25
BAYANİ’NİN “ŞECERE-İ HAREZMŞAHİ”
ADLI ESERİ VE HİVE TARİH YAZICILIĞI
Özet
Bu bildiride Muhammed Yusuf Bayani’nin Şecere-i Harazmşahi adlı eseri ve Hive tarih yazıcılığına
dair bilgiler anla-
tılmıştır. Orta Asya Türk tarihi içerisinde Hive veya diğer adıyla Harezm bölgesinin önemi büyüktür. Çünkü hem
tarih hem kültür hem de edebiyat alanında önemli eserler bu bölgede ortaya çıkmıştır. Özellikle Timurlular Devleti
ve Harezmşahlar Devleti mirası olan Hive, Semerkant, Buhara, Hokand vb. şehirlerdeki medreselerde yetişen âlimler
önemli eserler yazmıştır. El yazması olarak günümüze kadar gelebilen bu eserlerin incelenmesi ve aktarılmasıyla tarih
yazıcılığının Türklerde önemli bir mesafe kaydettiği görülmektedir. Bu bildirimizde de Harezm tarih yazıcıları Ebülga-
zi Bahadır Han, Mûnis, Âgehî ve Bayani’nin tarihi eserlerine dair bilgiler verilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Muhammed
Yusuf Bayani, Harezm, tarih yazımı, Hive, Munis, Agehi.
Salih YILMAZ*, Dilshoda MUBARAKOVA**
* Doç. Dr., Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, İTBF, Tarih Bölümü, Ankara-Türkiye; Maxim Gorki Enstitüsü, Moskova-Rusya,
salihyilmaz76@gmail.com.
** Doktora
Öğrencisi, Ege Üniversitesi, Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü, Türk Dili ve Lehçeleri BD, İzmir-Türkiye,
dilim_12@yahoo.com.
Giriş
Tarihi ve edebi yönden Türkistan hanlıkları incelendiğinde XVII-XIX. yüzyıllar arasını kapsayan hanlıklar
dönemi önemli bir tarihi safhadır. Orta Asya’da Buhara, Harezm (Hive) ve Hokand hanlıkları kurulmuştur.
İşte bu hanlıklar dönemi aynı zamanda tarih yazımı konusunda da önemli eselerin verildiği bir dönem
olmuştur. Bu çalışmada Hive Hanlığı veya diğer adıyla Harezm bölgesinde yetişen önemli tarihçi Bayani
ve eserinden bahsedeceğiz. Öncesinde de Hive vakanüvisleri olarak adlandırılan Mûnis ve Âgehî’ye dair
bilgiler vereceğiz.
Bu bahsedilen hanlıklar ve kişilerin yaşadığı mekânlar günümüzde Özbekistan Cumhuriyeti sınırlarındadır.
Rusya Çarlığı ve Sovyetler Birliği döneminde Türkistan’da yaşayan topluluklar için
tarih sadece izin verildiği
kadar bilinebiliyordu. Sovyetler Birliğinin yıkılmasından sonra Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ayrı ayrı
bağımsızlıklarını ilan ederek aynı zamanda tarihi ve kültürel miraslarına da sahip çıkmaya başladılar.
Bağımsızlıktan sonra Özbekistan Cumhuriyetinde tarih yazıcılığının geçmişine dair önemli araştırmalar
yapılarak vakanüvislerin yazmış oldukları kitaplar öncelikle tespit edilerek milli tarih yeniden yazılmaya
başlanmıştır. Harezm tarihinin ve tarih yazıcılığının belli başlı öncüleri şöyledir:
1. Ebülgazi Bahadır Han (1603-1663)
Ebülgazi Bahadır Han, Harezm tarihi denilince ilk akla gelen tarihi kişiliktir. “Şecere-i Terâkime” ile
“Şecere-i Türk” adlı eserleri Orta Asya Türk tarihi ve Harezm tarihi açısından önemlidir.
I. Uluslararası Türklerde Tarih Bilinci ve Tarih Yazıcılığı Sempozyumu
The First International History Conscious in The Turks And Historiography Symposium
23-25 Ekim/
October 2014 Zonguldak, Türkiye
I. Uluslararası Türklerde Tarih Bilinci ve Tarih Yazıcılığı Sempozyumu
Salih YILMAZ,
Dilshoda MUBARAKOVA
26
2. Mûnis Harezmî (1778-1829)
Hive (Harezm) Hanlığının en önemli tarihçi ve şairlerinden olan Mûnis eseri olan Firdevsü’l-İķbāl’de ismini
Şīr Muĥammadu’l-mulaķķab bi’l- Mûnis (4b/4) olarak yazmıştır. Buradan anlaşıldığına göre asıl adı Şir
Muhammed, lakabı ise Mûnis’tir. Harezm bölgesinde bulunan Kıyat köyünde doğduğu için Mûnis Harezmî
olarak da bilinir. Eserlerinden anlaşıldığına göre Arapça ve Farsçayı çok iyi bilmektedir. Mûnis’in en önemli
eseri “Firdevsü’l-İķbāl”’dir. Firdevsü’l-İķbāl’in bilinen dokuz yazma nüshası bulunmaktadır. Bunlardan
ikisi St. Petersburg’ta, beşi Taşkent’te, biri Helsinki’de ve biri de İstanbul’dadır. Bu eser efsanevi rivayetten
başlayarak 1825’e kadar Harezm’de geçen olayları inceler. Mukaddime, beş bâb ve sonuç bölümlerini içerir.
Mûnis başlangıçtan 1813’e kadar olan kısmı yazmıştır. Mûnis’in ölümünden sonra bu eseri öğrencisi ve yeğeni
olan Âgehî tamamlamıştır. Mûnis, şark tarihçisi Mirhand’ın umumi tarihe ait meşhur “Ravzatü’s-safâ” adlı
eserinin I. cildini ve II. cildinin I. bölümünü de Farsçadan Çağatay Türkçesine tercüme etmiştir.
3. Âgehî (1809-1874)
Âgehî, onun mahlası olup asıl adı Muhammed Rızâ’dır. Mûnis’in yeğenidir. Hive hükümdarı Allahkulu Han,
sefer sırasında veba salgınında ölen Mûnis’in yerine Âgehî’yi mîrâb olarak atamıştır. 1845 yılında attan dü-
şüp ayağını kırdığından kötürüm kalmıştır. Bu nedenle 1857’de mîrâblık görevinden istifa etmiştir. Âgehî,
Rusların Harezm’i işgalinden (1873) bir yıl sonra 1874’te 65 yaşında vefat etmiştir. Arapça ve Farsçayı çok
iyi bildiği anlaşılmaktadır. Âgehî tarihçilik özellikleri yanında siyaset yönleriyle de bilinir.
En önemli eser-
leri Harezm tarihine dair yazdıklarıdır. Bunlar; “Riyâzü’d-devle” (1884), “Zübdetü’t-tevârih” (1845-1846),
Câmiü’l-vakıât-i sultânî” (1856), Gülşen-i Devlet” (1865), “Şâhidü’l-ikbâl” (1873)” dir. Âgehî aynı zamanda
Mirhand ve Handemir’in tarih ile ilgili eserleri başta olmak üzere Nizâmî’nin “Heft Peyker-i Nizâmî” Sâdî’nin
“Gülistân”, Keykâvus’un “Kâbusnâme”, Mirhand’ın “Ravzatu’s-safâ”, Muhammed Mihrî Astrabâdî’nin “Târih-i
Cihânküşâ-yi Nâdirî”, Zeyneddin Vâsıfî’nin “Bâdae’ül-vakıâ”, Mahmud Gijdüvanî’nin “Miftahü’t-tâlibîn”,
Muhammed Mukim Hırâtî’nin “Tabâkât-i Ekberşâhî”, Muhammed Yusuf Münşî’nin “Tezkire-i Mukimhânî”,
Rızakulı Han Hidayet’in “Ravzatu’s-safâ-yı Nâdirî”, Hüseyin Vâiz Kâşifî’nin “Ahlâk-ı Muhsinî”, Muhammed
Vâris’in “Şerh-i Delâilü’l-hayret”, Câmî’nin “Yusuf ve Züleyhâ”, Bedrettin Hilâlî’nin “Şâh ve Gedâ” gibi eser-
lerini de tercüme etmiştir.
BAYANİ’NİN ŞECERE-İ HAREZMŞAHİ ADLI ESERİ VE TARİH YAZICILIĞI
Harezm tarih yazıcılığına dair en önemli eserlerden birisi Muhammed Yusuf Bayani’nin “Şecere-i Harezmşahi”
adlı eseridir. Çünkü bu eser kendisinden önceki tüm eserlerdeki bilgileri tek kaynakta toplayarak hacimli
ve detaylı bir tarih yazıcılığı ortaya koymuştur. Bu eserde hem Harezm hem de Orta Asya hakkında bilgiler
mevcuttur. Bayani öncelikle Mûnis ve Âgehî’nin eserlerini inceleyerek yaşadığı dönemin olaylarını da ekleyerek
detaylı bir Harezm tarihi yazmıştır. Bu eser 16 bölümden oluşmaktadır. Bayani’nin Şecere-i Harezmşahi adlı
eserinin iki nüshası bilinmektedir. Bu nüshalardan ilki Özbekistan Bilimler Akademisi
El Yazmalar Enstitüsü
fondunda 274 numara ile kayıtlı, 1913 yılında yazılmış ve 517 sayfadır. Özbekistan Bilimler Akademisi Doğu
Bilimleri Enstitüsünde bulunan ve 9596 fond numarası ile kayıtlı ikincisi nüsha ise 1914 yılında yazılmış ve 508
sayfadır. Bu nüsha Muhammed Yakub usta Cumaniyaz tarafından istinsah edilmiştir.
Bayani’nin eserinin diğer bir önemli tarafı ise tarih yazımına dair belli kurallara uymuş olmasıdır. Öncelikle
kronolojik bir düzende ve tarihi olayları objektif bir değerlendirmeyle incelemiştir. Muhammed Yusuf Bayani
Şecere-i Harezmşahi eserin başlangıcında Allah (c.c.), Muhammed (s.a) ve sahabeleri uluğlayan mesnevi beyitler
verilmiştir. Sonrasında ise kitabın yazılış amacı hakkında ayrıntılı bilgiler sunulmuştur. İfadeler şöyledir: ‘…
Olloqulihandin to Muhammad Rahimhani cannatmakani soniyning zamonlariğaça har honning voqeatin bir
mucallada bayon etib, har birin bir isim bila mavsum etdi va ul hazratning ayomi
saltanatlaridin ham kam-
beş yetti yilning voqeotin tahrir silkiga çekti. Mundin sahl zaman ötgandin söng sanayi ming ikki yüz toqsonda
tavuq yili va cavzoning ohiri erdi, Kaufman otliğ guburnatur rus laşkari bila kelip Horezmni sulh bila oldu…
Bu vaqeotdin bir yil miqdori ötgandin söng, Ogahiy ham rahili olami baqo böldi. Alholqim, sanayi ming uç yüz
yigirma töquzdaduri taqriban, qirq ikki yilning voqeasi tahrir qaydiğa kirmay qoldi.
Emdi faqirning zimmasiga
havoladur.’
1
1 Muhammed Yusuf Bayani, Şacaraîi Harezmşahiî, Özbekistan Bilimler Akademisi EE, Taşkent, 1913, No:274, s. 10.