Inocte 2017
International New Tendencies Congress in Ottoman Researches
September 12-14, 2017 Baku
26
TÜRKİYE'DEKİ AZERBAYCAN: AZERBAYCAN KÜLTÜR DERNEĞİ, FAALİYETLERİ
VE AZERBAYCAN DERGİSİ
Bünyamin KOCAOĞLU
*
ÖZET
Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruluşundan itibaren, başta Azerbaycan olmak üzere Türk
dünyasına özellikle Doğu Türklüğüne büyük önem vermiştir.Rus emperyalizmine tepki gösteren
bir çok Azeri ve Doğu Türk'ü Türkiye'ye gelerek gerek Osmanlı döneminde gerekse Cumhuriyet
döneminde siyaset,toplum ve devlet hayatında önemli yer almışlardır.Atatürk döneminden
itibaren özellikle Doğu Türklüğü ile ilgili kurulan cemiyet ve dernekler ve faaliyetleri büyük
ölçüde desteklenmiştir.Bu çalışmada 1 şubat 1949da Ankara'da,Azerbaycan Kültür Derneği
adıyla kurulan derneğin faaliyetleri ve özellikle 1452den itibaren yayınlamaya başladığı ve 2003
yılına kadar yayın hayatını sürdüren Azerbaycan dergisi incelenmeye çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Azerbaycan, Mirza Bala, Türkiye Cumhuriyeti, Azerbaycan Kültür
Derneği
*
Prof. Dr., Gümüşhane Üniversitesi, email:
bkocaoglu@gumushane.edu.tr
, TÜRKİYE
Inocte 2017
International New Tendencies Congress in Ottoman Researches
September 12-14, 2017 Baku
27
BİTLİS/AHLAT İLÇESİNDE OSMANLI İZLERİ (KÜLTÜR VARLIKLARI)
Celil ARSLAN
*
ÖZET
Bitlis iline bağlı Ahlât ilçesi Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Murat-Van bölümünde yer
alır. Doğuda Süphan Dağı ve batıdaki volkanik Nemrut Dağı arasındaki geniş alana yayılmış
arazilere sahiptir. Van Gölü’nün kuzey batı tarafında, göle doğru eğimli platolar üzerine
kurulmuştur.
Ahlat; stratejik konumu, verimli toprakları ve doğal kaynaklarının zengin olması
hasebiyle ilk çağlardan bu yana birçok devletin hâkimiyeti altına girmiştir. Özellikle ortaçağda
büyük çekişmelere sahne olan Ahlat; Bizans, Mervanoğulları, Dilmaçoğulları, Ahlatşahlar,
Eyyubiler, Moğollar, Anadolu Selçukluları, İlhanlılar, Celayirliler, Karakoyunlular, Akkoyunlular,
Sefaviler ve Osmanlılar’a kadar çeşitli devletlerin idaresinde kalmıştır. Yavuz Sultan Selim Han
döneminde Şah İsmail ile yapılan Çaldıran savaşı sonucunda Ahlat Osmanlıların hakimiyetine
girdi (1514). Bu tarihten sonra Ahlat için yeni bir dönem başladı. Yavuz burayı fethinden sonra
göl kenarına bir kale yaptırmıştır. Bu kale Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle Irak seferleri
sırasında büyütülmüştür. Bu kalede Osmanlılardan kalma İskender Paşa Camii ve Hamamı ile
Kadı Mahmut Camii bulunmaktadır. Ayrıca bu kalenin içinde bulunan mahalle Kale Mahallesi
ismiyle anılmaktadır.
Mezarlıkları bakımından da Ahlat, bildiğimiz kadar, bütün Ortaçağ İslam dünyasında
müstesna bir yer işgal eder. Ahlat’ta muhtelif yerlerde görülen küçük mezarlıklardan başka
tarihi değer taşıyan ve büyük sahalar kaplayan altı mezarlık vardır.
1-) Harabe Şehir Kabristanı:
2-) Taht’ı Süleyman Kabristanı
3-) Kırklar Kabristanı
4-)Merkez Kabristanı (Kayı” yada “Kaya” Mezarlığı” olarak anılmaktadır.
5-)Kale Kabristanı (Osmanlı dönemi mezarlığı)
6-)Meydanlık Kabristanı
Bu çalışmada Ahlat’ta bulunan Osmanlı dönemi eserleri ele alınacaktır.
Anahtar Kelimeler:
Ahlat, Osmanlı, Mimari Eserler, Kale Mimarisi
*
Doç. Dr., Erciyes Üniversitesi Sanat Tarihi, email:
caslan66@hotmail.com
, TÜRKİYE
Inocte 2017
International New Tendencies Congress in Ottoman Researches
September 12-14, 2017 Baku
28
EVLİYA ÇELEBİ’NİN KALEMİNDEN OSMANLI DEVLETİ’NİN DOĞUSUNA DAİR
BAZI GÖZLEMLER: TEBRİZ ÖRNEĞİ
Cemal ÇETİN
*
ÖZET
XVI. yüzyılın önemli simalarından Evliya Çelebi, ömrünün büyük bir kısmını seyahatle
geçirmiştir. Osmanlı coğrafyasının neredeyse tamamına yolculuk eden Evliya, çeşitli vesilelerle
komşu ülkeleri de gezerek bu süreçte gördüklerini, duyduklarını ve okuduklarını “Tarih-i Seyyah
Evliya Efendi” isimli on ciltlik eserinde toplamıştır. Seyahatnâme yalnızca fizikî ve beşerî
bilgilerin aktarıldığı sıradan bir gezi eseri değildir. Aynı zamanda hayat tarzı, yiyecek kültürü,
âdet ve görenekler, tanınmış kişiler, türbeler, yetiştirilen ürünler, icra edilen meslekler, tarihî
anıtlar, konuşulan dil, lehçe ve ağızlar, çeşitli acayip ve olağanüstü durumlardan da
bahsetmektedir. Yeni tanışılan kişilerle yapılan sohbetler, yaşanan tecrübeler ve bizzat iştirak
edilen savaşların da anlatılmasıyla, çok yönlü ve çok kapsamlı bir eser ortaya çıkmıştır. Evliya
Çelebi 1646 ve 1655 yıllarında olmak üzere, resmî görevlerinin bir gereği olarak, iki kez İran’a
da seyahat etmiştir. İlkinde Defterdarzade Mehmet Paşa tarafından sınırda yaşanan bazı
sorunlarla ilgili görüşme için Tebriz’e elçi olarak gönderilmiş, bu esnada Safevi hâkimiyetindeki
Azerbaycan, Şirvan, Dağıstan ve Gürcistan topraklarını gezmiştir. İkincisinde hamisi Van
Beylerbeyi Melek Ahmet Paşa tarafından Tebriz’e gönderilmiş, Evliya Tebriz’deki işini bitirdikten
sonra güneyindeki şehirleri de gezerek Bağdat’a ulaşmıştır. Türk tarihinde XI. yüzyıldan itibaren
önemli bir yer tutmaya başlayan Tebriz, XVI. yüzyılın başlarından XVIII. yüzyılın ortalarına değin
Osmanlı Devleti ile İran hanedanları arasındaki çekişmelerin odağında olmuştur. Evliya
Çelebi’nin Tebriz’e ilk olarak gittiği ve gözlemlerini kaydettiği 1646 yılı, Osmanlıların Kasrışîrin
Antlaşması (1639) ile Safevilere Tebriz’i yeni terk ettikleri bir döneme rast gelmektedir. Bu
bildirinin amacı Osmanlı-Safevi mücadelesine sahne olan, bu yönüyle de doğu-batı Türklüğü
arasında bir kesişme ve çatışma bölgesi olan Tebriz’i, Evliya Çelebi’nin notları üzerinden fizikî,
beşeri ve folklorik anlamda incelemektir. Ayrıca Evliya’nın yazdıkları üzerinden, Osmanlı elitinin
bölgeye bakışına dair de bir takım çıkarımlara ulaşılması hedeflenmektedir.
Anahtar Kelimeler: Osmanlı, Safevi, Evliya Çelebi, Tebriz, Zihniyet Tarihi, Osmanlı ve
Etrafındaki Dünya
*
Doç. Dr., Selçuk Üniversitesi, email:
ccetintarih@gmail.com
, TÜRKİYE
Dostları ilə paylaş: |