Hasan kayiklik



Yüklə 124,93 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə3/8
tarix06.10.2018
ölçüsü124,93 Kb.
#72859
1   2   3   4   5   6   7   8

138

AÜÝFD XLVI (2005), sayý I

dýðý için inanç, çocuksu bir kabul durumundadýr. Çocuðun “kolay inanýrlý-



lýk” özelliðine sahip olduðunu söyleyen Hökelekli (1993), onun zihinsel

süreçlerinin yeterince geliþmemiþ olduðunu ve bunun sonucu olarak dü-

þünmeden, þüphelenmeden ve karþý koymadan inanmaya hazýr olduðunu

ifade eder (s. 254).

Ancak unutulmamalýdýr ki, çocuk, yedi yaþýndan itibaren yeni bir döne-

me girmektedir ve bu dönemde sorgulama yavaþ yavaþ kendini göstermek-

tedir

1  


. Ýnançlarýný aklýn denetiminden geçirmek isteyen bu çocuklarýn sayý-

sý, 10–12 yaþlarýnda daha da yükselmektedir (Yavuz, 1983, s. 238–139).

Çünkü Piaget’nin zihinsel geliþim kuramýna göre çocuk yedi yaþýndan itiba-

ren iþlem öncesi dönemden çýkmýþ ve somut iþlemler dönemine girmiþtir.

7–11/12 yaþlarý arasýnda görülen somut iþlemler döneminin özelliði, bu

evrede bulunan çocuðun somut biçimde verilen bilgiyi sistemli ve mantýklý

biçimde iþleyebilmesidir. 12 yaþ ve üzerinde soyut iþlemler dönemine ula-

þanlar ise varsayýmlar yapabilir, mantýksal sonuçlar çýkarabilir ve karmaþýk

sorularý sistemli biçimde çözebilirler (Gander ve Gardiner, 2001, s. 178).

Özellikle somut iþlem evresinde, soyut dinsel konularý yeterince anlayama-

yan çocuklar bir takým güçlükler çekmektedirler. Bu durum da onlarýn zihin-

lerinde bazý soru iþaretlerinin varlýðýný sürdürmesine neden olmaktadýr.

Öyleyse tam olarak þekillenmemiþ olan inanç nasýl iman haline gelmek-

tedir? Allport inancýn geliþmesini yani inancýn iman haline gelmesini tartý-

þýrken üç evre üzerinde durmaktadýr: Birinci evre, duyularýna, hayallerine

ve iþittiklerine ayýrým yapmaksýzýn inanan çocuklarda görülür ve bu evre,



deneyimsizlik ve saflýk evresidir. Çocuðun ilk inançlarý duyduklarýndan olu-

þur. Çünkü çocuk için sözcükler, gerçekler kadar güzeldir. Bu inanç biçimi-

nin bir kýsmý yaþam boyunca sürer. Yetiþkinler arasýnda varlýðýný sürdüren

bazý inançlar, bu sorgulanmayan çocuksu ve irrasyonel inançla ilgilidir.

Ýnanç geliþiminin ikinci evresi, birinci evrenin yeniden þekillenmesi ile

oluþur. Ýnsanýn sahip olduðu çok çeþitli þüpheler, onun yaþamýný alt üst eder

ve onlar zekice düþünmenin olmazsa olmazlarýdýr. Nitekim bir kiþi herhangi

bir teslimiyette olasýlýklarý ortadan kaldýrýncaya kadar yaratýcý düþünce ve

gözleme dayanan baðýmsýz bir inanç oluþturma konusunda özgür deðildir.

Üçüncü evre, olgun inanç evresidir. Olgun inanç, þüphenin dýþýnda geli-

þir ve yaratýcý düþünce onda önemli bir konuma sahiptir. Biz deðerlerimiz

ve duygularýmýza koþut olarak önemli inançlarýmýzý da geliþtiririz. Örneðin

1 Yukarýda çocuðun dokuz yaþlarýnda deðerleri sorgulamaya baþladýðý ifade edilmiþti. Burada

ise sorgulama yaþý yedi olarak verilmektedir. Bu yaþlarýn kesin olmayýp, yaklaþýk deðerleri ifade

ettiðini ve çocuða, çocuðun içinde yetiþtiði aileye ve topluma göre farklýlaþabileceðini belirt-

meliyiz.



139

ben eðitime, insan haklarýna inanýyorum” dediðim zaman, fiziksel varlýðý

olmayan bu objeler, benim tarafýmdan sadece varlýk olarak deðil arzu edilir

ve kiþisel duygusal yapýmla tamamen ahenkli olarak algýlanýr (Allport, 1950,

s. 139–140). Bu arzu ederek duygusal yapýyla ahenk içinde geliþme, iman

için de geçerlidir. Diðer bir ifadeyle, geliþimin üçüncü evresinde, inancýn

nesnesi (Ýslamî anlamda Allah), bireyin yaratýcý düþünce ve duygularýyla

iliþkiye girdiði bir varlýk haline gelir.

Allport’un inanç geliþimi konusundaki bu açýklamasýna göre, bireyin

olgun bir inanca sahip olabilmesi için çocukluk döneminin sözel ve irras-

yonel inancý, daha sonra oluþan þüphelerle sarsýlýp olasýlýklar ortadan kal-

dýrýlarak olgunlaþmaya baþlar. Üçüncü ve son evrede ise þüpheden ayrý ve

yaratýcý düþünceye koþut olarak geliþen inanç olgun bir iman halini alýr.

Ýnancýn olgun iman haline gelmesi, Topçu’nun ifadesiyle onun “insanýn



ruhunda süreklilik kazanmasý ve hayatýna da hâkim olmasý” (1995, s. 139)

anlamýna gelmektedir.

 Bireyde görülen bu inanç geliþimi kendiliðinden olmaz. Onun deðiþim

ve geliþim alt yapýsýný hazýrlayan bazý etkenler vardýr. Bireyin inanç geliþi-

mini etkileyen ve onun inancýnýn iman haline gelmesine zemin hazýrlayan

nedenleri Allport’la ortak bilimsel geleneðe sahip olan ünlü din psikologu

Clark (1961, s. 227–232) “inanç, nasýl iman halini alýr?” sorusunu sorarak

ele alýr. Ona göre inancýn iman haline gelmesinin nedenleri þöyle sýralana-

bilir:

Çocuðun inancýnýn olgunlaþmasýnda ailenin etkisi çok büyüktür. Çocu-



ða sevgi ve kolaylaþtýrýcý dinsel anlayýþla yaklaþýlan ailelerde, çocuk çok

fazla içsel çatýþma yaþamadan dinsel deneyimler yaþar. Bu tür ailelerde ço-

cuðun inancý geliþerek ilerler.

Çevredeki örnek kiþiler de inancýn geliþmesinde yadsýnamaz bir öneme

sahiptir. Ýnançlarýný yaþanan bir iman haline getiren kiþiler diðer bireylerin

inanç geliþimi için canlý bir örnek oluþtururlar.

Bireyin içinde yaþadýðý toplumun oluþturduðu toplumsal kurumlar, onun

inanç geliþimini etkiler. Çeþitli dernekler, okullar, birlikler, camiler insanla-

rýn inanç geliþimine çeþitli biçim ve boyutlarda yön verir. Bu kurumlarla þu

ya da bu þekilde iliþki kuran bireylerin inanç biçimleri, onlarýn etkisiyle az

veya çok deðiþime uðrar.

Dinsel inançlarýn daha canlý bir þekilde yaþanmasýnda mistik deneyim-

ler ve dinsel deðiþimler büyük etki taþýmaktadýr. Bazý olumsuzluklar görül-

mekle birlikte, inancýn olgun iman haline gelmesinde mistik deneyimler ve

dinsel deðiþimlerin etkileri yadsýnamaz. Çeþitli nedenlerle derin dinsel tec-

rübeler yaþayan insanlarýn inançlarý, yaþanan bu deneyime baðlý olarak ol-



Psikolojik Açýdan Ýnanç, Ýman ve Þüphe


Yüklə 124,93 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə