Molla Sadra’da Cebr ve İhtiyar
Problemi
107
Molla Sadra der ki: “Allah Teala bütün azameti ve yüceliğiyle var-
lıkların mertebesine nüzul eder ve fiillerini yapar. Bütün varlıklardan
nihai şekilde münezzeh ve mücerret olmasına rağmen yeryüzü ve gök-
yüzü ondan arî değildir. Nitekim muvahhitlerin imamı, İmam Ali (a.s)
buyuruyor ki: O birlikteliği olmadan bütün varlıklarladır ve onlardan
ayrı olmadan bütün varlıklardan gayrıdır.”
78
Başka bir yerde de şunla-
rı söylemektedir: “Nitekim varlıkta onun şanından başka şan ve onun
fiilinden başka fiil yoktur. Dolayısıyla insandan sadır olan her fiil ha-
kikatte onun fiili olmakla beraber eşref ve a’lâ bir şekilde hakikatten
Allah’ın da fiilidir.”
79
Molla Sadra bu açıklamalardan sonra fiillerin Allah’a nispet veril-
mesinin, bunların insandan sadır olmadığı ve insana nispet verilme-
yeceği anlamına gelmediğini, bilakis fiillerin gerçek -mecazen değil- fa-
ilinin insan olduğunu belirtir.
80
Yukarıdaki bu ifadelerin anlaşılmasında bir zorluk olduğu aşikâr-
dır. Bu yüzden Molla Sadra, beşeri fiillerin -tefviz ve cebr taraftarlarının
dile getirdikleri düşüncelerden farklı olarak- Hak Teala’ya intisabının
anlaşılması için Allah Teala’nın fiillerinin, sıfatlarının ve zatının misali
olan nefis meselesine dikkat çekerek şunları söyler: “Her duyu organı
ve yetinin fiili o yetinin fiili olmakla beraber nefsin de fiilidir. Örneğin
görmek gözün, işitmek de kulağın fiili olduğundan şüphe yoktur. Zira
bu iki fiilin hiçbiri cismin infiali olmadan tahakkuk bulmaz. Bunların
aynı şekilde nefsin fiili olduğundan da şüphe yoktur… Yerinde ispat-
landığı üzere nefis gören gözün ve işiten kulağın kendisi gibidir. Aynı
şekilde elde tutma ve ayakta yürüme yetisidir. Nefis vesilesiyle alıcının
eli alır, yol yürüyenin ayakları yürür… Nefis beden azalarının ve du-
yularının reisidir ve nefsin iradesi olmadan beden azalarından hiçbi-
rinden fiil sadır olmaz.”
81
Molla Sadra’nın bu düşüncelerinin Meşşai filozofların düşüncele-
rinden farkı şudur: Meşşai filozoflara göre Allah Teala boylamsal bir
intisap olan aracılar vesilesiyle insanın eyleme döktüğü fiillerinin uzak
illeti ve failidir. İnsan da hiçbir aracı olmadan bu fiillerin yakın illeti
konumundadır. Ancak Molla Sadra’ya göre görme eyleme nasıl ki ha-
kiki bir şekilde hem göze ve hem de nefse nispet veriliyorsa insanın
eyleme döktüğü bütün fiilleri de hiçbir aracı olmadan kendisine nispet
verilmekle beraber yine hiçbir aracı olmadan Allah Teala’ya da nispet
78 Sadrüddîn Muhammed b. İbrâhîm eş-Şîrâzî Molla Sadra,
Mecmua-i Resail-i Felsefi (Risal-
etun fi Halk’il-Amal)
, c. 2, s. 311
79 Sadrüddîn Muhammed b. İbrâhîm eş-Şîrâzî Molla Sadra,
el-Hikmetü’l-Müte’âliye fî
Esfâri’l-Akliyyeti’l-Erba’a
, c. 6, s. 380
80 A.g.e, c. 6, s. 373
81 Sadrüddîn Muhammed b. İbrâhîm eş-Şîrâzî Molla Sadra,
Mecmua-i Resail-i Felsefi (Risal-
etun fi Halk’il-Amal)
, c. 2, s. 316-317