İslam’da Helal ve Haram’ın Yeri ve Fıkıh Usulü Açısından Temellendirilmesi
|
55
a. Adil (dürüst) müminlerin sakındığı haramlar
Bunlar, fıkıh kitaplarında haram olduğu belirtilen davranışlardır. Bunlardan
kaçınanlara, dinî hassasiyetlerinin bir göstergesi olarak âdil, kaçınmayanlara ise
günahkâr anlamında fâsık denilmektedir. Bu tür haramların esas cezası ahrette
verilecek olmakla birlikte dünyada da bunlara bazı cezalar terettüp ettirilmiştir.
Kendi arasında da dereceleri bulunan bu haramlara şöyle bir örnek verilebilir:
Bazı şekil şartlarını taşımayan satış akdi haram, bir malı gasp etmek daha şiddetli
haram, fâizli işlem yapmak çok daha şiddetli haramdır. Bu sıralamada, haramlığı
bildiren nassın üslubu, fiile verilecek cezanın ağırlığı, haram fiilin yol açtığı ferdî
ve sosyal tahribat, kişi veya kamu hakkını ilgilendiriyor olması ölçü alınmıştır.
b. Sâlih kulların sakındığı şeyler
Bunlar zâhire bakılarak câiz sayılsalar da, haram olma şüphesi sebebiyle sa-
kınılan fiillerdir. Bu tür konularda Hz. Peygamber’in “sana şüpheli geleni bırak,
şüpheli gelmeyeni al”
81
hadisinden hareketle ihtiyat prensibini de dikkate alarak
hassas davranmak gereklidir. Ancak hafif bir şüphe ihtimalini de dikkate alıp as-
lında meşru olan fiillerden sakınmak, iktisadi, sosyal ve hukuki hayatı sıkıntıya
sokabilir. Aynı zamanda abartılan şüphelerin yol açacağı vesveseler fertlerin din
temelli psikolojik problemler yaşamasına yol açabilir. Bu sebeple bu tür haramlar
birinci gruptakilere göre daha özel şahıslara mahsus kılınıp genele şâmil edilme-
miştir.
c. Müttakilerin kaçındığı davranışlar
Haramın bu derecesinden kaçınanlar Hz. Peygamber’den nakledilen: “Kul,
mahzurlu olana düşmek korkusuyla mahzursuz olanı da terk etmedikçe müttaki-
ler derecesine ulaşamaz”
82
anlamındaki hadise dayanmaktadırlar. Hz. Ömer’den
de: “Harama düşmemek için helalin onda dokuzunu bıraktığımız olurdu” dediği
nakledilmiştir. Bu grupta yer alan müminlerin uzak durduğu davranışlar için-
de şüpheli olan ve hakkında haram fetvası bulunanlar da vardır. Ancak tamamı
böyle değildir. Takva sahibi müminler ihtiyatla hareket etmek ve bir şekilde ha-
rama götüreceği endişesini taşımak gibi sebeplerle, terk edilmelerine dair kesin
ve bağlayıcı bir nass bulunmamakla birlikte, bunlardan uzak durma yolunu ter-
cih etmektedirler. Bu da onların manevi derecelerinin yükselmesine katkı sağ-
lamaktadır. Bu yüzden sosyal hayatlarında ve psikolojik yapılarında bir denge-
sizlik meydana gelmemesi şartıyla din bunlara müdahale etmemektedir. Bu tür
haramlardan kaçınmak veya böyle bir ihtiyat zihniyeti pozitif hukuktan ziyade
tasavvuf ve ahlakı ilgilendirdiği için de bu tür bir hassasiyet, dinen hoşgörü ile
karşılanabilmektedir.
81
Buharî, “Büyû”, 3; Tirmizî, “Sıfatu’l-kıyâme”, 60.
82
Tirmizî, “Sıfatu’l-kıyâme”, 19.
56 | Prof. Dr. Abdullah Kahraman
d. Sıddıkların haram kabul ettiği şeyler
Bunlar ortada hiçbir şüphe, harama düşme korkusu ve ihtimali bulunmamak-
la birlikte, ya elde ediliş yolunda kerâhet bulunması veya Allah’a ibadet ve O’nun
rızasını elde etme anlayışı ile terk edilen davranışlardır. Bu tür davranışlardan
uzak durmak herkesin yapacağı bir şey değildir. Bu, çok özel fedakârlık ve irade
gerektirdiği için bu tür davranışlardan kaçınmak tamamen sıddıklara mahsus ka-
bul edilmiştir. Niyetlerinin hâlis, tercih ve fedakârlıklarının şahsî olması sebebiyle
bunların sakınma tavırları da daha ileri bir tasavvufî yaklaşım olarak kabul edile-
rek dinen hoş görülmüştür
83
.
8. Kur’ân’da Haram Kılınan Hususlar
a. “Harrame (
)ve türevleriyle ifade edilen haramlar
Bu fiil kalıbıyla yasaklanan şeyler şunlardır: Ölmüş hayvan (leş), kan, domuz
eti ve Allah’tan başkası adına kesilen hayvanlar
84
, boğulmuş, darbe sonucu ölmüş,
yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından par-
çalanmış hayvanlar ile dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar, fal oklarıy-
la kısmet aramak
85
, fâiz
86
, ana, kız, kız kardeş, hala, teyze, erkek kardeş kızları,
kız kardeş kızları, sütanne, süt kız kardeş, kaynana, zifafa girilen hanımlardan
olup evlerde bulunan üvey kızlar, öz oğulların hanımları, iki kız kardeşi (nikâh
altında) bir araya getirip evlenmek
87
, Allah’a şirk koşmak, ana-babaya kötü dav-
ranmak, açlık korkusuyla çocukları öldürmek, (Zina ve benzeri) çirkinlikleri iş-
lemek, meşrû bir hak karşılığı olmadıkça, Allah’ın haram (dokunulmaz) kıldığı
cana kıymak
88
, günahı, haksız saldırıyı, hakkında hiçbir delil indirmediği herhan-
gi bir şeyi Allah’a ortak koşmayı ve Allah’a karşı
bilmediğimiz şeyleri söylemek
89
,
kötü ve pis şeyler
90
.
b. “Nehâ” ( ) türevi ve nehiy sıygası ile
Kur’ân’da bazı şeyler ve davranışlar nehiy sıygası kullanılarak haram kılınmış-
tır. Bunların bir kısmı şöyledir: Utanç verici ve arsızca olan, akıl ve sağduyuya ay-
kırı olan davranışlar, azgınlık, taşkınlık
91
, birbirinin mallarını haksız (gayrimeşru)
yollarla yemek, insanların mallarından bir kısmını bile bile günaha girerek yemek
83
Bk. Gazalî, V, 30vd.; Karaman, 17-20; Koca, XVI, 102-103.
84
Bakara, 2/173; Enam, 6/145; Nahl, 16/115
85 Maide,
5/3.
86 Bakara,
2/275.
87 Nisa,
4/23.
88
Enam, 6/151; Nur, 24/3; Furkan, 25/68.
89 Araf,
7/32.
90 Araf,
7/157.
91
En’âm, 6/151; Nahl, 16/90.