlandırması ve adı geçen vakfı evkâf idaresine devretmesi
gerektiği belirtilmişti (1888).
94
1883 yılında da Erzurum’da bulunan Abdurrahman Gazi Türbesi
ve bitişiğindeki caminin bağlı olduğu vakıf münderis kabul edilerek maarife tahsis edilmiş ve
zamanla bu devrin hatalı olduğu yani vakfın münderis olmadığı tahakkuk edince Erzurum
maarif müdürlüğünden bilgi istenmişti (1888).
95
Bundan dört yıl sonra Nezâretten Erzurum
Maarif müdürlüğüne, Abdurrahman Gazi ve Gıyaseddin Dede Zaviyelerinin maarifçe münderis
kabul edilerek el konan bedellerinin vakıf idaresine iade edilmesini ihtiva eden bir emir
gelmişti.
96
Maarifçe el konulan vakıfların münderis olup olmadığının tahkiki aylarca
sürebilmekteydi. Mesela Erzurum’da bulunan Hatuniye ve Yakutiye medreselerinin münderis
olmadığını öne süren Evkâf Nezâreti buraların gelirlerine el koymuştu (Ekim-1905). Sadaret,
91
BOA. MF. MKT. 124/1 (1308.Ca.1/13 Aralık 1890).
92
BOA. MF. MKT. 128/67 (1308.L.16/25 Mayıs 1891).
93
BOA. BEO. 1575/118122 (1318.B.11/4 Kasım 1900). Bu problemin aynısı 1902 yılında Edirne’de de yaşanmış ve
Evkâf Nezâreti münderis vakıf gelirlerinin maarife terk edilmesi yönünde Dâhiliye Nezâreti tarafından uyarılmıştı.
BOA. DH. MKT. 595/58 (1320.B.12/15 Ekim 1902).
94
BOA. MF. MKT. 90/20 (1305.Ca.19/2 Şubat 1888).
95
BOA. MF. MKT. 113/53 (1307.S.25/21 Ekim 1889).
96
BOA. MF. MKT. 142/75 (1309.Za.9/5 Haziran 1892).