I uluslararasi



Yüklə 127,96 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə18/163
tarix10.12.2017
ölçüsü127,96 Kb.
#15028
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   163

I. Uluslararası Türklerde Tarih Bilinci ve Tarih Yazıcılığı Sempozyumu
23-25 Ekim 2014 Zonguldak, Türkiye
Eski Türk Yazıtları’nda Tarih ve Sosyal Tarih Üzerine Bir Deneme
33
soyundan geldikleri bî-hakkın ortaya konmuştır.
32
 İşte bu sebeplerle Ortaylı haklı olarak Osmanlı tarihçiliği 
için “Tarihte bu kadar hızlı biçim ve öz değiştiren başka bir edebiyat bulunur mu?”
33
 sorusunu sormaktadır. Bu 
bakımdan ilk Osmanlı tarihçileri ortaya koydukları eserlerle devrinin aynası konumundadırlar.
34
Daha evvelki Türk tarih geleneklerinin aksine Osmanlı tarihçiliğinin ilk kaynakları halkın sözlü olarak ifâde 
ettiği efsane ve destanlara dayanmaktadır.
35
 Ahmedî’nin “İskendernamesi” böyle bir eser olup kendinden sonraki 
tarihçiler tarafından da kaynak olarak kullanılmıştır.
36
 Fetret devrinde yazılan küçük çaplı bazı tarihleri nazara 
almazsak Fatih devrini devlette olduğu gibi Osmanlı tarih yazımında da harikûlade bir asır olduğunu mutlaka 
ifade etmemiz lâzımdır..Bu zamanda daha evvelki İslâm tarihçilerinden de tercümeler yapılmış tarihçilik 
büyük bir gelişme göstermiştir. Enverî, Şükrüllah ve Karamanî Mehmed Paşa, sırasiyle “Düsturname-Behçetü’t-
Tevarih-Tevarihü Selatin’l Osmaniye”
37
tarih eserlerini ortaya koymuşlardır. Bizde “Şehnamecilik” denen “Saray 
tarihçiliği” veya daha doğru deyimle “Resmi tarihçilik” işte elbette bu zamanda yani Fatih Sultan Mehmed 
devrinde başlamıştır.
38
II.Bayazıd devri Osmanlı tarihçiliğinin en güçlü devresidir. Osmanlı tarih yazımında resmî tarihçiliğin 
“Vakanavüslük”adı altında XVIII.yüzyıl başında kurumlaşmasına kadar Aşıkpaşazade, Neşri, Oruç Bey, Hoca 
Sadeddin, Selaniki Mustafa Efendi, Peçevi
39
 gibi büyük tariçiler yetişmiştir. Bunlardan bilhassa “Aşıkpaşaoğlu 
Tarihi”sâde ve akıcı bir dille yazılmasından ötürü
40
 önemini zamanımızda da muhafaza etmiştir. Neşri’nin 
“Cihannüma”sı adından da anlaşılacağı gibi ilk Türkçe yazılı dünya tarihi olması bakımdan pek önemlidir. 
Neşrî sâdece kendinden sonrakilere değil aynı zamanda dünya tarihçilerine de kaynak olmuştur. Fakat Aşıkî’nin 
tarihi “milliyet”rabıtasına dayanması ve Türk tarihini “Oğuzhan” dan başlatarak sıfır noktasına indirmesi ancak 
Cumhuriyet ile kavuşabildiğimiz bir merhaledir; ki artık Türk Tarihi İslâm Tarihi ile değil,”Türk” bir temel 
üzerine binâ edilmeğe başlanmıştır.
41
 Aşıkî aynı zamanda kendi çağdaşları olan İdris-i Bitlisî, Kemâlpaşazâde, 
Hoca Saddettin ve Neşirî’yi de ziyâdesiyle etkilemiştir.
42
 XIV.Osmanlı tarihçiliğindeki bu gelişimeler sonradan 
da olsa dünya tarihçilerinin de ilgisini çekmiş ve Hammer’in meşhûr tarihi bu şekilde ortaya çıkmıştır.
43
Osmanlı’da “Şehnamecilik”,esas “Selimnâme, Süleymannâme” gibi “Gazavatnâme” türleri olarak Kanunî 
Sultan Süleyman zamanında zirveye vurmuştur. Bunlardan en tanınmış olanı Firdevsi’yi örnek alan ve kendisi 
İran’dan gelmiş bulunan Fethullah Arif’in 800 beytlik manzum “Şehnamesi”dir.
44
Yine İran’lı bir Türkmen olan 
Eflatun Şirvanî “Vakanavüslük” öncesi Osmanlı tarih yazımının resmi görevlisi, yani“Şehnâme”esasına dayanan 
resmi tarihçidir. “Gazaname-i Rum” müellifi Kaşifi Fatih devrinde ilk “Gazavatnâmeci”dir;ondan sonra Şâir 
Şehdî,Fethullah Ârif ve Şirvanlı Eflâtun,Şâir Seyyit Lokman aynı göreve getirilmişlerdir.”Şehnamecilik” resmî bir 
makam olduğu için “Vakanüvislik”in başlangıcı olarak düşünülmektedir.
45
 Fakat XVII.yüzyılda müstakil bir 
tarih yazan İbrahim Peçevî, yüksek devlet hizmetlerinde bulunmuş ve Macarca da bildiğinden bu kaynakları da 
kullanmıştır. Solakzâde “Fihrist-i Şahan” ile yine bu devirde Âşıkpaşaoğlu’nun izinden gitmiştir.
46
32 Atsız, Aşıkpaşaoğlu,s.5.
33  Ortaylı a.g.e,s.81.
34  Nevzat Köken, Cumhuriyet Dönemi Tarih Anlayışları ve Tarih Eğitimi,s.1,Yayınlanmamaış doktora tezi,Isparta 2002.
35  Büşra Ersanlı Bahar, İktidar ve Tarih,Türkiye’de “Resmi Tarih” Tezinin Oluşumu, s.41.Afa Yayınları, İstanbul 1992.
36  H.Nejat Göyünç, Tarihçiliğimizin Dünü ve Bugünü”,s.240,TTK.,Ankara 1977.
37  Nevzat Köken,s.3.
38 Ortaylı,Tarih Yazıcılığı,s.86:Köken,a.g.e.,s.3.
39 Ortaylı,a.g.e.,s.82.
40  Köken,a.g.e. ,s.4.
41  Halil İnancık-Bülent Arı,Osmanlı Türk Tarihçiliği Üzerine Notlar, s.216..www.bulentari.com.tr.
42 A.g.e.,s.4.
43  Halil İnancık-Bülent Arı,s.213.
44 A.g.e.,s.223.
45 A.g.e.,224.
46 A.g.e.,s.224.


I. Uluslararası Türklerde Tarih Bilinci ve Tarih Yazıcılığı Sempozyumu
Ali BADEMCİ
34
Bu devirde özel tarzda yazılmış eserler de vardır; bunlar da “Şehnâme” tarzında yazılmış, fakat sâdece 
padişahların değil paşaların da seferler için “Gazavatnâmeler”i konu edilmiştir. Özellikle Hicaz ve Yemen 
fethi için yazılan “Şahnâmeler” batılılar tarafından kendi lisanlarına çevrilecek kadar önemli görülmüşlerdir 
Celâlzâde tarafından yazılan “Tarih-i Mısr-ı Cedîd” önemli bir tarih ve coğrafya eseri olarak itimat edilen 
bir kaynaktır. Arapça kaynaklardan da faydalanan bu eserlerde Feridun Ahmed’in “Münşeatü’s-Selâtin” adlı 
eserinde 625 vesika kullanılarak artık belgesel tarih gibi önemli bir merhaleye ulaşılmıştır.
47
 Yavuz Sultan 
Selim’in Mısır fethinden sonraya denk gelen bu dönemden sonra artık Türk tarihçiliğinin “Arap Ekolü”izinde 
yürüdüğünü ve tarihî olayları başta içtimaî değerlendirmeler olmak üzere çok yönlü inceleyen İbn-i Haldun 
tesirinin başladığını görüyoruz.
48
Bugün Haldun’un “Mukaddime”sinin 
49
 sâdece İslâm ve Osmanlı tarihçiliği 
için değil dünya tarihçliği için de yeni bir ufuk getirdiği kabûl edilmektedir.
XVIII.yüzyılın başından itibaren Osmanlı tarihçiliğinde yeni bir dönem başlamıştır ve bu dönemde artık 
“Resmi Tarihçilik” kurumlaşmış bir devlet müessesesi olarak “Vakanüvislik” diye adlandırılmaktadır.İlk 
“Vakanüvis”sanıldığı gibi Halepli Mustafa Nâima değil Vezir Abdurrahman Paşa’dır.
50
 Vakanüvüsler “Divan-ı 
Hümayun”a bağlı olarak istedikleri şekilde arşiv malzemelerinden faydalanarak, meskukata dayalı, tamamen 
telif çalışmaları yapıyor ve zamanın olaylarını da resmî görüşle tarihlerine geçiriyorlardı. II.Meşrutiyet sonrası 
1909 yılında kadar devam eden “ Vakanavüslük “ kurumu bünyesinden çok çaplı tarihçiler yetiştirmiş
51
ancak 
zikredilen tarihte “Osmanlı Tarih Encümeni”nin kurulmasıyle tarihi görevini tamamlamıştır. İnalcık tablosuna 
göre ikinci Vakanavüs olan döneminin en çaplı tarihçisi Halepli Nâima Mustafa Efendi, şöhretinden 
ötürü ilk Osmanlı tarihçisi olarak adlandırılmıştır. Onun “Nâima Tarihi” hâlâ en önemli Osmanlı tarihi 
kaynaklarındandır
52
. Halepli olması dolaysiyle Arap cemiyetini daha yakından tanıyan ve bilen Nâima’nın İslâm 
ve Arap tarihçiliğinin en büyük ustası Mağrip’li İbn-i Haldun tesiri altında kaldığı hemen hemen bütün yeni ve 
modern çalışmalarda ortaya konmaktadır.
53
 
Nâima’dan sonra Vakanavüs Raşid Mehmed’in “Tarih-i Râşid”
54
adlı Osmanlı tarihi İbrahim Müteferrika 
matbaasında basılan ilk tarih eseri olması bakımdan önem arzetmektedir. Aynı zamanda “Divan-ı Hümayun” 
tarafından matbaanın açılması ile birklikte daha evvelki vakanavüslerin eserlerinin de basılma kararı 
alınmıştır. Son Osmanlı Vakanavüsü Abdurrahman Şeref Efendi’dir. Hattâ bundan evvel 1907’de vefât eden 
Ahmet Lûtfi Bey’den sonra makam 2 yıl kadar boş kalmıştır. Fakat Lûtfi Bey’den evvel “Tarih-i Cevdet” ve 
diğer çalışmaları ile Ahmet Cevdet Paşa gerçekten Vekanüslik devrinin altın çağıdır; ona göre çöküşün kökünü 
tarihte aramak lazımdır. Ortay’lıya göre Cevdet Paşa “Kuru kuru bir tarih değil medeniyet tarihçiliği yapan bir 
mütefekkirdir”.
55
Abdurrahman Şeref Bey her ne kadar Vakanüslük makamını doldurmuşsa da artık makamın 
adı “Tarihi Osmani Encümeni”dir ve görevi saltanatın ilgâsına kadar sürmüştür;
56
 yazdığı “Tarih-i Devlet-i 
Osmaniye”eseri ders kitabı olarak okutulmuştur.
XIX. yy Batı müesselerinin Türk devlet ve cemiyet hayatına uyarlaması hareketlerinin bütünü olan Tanzimatı’n 
da etkisi ile Türk tarihçiliğinde bambaşka bir dönem başlamıştır. Asrın son yarısında “Yeni Osmanlılar Hareketi” 
resmî tarihçiliğin yanında Türk tarih yazımına yeni değerler katmışdır. Elbette Türk aydınlarının Avrupa’da 
fikir hayatını tanıma imkânı bulmaları elbette üzerinde durulması gereken önemli bir meseledir. Çünkü Avrupa 
47 İnalcık,s.224.
48 Köken,s.6.
49  İbn-i Haldun,MukaddimeI-II,Çev.Turan Dursun,Kaynak Yayınları,İstanbul 2013.
50  Bekir Kütükoğlu,Vekyi’nüvis Makaleler,s.112,Fetih Cem.Yay.İstanbul 1994;Karş.İnanlcık,s.229;Köken, s.7.
51  “Vakanavüsler”in tam listesi için Bkz.İnalcık,a.g.e.,s.229
52  Nâima Mustafa Efendi,Tarih-i Nâima,TTK,Ankara 2007.
53 Köken,s.7
54  Râşid Mehmed Efendi- Ç. İ. Âsım Efendi(Zeyl),Tarih-i Râşid,A. Özca,Y. Uğur, B.Çakır,A. İzgöer Yayını, İstanbul 2013.
55 Ortaylı,s.170-71.
56 Kütükoğlu,s.135.


Yüklə 127,96 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   163




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə