Issn: 2148-6026. Yakın Doğu Üniversitesi Adına Sahibi Owner on Behalf of Near East University



Yüklə 3,32 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə46/92
tarix17.09.2017
ölçüsü3,32 Kb.
#205
1   ...   42   43   44   45   46   47   48   49   ...   92

Molla Sadra’da Cebr ve İhtiyar Problemi
 
101
dır. Nitekim akli ve nakli delillere binaen Allah Teala kayyumi ihataya 
sahiptir. İnsanın fiillerini de kapsayan bu ihatanın inkarı olan tefviz 
düşüncesinin gereksinimi dini metinlerde şirk addedilen ve yaratma-
da tevhid ilkesi ile çelişen düalizmin benimsenmesidir.
43
 Molla Sadra 
bu  hususta  şunları  söylemektedir:  “Tefviz  ehli,  akidelerinin  gereksi-
nimi olan fiillerin hakiki icadında Allah için şerik ispatlama mesele-
sinden gafil olmuşlardır. Kuşkusuz bu amel, putları Allah’ın nezdinde 
şefaatçi kılmaktan daha kötüdür.”
44
 
İkincisi, fiillerin insana nispet verilmesi insanın bu fiillerin mutlak 
ve  tek  faili  olduğu  anlamında  değildir.  Çünkü  varlık  âlemindeki  her 
olay ve olgunun tahakkuku belli bazı illet ve sebeplere bağlıdır ve bu 
illetlerin yokluğu söz konusu olay ve olguların yokluğuna neden olur. 
İnsanın özgür iradesi ile eyleme döktüğü fiiller de bundan müstesna 
değildir. Nitekim insanın iradi fiillerinin südûrunda birçok eksik illet 
rol oynar. Bu eksik illetlerden bazıları insanın kudreti dâhilinde olan 
iradi illetler, bazıları da dış etkenler misali insanın iradesi dışında olan 
icbari illetlerdir. Ancak bu illetlerin bir araya gelmesiyle fiilin tahakku-
kunun yeterli illeti oluşur. Böylece fiil zorunluluk seviyesine ulaşır ve 
südûru zorunlu hale gelir. Dolayısıyla insan eyleme döktüğü fiillerinin 
yegâne  faili  değildir.  İnsanın  iradesi  bu  illetler  zincirinde  sadece  bir 
illet ve bazı düşünürlerin ifadesiyle yeterli illetin son cüz’üdür.
45
 
Üçüncüsü,  felsefede  ispatlandığı  üzere  Hak  Teala  zatı  itibarıyla 
bütün yönleriyle Vacib’el-Vücudtur. Eğer bir açıdan varlığı belli bazı 
şartlarla kayıtlandırılırsa zatı itibarıyla Vacib’el-Vücud olamayacaktır. 
Bu yüzden ilahi kudret, meşiet ve irade, sadece tekvini olarak insanın 
yaratmasıyla sınırlı olur ve insanın eylemleri gibi bazı fiiller de bu kud-
ret, meşiet ve irade dairesinin dışında yer alırsa yukarıda ifade edildiği 
üzere Hak Teala “Vacib’el-Vücud bil-zat” olamayacaktır.
46
Yine felsefede ispatlandığı üzere bir şeyin illetinin illeti o şeyin de 
illetidir. Yani Hak Teala yaratıcısı ünvanıyla insanın illeti olduğu için 
insanın yaptığı ve illeti olduğu fillerin de doğal olarak illetidir. Ancak 
daha  sonradan  açıklanacağı  üzere  insanın  failiyyeti  ilahi  failiyyetin 
boylamındadır.
47
 
43  Sadrüddîn  Muhammed  b.  İbrâhîm  eş-Şîrâzî  Molla  Sadra,  el-Hikmetü’l-Müte’âliye  fî 
Esfâri’l-Akliyyeti’l-Erba’a
, c. 6, s. 376-377
44  Sadrüddîn Muhammed b. İbrâhîm eş-Şîrâzî Molla Sadra, Mecmua-i Resail-i Felsefi (Risal-
etun fi Halk’il-Amal)
, c. 2, s. 306 
45  Muhammed  Hüseyin  Tabatabai,  Nihayet’ul-Hikme,  Farsça  çev.  Ali  Şirvani,  Defter-i 
Tebliğat-ı İslami, Kum 1378, c. 2, s. 28-29 ve Muhammed Hüseyin Tabatabai, Bidayet’ul-
Hikme
, Farsça çev. Ali Şirvani, Dar’ul-Ulum, Kum 1377, s. 169 
46  Sadrüddîn  Muhammed  b.  İbrâhîm  eş-Şîrâzî  Molla  Sadra,  eş-Şevâhidü’r-Rubûbiyye  fi’l-
Menâhici’s-Sülûkiyye
,  Metbuatı  Dini,  Kum  1388,  c.  1,  s.  137-138  ve  Gulam  Hüseyin 
İbrahimi Dinani, Kevaid-i Kulliye Felsefe Der Felsefe İslami, Pejohişgah-ı Ulume İslami, 
Tahran 1393, c. 1, s. 440
47  Sadrüddîn  Muhammed  b.  İbrâhîm  eş-Şîrâzî  Molla  Sadra,  el-Hikmetü’l-Müte’âliye  fî 
Esfâri’l-Akliyyeti’l-Erba’a
, c. 6, s. 373-374


102
 
Y
akın
 D
oğu
 Ü
nİversİtesİ
 İ
lahİYat
 F
akÜltesİ
 D
ergİsİ
3.1.1. Ma’lulün İllete İhtiyacının Ölçütü: Tefviz taraftarlarının in-
sanın mutlak özgürlüğünü savunmalarının felsefi arka planı onların 
ma’lulün  illete  olan  ihtiyacının  ölçütünü  ma’lulün  hudusu  bilmele-
riydi. Buna göre mümkün varlık önceden olmayıp sonradan mevcut 
olmayı ifade eden hudus sıfatına sahip olduğu için illete ihtiyaç duy-
maktadır.
48
 Allah Teala ise ezeli ve ebedi yani zatı itibarıyla kadim ol-
duğu için illete muhtaç değildir ve her hadisin de illetidir. Ancak hadis 
sıfatına sahip mümkün varlık ihtiyacı olan varlık feyzini kadimden al-
dıktan sonra ihtiyacı bertaraf olur ve vacibe olan ihtiyacı biter.
49
 Hatta 
eğer fail yok olsa bile ma’lulü baki kalır. Nitekim binayı yapan ustanın 
ölmesi  binanın  kendisine  zarar  vermez.
50
  Buna  binaen  insan  sade-
ce yaratılışta Allah’a muhtaçtır ve ilahi feyz vesilesiyle varlık âlemine 
ayak bastıktan sonra bekası hususunda kimseye ihtiyacı yoktur. Zira 
fiil faile bağlı olduğundan eğer insanoğlu bekasında ve varlığının de-
vamında da illete muhtaç olursa fiillerini eyleme dökmesi hususunda 
bağımsız olamaz ve fiili kendisine nispet verilemez.
Molla Sadra bu düşüncenin eleştirisi hususunda şöyle demektedir: 
“Hudus varlığın niteliğidir. Bu yüzden hudus zatı itibarıyla varlıktan, 
varlık da icadtan, icad ise ihtiyaçtan ve ihtiyaç da illetten sonra gelir. 
Dolayısıyla  eğer  hudus  ihtiyacın  illeti  olursa  bir  şeyin  kaç  aşamada 
kendi zatına mukaddem olması gerekir ki bu da imkansız ve batıldır.”
51
 
Molla Sadra’dan önceki Müslüman filozoflar ise ma’lulün illete ihti-
yacının ölçütünü ma’lulün imkân sıfatına sahip olmasından biliyorlar-
dı. Buna göre ister hadis ister kadim olsun mümkün bütün varlıkların 
nispetleri varlık ve yokluğa eşittir. Yani kendisi için ne varlık ve ne de 
yokluk  zorunludur  ve  böylesi  bir  varlığın  eşitlik  haletinden  çıkması 
için dışardan kendisine müdahale edecek bir illete ihtiyacı vardır.
52
 
Molla Sadra ise varlığın asaleti ilkesine inandığı için ma’lulün illete 
ihtiyacının ölçütü meselesinde kendisinden önceki filozofların dillen-
dirdiği  “imkân”  sıfatını  benimsemedi.  Zira  “imkân”  varlık  ve  yokluk 
nispetine iktizası olmayan mahiyetin sıfatıdır ve mahiyetin asaleti dü-
şüncesi ile uyum içindedir.
53
 Ancak Molla Sadra mahiyetin zatı itiba-
rıyla tahakkuk sahibi olmadığını ve sadece gölgevari arazi varlığı oldu-
ğunu ispatladı.
54
 Akabinde de ma’lulün illete ihtiyacının ölçütü olarak 
48  Muhammed  Taki  Misbah  Yezdi,  Amuzeş-i  Felsefe,  Sazman-ı  Tebliğat-ı  İslami,  Tahran 
1313, c. 2, s. 30, 
49  Cafer Subhani, Ferhenge Akaid ve Mezahibe İslami, Tevhid, Kum 1373, c. 4, s. 120
50  Ebû Ali Hüseyn b. Abdillâh b. Alî b. Sînâ İbn Sina, el-İşarat ve’t-Tenbihat, (Ba Şerh-i Hace 
Nasreddin Tusi), Defter-i Neşre Kitap, Tahran 1403, c. 3 s. 68
51  Sadrüddîn  Muhammed  b.  İbrâhîm  eş-Şîrâzî  Molla  Sadra,  el-Hikmetü’l-Müte’âliye  fî 
Esfâri’l-Akliyyeti’l-Erba’a
, c. 1, s. 207
52  Sadrüddîn Muhammed b. İbrâhîm eş-Şîrâzî Molla Sadra, a.g.e, c. 1, s. 217 
53  Muhammed Taki Misbah YezdiAmuzeş-i Felsefe, c. 2, s. 31
54  Sedat  Baran,  Elli Müslüman Düşünür  (Molla Sadra Maddesi),  ed.  Mustafa  Tekin,  Pınar 
Yayınları, İstanbul 2016, s. 390-391


Yüklə 3,32 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   42   43   44   45   46   47   48   49   ...   92




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə