Gizli sırlar Öğretisi


SIRLARIN KAYNAĞI NEREDEYDİ?



Yüklə 4,8 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə4/64
tarix29.05.2018
ölçüsü4,8 Kb.
#46588
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   64

SIRLARIN KAYNAĞI NEREDEYDİ?
Bizim  devremizden  önceki  devirlerde,  hep  batmış  bazı  uygarlıklardan  söz
edildiğini  duymuşuzdur.  Günümüze  kadar  gelebilen  yazılı  tarihi  belgelerin
tümü  bunu  doğrulamaktadır.  Bütün  dini  yazıtlar,  Kur’an-ı  Kerim  de  dahil
olmak  üzere,  bu  bilgilerle  doludur.  Tabii  ki,  tüm  eski  toplumların  geleneksel
bilgileri de…
İşin  bir  başka  ilginç  yanı  da,  bir  zamanlar  dünya  üzerinde  hüküm  süren  bu
uygarlıklarla ilgili belgelerin, TC.’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’ün
de  eline  geçmiş  olmasıydı…  Büyük  bir  özenle  bu  belgeler,  ATATÜRK
tarafından  incelenmiştir.  Ancak  ne  yazık  ki,  bu  konuyla  ilgili  resmi
makamlardan günümüze kadar hiç bir açıklama yapılmamıştır. Sadece KANAL
D’de  yayınlanan  SINIR  ÖTESİ  programında  konu  kısaca  da  olsa  kamuoyuna
duyurulabilmişti.
Şimdi,  ATATÜRK’ün  bu  belgeleri  nasıl  elde  ettiğini  sizlere  aktarmak
istiyorum.


ATATÜRK ve SIRLAR BİLGİSİ
Bize öğretilen tarih bilimi yanılıyor mu? M.Ö. 200.000 ile 70.000 arasında
Büyük  Okyanus’ta  Mu  adında  bir  kıta  var  mıydı?  Bu  kıtanın  Avustralya’dan
birkaç  misli  büyük  olduğu,  yüksek  bir  medeniyete  ulaştıktan  sonra  battığı
doğru mu? Atatürk bu kıta ile neden ilgilendi? Yoksa, Türklerin kültür kökeni,
Büyük Okyanus’un derinliklerine kadar mı gidiyordu?
Türklerin  kültür  kökenini  ortaya  çıkartmak,  Atatürk’  ün  en  büyük
isteklerinden biriydi. Cumhuriyetin ilk yıllarından sonra, bu konuya büyük bir
hassasiyetle  eğildi.  Osmanlı  İmparatorluğu’nun  son  dönemlerinde  Türkçülük
akımları  tarafından  yapılan  çalışmalar  derlendi.  Atatürk’ün  isteği  ile  birçok
bilim adamı ve araştırmacı bu alanda çalışmalar yaptı.Yabancı bilim adamları
ülkeye  davet  edildi.  1930  yılında  Türk  Tarih  Kurumu  kuruldu.  Çok  zengin
malzeme ve bilgiler ortaya çıkarıldı. Yine de Türkler’in kültür kökenleri tam
olarak açıklığa kavuşamadı.


MAYA DİLİYLE TÜRKÇE ARASINDAKİ
İNANILMAZ BENZERLİK
1932 yılında Emekli General Tahsin Mayatepek Atatürk’ü ziyaret etti. Maya
dili  ile  Türkçe  arasında  benzerlik  olduğundan  bahsetti.  Mayalar  Meksika’da
yaşamışlar,  Türkler  ise  Orta  Asya’dan  gelmişlerdi.  Aradaki  uzaklığa  rağmen,
Atatürk  konuyla  ilgilendi.  Derhal  Tahsin  Beyi,  Meksikaya  elçi  olarak  atadı.
Ona bu konuyu aydınlatma görevini verdi.
Tahsin  Bey  Meksika’ya  gitti.  Orada  kendisine  Amerikalı  Arkeolog  William
Niven’ın bulduğu tabletlerden bahsettiler. Maya dilinin kökünün bu tabletlerde
olduğu  anlaşılmıştı.  Türkçe  ile  Maya  dili  arasındaki  benzerlikler  de  bu
tabletlerde aranmalıydı.


TABLETLERİN ORTAYA ÇIKARTTIĞI BÜYÜK
SIR
Amerikalı  arkeoloğun  ortaya  çıkarmış  olduğu  tabletler,  Tahsin  Beyi  şaşkına
çevirdi.  Eğer  bunlar  doğruysa,  bilinen  tarih  tamamıyla  yanılıyor  demekti.
Çünkü tabletler M.Ö. 200.000 ile 70.000 arasında Büyük Okyanus’ta yer almış
olan bir kıtadan bahsediyordu…
Bu  kıtanın  adı  “MU”ydu.  Avustralya’dan  bir  kaç  misli  büyüktü.  Yüksek  bir
medeniyete  ulaştıktan  sonra,  bir  dizi  depremler  sonucu  battığı  sanılıyordu.
Acaba Türklerin kültür kökeni de bu kıtadan göç edenlere mi dayanıyordu? İş
gittikçe daha da ilginç bir hale bürünüyordu…


HİNDİSTAN’DAKİ TABLETLER DE AYNI SIR
VARDI
Tahsin  Bey  konuyla  ilgilendikçe,  karşısına  yeni  bilgiler  çıkıyordu.  Bu  kez
kendisine  İngiliz  Albayı  James  Churchward’ın  Hindistan’da  bulduğu
tabletlerden bahsettiler. Bunlar da kayıp MU kıtasıyla ilgiliydi. Churchward 50
yıllık  bir  çalışma  ile  bu  tabletleri  çözmüş  ve  bu  olağanüstü  bilgileri,  5  ayrı
kitapta yayınlamıştı.
Tahsin  Bey,  öğrendiklerini  ve  ortaya  çıkardıklarını  ATATÜRK’e  raporlar
halinde sundu. Atatürk’ün konuya olan ilgisi daha da arttı. Churchward’ın Mu
ile ilgili kitapları getirildi. Atatürk derhal kitapların tercüme edilmesini istedi.
60  kişilik  bir  tercüme  heyeti,  çok  kısa  bir  sürede,  Churchward’ın  kitaplarını
Türkçe’ye çevirdi. Fakat kitaplar basılmadı. Daktilo edilmiş metinler halinde
Atatürk’e teslim edildi.


ATATÜRK’ÜN NOTLARI VE İŞARETLEDİĞİ
YERLER
Tercüme  edilen  metinleri  Atatürk’ün  büyük  bir  dikkatle  okuduğu  biliniyor.
Atatürk insanın yaradılışını anlatan bölümlerle özellikle ilgilenmişti. MU’nun
insanlığın anayurdu olduğunu, nüfusunun 64 milyona kadar çıktığını, ilk insanın
orada  yaratıldığını  anlatan  satırların  altını  çizmişti.  Dünya  üzerindeki  tüm
dinlerin sembollerle anlatmaya çalıştıkları, bu bilgiler ışığında çok daha kolay
çözülmeye başlamıştı.
Atatürk,  MU’da  geçen  Tanrı  kavramıyla  da  ilgilenmiş,  Yaratıcının  insan
aklıyla  anlaşılamayacağı,  şekillendirilemeyeceği  ve  adlandıralamayacağı
üzerinde de durmuştu.
Tercümelerde,  Maya  dilinin  yeryüzünün  ana  dilinden  gelmiş  olduğunu,  tüm
dillerin orada doğduklarını ve anadilin MU dili olduğunu belirten bölümlerin
altı, Atatürk tarafından çizilmiştir.
Atatürk’ü  ilgilendiren  bir  diğer  bölüm,  ırkların  kökeniyle  ilgiliydi.
Anadolu’daki  ilk  insanlar  olan  Karyanlar’ın  asıl  vatanlarının,  Büyük
Okyanus’taki  Easter  Adası  olduğunu  anlatan  bölüm  yine  Atatürk  tarafından
işaretlenmiştir.
Mu’nun  batışını  anlatan  bölümde,  Mu  halkının  “  Ra  Mu,  bizi  kurtar”  diye
bağırmalarını  işaretlemiş  ve  altına  “Demek  ki,  Ra  Mu,  bir  ilahtır”  notunu
düşmüştür.
Birçok  Mu  kökenli  özel  isim  ve  sıfatları,  Atatürk  Türkçe  ile  karşılaştırmış,
notlar almıştı.
Mu’nun  demokrasi  ile  yönetildiğini,  güneş  enerjisinin  aydınlatılmada
kullanıldığını  anlatan  satırları  da  çizmişti.  Ve  bunlar  gibi  daha  yüzlerce  satır,
Cumhuriyetimiz’in  kurucusu  tarafından  çizilmiş,  işaretlenmiş,  sayfa  yanlarına
notlar alınmıştı. Belli ki büyük bir dikkatle bu belgeleri incelemişti.


Yüklə 4,8 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   64




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə