MEDYA OKURYAZARLIĞI DERSİNİ ALAN VE ALMAYAN İLKÖĞRETİM
ÖĞRENCİLERİNİN MEDYA İZLEME DAVRANIŞLARINDAKİ FARKLILIKLARIN
BELİRLENMESİ
Hamza Çakır
- Mustafa Koçer
- Hakan Aydın
ÖZET
Medya okuryazarlığı, ana hatlarıyla, büyük çeşitlilik gösteren formlardaki mesajlara ulaşma,
bunları çözümleme, değerlendirme ve iletme yeteneği olarak tanımlanmaktadır. Medya
okuryazarlığı kavramının, Türkiye’de, bilimsel platformlarda tartışılmaya başlanması, Radyo
Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) 2000’li yılların ortalarından itibaren konuyu gündemine
almasını sonuçlandırmıştır. Bu amaçla RTÜK ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) işbirliğiyle bir
proje hazırlanmış ve medya okuryazarlığı dersinin ilköğretim okullarında seçmeli ders olarak
okutulması yönünde önemli bir girişim başlatılmıştır. Medya okuryazarlığı dersi 2007–2008
eğitim-öğretim yılından itibaren tüm Türkiye’deki ilköğretim okullarında 6, 7 ve 8. sınıflarda
seçmeli ders olarak okutulmaya başlanmıştır. Bu araştırma; medya okuryazarlığı dersini alan
ilköğretim öğrencileriyle almayanların medya izleme davranışları arasındaki farklılıkları Kayseri
örneğinde tespit etmeyi amaçlamaktadır. Araştırma sonuçları, ilköğretim medya okuryazarlığı
öğretim programıyla aranan amaçların ve sonuçların ne ölçüde benimsediğinin/günlük yaşam
pratiklerinin bütünleşik bir parçası yapıldığının belirlenmesine, konu ve içeriksel kapsam
çerçevesinde, temel oluşturması bakımından önemlidir. Araştırma, Kayseri Kocasinan ve
Melikgazi merkez ilçelerindeki ilköğretim okullarında okuyan ve medya okuryazarlığı dersini alan
1194, almayan 1087 6, 7 ve 8. sınıf öğrencisine belirlenen zaman ve yerde uygulanmıştır.
Araştırma sonuçları, medya okuryazarlığı dersini alan ve almayan ilköğretim öğrencilerinin kitle
iletişim araçlarını bilinçli bir şekilde izlemediklerini ve MOY dersini alan ve almayan öğrencilerin
medyayı kullanmaya yönelik tutumlarındaki farkın yeterince olmadığını ortaya çıkarmıştır.
Anahtar sözcükler: Medya, medya okuryazarlığı, ilköğretim öğrencileri, medya izleme
davranışları.
MAPPING OUT THE DIFFERENCES IN MEDIA VIEWING HABITS OF PRIMARY
SCHOOL STUDENTS WHO TOOK MEDIA LITERACY COURSES AND WHO DIDN'T
ABSTRACT
Media literacy is defined in its outline as the ability to access, analyze, evaluate and transmit
media messages of diverse forms. As the concept of media literacy began as a scholarly debate, it
resulted in the RTÜK (High Council for Broadcasting) taking the issue in its agenda from the
2000’s. A joint project was developed by the RTÜK and The Ministry of Education to endorse
media literacy as an elective course in primary education. The media literacy course has been
integrated into the Turkish curriculum as an elective course in the educational year 2007-2008 for
the 6
th
, 7
th
and 8
th
classes. This research aims to analyze the differences in media viewing habits of
primary school students who took media literacy courses and who didn’t, on the sample of
Kayseri. The results of the study will be significant to adequately assess to what extend the
Bu çalışma Erciyes Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimince Des-
teklenmiştir. Proje Numarası: SBA–09–818; aynı zamanda çalışma, Beyrut Amerikan Üniver-
sitesi’nin ev sahipliğinde Arap-Amerikan İletişim Eğitimcileri Birliği tarafından düzenlenen
“Dijital ve Medya Okuryazarlığı: Yeni Yönelimler” adlı uluslararası konferansta (Beyrut, 28-
31Ekim 2011) sunulan bildirinin gözden geçirilmiş ve yeniden düzenlenmiş şeklidir.
Prof. Dr.,Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi
Yrd. Doç. Dr.,Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi
Doç. Dr.,Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi
Medya Okuryazarlığını Alan ve Almayan İlköğretim… (42-54)
43
objectives and results of media literacy program are taken into consideration and adopted as an
integral part of daily practice, as well as establishing a basis to this assessment in relation to the
subject and scope of content. The research has been applied at certain time and places and
comparatively on 1194 students who were given media literacy courses and on 1087 students not
given any courses, all of whom attending 6
th
, 7
th
and 8
th
classes of primary schools within Kayseri
Kocasinan and Melikgazi central districts. The outcomes of the study show that the students who
took media literacy classes do not view mass media outlets consciously, also the case for the
students who didn’t take relevant courses, and that there has been no considerable difference
between those two groups.
Keywords: Media, media literacy, primary school students, media viewing habits.
GİRİŞ
Yetişkinlerin, özellikle de çocukların ve
gençlerin
medya
okuryazarı
olabilme
potansiyellerinin geliştirmesine dönük projeler,
örgün ve yaygın eğitim uygulamaları ve/veya
uygulama önerileri, içinde bulunduğumuz
dönemde başta Amerika ve Avrupa ülkeleri
olmak üzere Türkiye’de yaygınlaştırılmaya
çalışılmaktadır.
Bu
çalışmalar
(medya
okuryazarlığı
alanındaki
eğitim
programı/uygulamaları
girişimlerinin
örgütlenmesi) günümüzde çeşitli ülkelerde
ulusal ölçekte kâr amacı gütmeyen eğitim
organizasyonları olarak işlev gören/görmesi
planlanan
e-eğitim
girişimlerine
doğru
evrilmektedir. Bu çabaların geçerli gerekçesi
oldukça
açıktır:
Günümüz
dünyasında
çocukların
birçok
elektronik
iletişim
teknolojileri tarafından kuşatıldığını görmek
mümkündür. Çocuklar genel olarak iki yaşında
çizgi film seyretmeye başlamakta, altı yaşına
geldiklerinde ise televizyon izleme alışkanlığı
gelişmiş olmaktadır (Çaplı 2002: 184).
RTÜK’ün yaptırdığı “İlköğretim Çağındaki
Çocukların Televizyon İzleme Alışkanlıkları
Araştırması” (2006), ilköğretim çağındaki
öğrencilerin boş zaman etkinliklerinin dağılımı
bağlamında kitap okumanın % 64.9 ile birinci
sırayı, televizyon seyretmenin ise % 64.6 ile
ikinci sırayı aldığını belirtmektedir. Yine
yapılan bazı araştırmalara göre ülkemizde 6–17
yaş arasındaki çocuk ve gençler, günde
ortalama 3–4 saat televizyon izlemektedirler.
Aynı yaş grubundaki çocuk ve gençlerin okul
dışındaki birinci etkinliği televizyon izlemektir.
Çocukların yılda yaklaşık olarak 900 saatini
okulda, 1500 saatini ise ekran karşısında
geçirdiği düşünüldüğünde durumun ciddiyeti
daha
da
belirginleşmektedir.
Bütün
bu
araştırmalar ve bunlar üzerinde yapılan
değerlendirmeler; görsel, işitsel ve yazılı
medya
karşısında
savunmasız
bir
alıcı
durumunda bulunan çocukların, ilköğretimden
başlayarak
medya
karşısında
bilinçlendirilmelerinin
gerekliliğini
ortaya
koymaktadır (Medya Okuryazarlığı Dersi
Öğretim Programı ve Kılavuzu 2006: 5 - 6).
Medya okuryazarlığı, günümüzde, medyanın
etkilerini kontrol altına alabilmek bağlamında
üzerinde durulan/öne çıkarılan popüler bir
kavramdır.
Çocukların
bu
kavram
doğrultusunda bilgilendirilmelerinin önemi,
doğrudan ya da dolaylı olarak birçok çalışmada
vurgulanmaktadır.
Medya
okuryazarlığı
eğitimini alan çocuklar, medyayı doğru
algılamayı öğrenecekler, daha eleştirel bir
bakış
açısı
geliştirecekler;
dolayısıyla
medyanın olası zararlı etkilerinden daha az
etkilenmiş olacaklardır (Kutoğlu 2007: 105).
Medya okuryazarlığı, ana hatlarıyla, büyük
çeşitlilik
gösteren
formlardaki
mesajlara
ulaşma, bunları çözümleme, değerlendirme ve
iletme
yeteneği
olarak
tanımlanmaktadır
(Hobbs 2004: 122). Medyada okunan, gözlenen
ve işitilen her şeyin öncelikle kurgusal
olduğunu
fark
etmeyi
öneren
medya
okuryazarlığı, bu yönüyle medyanın içeriğinin
doğal
olmadığını
ve
değiştirilebileceğini
vurgulamaktadır
(Türkoğlu
2007:
278).
Potter’a (2011: 9) göre medya okuryazarlığı,
bireylere gerçek dünya ile medya tarafından
kurgulanan dünya arasındaki sınırı daha açık
görmeyi sağlayacak bir perspektif sunmaktadır.
Aufderheide (1989) ise medya okuryazarlığının
genel ilkelerini ve ulaşılması gereken algı
düzeyini şöyle sıralamaktadır:
-Tüm kitle iletişim araçları kurgusaldır.
-Medya gerçeği kurgulayarak iletir.
Dostları ilə paylaş: |