191
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
ler, kendi kendilerini yönetme hakkýný, angarya ve haraçlarý azalt-
ma ve düzenleme hakkýný elde etmek için senyörlerine karþý,
amansýzca savaþýyorlardý. Biraz sonra, kentlerin kendi baðrýnda, üst
tabakalarla, kendileri de kent belediyesinin yönetimine katýlmak
isteyen zanaatçý loncalarý arasýnda ve ensonu, bir yanda zengin kent-
lilerle zanaat ustalarý, öte yanda kalfalar ve çýraklar olmak üzere,
bunlar arasýnda savaþým baþladý; bu sonuncularý, halkýn en yoksul
tabakalarý da destekliyordu.
Halk Ayaklanmalarýnýn Rolü
Köylülerin sýnýf savaþýmý, çoðu zaman yoksul kentliler tarafýn-
dan destekleniyordu. Bu gibi durumlarda, toplumsal çeliþkiler büs-
bütün alevleniyordu. 13. ve 14. yüzyýlda, köylü ve yoksul kentli
ayaklanmalarý dalgasý hemen hemen bütün Avrupayý kapladý.
Küçük Çobanlar isyaný denen 1251 isyanýný; Hollandanýn güneyin-
deki ve Fransadaki 1320 halk hareketini; 1305 ve 1307 yýllarý arasýnda
Ýtalyayý sarsan ve Dolcino tarafýndan yönetilen hareketi; Fransada,
[sayfa 223]
1357 ve 1358in Etienne Marcel ve Jacqueire ayaklanmasýný;
Ýngilterede, 1381de, Wat Tyler isyanýný; Bohemyada 15. yüzyýlýn
baþýnda Hussiteler (hüsçüler) devrimci hareketlerini belirtmek ge-
rekir.
Büyük halk ayaklanmalarý, Asyada, açýlýp geliþmiþ feodalite
çaðýný belirledi. Baðdat Halifeliðinde, 8. ve 9. yüzyýllarda halk ayak-
lanmalarýndan; Delhide (Kuzey Hindistan) 14. yüzyýlýn baþýnda, Hacý
Molla yönetimindeki yoksullarýn baþkaldýrmasýndan; Çinde 9. yüz-
yýlda köylü savaþýndan ve 14. yüzyýlda Kýrmýzý Mendiller hareke-
tinden; Korede, 1233teki ve 15. yüzyýlýn ikinci yarýsýndaki
baþkaldýrmalardan sözedilmektedir. 15-16. yüzyýllarda Japonyada
isyanlar oldu, vb..
Bu halk hareketlerinin herbirinin kendi özellikleri vardý. 1320
halk hareketi ve Jacquerie ayaklanmasý, meta-para iliþkilerinin hýzlý
geliþmesi sýrasýnda artan sömürüye karþý, yýðýnlarýn yanýtý oldu. 1320
hareketi, özellikle Yahudi tefecilere yönelmiþti. Jacquerie ayaklan-
masý, aslýnda, köylülerin yýðýnsal yoksullaþmasýna neden olan Yüz-
yýl Savaþlarýnýn sonucuydu. Jacquerie ayaklanmasýna katýlanlarýn
bir tek programlarý vardý: bütün feodal senyörlerin varlýðýný orta-
dan kaldýrmak. Feodal topraklara saldýrýyorlar, köylü angarya liste-
192
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
lerini yakýyorlardý.
Wat Tyler isyaný, tersine, iki program ileri sürüyordu. Bunlar-
dan biri, köylülerin kiþisel baðýmlýlýðýnýn kaldýrýlmasýný, angaryanýn
yerine bir küçük çiftlik kirasýnýn konmasýný vb. istiyordu. Öteki pro-
gram, daha devrimci oldu. Bu programýn yandaþlarý, yalnýz kiþisel
baðýmlýlýðýn kaldýrýlmasýný deðil, senyörlerin kendi topraklarýna ekle-
dikleri komünal topraklarýn geri verilmesini, kilise topraklarýnýn köylü-
lere verilmesini ve çeþitli toplumsal tabakalarýn hukuksal bakýmdan
eþit olmasýný istiyorlardý.
Ortaçað Avrupa tarihinin en büyük anti-feodal hareketi olan
hüsçülerin {hüssites) savaþlarý, bir köylü savaþýmýnýn,
[sayfa 224]
bir
ulusal kurtuluþ hareketinin ve bir ruhban zümresine karþý savaþýmýn
öðelerini içinde topluyordu. Hareket, adýný, dikkate deðer Çek
yurttaþý, halk kurtuluþunun savunucusu Jean Hussten aldý. Katolik
kilisesine karþý, büyük laik senyörlere karþý, Alman imparatoruna
karþý savaþýma giriþen, o çað Çek toplumunun çeþitli sýnýf ve taba-
kalarýnýn yoksul köylü ve kentliler, varlýklý köylü ve kentliler ve
küçük soylularýn herbiri, kendilerine göre istemlerini sýraladýlar.
Hüsçülerin savaþlarý, Avrupanýn birçok ülkelerinde, devrim-
ci hareketin geliþmesine katkýda bulundu.
Çindeki Kýrmýzý Mendiller isyaný da, yabancý boyunduruðu-
na karþý savaþýma baðlandý. Hareketin sloganlarý monarþikti: isyan-
cýlar zaferi kazandýktan sonra, imparatorluk iktidarýný kurdular. Dinsel
ideolojinin etkisi de büyük oldu.
Dinsel sloganlar, Japon köylülerinin ayaklanmasý sýrasýnda
da kullanýldý. Bu isyanlar, köylülerin durumunun kötüleþmesinin,
derebeylik haraçlarýnýn artmasýnýn, tefecilere olan borçlarýn büyü-
mesinin sonucuydu.
Baðdat Halifeliðinde, ayaklanmalar, köleliðin dertlerini göze-
tiyordu. 8. yüzyýlýn sonunda Gurganda büyük bir köylü hareketi
kendini gösterdi. Orada, belki de tarihte ilk kez, emekçi yýðýnlar,
isyanýn amblemi olarak kýrmýzý bir bayrak kullandýlar. Harekete ka-
týlanlar Kýzýl Bayraklýlar (Sourkh Alem) adým taþýyordu. 9. yüzyý-
lýn birinci yarýsýnda, basýnda Babek olmak üzere köylü savaþý patlak
verdi; Babek isyaný, bu ülkelerdeki en büyük halk isyaný oldu;
Azerbaycana ve Kuzey-Batý Ýrana yayýldý.
Emekçilerin kötü yazgýlarýnýn düzelmesini amaçlayan köylü
savaþlarý, feodal toplumun üretici güçlerinin ilerlemesine katkýda
193
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
bulundu. Öyleyse bu savaþlarýn önemi, devrimci ve, nesnel olarak
da, ilerlemenin etkeni olmasýndaydý. Köylülerin dilekleri, genel ola-
rak, feodal angaryadan
[sayfa 225]
kurtulmak ve iþledikleri topraklara
sahip olmak isteðinden ileri gitmiyordu. Bazý ayaklanmalarda, bütün
haraç ve angaryalarýn kaldýrýlmasý isteminde bulunmaya cesaret
bile edemiyorlar, onlarýn azaltýlmasýný istiyorlardý. Ýstemleri az olur-
sa, egemen sýnýflardan ödünler koparabileceklerini bile düþünü-
yorlardý.
Ýsyancýlarýn örgütten yoksun oluþlarý gibi, köylü çalýþmasýnýn
özel koþullarýnýn gerekli sonucu olan daðýnýklýklarý gibi, deneyimli
önderlerin bulunmayýþý ve köylülerin bilgisizliði de bütün bu isyan-
larý yenilgiye götürdü.
Halk Yýðýnlarý Savaþýmýmýn Ruhban Zümresine
Karþý Olma Niteliði
Ýnsanlarýn manevî yaþamýnýn en çok dinsel imgeler ve göste-
rilerle belirlenmiþ olduðu ortaçaðda, kilisenin genel etki ve nüfu-
zundan dolayý halk yýðýnlarýnýn savaþýmý, sýk sýk rahipler zümresine
karþý bir nitelik alýyordu. Bunun içindir ki, onlarýn toplumsal protes-
tolarý, (çok çeþitli görünüþler altýnda) bir mezhep sapkýnlýðýnýn çiz-
gilerini, yani egemen toplumsal düzenin bir eleþtirisi niteliðini
alýyordu. Bu protesto, otoritesiyle yürürlükteki düzeni onaylayan res-
mî kiliseye karþý savaþýmla sonuçlanýyordu. Emekçiler çoðu kez
dinden esinlendikleri imgelerden yararlanýyorlardý.
Mezhep sapkýnlýðý, çeþitli biçimlere bürünüyordu. Emekçiler,
resmî ayin yöntemlerine, bellibaþlý dinsel dogmalara, çok büyük bir
feodal mülk sahibi olarak kilisenin kendisine, rahipler zümresine,
keþiþlere, egemen sýnýfýn temsilcilerine karþý olduðu gibi, kilise yara-
rýna olan yükümlülüklere de karþý koyuyorlardý.
Her dinsel sapýþýn üstü örtülü toplumsal ve iktisadî nedenleri
vardý. Bu hareketlerin niteliði, þu ya da bu ülkenin iktisadî düzeyin-
den, sýnýf güçleri oranýndan ileri geliyordu. Ama mezheplerinden
sapanlarýn dinsel fikirleri, kendi kendilerine ortaya çýkývermiyordu,
onlarýn daha önceki anlayýþlarýnýn
[sayfa 226]
evrimini yansýtýyordu. Bu-
nunla birlikte, bu fikirler iliþkilerinin, yani insanlar arasýndaki iktisadî
ve toplumsal iliþkilerin deðiþmesi ile birlikte evrim gösteriyorlardý.
Avrupada, mezhep sapkýnlýðý biçiminde kendini gösteren
Dostları ilə paylaş: |