Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe Anabilim Dalı


 HANNAH ARENDT: SENSUS COMMUNIS VE DÜNYA İZLEYİCİSİ



Yüklə 1,65 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə30/37
tarix28.11.2023
ölçüsü1,65 Mb.
#134390
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   37
3.2. HANNAH ARENDT: SENSUS COMMUNIS VE DÜNYA İZLEYİCİSİ 
Kant’ın siyaset ve hukuk felsefesine dair yapılan eleştirilerin hemen hemen tamamı 
Kant’ın kısa politik yazıları olarak bilinen makalelerini temele alarak bir bakış açısı 
oluştururlar. Bu yaklaşımdan farklı olarak Hannah Arendt, Kant’ın “hiçbir zaman bir 
siyaset felsefesi kaleme almadığını” (Arendt, 2019, s. 41) iddia eder ve onun üçüncü 
kritiği olarak bilinen 
Yargı Gücünün Eleştirisi
’nden yola çıkarak, onun politik düşünme 
tarzının kökeninde yer alan fikirlerine eğilir. Bu eğilimin temelinde ise “II. Dünya 
Savaşı’yla insanlığın yitirdiği ortak duyuyu bir politik düşünme tarzı zemininde yeniden 
canlandırmak ve kaybolan insanlık idealini yeniden tesis etmek” yatar (Çörekçioğlu, 
2017, s. 10). Bu amaçla Arendt, Kant’ın 
sensus communis
kavramından hareketle bir 
politik duruş noktası belirler. Arendt’e göre bu kavram, Kant’ın insanın 
toplumsallaşabilirliğinin temeline koyduğu ve salt ihtiyaçlarını karşılama amacıyla değil, 
zihin yetilerini kullanmak için de diğer insanlara bağımlı olduğunu ortaya koyan bir 
kavramdır (Arendt, 2019, s. 47). 
Bu bağlamda Arendt, ilk önce, Kant’ın diğer pek çok düşünürden farklı bir şekilde ele 
aldığı, düşünme eylemine dair bir noktaya dikkat çeker. Düşünmek, insan türünün özelliği 
olan akıl sahibi olmakla ilişkili bir şekilde, eleştirel bir düşünme olarak ele alınacaksa, 
kişinin tek başına yapacağı bir eylem olarak düşünülmemelidir. Diğer insanlara iletilmesi, 
kamuya açık şekilde gerçekleştirilmesi, düşüncenin gerçek işlevi için vazgeçilmez bir 
husustur. Kişi, düşüncelerini diğerlerinin düşünceleriyle sınamadan, önyargılarını ve 
gelenekleri tarafsız bir bakış açısının süzgecinden geçirmeden eleştirel düşünmeyi 
gerçekleştiremez. Arendt, bu iddialarını Kant’ın Marcus Herz’e yazdığı mektuptan 
aktardığı şu pasajla destekler: 


64 
“Mantıklı karşı çıkışlara salt onları çürütmek amacıyla yaklaşmadığımı bilirsiniz
tersine bu karşı çıkışlar üzerinde düşünürken onlarla kendi yargılarımı bir araya 
getiriyorum ve bu karşı çıkışlara en değerli inançlarımı tersine çevirme olanağı 
veriyorum. Böylece kendi yargılarıma başkalarının bakış açısından tarafsız olarak 
bakarak, daha önceki öngörülerim hakkında üçüncü bir bakış açısı geliştirmenin 
mümkün olabileceği umudunu besliyorum” (Akt. Arendt, 2015, s. 342). 
Kant’ın mektubundaki bu düşünceleri, 
Yargı Gücünün Eleştirisi
’nde de sistematik bir 
düzen içerisinde sergilenir. Eleştirel düşünce, başkalarının düşüncelerini hesaba 
katmadıkça gerçek anlamda mümkün olamayacaktır. Başkalarından uzakta gerçekleşse 
de başkaları varmış gibi düşünen kişi, “potansiyel açıdan kamusal olarak nitelenebilecek, 
tüm bakış açılarına açık bir düzlemde hareket eder; başka bir deyişle, Kant’ın dünya 
vatandaşlığı düşüncesini benimser” (Arendt, 2015, s. 343). Böylesi bir düşünme, “
geniş 
düşünme
”dir. 
Geniş düşünme
, kendi için düşünme kavramının yani pasif önyargılardan 
bağımsız düşünmenin, öz çıkarlarımızdan da bağımsız bir hal almasını gerektirir. Yani 
geniş düşünme, hem aydınlanmış bir zihnin düşüncesi olarak kendisinin ve başkalarının 
önyargılardan azade hem de “kategorik imperatif”e uygun olarak, kendi çıkarlarını 
önceleyen değil, herkes için yasa olmasını isteyeceğin bir maksime yönelen bir 
düşünmedir. Arendt’e göre, Kant’ın genel düşünme biçimi, sadece diğerleri üzerine 
düşünmeyi ve geniş bir bakış açısı yakalamamızı sağlar ancak bu geniş bakış açısıyla ne 
şekilde eyleyeceğimizi ise açıklamaz. Dolayısıyla bu, diğerlerini hesaba katarak eyleyen 
bir dünya vatandaşının değil, sadece diğerlerini hesaba katarak düşünen bir dünya 
izleyicisinin bakış açısı olacaktır.
“Kant’ın zihnindeki, kesinlikle, dünya vatandaşının bakış açısıydı. Peki idealistlerin 
kolayca kullandıkları bu ifadenin, ‘dünya vatandaşı’ ifadesinin bir anlamı var mıdır? 
Vatandaş olmak, başka birçok şeyin yanında, sorumluluklara, yükümlülüklere ve 
haklara da sahip olmaktır ve bunların hepsi de sınırlı bir bölgede geçerli olmaları 
durumunda anlam kazanır. Kant’ın dünya vatandaşı aslında 

Yüklə 1,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   37




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə