379
Öğr. Gör. İbrahim ÖZCOŞAR
Kaynakça
Tetkik Eserler
Abdulganî Efendi (Abdulganî Fahri Bulduk), Mardin Tarihi, Yayına Hazırlayan
Burhan Zengin, Ankara 1999.
Akyüz, Gabriel, Mardin İli’nin Merkez ve Civar Köylerinde ve İlçelerinde Bulunan
Kiliselerin ve Manastırların Tarihi, Resim Matbaacılık, İstanbul 1998.
Altun, Ara, Mardin’de Türk Devri Mimarisi, İstanbul 1971.
Aydın, Suavi, Kudret Emiroğlu; Oktay Özel ve Diğerleri; Mardin Cemaat Aşiret
Devlet, Toplumsal ve Ekonomik Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul 2001.
Çerme, Vartanuş A., “Ermeni Katolik Kilisesi’nin Kurucularından Melkon
Tazbazyan’ın Hayatı (1654-1716)”, Tarih ve Toplum, C. 31, S. 184,
Nisan 1999.
Eryılmaz, Bilal, Osmanlı Devleti’nde Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi, Risale
Yayınları, İstanbul 1996.
Göyünç, Nejat, XVI. Yüzyılda Mardin Sancağı, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara
1991.
Günay, Ramazan; 259 Numaralı Hicrî 1006–1008 (Milâdî 1598–1600) Tarihli Mardin
Şeriyye Sicilinin Transkripsiyon ve Değerlendirmesi, Basılmamış
Yüksek Lisans Tezi, Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Diyarbakır 2002.
Karpat, Kemal H., “Giriş”, Osmanlı ve Dünya, Ufuk Kitapları, İstanbul 2001.
Ortaylı, İlber; Osmanlı Toplumunda Aile, Pan Yayıncılık, İstanbul 2001.
Parry, Oswald H., Six Months in a Syrian Monastery, Horace Cox, London 1895.
Sadedî, Abdullah Satuf; İstastikî Bazı Bilâd ve Kura Sened 1870, Kırklar Kilisesi
Arşivi.
Mardin Şer’iye Sicilleri
Mardin Şer’iye Sicili, Defter No:
201 (H.1262–1271/M.1845–1855),
220 (H.1315–1317/M.1897–1900),
234 (H.1288–1289/M.1871–1873),
243 (H.1273–1274/M.1856–1858),
TÜRK-ERMENİ İLİŞKİLERİNİN İNANÇ BOYUTU
Doç. Dr. İsa YÜCEER
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi
E-mail: myyuceer@yahoo.com; Tel: 0 432 225 10 25-2444.
Özet
Türk-Ermeni ilişkileri Müslüman-Hıristiyan ilişkilerinin bir
görünümüdür. Farklı iki din mensupları geçmişte bir arada
yaşayıp güzel ilişkiler kurmayı başarmışlardır. İnançlarının
farklı olması onların asırları birlikte huzur içinde geçirmele-
rine engel olmamıştır. Bildiride farklı din ve inançlara sahip
olan toplulukların bu farklılıkları aynı ortamı güven içinde
paylaşmalarına engel olmadığına vurgu yapılacaktır. Karşı-
lıklı olarak hukuka riayet ederek inanca saygı duyarak yaşa-
nabileceğinin örneğinin geçmişte verildiği belirtilecek ve
ilişkilerin inanç boyutuna açıklık kazandırılacaktır.
383
Doç. Dr. İsa YÜCEER
Giriş
Anadolu tarihte farklı kültür, medeniyet ve dinleri barındırmış, çeşitli
düşünce ve felsefî akımları, muhtelif anlayışları ve muhalif kesimleri bir-
likte barındırmıştır. Bölge genelinde Hz. İsa’dan sonra Hıristiyanlık ya-
yılmış, İran’a yakınlığı nedeniyle o toplumun sahip olduğu kültürün de
etkisi olmuş, farklı yerlerde az sayıda Yahudi bulunmuş, İslâm’ın gelişi ile
birlikte bölgeye gelen Müslümanlar İslâm’ı duyurma faaliyeti yürütmüş ve
bölgenin hâkim dini İslâm olmuştur.
Hıristiyanlar kendi içinde Ermeni kiliseleri mensupları fazla, diğerleri
de az oranda varlığını korumuştur. Müslümanlar, bölge halkından kendi ar-
zularıyla İslâm’ı kabul edenler ve başka yerlerden gelip oraya yerleşenler
şeklinde farklı yapıları bulundursa da, hepsi de Müslümanların idaresinde
ve İslâm’ın gölgesinde yaşamışlardır.
Oran itibariyle sürekli Müslümanların sayısında çoğalma söz konu-
sudur. Bu da sadece doğum yoluyla artış değil, diğer din mensuplarından
özellikle de Hıristiyanlardan İslâm’a girenlerle olmuştur. Bu kesimler aynı
mekânı paylaşıp güzel ilişkiler kurmuşlar ve son yüzyıla kadar huzur için-
de gelmişlerdir. Osmanlıların zayıfl aması ve hasımlarının onun yurduna
göz dikmesi sürecinde dış etkenler içteki bu din farklılığından yararlanmış,
ayrı din mensuplarından Hıristiyan Ermenileri kendi çıkarları yolunda ör-
gütler bünyesinde yetiştirmişler ve farklı dinlerin huzur içinde yaşadığı
384
HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER
ortamda huzursuzluk başlatılmıştır. Konunun din motifi ve düşünce ekseni
ele alındığında durumun iç açıcı olmadığı görülür.
Birlikte yaşama sanatının Müslümanların işi olduğu geçmişte görül-
müştür. İslâm gelişinden itibaren diğer din mensuplarıyla güzel ilişkiler
kurmayı başarmış bir dindir. Müslümanlar birlikte yaşadıkları ortamdaki
farklı dinlere mensup kimselerle aynı ortamı kolay paylaşmışlardır. İslâm
Ehl-i Kitap olarak adlandırdığı Yahudi ve Hıristiyanlara ayrı bir yer ve
önem vermiş, kitap ehli/kitaplılar olarak ayrı bir kategoride gördüğü bu
kesimi farklı konumda değerlendirmiş, onları kendine yakın kabul etmiş-
tir. Aynı fi zikî ortamı birlikte paylaşan Müslüman ve Hıristiyan kesimleri
örneklerinin önemli bir boyutu Ermenilerle yaşanmıştır. Farklılıklar hoş-
görüyle karşılanmış, karşılıklı saygı gösterilmiştir. Mabetlerin korunması
ve ibadetlere hürmetle ilgili güzel davranışlar sergilenmiştir.
Burada dikkati çeken husus hâkimiyetin Müslümanların elinde oldu-
ğu ortamda Hıristiyanların himaye görmüş olmasıdır. Hıristiyanların kendi
içinde farklı mezheplerden kaynaklanan birbirlerine karşı sert tutumları
ve acımasızlıkları bilinmektedir. Müslümanlar ise onlara müsamaha gös-
termiş, onların can, mal, iffet, din ve inançlarını, kültür ve geleneklerini
korumalarını sağlamış, varlıklarını sürdürmelerini temin etmiştir. Bu kök-
lü geçmişi görmeden gelecek hakkında sağlıklı görüş belirlemek kolay ol-
mayacaktır.
1. Müslüman-Hıristiyan İlişkilerinin Muhtevası
İslâm geldiğinde bu bölgede Hıristiyanlık insanlar arasında en çok
yaygın din durumundaydı. Birçok millet onu kendine din olarak seçmiş-
ti. İslâm’ın önce Mekke, Medine ve Arap yarımadasında, sonra da İran
ve Bizansta yayılması sürecinde en çok ilişki Hıristiyanlarla kurulmuş-
tur. Bu iki dinin mensupları kendilerini birbirlerine, İslâm da dinler içinde
Hıristiyanlığ’ı ılımlı görmektedir. İnsanlar içinde de Hıristiyanlığ’ı bırakıp
İslâm’a girenlerin sayısı çoğunluktadır. Bunlar kendi arzu ve iradeleri ile
kararlarını bu yönde veren ve tercihini bu şekilde yapan kimselerdir.
İslâm’ın önemli bir özelliği din seçimi konusunu gönül meselesi yap-
masında görülür. Mensubu bulunduğu dinî bırakıp İslâm’a gelenlere Müs-
lüman muamelesi yapılmış, onlara İslâm’ın Müslümanlar hakkında belir-
lediği hükümler uygulanmıştır. İslâm’a gelmeyip kendi dininde kalanları
da dinlerine göre tasnif etmiştir. Örneğin Hıristiyan ve Musevîler’e özel
Dostları ilə paylaş: |