Erdem ve mutluluk



Yüklə 32 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə37/77
tarix14.05.2018
ölçüsü32 Kb.
#43822
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   77

başka bir şey değildir. Kişiliğin yaratıcı yönelişi
14
 temel bir tavrı, 
insan yaşantısının her alanında bir ilişki kurma biçimini ifade 
eder. Başkalarına, kendine ve nesnelere karşı aklıyla, duygula-
rıyla, duyularıyla tepki göstermeyi gerektirir. Yaratıcılık, insanın 
kendi güçlerini kullanma ve kendisinde var olan imkânları ger-
çekleştirme yeteneğidir, insan kendi güçlerini kullanmak zorun-
dadır dediğimiz zaman, insanın özgür olması gerektiğini, güç-
lerini denetleyen herhangi bir kimseye bağımlı olmaması 
gerektiğini söylemek istiyoruz. Aklının ona yol göstermesi ge-
rektiğini de söylemek istiyoruz, çünkü insan ancak güçlerinin ne 
olduğunu, onları nasıl kullanacağını ve ne için kullanacağını 
bildiği zaman kendi güçlerini kullanabilecektir. Yaratıcılık, insa-
nın kendini tüm güçlerinin bir araya gelmesinden oluşmuş bir 
bütün, aynı zamanda bu güçleri gerçekleştirecek bir "aktör" (et-
kin bir yaratık) olarak hissetmesi demektir; kendini kendi güç-
leriyle bir olarak görmesi, aynı zamanda bu güçlerin ondan giz-
lenmemiş, ona yabancılaşmamış olması demektir. 
"Yaratıcılık" deyiminin yol açabileceği bir yanlış anlamayı 
önleyebilmek için, yaratıcılığın ne olmadığı üzerinde kısaca 
durmak iyi olacaktır. 
Genellikle "yaratıcılık" kelimesi bir eser yaratmak, özellikle 
bir sanat eseri yaratmak anlamında kullanılır. Gerçekten de, 
gerçek bir sanatçı yaratıcılığın en iyi örneğidir. Şu var ki, bütün 
sanatçılar yaratıcı değildirler; sözgelişi, alışılagelmiş türden bir 
resim, bir insanın kopyasını tıpkı bir fotoğraf makinesinin yaptığı 
gibi tuval üzerine geçirmek için gereken teknik beceriden fazla 
bir şeyi dile getirmeyebilir. Oysa bir insan, görülebilen ya da 
başkasına açıklanabilen bir şey yaratma yeteneğine sahip olma-
" Bu kitapta kullanılan yaratıcılık kavramı, Özgürlükten Kaçış adlı kitabımda 
belirtmiş olduğum içtenlik kavramının daha genişletilmiş bir şeklidir. 
106 
dan da yaratıcı bir şekilde yaşayabilir, yaratıcı bir şekilde göre-
bilir, hissedebilir ve düşünebilir. Yaratıcılık, akıl ve duygu bakı-
mından sakat olmadıkça, her insanın gerçekleştirebileceği bir 
tavırdır. 
"Yaratıcı" kelimesi aynı zamanda "etkin" (aktif) kelimesiyle, 
"yaratıcılık" da "etkinlik"le karışabilmektedir. Bu iki terim eş-an-
lama gelebilmekle birlikte (Aristoteles'in etkinlik kavramında 
olduğu gibi), çağdaş kullanımında etkinlik kelimesi çoğu zaman 
yaratıcılığın tam tersini ifade eder. Etkinlik, genellikle, belli bir 
enerjinin harcanması ile, var olan bir durumda bir değişiklik 
meydana getiren bir davranış olarak tanımlanmıştır. Buna karşı-
lık, var olan bir durumu değiştiremeyen ya da göze çarpacak 
şekilde etkileyemeyen ve kendi dışındaki kuvvetler tarafından 
etkilenen ya da harekete geçirilen bir insan "pasif" olarak nite-
lenmiştir. Günümüz için geçer olan etkinlik kavramı, yalnızca 
harcanan enerjiyi ve bu enerjinin meydana getirdiği değişikliği 
hesaba katmaktadır. Etkinliklere yön veren temel ruhsal şartlar 
arasında herhangi bir ayrım yapmamaktadır. 
Yaratıcı olmayan etkinliğin bir örneği -aşırı bir durumu dile 
getirmiş de olsa- hipnoz halinde bulunan bir insanın etkinliğidir. 
Derin bir hipnotik kendinden geçiş hali içerisinde bulunan bir 
insanın gözleri açık olabilir, yürüyebilir, konuşabilir, bir şeyler 
yapabilir; "etkinlik" gösterebilir. Etkinliğin genel tanımı ona uygu-
lanabilir, çünkü bir enerji harcamakta ve bunun sonucu olarak 
da bazı değişiklikler çıkmaktadır ortaya. Ama bu etkinliğin özel 
karakterine ve niteliğine dikkat edecek olursak, gerçek aktörün 
(yani etkinlik gösteren kişinin) hipnotize edilmiş olan kişi değil, 
hipnotizmacı olduğunu görürüz; hipnotize edilen kişi, onun tel-
kinleriyle, onun aracılığı ile bir şeyler yapmaktadır. Hipnotik bir 
kendinden geçiş tabiî bir hal olmamakla birlikte, bir insanın etkin 
olabildiği ama gerçek aktör olmadığı, -etkinliğinin, hiçbir şekilde 
107 


denetleyemediği zorlayıcı kuvvetlerden ileri geldiği- bir durumun 
aşırı ama tipik bir örneğidir. 
Yaratıcı olmayan etkinliğin sık sık rastlanan bir örneği, 
çoğu zaman bugünün insanının çılgınca uğraşlarının temelinde 
bulunan şiddetli ya da sürekli, bilinçli ya da bilinçsiz bir endişeye 
karşı gösterilen tepkidir. Çoğunlukla endişeden ileri gelen 
etkinlikle karışmış bir halde bulunmakla birlikte, bir otoriteye 
boyun eğmeye ve bağımlı olmaya dayanan etkinlik, ondan 
farklıdır. Otorite korku, hayranlık ya da "sevgi" uyandırmış 
olabilir -çoğu zaman bu üçü birbirine karışmıştır- ama etkinliğin 
nedeni, gerek biçim gerekse öz bakımından, otoritenin vermiş 
olduğu emirdir. İlgili kişi, otorite onun etkin olmasını istediği için 
etkinlik gösterir ve otorite kendisinden ne yapmasını istiyorsa 
onu yapar. Bu çeşit bir etkinliğe otoriter karakterde rastlanır. 
Onun için etkinlik demek, kendinden daha üstün bir şeyin adına 
hareket etmek demektir. Tanrı adına, eski günler adına, görev 
adına harekete geçmiş olabilir, ama kendi adına değil... Otoriter 
karakter, harekete geçme gücünü, değiştirilmesi ve karşı çıkıl-
ması mümkün olmayan üstün bir güçten alır ve bunun sonucu 
olarak da kendi içinden gelen itici güçlere kulak verecek du-
rumda değildir.'

Bir otomat gibi yapılan etkinlikler de boyun eğerek yapılan-
lara benzer. Burada, apaçık bir otoriteye değil de, kamuoyu, 
kültürel kalıplar, sağduyu ya da "bilim" tarafından.simgelenen 
anonim bir otoriteye gösterilen bağımlılık söz konusudur. İnsan 
ne hissetmesi ya da ne yapması bekleniyorsa onu hisseder ve 
15
 Şu var ki, otoriter karakter yalnızca boyun eğme eğilimini göstermekle 
kalmaz, aynı zamanda başkalarına söz geçirmek de ister. Gerçekte sadistic ve 
masochistic görünüşler her zaman karşımıza çıkmaktadır; yalnızca kuvvet-
lerinin derecesi ve birinin ya da ötekinin daha fazla baskı altına alınmış olması 
bakımından farklıdırlar. (Otoriter karakterin incelenmesi konusunda Escape 
From Freedom'a bakınız: ss. 141 ve sonrası. 
108 
yapar; göstermiş olduğu etkinlik, kendi aklına ve duygularına 
dayanan yaşantılarından değil de, bir dış kaynaktan ileri geldiği 
için içtenlikten yoksundur. 
Etkinliğin en güçlü kaynakları arasında akıldışı tutkuların 
yer aldığını görüyoruz. Cimrilik, masochism, haset, kıskançlık ve 
her çeşit açgözlülükle harekete geçen bir insan etkinlik göster-
mek zorundadır; ama hareketleri özgür ve akla uygun olacak 
yerde, akla karşı ve bir insan olarak da kendi menfaatlerine 
karşıdır. Bu şekilde bir şeye saplanıp kalmış olan bir kimse ken-
di kendini tekrarlar, gitgide daha katı, daha kalıplaşmış bir hal 
alır. Etkin olmasına etkindir, ama yaratıcı değildir. 
Bu etkinliklerin kaynağı akıldışı olsa bile ve etkinlik gös-
teren kişiler özgür ve akla uygun bir şekilde hareket edemeseler 
de, çoğu zaman maddî başarıya götüren önemli birtakım pratik 
sonuçlara ulaşmak mümkündür. Yaratıcılık kavramından söz 
ederken, zorunlu olarak birtakım pratik sonuçlara götüren etkin-
liklerle değil, yaşama süreci içerisinde insanın dış dünyaya ve 
kendine karşı göstermiş olduğu tepki ve yöneliş biçimi ile ilgi-
leniyoruz. İnsanın başarısı ile değil, karakteri ile ilgileniyoruz.
16 
Yaratıcılık, insanın kendine-özgü imkânlarını gerçekleştir-
mesi, kendi güçlerini kullanmasıdır. Peki ama "güç" deyince ne 
anlıyoruz. Bu kelimenin birbiriyle çelişen iki kavramı dile getirmiş 
olması tuhaftır: İnsanın bir şeye gücü yetmesi, yani yetenek ve 
16
 Yaratıcı düşüncenin, tamamlanmamış olmakla birlikte, ilgi çekici bir 
inceleme denemesine Max Wertheimer'in ölümünden sonra yayınlanmış 
Productive Thinkirıg (Nevv York: Harper and Brothers, 1945) adlı eserinde 
rastlıyoruz. Yaratıcılığın bazı görünüşleri Munsterberg, Natorp, Bergson ve 
James tarafından ele alınmıştır; bu konuda Brentano ve Husserl'in ruhsal 
"eylem"le ilgili incelemesine; Dilthey'ın sanat alanındaki yaratıcılık üzerindeki 
incelemesine ve O. Schvvarz'ın Medizinische Anthropologie (Leipzig: Hirzel, 
1929, ss. lll ve sonrası) adlı eserine de bakınız. Şu var ki, bütün bu eserlerde 
problen, karakterle ilişkili olarak ele alınmış değildir. 
ı
 1
27 


Yüklə 32 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   77




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə