Erdem ve mutluluk



Yüklə 32 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə36/77
tarix14.05.2018
ölçüsü32 Kb.
#43822
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   ...   77

Vaat edilen bu iyi şeylere götürecek yol, burada anlatıldığı 
şekliyle insana tuhaf gelebilir, çünkü çaba göstermeden elde 
etmenin ne demek olduğunu pek azımız hayal edebiliriz... Ama 
yine de bu böyledir; siz de göreceksiniz."
13 
Sömürücü karakter "ihtiyaç duyduğum her şeyi alırım" 
ilkesiyle, haydut ve derebeyi atalarına kadar geri gider ve 
buradan da kıtanın tabiî kaynaklarını sömüren 19.yüzyılın 
baronlarına kadar uzanır. Max VVeber'in deyimi ile kâr peşinde 
dünyayı dolaşan "serüven düşkünü" kapitalistler ve "paryalar" bu 
tip insanlardı; amaçları ucuza satın alıp pahalı satmaktı; 
amansız bir şekilde güçlü olmaya ve sen/et kazanmaya 
çalışıyorlardı. 18. ve 19.yüzyıllarda yarışma şartları altında 
işleyen serbest pazar bu tipi desteklemiştir. Çağımızda, kendi 
ülkesinin tabiî ve insanî kaynaklarından çok, zorla ele geçirebile-
cekleri başka bir ülkenin tabiî ve insanî kaynaklarını sömür-
meye kalkan otoriter sistemlerde bu apaçık sömürücülüğün 
yeniden canlandığını gördük. Onlar kuvvetli olanın hakkını ilân 
ettiler ve daha kuvvetli olanın hayatta kalmasını sağlayan tabiat 
yasasına dikkati çekerek bu görüşlerini haklı göstermeye çalış-
tılar. Sevgi ve dürüstlük zayıflık belirtisiydi; düşünme ise korkak-
ların ve yozlaşmış olanların işi olarak görülüyordu. 
Biriktirici yöneliş, 18. ve 19. yüzyıllarda sömürücü yönelişle 
birlikte gitmiştir. Biriktirici tip tutucuydu, amansız bir şekilde 
kazanmaktan çok, sağlam ilkelere dayanan ve daha önce 
kazanılmış olan şeyleri saklamaya yönelen sistemli ekonomik 
amaçlarla ilgileniyordu. Mal-mülk sahibi olma, onun için kendi 
benliğinin simgesiydi ve malını-mülkünü korumak da en üstün 
'
3
 Hal Falvey, Ten Seconds That Will Change Your Life (Chicago: Wilcox and 
Follett, 1946). 
102 
değerdi. Bu yöneliş ona büyük bir güvenip veriyordu; malına-
mülküne sahip oluşu, 19. yüzyılın oldukça sağlam şartları ile ko-
runarak, güvenilebilen ve yönetilebilen bir dünya sağlıyordu ona. 
Püriten ahlâk, iyilik belirtisi olarak iş ve başarı üzerinde dur-
makla, güvenlik duygusunu desteklemiş, hayata anlam kazan-
dırmış ve dinsel bir başarı duygusu vermiştir. Sağlam bir dünya, 
sağlam bir mal-mülk ve sağlam bir ahlâkın bu şekilde kaynaş-
mış olması, orta sınıfın üyelerine, bir ait olma duygusu, güven 
ve gurur veriyordu. 
Pazarlama yönelişi 18. ve 19. yüzyılların ürünü değildir; 
kesinlikle çağımızın ürünüdür o. Ancak son zamanlardadır ki, 
mallarda olduğu kadar insanlarda da, paketleme, etiket ve 
marka adı önem kazanmıştır. İşin temel ilkeleri önemini yitirmiş, 
satışla ilgili temel ilkeler ön plana geçmiştir. Derebeylik 
zamanında sosyal hareketlilik son derece sınırlıydı ve insan 
hayatta ilerleyebilmek için kendi kişiliğinden yararlanamazdı. 
Yarışmalı pazar döneminde -özellikle Amerika Birleşik Devlet-
leri'nde- sosyal hareketlilik oldukça fazlaydı; ancak "malları tes-
lim edebilen" kişi ilerleyebilirdi. Kendi başına servet sahibi 
olabilen tek tek insanlar için fırsatlar, bugün, daha önceki döne-
me göre büyük ölçüde azalmıştır. Hayatta ilerlemek isteyen bir 
kimse, büyük kuruluşlara ayak uydurmak zorundadır ve kendi-
sinden beklenen rolü oynama yeteneği başlıca avantajlarından 
biridir. 
Kişiliğin yitirilmesi, boşu-boşunalık, hayatın anlamsızlığı, 
bireyin otomat haline gelmesi gittikçe artan bir hoşnutsuzluğa 
yol açmış, daha uygun bir yaşama biçimi arama ve insanı bu 
amaca ulaştırabilecek kuralları bulmaya çalışma gibi bir ihtiyaç 
yaratmıştır. Şimdi üzerinde duracağım yaratıcı yöneliş, geliş-
meyi ve tüm imkânlarını gerçekleştirmeyi amaç edinen ve bütün 
ı
 1
27 


öteki etkinliklere ikinci derecede önem veren karakter tipini 
belirlemektedir. 
(3) Yaratıcı Yöneliş 
(a) Genel Nitelikler 
Klasik ve Orta Çağ eserlerinden 19. yüzyılın sonuna 
gelinceye kadar, iyi bir insanın ve iyi bir toplumun nasıl olması 
gerektiğini belirleyebilmek için büyük bir çaba harcanmıştır. Bu 
fikirler, bazen felsefe ve din konularını inceleyen eserlerde, 
bazen de utopia'lar şeklinde dile getirilmiştir. 20. yüzyıl bu gibi 
ideal hayallerin bulunmayışı ile dikkati çekmektedir. Çağımızda 
insanın ve toplumun eleştirici bir gözle incelenmesine önem 
verilmektedir; insanın nasıl olması gerektiği ile ilgili olumlu 
hayaller ancak bu eleştirici analizlerin içerisinde, üstü kapalı bir 
şekilde yer almaktadır. Böyle bir eleştirinin, toplumun düzeltil-
mesi için gereken şartlardan biri olduğuna ve çok büyük bir 
önem taşıdığına şüphe yoktur; ama "daha iyi" bir insanı ve 
"daha iyi" bir toplumu yansıtan hayallerin bulunmayışı, insanın 
kendine ve geleceğine olan güvenini felce uğratma gibi bir etki 
yaratmıştır (ve bunun sonucu olarak da, daha iyi bir insan ve 
daha iyi bir toplumla ilgili hayallere rastlamak imkânsızlaşmıştır). 
Çağdaş psikoloji ve özellikle psikanaliz bu söylenenlerin 
dışında tutulamaz. Freud ve onun izinden gidenler, nevrotik 
karakterin olağanüstü bir analizini yapmışlardır. Bu yazarların 
yaratıcı olmayan karakterle (Freud'un deyimi ile pregenital ka-
» 
rakterle) ilgili klinik tanımlamaları çok geniş kapsamlıdır ve 
doğrudur -kullanmış oldukları kuramsal kavramları yeniden göz-
den geçirmek gerekli olsa bile... Şu var ki, normal, olgun ve sağ-
* Cinsel duygunun, cinsel organlarda toplanacak yerde ağız ve anüsle ilgili 
olduğu çocukluk safhasında kalan karakter tipi. (Çevirenin notu.) 
104 
lıklı bir kişinin karakteri üzerinde seyrek olarak durulmuştur. 
Freud'un genital karakter dediği bu karakter oldukça belirsiz ve 
soyut bir kavram olarak kalmıştır. Freud bunu, ağız ve anüsle 
ilgili cinsel isteğin belirgin durumunu yitirdiği ve karşı cinsten biri 
ile birleşme amacını güden cinsel organların egemenliği altına 
girdiği bir karakter yapısı olarak tanımlamıştır. Genital karakterin 
tanımı, cinsel ve sosyal fonksiyonunu gerektiği şekilde yerine 
getirebilen bir insanın karakter yapısını dile getirmekten öteye 
gidememiştir. 
Yaratıcı karakteri incelerken eleştirici bir analizden daha 
fazlasını yapmak, insanî gelişmenin amacı, aynı zamanda 
hümanist ahlâkın ideali olan tam olarak gelişmiş bir karakterin 
ayırt edici niteliğinin ne olduğunu araştırmak cesaretini 
göstereceğim. Yaratıcı yönelişin Freud'un genital karakteri ile 
ilişkisi üzerinde durmak, bu kavramın açıklanmasında bir 
başlangıç olarak yardımcı olabilir. Gerçekten de, eğer Freud'un 
deyimini libido kuramı içerisinde kullanıldığı şekliyle değil de, 
simgesel olarak kullanacak olursak, bu deyim tam anlamı ile 
yaratıcılığı ifade etmektedir. Çünkü cinsel olgunluk safhasına 
ulaşmak demek, insanın tabiî bir yaratma yeteneğine sahip 
olması demektir; sperma ile yumurtanın birleşmesinden yeni bir 
hayat yaratılmaktadır. Bu çeşit bir yaratma insanda ve hayvanda 
ortak olduğu halde, maddî şeyleri yaratma yeteneği yalnızca 
insanda vardır. İnsan yalnızca akıllı ve sosyal bir hayvan 
değildir. O, aynı zamanda, elinin altında bulunan maddeleri, 
aklını ve hayal gücünü kullanarak değiştirme yeteneğine sahip 
olan yaratıcı bir hayvan olarak da tanımlanabilir. Yaşamak için 
yalnızca yaratabilmekle kalmaz, aynı zamanda yaratmak 
zorundadır. Şu var ki, maddî şeyler yaratma, karakterin bir 
görünüşü olarak yaratıcılığın en sık rastlanan bir simgesinden 
ı
 1
27 


Yüklə 32 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   ...   77




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə