475
de 720 doktora ihtiyaç duyuluyordu. Bulaşıcı hastalıkları iyileştirecek
gerekli
hastaneler olmadığı gibi olanların da yatak kapasiteleri yeterli gelmiyordu.
Hastanelerde sıcak su bulunmuyordu. Hastalıkların temel kaynağı olarak gösterilen
kanalizasyon teşkilâtları da henüz yapılmamıştı. Sovyetler, Karakalpakistan’ı kendi
kaderine terk etmiş ve umutsuz bir vak’a olarak görmüştür.
1007
1973–1982 yılları
arasında Moynak’ta 20.000 kişi turistik tatil yapmışken Aral Gölü’nün durumunun
ağırlaşmasıyla turizm de yok olmuştur. Nökis’ten başka diğer şehirlerde
kanalizasyon teşkilâtı bulunmadığı, hatta Nökis’teki kanalizasyon da arıtılamadığı
için şehir ve köylerde bulaşıcı hastalıklar hızla yayılmıştır. Aral Gölü’yle bağlantılı
ekonominin bozulmasıyla Karakalpakistan’da yaşayan insanlar temel gıdalarını bile
alamaz hâle gelmişlerdir.
1008
Devlet dükkânlarında yeterli gıda maddesi bulunmadığı
için halk pazardan alışveriş yapmak zorunda kalmıştır. Pazardaki gıdalar ise oldukça
pahalı satılmıştır. Fiyatlar ekonomiyle bağlantılı olarak giderek artmıştır. 1988
yılında gıda fiyatları pazarda %21 oranında artmıştır. Örneğin patates fiyatı %43,
meyve fiyatı ise %37 oranında yükselmiştir. Böylece zaten ekonomik kriz yaşayan
Karakalpakistan bir de açlık tehlikesiyle uğraşmak zorunda bırakılmıştır.
Sovyet yönetimi, Aral Gölü çevre felâketini uzun yıllar hem halktan hem de
dünya kamuoyundan gizlemiştir. Bu felâket 1985 yılında artık önü alınamaz hâle
gelmiş ve dünya çevrecileri Aral krizine yoğunlaşmıştır. SSCB, göstermelik de olsa
yeni kararlar almaya başlamıştır. Bu kararlardan ilki 17 Mart 1986 tarihinde SSCB
Merkez Komitesi ve SSCB Bakanlar Sovyeti tarafından alınan içme sularının tuzdan
arındırılması projesidir. İkinci karar ise 19 Eylül 1988 tarihinde alınmıştır. Bu kararla
da Aral çevresinde ekolojik düzenin sağlanması, sıhhî durumun iyileştirilmesi
kararlaştırılmıştır. Fakat Sovyetler Birliği’nin 1990 yılında yıkılmaya başlamasıyla
alınan bu kararların çoğunluğu uygulamaya geçirilememiştir. Günümüzde Aral
krizinin ilk aşamada çözüme ulaştırılabilmesi için yaklaşık 45 milyar sum
harcanmalıdır. İlk aşamadan sonra da yaklaşık 100–150 milyar sum gereklidir.
1009
Fakat Aral krizinin çözümünde halkın gördüğü zararlar hesaplanamamaktadır. Yani
Karakalpakistan halkının ne kadar harcamayla zararlarını temin edebileceği yahut
1007
Pravda Vostoka Gazetesi, 22 Şubat 1991.
1008
Aralskiy krizis i puti yego preodoleniya (Aral Kirizinin Çözülme Yolları), Moskva 1990, s. 13–15.
1009
N. F. Glazovskiy, Aralskiy krizis, priçinı vozniknoveniya i puti vıhoda (Aral Krizi, Oluşumunun
Sebepleri ve Çıkış Yolları), AN SSSR, Moskva 1990, s. 46.
476
rahata kavuşabileceği maddî anlamda bilinmemektedir.
Aral Gölü çevresinde
yaşayan ve bu felâketten etkilenen yaklaşık 35 milyon insan yıllar boyu sürecek bir
sefaletin içerisinde yaşamaya mahkûm edilmiştir. Karakalpaklar ve diğer Türk
kavimleri Sovyet yönetiminin sömürüsünden kurtulsalar da bu krizin izlerini yok
etmek için çok çaba sarf edilmesi gerektiği de bir gerçektir. Aral Gölü çevre felâketi
Sovyet yönetiminin yürüttüğü resmî bir politikanın ürünüdür. Bu politika da daha
çok para, daha çok pamuktur.
Bu sorunların tamamı SSCB’nin hâkimiyetinde geçirilmiş 70 yılda
oluşmuştur. Bu ağır miras çözüme kavuşmadan Özbekistan ve Karakalpakistan’a
kalmıştır. Fakat bu büyük sorun Karakalpakistan ve Özbekistan’ın çözebileceği bir
sorun değildir. Bunun için de Özbekistan’ın da içinde bulunduğu Orta Asya Türk
Cumhuriyetleri başkanları bir araya gelerek bu soruna çare aramaya başlamışlardır.
SSCB’nin dağılmasından sonra 1991 yılında Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan,
Türkmenistan ve Özbekistan’ın su ekonomisi başkanları Taşkent’te toplanmış ve
birçok karar almışlardır. 18 Şubat 1992 tarihinde Almaata’da Orta Asya devletlerinin
su bakanları bir araya gelerek suyun nasıl kullanılacağı, birlikte hareket ederek makul
bir çözüm bulunması konusunda karar almışlardır. Ayrıca devletlerarası bir su
komisyonunun kurulmasıyla ilgili bir anlaşma imzalamışlardır.
1010
Sırderya ve
Amuderya sularının paylaşımında belirli bir düzen kurulmuştur. Aral Gölü
probleminin çözümüne yönelik olarak 1992 yılında Nökis’te de bir konferans
yapılmıştır. Özbekistan Bakanlar Kurulu, 2 Eylül 1992 tarihinde aldığı
“Karakalpakistan’daki doğal felâketin sonuçlarından kurtulmak için gerekli çözüm
tedbirlerinin hızlandırılması” kararıyla bu felâkete ne kadar çok önem verdiğini
göstermiştir. Bakanlar Kurulunun aldığı kararların içerisinde bulunan
Karakalpakistan’daki köylerin tamamına elektrik ulaştırılmıştır. 1992–1996 yılları
arasında köylere su kanalları yapılmıştır. Bu su kanalları sayesinde halkın % 59,5’i
içme suyuna kavuşmuştur. İçme suyu sorunu Karakalpakistan için önemli bir
sorundur. Çünkü Türkistan’da bulunan ırmaklar ve göller, sanayi artıkları ve
arıtılmamış kanalizasyon atıkları ile tarım alanlarından gelen gübre sızıntılarıyla
kirlenmektedir. 1988 yılında Sovyetler Birliği’nde ülke çapında alınan örnekler
1010
Karakalpakistannın Jana Tariyhı, s. 481.