458
HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER
kaydiyye, hüddamiyye, kâtibiyye, çukadariyye gibi görevliler tarafından
alınan bir takım ücretler mirâs paylaşımının her zaman kayıt altına alınma-
masında etkili olmuştur. Varisler bu ücretleri ödememek için mirası mah-
kemeye intikâl ettirmeden aralarında paylaştırmayı daha uygun görmüşler-
dir. Mahkemeye getirilen terekeler daha çok mirasçıların anlaşamadıkları
ve mahkemede bölüşülmesini istedikleri mirâslardır. Terekenin paylaşımı
sırasında eş, çocuklar ve daha sonra anne-baba gelir. Kız çocuklarına dü-
şen mirâs hissesi erkek evlâdın yarısı kadardır
11
. Ermeni kadınlarına ait
terekelerde de bu düzene uyulmuştur.
Ankara, hem Müslüman hem de gayrimüslim unsurların birlikte yaşa-
dığı bir şehirdir. Kanunî devrinde 1 964 Müslüman, 302 Hıristiyan (Rum
ve Ermeni) ve 28 Yahudi hanesi bulunmakta olup, 71 mahallenin tamamı
tamamen Müslüman, 9’u tamamıyla Hıristiyan, 7’si ise Müslümanlar ço-
ğunlukta olmakla birlikte gayrimüslimlerin de yaşadığı bir görünüm arz
etmekteydi
12
. Yine XVI. yüzyılda Ankara şehrinde 200 Ermeni hanesi bu-
lunmaktaydı
13
. XVIII. yüzyılda Ermeniler nüfus bakımından Rum ve Ya-
hudi unsurlardan daha kalabalıktırlar
14
.
İnsanların yaşam düzeyi, maddî durumları hakkında bilgi edinmemi-
zi sağlayan bir gösterge de yaşanılan mekândır. Bu açıdan terekelerinden
bahsedilen kadınların hangi mekânda yaşadıklarına bakalım. Terekelerini
değerlendirdiğimiz kadınların üçü yerleşim bakımından şehrin en gözde
mekânı kalede yaşamışlardır
15
. Kale en eski ve en gözde yerleşim mekânı
olmasının yanında idarî bir birimdir. Şehrin büyük mahallelerinden olan
Keyyalin mahallesinde dört
16
, Behlül mahallesinde ise üç
17
tereke kaydı
bulunmaktadır. Geri kalan terekeler Hacı Mansur
18
, Dibek
19
, Kebkebûr-ı
11 Ömer Ferruh, İslâm Aile Hukuku, Çeviren Yusuf Ziya Kavakcı, Pan Yayınları, İstanbul
1994, s.166-167.
12 Özer Ergenç, XVI. Yüzyılda Ankara ve Konya Klasik Dönem Kent Tarihçiliğine Katkı,
Ankara 1995, s.56.
13 Hrand Andreasyan, Polonyalı Simeon Seyahatnamesi, İstanbul 1964, s.162.
14 Akyüz, XVIII. Yüzyılda Ankara, s.85.
15 Ankara Şer’iye Sicili (AŞS), 131/315, 131/244, 81/517.
16 AŞS, 80/743, 131/268, 131/308, 133/313.
17 AŞS, 133/307, 191/189, 80/807.
18 AŞS, 131/262.
19 AŞS, 80/848.
459
Yrd. Doç. Dr. Jülide AKYÜZ
Müslim
20
, Belkıs
21
, Yakub Naâl
22
ve Sabûni
23
mahallelerinde yaşamış ka-
dınlara aittir. Dikkat edilirse kadınların yaşadıkları mahalleler farklı ma-
hallelerdir, yani Ermeniler Müslümanlar ile aynı mahallede yaşamışlardır.
Hatta Kebkebûr-ı Zımmî adlı bir mahalle olmasına rağmen Kebkebûr-ı
Müslim mahallesini tercih eden Ermeniler de olmuştur. Yine adından da
anlaşılacağı üzere dinî bir hüviyet taşıyan Hacı Mansur mahallesinde Er-
meni kadınlara ait terekeler bulunmaktadır. İncelediğimiz şer’iye sicillerin-
de kırsal kesimden olan Müslüman kadın-erkek terekelerine rastlanmakla
birlikte kırsal kesimden her hangi bir Ermeni kadın terekesi bulunmadığını
belirtelim. Bu durum incelenen sicillerdeki verilerden, Ermenilerin daha
çok şehirde yaşamalarından, ulaşım olanaklarının olumsuzluğu gibi çeşitli
etkenlerden kaynaklanmıştır. Buna ilâveten Osmanlı tebaası olan her din-
den insanın gelenek-görenek, yaşanılan çevre, hayat şartları bakımından
aynı yolu takip etmeleri kaçınılmazdır.
Geride kalan terekelerde kadınların medenî durumları, çocuk sayısı
gibi bilgiler elde etmek mümkündür. Ermeni kadınlardan Dibek mahal-
lesinden Marim’in hiç evlenmediği anlaşılmaktadır. Çünkü mirası erkek
kardeşinin üç oğluna kalmıştır
24
. Evlenmemiş diğer Ermeni kadın kalede
yaşamıştır
25
. Bunlar dışında kale sakinesi Desina
26
ve Hacı Mansur ma-
hallesinden Nazlı’nın çocukları yoktur
27
. Bu kadınların mirasları sadece
zevc-i metrûklarına (terk edilen eş) intikâl etmiştir. Kadınlar muhtemelen
çocukları olmadığı için eşlerinden ayrılmışlardır. Geri kalan 12 Ermeni
kadının toplam 39 çocuğu bulunmaktadır. Bunların 23’ü kız 16’sı erkektir.
Kız çocuk sayısı erkek çocuklara oranla daha fazladır. Behlül mahalle-
sinden Marim 5’i kız 3’ü erkek toplam 8 çocukla en fazla çocuk sahibi
kadındır
28
. Çocuk sayısı ile gelir düzeyi arasında doğru bir orantı bulun-
madığını belirtmek gerekmektedir. Çünkü Marim geride 300 kuruşluk bir
tereke bırakmıştır. 2 531 kuruşluk tereke ile en zengin kadın olan Behlül
mahallesinden Marim ise 1 oğlan ve 1 kıza sahiptir. 109 kuruş değerinde
terekesi olan Kebkebûr-ı Müslim mahallesinden Marim’in 1 oğlu ve 3 kızı
20 AŞS, 80/820.
21 AŞS, 82/183.
22 AŞS, 191/168.
23 AŞS, 133/322.
24 AŞS, 80/848.
25 AŞS, 131/315.
26 AŞS, 131/244.
27 AŞS, 131/262.
28 AŞS, 191/189.
460
HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER
bulunmaktadır. Yani maddî zenginlik çocuk sayısını olumsuz yönde etki-
lememiştir.
XVIII. yüzyılda Ankara’da ailelerin durumu, çocuk sayıları ile ilgili
olarak tereke kayıtlarına dayanan bir çalışmada gayrimüslimlerde çocuk
sayısının fazla olduğu belirtilmektedir
29
. Yine XVIII. yüzyılda sicillerde
yer alan 42’si gayrimüslimlere, 165’i Müslümanlara ait 207 terekeden ha-
reketle 509 çocuğun 133’ü gayrimüslim, 376’sı Müslümandır. Rakamlar
42 gayrimüslim terekesinde 133 çocuğa karşılık, 165 Müslüman tereke-
sinde 376 çocuk yaşadığını ifade etmektedir. Bu kayıtlardaki verilere göre
gayrimüslimlerin çocuk sayıları Müslümanlarınki’nden fazladır
30
. Gayri-
müslimlerin çok çocuk sahibi olmak istemelerinde azınlık psikolojisi ve
çoğalma düşüncesinin etkili olduğu düşünülebilir.
Söz konusu Ermeni kadınların sosyal statüleri nasıldı? Maalesef kayıt-
larda bu konu ile ilgili pek bilgi yer almamıştır. Belgelerin bize söylediği
kadarıyla kadınlardan birinin eşi ticaretle uğraşmaktadır. Bunu kocasının
Kuşakcılar Sûku’nda kardeşi ile ortak bir dükkânı bulunmasından anlıyo-
ruz
31
. Gayrimüslim Ermenilerin miras taksimi için şer’î mahkemeye baş-
vurmaları geleneksel toplum yapısı içerisinde makul bir yaklaşım olarak
görülmekle birlikte gelir düzeyi ve manevî bakımdan üst sınıf Ermenilerin
ve seçkinlerin kendi cemaatlerinin ve kiliselerinin uygulamalarına titiz-
likle itaat etmelerinin de normal bir tutum olduğu belirtilmektedir
32
. Bu
konuda Behlül mahallesinde ve kalede sakine olan iki Ermeni kadınının
durumu farklılık gösterir. Behlül mahallesinden Marim’in sosyal statüsü
diğer Ermeni kadınlardan farklıdır. Bu kadının babası Papas, eşi Acı unva-
nını taşımaktadır
33
. 916 kuruşluk tereke ile maddî açıdan ikinci sırada yer
alan kadının mirasçıları arasında problem yaşandığı ve bu nedenle şer’î
mahkeme tarafından terekenin kayıt altına alındığı anlaşılmaktadır. Kale-
de yaşayan Sare adlı kadının kocası da Acı unvânı ile tanınmaktadır
34
. Bu
unvan ticaret ile uğraşan gayrimüslimler tarafından kullanılmıştır.
Ermeni 16 kadının terekesi değerlendirildiğinde Müslüman kadınlara
kıyasla bazı farklılıklar göze çarpar. Müslüman kadın-erkek terekelerinin
29 Ömer Demirel, “1700–1730 Tarihlerinde Ankara’da Ailenin Niceliksel Yapısı”, Belleten/
LIV, Sayı 211, 1991, s.953.
30 Akyüz, XVIII. Yüzyılda Ankara, s.43.
31 AŞS, 80/743.
32 İlber Ortaylı, Osmanlı Toplumunda Aile, Pan Yayınları, İstanbul 2000, s.70-71.
33 AŞS, 133/307.
34 AŞS, 81/517.
Dostları ilə paylaş: |