1960-2000 Döneminde Türkiye’de Elit Zihniyeti (117-134)
131
ve inandırıcıydı. Tahir Bey'in sadece öldü-
rülmesini değil, düşüncelerinin yer aldığı ba-
şının kesilip, vücudundan ayrılarak ona ge-
tirilmesini de istiyordu. …Onun gibi birisi
ölü bir bedenle yetinemezdi. Tahir Bey'in
beynini, düşüncelerinin toprağa karışmasını
engellemek için, öğütüp yok edecekti (Y. s.
296).
Celal darbe döneminde yazılarını değiştirmek
zorunda kalır:
… belediye dertlerinden başka yazabilecek
bütün konuların yasaklandığı o umutsuzluk
günlerinde,..” Celal, zorunlu olarak gazete-
deki yazılarının içeriğini değiştirecektir.
Türkiye’de yaygın olan diktatör tipinin nasıl
her seferinde tekrar ortaya çıktığı sorgulanır-
ken (K. s. 100);
Rastlantının hesaplarında hiçbir yeri olmadı-
ğını söyledi, daha sonra. Yoksul milletimi-
zin, kırk yıl sonra bir diktatöre daha boyun
eğeceğini ve İstanbul'u ona teslim edeceğini
ve bu diktatörün bizim yaşlarımızda bir asker
olacağını o zaman tahmin etmek için kâhin
olmaya gerek yokmuş…(K. s. 304).
Celal’in bir okuru Galip’e:
Onlara düşmanları göster ki, mutsuzluk ve
sefaletleri için suçlayabilecek birilerini bul-
manın rahatlığını hissedebilsinler; onlara bu
düşmanlardan kurtulmak için neler yapabile-
ceklerini sezdir ki, mutsuzluk ve öfkeden
tirtir titredikleri saatlerde, bir gün, bir büyük
iş yapabileceklerini düşleyebilsinler; onlara
hayatlarındaki bütün sefaletin sorumlusunun
bu iğrenç düşmanlar olduğunu iyice anlat ki,
kendi günahlarını başkalarına yükleyebilme-
nin iç huzurunu duyabilsinler (K. s. 349) der.
4.5. Zenginliğe bakış
4.5.1. 1960-1980
Solcu aydınların zenginliği olumsuz değerlen-
dirmeleri ve zenginlere duydukları nefretin
temelinde, zenginliğin kullanılmasıyla sağlanan
menfaat ve yapılan haksızlıklar vardır. Bir
Düğün Gecesi’nde bu olgu, sınıfsal konumu
nedeniyle her şeyi satın alabilecek İhsan karşı-
sında, Aysel’in ağzından dökülen laflarda açık-
ça görülmektedir:
Yarın çok sıkışırsanız askerin silahını bile
satın alırsınız siz. Her şeyi satın almaya bir
kez alışınca, bu memleket sahipsiz, tapusuz
bir toprak parçası çünkü, bir kez el koymaya
başlayınca askeri de alırsınız ve namluların
ucunu öz kardeşlerinize bile çevirirsiniz! Sen
de bat, anama verdiğin şu sofra da yerin di-
bine batsın! İçimi katılaştırdın, durmadan kö-
rükledin beni. Suç bende değil, anlaşıldı mı?!
(B. s. 142).
4.5.2. 1980-2000
Bu dönem için yorumlaması yapılan romanlar-
daki K.B.A. ; para kazanma yollarını bulma
çabası içindedir. Çünkü isteklerini gerçekleş-
tirmenin aracı olarak paranın önemini yaşaya-
rak görmektedirler. Zengin olma konusunda,
tereddüt içinde oldukları tek konu ise para
kazanmanın yollarıyla ilgilidir.
Yüz: 1981 romanındaki X (yeni değerleri
temsil eden herhangi bir tiptir) :
Biraz para, kısa dönem ve yüksek kâr; bu tür
kestirme yollara inanıyor ve bayılıyordum o
sıralar” ... “Nejat, paramı yeni zenginler gibi
arsız bir iştahla ikiye, üçe katlamak yerine
gerçek bir burjuva gibi sabırlı, uzun vadeli
yatırıma yöneltme konusunda kısa sürede ik-
na etti beni. (Aslında ikna etmekten çok, kısa
sürede planladığım kadar çok para kazanma-
nın ahlak dışı, utanç verici yönlerini öne çı-
kardı. Böyle hatırlıyorum) (Y. s. 15).
Kara Kitap’ta; arka sokaklarda oturan yoksulla-
rın yıllardan beri hiç değişmeyen, adeta mah-
kûm oldukları olumsuz yaşam koşulları örnek-
lendikten sonra; bu yoksulluğun nedeni, ro-
mandaki hayali paşanın ağzından aktarılmakta-
dır: “Bizim ülkede zengin olmanın en kolay
şey olduğunu herkes bilir!" dedi gururla. Buna
karşın, bu kadar çok yoksulumuzun olmasının
nedeni ise, insanlarımıza bütün hayatları bo-
yunca zengin olmanın değil, yoksul olmanın
öğretilmesiymiş (K. s. 305).”
SONUÇ
Bu araştırmanın temel amacı, Türkiye’nin
modernleşme sürecinde kendine özgü özellikler
taşıyan 1960-1980 arası ve 1980-2000 arası
dönemde K.B.A.’daki kültürel değişimi karşı-
Selçuk İletişim, 7, 3, 2012
132
laştırmalı olarak anlamaktır. Bu amaç doğrultu-
sunda, 1960–1980 ile 1980–2000 yılları arasın-
da yazılan ve K.B.A.’nı konu alan romanlarda;
bu aydınların Doğu Batı, aydın halk, kent taşra
ikilikleri, ayrıca iktidara ve zenginliğe bakışla-
rındaki değişim saptanmaya çalışılmıştır.
Nitel araştırma yöntemlerinden “belge incele-
mesi”nin özel bir türü olan “hermeneutik”
tekniğin kullanıldığı araştırmada, 20’şer yıllık
iki dönemde yazılan dört roman veri kaynağı
olarak incelenmiştir. Romanların seçilmesinde
18 kişiden oluşan edebiyat eleştirmenleri
ve/veya edebiyat alanında çalışan akademis-
yenlere gönderilen mektuplara verilen cevaplar
yol gösterici olmuştur. 1960–1980 arası dönem
için Oğuz Atay’ın “Tutunamayanlar” ve Adalet
Ağaoğlu’nun “Bir Düğün Gecesi” romanları;
Orhan Pamuk’un “Kara Kitap” ve Mehmet
Eroğlu’nun “Yüz: 1981” romanları ise 1980–
2000 arası dönem için seçilmiştir.
1960–1980 arası dönemde yazılan romanlarda-
ki küçük burjuva aydınının Doğu ve Batıya
yaklaşımı; bu iki kültür arasındaki farkları
anlama ve açıklama çerçevesinde kalmıştır.
1980–2000 arası döneminde ise, bu iki mede-
niyet dairesinin (Doğu ve Batı medeniyetleri)
sentezine yönelik çabalara yönelmiştir.
1960–1980 arası dönemde yazılan romanlarda-
ki aydın tipler solcudurlar. Onların siyasal
formasyonları gereği halkın içinde ve halkla
birlikte olmaları gerekmektedir. Aslında, bu
ideal zihniyet düzeyinde hep varolmuştur.
Ancak, Osmanlı Türk geleneğindeki aydın halk
yabancılaşması, bu dönem aydınlarının da
temel çıkmazıdır. 1980–2000 arası dönemde
ise; yaşanmakta olan aydın halk ikiliğini aşma-
ya yönelik düşünce ve çabalar söz konusudur.
Ele alınan iki dönemde de taşra; K.B.A.’nca
olumsuz çağrışımlarla birlikte anılmıştır. 1960–
1980 arasında yazılan romanlarda çizilen
K.B.A.’larında, kent taşra ikilemi ve taşraya
olan mesafeli duruş, taşrayı hor görme daha
belirgindir. Bu durum 1980–2000 arasında
yazılan romanlarda betimlenen K.B.A.’ları için
önem arz etmemektedir; önceki döneme göre
daha belirsiz bir vurguya sahiptir.
İktidara bakış bağlamında her iki dönemde de
K.B.A. tipler için iktidarı temsil eden devlettir
ve onunla özdeşleşen tipler olumsuz olarak
resmedilir. İktidar mesafe konulması, uzakla-
şılması gereken bir problem alanıdır.
İncelenen dönemlerde resmedilen K.B.A. tiple-
rinin zenginliğe bakışları arasında belirgin bir
farklılık söz konusudur. 1960–1980 arası dö-
nemde zenginlik olumsuz ve uzak durulması
gereken bir olgu olarak görülmektedir. Ancak
1980–2000 arası dönemde zenginlik, bu olum-
suz imajından sıyrılmış, istenir, peşinde koşu-
lur konuma yükselmiştir.
SONNOTLAR
(1) Yeni Küçük Burjuvazi.
(2) Bundan sonra K.B.A.
(3) Osmanlı İmparatorluğu’nda yerel bir yöne-
tici, mahiyetindeki bir ev hizmetçisini aniden
bir kamu görevlisi haline getirebilir (Mardin,
2004b: 213).
(4) Bundan sonra; B: Bir Düğün Gecesi, T:
Tutunamayanlar, K: Kara Kitap, Y: Yüz: 1981.
KAYNAKÇA
Ağaoğlu A (2009) Bir Düğün Gecesi, İş Ban-
kası Yayınları, İstanbul.
Alkan A T (2005) Memleketin taşra hali, Taş-
raya bakmak, Tanıl Bora (ed), İletişim Yayınla-
rı, İstanbul.
Atay O (2006) Tutunamayanlar, İletişim Ya-
yınları, İstanbul.
Bali R N (2002) Tarz-ı Hayattan Life Style’a,
İletişim Yayınları, İstanbul.
Belge M (1983) Tarihi Gelişme Süreci İçinde
Aydınlar, Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansik-
lopedisi (1), İletişim Yayınları, İstanbul.
Berkes N (2006) Türkiye’de Çağdaşlaşma,
Yapı ve Kredi Yayınları, İstanbul.
Bora T (2005) Taşraya Bakmak, İletişim Ya-
yınları, İstanbul.
Çetinsaya G (2004) Kalemiye’den Mülkiye’ye
Tanzimat Zihniyeti, Modern Türkiye’de Siyasi
Düşünce (1), İletişim Yayınları, İstanbul.
Davies N (2006) Avrupa Tarihi, Burcu
Çığman, Elif Topçugil, Kudret Emiroğlu, Suat
Kaya (çev), İmge Yayınevi, Ankara.
Dostları ilə paylaş: |