29
ESKİ TÜRK YAZITLARI’NDA TARİH
VE SOSYAL
TARİH ÜZERİNE BİR DENEME
Özet
Tarih ilmi ortaya çıkşından itibaren canlılığını muhahaza etmiştir.Hırıstiyanlar’a göre Hz.İsa’nın doğumu,Yahudiler için
Musa’nın “Tur-u Sinâ”da Tanrı emirlerini aldığı yıl,Müslümanlar’a göre de Hz.Muhammmed’in Medine’ye göç ettiği
ve İslâm Devleti’ni kurduğu 622 yılı tarihin başlangıcını teşkil etmektedir.
1
Milletlerden oluşan beşer tarihi içerisinde
her milletin milli tarihinin ne zaman başladığı hususu ise,miilli bünyelerde tartışma halindedir ve bu tartışmaların
milletlerarsı boyutları da hâlâ sürüp gitmektedir.Gerçekten bizde de “Türk Tarihi”nin ne zaman başladığı hususunda
mutabık kalınan bir zaman ve devir de mevcut değildir. İnsanlar birlikte yaşamayı ve bir toplum olarak müşterek
ihtiyaçları ortaklaşa sağlamak için bir düzene ihtiyaçları olduğu anda devlet olmayı öğrenmişler
ve böylece herhalde
tarih materyalları ortaya çıkmaya başlamışitır.Maalesef zaman mefhumu ile çok ilgili olan böyle bir tarih tezahürü
hiçbir dinî,efsanevî ve destanî bilgiler de yer almaz. Ancak böyle ilk kronolojik elementi Ortayalı’nın zikrettiği üzere
dinlerin aydıtlatmaları ile tahmin etmek mümkün olabilmiştir.Her türlü olayın,maddenin veya nesnenin geçmişteki
ve o anki halini konu alan tarih
2
beşeriyetin ilk hayat öyküsü ve sosyolojisidir.Bu bakımdan içtimai sebeb ve sonuçları
ile incelenmeyen tarihin gelecek nesilllerde “tekrrür etmesi” ve hâdiselerden ders alınması kesinlikle mümkün değildir.
Fakat ne yazık ki bu açıdan tetkikler XVII.asırda Avrupa’da,XIX.yüzyıl sonuna doğru ancak Türk tarihçilerinin
dikkatini çekmiştir.
3
Türk Tarih’inde Göktürkler (552-745) zamanına ait “Orhun Yazıtları”gelmiş-geçmiş beşer tarihinin en harika
âbidelerindendir.
4
Şüphesiz ki bu âbideler tarihtir, sosyolojidir, iktisadiyattır, edebiyattır ve aynı
zamanda filololojik
büyük kiymetlerdir.Bu âbidelerin tarih ve sosyal tarih muhtevesı üzerinde çalışmak elbette çok zor bir iştir; bu sebeble
bu küçük çalışmayı “Deneme”nitelemesi ile en alt sıraya yerleştirdik. Daha mütekâmil, daha ilmî çalaışmalara bir
başlangıç teşkil edebilirse maksadımız hâsıl olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Tarih, Sosyal Tarih, Eski Türk Yazıtları
* Gazeteci-Yazar, Tarih Araştırmacısı.
alibademci@gmail.com
1 İlber Ortaylı,Tarih Yazıcılık Üzerine,s.155,2.Baskı,Cedit Nerşriyat,Ankara 2011.
2 E.Semih Yalçın,Türkiye
Cumhuriyeti Tarihi Kaynaklar I,s.1,Siyasal Kitabevi Ankara 2004.
3 Ortaylı,a.g.e.57.
4 Muharrem Ergin,Orhun Âbideleri,s.III,1000 Temel Eser,İstanbul 1970.
Ali BADEMCİ*
I. Uluslararası Türklerde Tarih Bilinci ve Tarih Yazıcılığı
Sempozyumu
The First International History Conscious in The Turks And Historiography Symposium
23-25 Ekim/
October 2014 Zonguldak, Türkiye
I. Uluslararası Türklerde Tarih Bilinci ve Tarih Yazıcılığı Sempozyumu
Ali BADEMCİ
30
Giriş
H.Namık Okun’a göre “Eski Türk Yazıtları”
5
M.Ergin’e göre “Orhun Abideleri”
6
ve V.Thomsen’e göre de “Orhun
Yazıtları”
7
adı ile ifâde edilen taş üzerine yazmalar Güney Sibirya’da Yenisey Irmağı’nın yukarı mecrasına yakın
yerlerde bulunuyor ve varlığı 1890’lardan 170 yıl öncesinde dahi biliniyordu.
8
Bugün Moğolistan toprakları
içerisinde kalan bu bölgenin Karakorum ve Karabalasagun antik kent civârında yapılan kazılarda ise aynı yazı
ile dercedilen fakat ilk bakışta dilleri farklı olduğu sanılan bir takım yazıtlar daha bulunmuştu.
9
İlim dünyasında
bu yazıtlardan ilk olarak Fin Bilgini A.Heikel ve Rus Türklog W.Radlof farkına varmış, dolayısiyle 1891’de
ilk çalışmalar da onlar tarafından yapılmıştır. Fakat Radlof bir madenci Rus heyetiyle birlikte 50-51-52 kuzey
enlemi ile 54-55/63-64 boylamı arasında kalan anıtların sahasını adım adım tetkik etmiştir.
10
Yazıtlar’ın Çinliler
ve Moğollar’a ait olduğu sanılıyordu; fakat Thomsen’in gerek Fin Heyeti(1890) Atlası ve gerekse Radloff’un
yaptığı çalışmalara ait fotoğraflar üzerinde yaptığı tetkilerde bunların Türk lisanı ile yazıldığı ve Göktürkler’e
ait olduğu kesin olarak anlaşıldığı zaman yer yerinden oynamıştı. Hatta bu yazıtların birin kesin tarihi de yine
Danimarkalı Thomsen tarafından 28 Ocak 731 olarak tesbit edilmişti.
11
Türkiye’de batılı âlimlerin yaptığı çalışmalar Cumhuriyet devrinde Türkçe’ye çevrildiği gibi, modern tarih ve
Türkoloji çalışmalarında, oryantalistleri elli yıldan fazla geriden izleyen Türk tarihçi ve türklogları da önemli
gayretler ortaya koymuşlardır. İlk ve en önemli çalışma H.Namık Orkun tarafından yapılmıştır. Ayrıca
Muharrem Ergin, Bahaeddin Ögel,
Ahmet Temir
12
ve yakın zamanda Dr. Talat Tekin
13
de önemli katkılar
sağlamışlardır. Bunların yanında Zeki Velidi Togan ve Abdülkadir İnan gibi Türkolog ve tarihçiler de dolaylı
olarak Yazıtlar’ın kültür inkişafına iştirak etmişlerdir. Thomsen tarafından 1892’de “Yazıtlar” çözüldüğü
zaman, İran-Türkistan-Hindistan gibi zayıf Türk hanedanlarının hüküm sürdüğü ülkelerde “Devlet Tarihçliği”
veya Osmanlı’da olduğu gibi “Vak’anavüsalük” artık yerini batı tarzı tarihçiliğe bırakmıştı. Sürekli bunalım
ve müstemleke hayatı içinde bulunan şarkta elbette batı net olarak görülemiyordu. Fakat Tanzimat’tan
itibaren “Osmanlı” aydınları bunları görmeye başladılar ve belli bir duygu ortamı da böylece ortaya çıktı.
Hattâ aydınlardan etkilenen II.Abdülhamit Macar Türklog Wambery’i Türkistan’a kadar göndermişti.
14
Yine
XIX.yüzyıl ikinci yarısında Radloff ve Vambery’in dünyaya tanıttığı Karahanlı Hanedanı’ndan Yusuf Has
Hacib’in Kudatgu Bilig
15
ve I.Cihan Savaşı ortamında Sadrıazam Talât Paşa’nın himmetiyle Türkolji ve Türk
Tarihine kazandırılan Kaşgarlı Mahmud’un Divanü’l Lügat-İt Türk’ü
16
batılı şarkiyatçılara Türkler’in barbar
ve yağmacı bir millet olmadığını ispat etmediği gibi, işlenmiş bir tarih ve kültür ile yaratılmış bir medeniyetleri
bulunduğunu da ne yazık ki tam olarak ortaya koyamamıştır. Sanıyoruz ki bu görmemezlik “Şark”ın sükût ve
müstemleke hayatlarından ileri geliyordu.
Şüphesiz ki Türk düşünce hayatında
yeni ve büyük değişmelerin; dolâyısiyle ilmî anlayış ile değerlendirmelerin,
batı ile uyumlu olarak süratle değiştiği bir devrede bu yeni bulgular muazzam bir heyacanı ortaya koyduğu
gibi, tarih telâkkilerini de değiştirmiştir. Çünkü yeni bulgular tarih, sosyoloji, inanç, filoloji,
coğrafya, edebiyat
gibi temel değerleri içeriyor ve Türk tarihine yeni ufuklar açıyordu. İşte bu bulguların birer millî doküman ve
5 H.Namık Orkun, Eski Türk Yazıtları, TDK.Yayınları, Ankara 2011.
6 Muharrem Ergin, A.g.e., s.III.
7 V.Thomsen,
Orhon Yazıtları, Çev. Vedat Köker, TDK. Yayınları, Ankara 2002.
8 A.g.e.,s.1. (Thomsen İlk Bildiri).
9 A.g.e.,s.1. (.Thomsen İlk Bildiri)
10 W.Radlof, Sibirya’dan Seçmeler,s.3-5.Çev.Ahmet Temir,Kültür Bakanlığı Yayını,İstanbul 1976.
11 Thomsen,a.g.e.,s.7(İlk Bildiri).
12 Ahmet Temir, Türkoloji Tarihinde W.Radloff Devri, TDK Yayınları, Ankara 1991.
13 Talât Tekin, Orhon Yazıtları, TDK. Yayınları, 4.Baskı, Ankara 2010.
14 A.Vambery, Bir Sahte Derviş’in Orta Asya Gezisi, Çev.A.S.Abdülhalim, Kitabevi Yayınları, İstanbul 2011.
15 Yusuf Has Hacib, Kudatgu Bilig” Çev.
Reşit Rahmeti Arat, TTK, Ankara 1974.
16 Kaşgarlı Mahmud, Divanü’l Lügat-İt Türk, Çev.Besim Atalay, I-IV cilt, TDK, Ankara 2006.