Hazirlayanlar



Yüklə 3,37 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə106/189
tarix10.12.2017
ölçüsü3,37 Mb.
#15029
1   ...   102   103   104   105   106   107   108   109   ...   189

323

Yrd. Doç. Dr. Hava SELÇUK



Kilise Tamiri ve Vakıfl ar 

II. Mehmet’in İstanbul’u fethinden sonra, Bursa’daki Ermeni ruhanî 

reisini İstanbul’a getirterek Ermeni Patrikliği’ni kurması ve Patrikliğe bü-

tün Ermenilerin dinî lideri sıfatını tanıyarak din, mezhep ve hatta bir kısım 

cemaat işlerinde yetkili kılması Osmanlı İmparatorluğu’nun Ermeni toplu-

luklarına karşı yakınlığını hoş görüsünü ve güvenliğini göstermektedir

18

.

Osmanlı Devleti, Ermenilerin kiliselerinin tamirine izin vermekte, fa-



kat yeni kilise yapımı pek tasvip etmemekteydi. 

Kilise tamiri ve vakıfl arla alâkalı belgeler: 



Nize köyündeki Manastır harabe halindedir. Bu Manastırın tamir edil-

mesi gerekmektedir

19

.  



Serkiz Kilisesi harabe halindedir

20

.



Meryem Ana Kilisesi için bir vakıf kurulmuştur. Hacı İsa bu vakfa 143 

kuruş vakfetmiştir

21

.



Kadem bint-i İskender Ermeni Kilisesi’nin yoksulları için 225 kuruş 

para vakfetmiştir

22

.



Sisliyan mahallesinde Demirci Budak tarafından bir çeşme yapılmıştır. 

Mihail veled-i Bogos Sisliyan mahallesindeki evinin kirasını bu çeşme için 

vakfetmiş ve çeşmenin tamiri için bu kiranın harcanmasını istemiştir

23

.



Sonuç

XVII. yüzyılda Kayseri’de Müslümanlar ve Ermeniler birbirlerinden 

ayrılmadan hep birlikte yaşamışlardır. Gayrimüslimler istedikleri her za-

man şer’î mahkemeyi kullanmışlardır.  Onların davaları birbirine o kadar 

karışmıştır ki mahkemeyi belirli bir gün değil istedikleri her saatte kullana-

bilmişlerdir. İslâm Hukuku, onların zenginlik, özgürlük, mal ve mülklerini 

korumuş, hatta dinlerini kısıtlama olmaksızın yaşaya bilmelerine imkân 

vermiştir.

18 Osmanlı Arşivi, Yıldız Tasnifi , Ermeni Meselesi–3, İstanbul 1989 

19 KŞS, Defter No: 106, Belge No: 65, s.24.

20 KSŞ, Defter No: 91/I, Belge No: 310, s.147.

21 KSŞ, Defter No: 82, Belge No: 18, s.8.

22 KSŞ, Defter No: 98, Belge No: 315, s.128.

23 KŞS, Defter No: 60/I, Belge No: 60, s.17.





BULGAR ARAŞTIRMACI NİKOLA NAÇOV’UN

BURSA GEZİSİ BAŞLIKLI YAPITINDA

BURSA ERMENİLERİ

Dr. Hüseyin MEVSİM 

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Bulgar Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı

E-mail : hmevsim@hotmail.com; Tel : 0 312 310 32 80-1573




Özet

1859–1940 yılları arasında yaşamış olan Nikola Naçov, 

Uyanış Çağı adıyla bilinen XIX. yüzyıl Bulgar kültürü, halk 

yaratıcılığı ve dönemin önde gelen kişilikleriyle ilgili de-

ğerli araştırmalara imza atmıştır. 1879’un sonbaharında, 

Osmanlı-Rus Savaşı’ndan hemen sonra, yıllar önce İpek 

Han’da abacılık yaparken vefat etmiş olan babasının mi-

rasına sahip çıkmak için doğduğu Kalofer kasabasından 

Filibe-Edirne-İstanbul-Mudanya üzerinden Bursa’ya gelir. 

İlk defa uzun yolculuğa çıkan 20 yaşındaki delikanlı, nere-

deyse günü gününe tuttuğu notlarını 1934 yılında Bursa 

Gezisi. Yolculuk Notları başlığı altında kitaplaştırır. Nikola 

Naçov bu yapıtında Bursa Ermenilerinin toplumsal yaşam-

larına ilişkin ilgi çekici gözlemler ve tanıklıklar bırakır.




327

Dr. Hüseyin MEVSİM



Giriş

1859–1940 yılları arasında yaşamış olan Nikola Naçov, daha çok Uya-



nış Çağı olarak tanımlanan XIX. yüzyıl Bulgar tarihi, halk yaratıcılığı ve 

önemli kişilikleri hakkındaki incelemelerinin yanı sıra, o dönemin kültür 

ve edebiyat merkezlerini konu edinen çok değerli çalışmalara imza atmış 

bir araştırmacı ve bibliyografyacı olarak bilinmektedir. Özellikle Naçov’un 

1920’lerde yayımlanan Bulgar Folklorunda Beyaz Mara Türküsü (Mara, 

Byala Bılgarka, V Naşiya Naroden Epos) ve 1877 Yılına Kadar Bir Bul-

gar Kültür Merkezi Olarak İstanbul (Tsarigrad Kato Kulturen Tsentır Na 

Bılgarite Do 1877 G) başlıklı araştırmaları günümüzde dahi birer değerli 

kaynak niteliğini yitirmemişlerdir. Uzun sayılabilecek yaşamının bazı dö-

nemlerinde öğretmen, memur ve kütüphaneci görevlerinde bulunduğunu 

bildiğimiz Naçov’un edebiyat alanında, konu ve karakterlerini Bulgar ta-

rihinden aldığı öykü ve uzun öykü denemeleri olmuşsa da, eleştirmenlerin 

belirttiği gibi

11

 bunlarda etnografi k ayrıntılara ve tasvir aşırıcılığına düştü-



ğünden dolayı başarılı örnekler sunamamıştır.

Naçov, konumuzla ilgili ve alt başlığı Yolculuk Notları (Pıtni Belejki) 

olan Bursa Gezisi yapıtını 1879’da, Osmanlı-Rus Savaşı’ndan hemen son-

ra kaleme alır, izlenimlerinin bir kısmını 1890’larda çeşitli dergilerde ya-

yımlar, ancak bunları kitap haline 1934 yılında getirir. Yapıtın asıl başlığı 

Do Brusa i Nazad biçiminde olup, Bursa’ya Gidiş ve Dönüş diye çevrilme-

1  “Reçnik na bılgarskata literatura”, Sofya, 1977, cilt 2, s.431.




328

HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER

si gerekir, ancak Türkçe’ye yatkınlığı açısından Bursa Gezisi seçeneğinin 

daha uygun olduğunu sanmaktayız. 20 yaşındaki Naçov’un doğduğu Kalo-

fer

22

 kasabasından Filibe-Edirne-İstanbul üzerinden Mudanya’ya ve bura-



dan da Bursa’ya gelmesinin nedeni, 17 yıl önce, anımsayamayacağı kadar 

küçük yaştayken, uzun yıllar Bursa’da abacılık yapan babasının beklen-

medik vefatından sonra burada kalan mirastan kendi payına düşeni almak 

ve bu yolla elde etmeyi tasarladığı parayla öğrenimini Robert Kolej’de 

sürdürmektir. İlk defa böylesine uzun bir yolculuğa çıkan Naçov gezisini 

ayrıntılı bir şekilde, neredeyse saati saatine kaleme alır. Edindiği bütün 

bilgi ve izlenimlerini kâğıt üzerine döker. Bu notların bugün, Osmanlı-

RusSavaşı’ndan sonraki kritik dönemde Filibe, İstanbul ve Bursa’daki sos-

yal, ekonomik ve kültürel yaşama, İmparatorluktaki ulaşım hizmetlerine 

ışık tuttuğunu, bundan dolayı değerli bir tanık niteliği taşıdığını görürüz. 

Bu gezi notlarının profesyonel ve ünlü bir yazarın kaleminden değil de 

amatör, her gördüğünü yazma eğiliminde olan bir kişi tarafından kaleme 

alınması kanımızca değerini arttırmaktadır. Geçtiği tren duraklarını birer 

birer saymasından tutun, aldığı tren ve gemi biletlerinin fi yatlarına varın-

caya kadar… ayrıntılara giren Naçov, Bursa’da karşılaştığı Ermenilerle 

ilgili de gözlemlerde bulunur. Aslında yazar, Bulgar yaratıcı dikkatini sa-

dece Bursa Ermenileri üzerine odaklama amacını veya kaygısını taşımaz, 

ancak sözü edilen dönemde şehrin önemli unsurları olan Ermeniler de ob-

jektifi ne takılırlar.

Bu yapıtta Nikola Naçov farklı ırk, din ve kültürlerin Osmanlıda bir-

likte yaşama sanatının örnekleri üzerine ilgi çekici gözlemlerde bulunur. O 

yıllarda gemiyle Mudanya’ya ulaşıldıktan sonra Bursa’ya fayton arabala-

rıyla yolculuk eder. 15. sayfada Bir faytona 2 Rum, 1 Türk ve ben bindik, 

faytoncumuz ise Araptı, diye okuruz.

Notların 60. sayfasında geçen; Faytona Manol amcam, ben,  Artin 



Bogosyan adında bir Katolik Ermeni ve Türk olan İbrahim Ağa bindik

Manol amcam yol boyunca eskiden tanıdığı birçok Rum, Ermeni, Yahudi 

ve Türkle karşılaştı. Bunlar onu sevinçle selamlıyor, sorular soruyorlardı 

ifadeleri bu gözlemin bir örneğidir..

Kitabın Bursa Hakkında Bir Şeyler Daha (Oşte neşto za Brusa) baş-

lıklı son bölümünde yazar, şehirle ilgili bilgiler sunarken, burada Ermeni 

Piskoposluğu olduğunu ve 2 Ermeni kilisesi bulunduğunu belirtir. 

2  Koca ile Orta Balkan arasındaki vadide bulunan bu kasaba Osmanlı döneminde çok büyük 

bir abacılık ve kaytancılık merkezidir. 



Yüklə 3,37 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   102   103   104   105   106   107   108   109   ...   189




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə