Kadina yöneliK ŞİddetiN Önlenmesinde mevzuattaki ve uygulamadaki noksanliklarin tespiTİne iLİŞKİn rapor


Sosyal Hizmetler Ve Çocuk Esirgeme Kurumu Ankara Kadın Sığınma Evi Ziyareti



Yüklə 447,57 Kb.
səhifə16/18
tarix14.01.2018
ölçüsü447,57 Kb.
#20524
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   18

2. Sosyal Hizmetler Ve Çocuk Esirgeme Kurumu Ankara Kadın Sığınma Evi Ziyareti

8 Nisan 2010 tarihinde SHÇEK’e ait kadın sığınma evi ziyaret edilmiştir. Ziyaret sırasında sığınma evi müdürü Seher Gündoğan’dan bilgi alınmıştır. Sığınma evinin kapasite üstü çalıştığı, sığınma evinin kapasitesinin 16 yatak ile 3 çocuk yatağından ibaret olduğu belirtilmiş, bu kapasitesinin Ankara için çok yetersiz olduğu ifade edilmiştir. Sığınma evinde bir sosyal hizmetler uzmanı, bir çocuk psikologu, 6 çocuk eğiticisi ve 8 güvenlik görevlisinin hizmet verdiği belirtilmiştir. Sığınma evine zaman zaman ambülans ve polis arabası geldiği, sığınma evinin yerinin bu yüzden deşifre olduğu söylenmiştir.


Şiddet mağduru bir kadın tarafından yapılan ilk başvurunun, Aile Danışma Merkezine yapıldığı, kadının oradan ilk kabule gittiği ve boş sığınma evi arandığı; mesai saatleri içerisinde Çankaya Belediyesi ile Ankara Büyükşehir Belediyesi sığınma evlerinin arandığı, mesai saatleri dışında ise 183’ün arandığı ifade edilmiştir. Mağdur kadın için Ankara’da bulunan sığınma evlerinde ve ilk kabulde yer bulunmuyorsa Ankara dışındaki sığınma evlerinin arandığı söylenmiştir.
STK’ların ve Avrupa Birliği projelerinin kadına yönelik şiddetle mücadelede etkin olduğu; STK’ların konu hakkındaki deneyimlerinin fazla olduğu çünkü STK’ların dünya deneyimlerini takip ettikleri ifade edilmiştir. STK-devlet işbirliğinin olmasının gerektiği, mücadelenin ortaklaşa yürütülmesi gerektiği söylenmiştir.
Sığınma evlerinde yaşanan en büyük sorunun kalifiye eleman eksikliği olduğu, şiddet mağduru kadına ilk etapta nasıl davranılması gerektiğini bilen çalışanların olmasının gerektiği belirtilmiştir. Sosyal hizmet uzmanlarının ve profesyonellerin kadın sığınma evlerinde çalışmaları için teşvik edilmelerinin gerektiği söylenmiştir. SHÇEK’in kadro ve ücret politikasını değiştirmesinin gerektiği, geçici görevlilerin kadrolu hale getirilmesinin gerektiği ifade edilmiştir. Seher Gündoğan tarafından, Ankara’da kurulmuş olan şiddetle mücadele il kurulundan bahsedilmiş; il kurulunun içinde STK’ların, üniversitelerin, denetimli serbestlik biriminin, Milli Eğitimin, Sağlık Bakanlığının, Ankara Ticaret Odasının, Ankara Sanayi Odasının, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunun ve daha birçok katılımcının olduğu belirtilmiştir.
Sığınma evinden çıkan kadınların ucuz konuta ihtiyaç duydukları, devletin bu kadınların yaşamını asgari ölçüde sağlayacak kadar yardımda bulunmasının gerektiği, bu kadınların çocukları için ücretsiz yahut düşük ücretli kreşlerin sağlanmasının gerektiği söylenmiştir. SHÇEK ve İŞKUR arasında yapılan protokol uyarınca sığınma evinde kalan kadınlara meslek edindirme eğitimlerinin verildiği ifade edilmiştir. Kadın İstihdamı ve Emeğini Değerlendirme Derneğinin sığınma evinde kalan kadınları işe yerleştirmek için çeşitli görüşmeler yaptığı, sığınma evinde kalan kadınların temizlik işleri ve güvenlik görevliliği gibi işlerde istihdam edildiği belirtilmiştir.
Sığınma evinde kalmayan ancak mahkemeye gelen kadının da sığınma evlerinin ilgi alanı içinde olması gerektiği, çünkü bu kadınların mahkeme safhasında da desteğe ihtiyaç duydukları ifade edilmiştir. Şiddet mağduru kadınların rehabilitasyonunun çok önemli olduğu, Sağlık Bakanlığının bu tür kadınlar için birimler kurmasının gerekliliği vurgulanmıştır. Akli dengesi bozuk olan kadınlardan sığınma evinde kalanların bazen diğer kadınlara saldırdığı, bu tür durumlarda 112’nin arandığı ancak şayet kadın kabul etmezde kadına sakinleştirici yapılamadığı söylenmiştir. Sağlık Bakanlığının bu kadınlar için rehabilitasyon ve psikolojik müdahale merkezi açmasının gerektiği ifade edilmiştir.
Sığınma evine içeriden yahut dışarıdan saldırı olduğu zaman, saldırıya uğrayan kişinin şikayetçi olabildiği; ancak kurumsal şikayetin önünün açılmasının gerektiği, sadece kişisel şikayetin kabulünün personeli ciddi sıkıntıya soktuğu belirtilmiştir. Şikayetçi olması gereken kişiler mahkemeye gitmediği zaman takipsizlik kararı verildiği ifade edilmiştir.
Şiddet mağduru kadını polisin bir an önce SHÇEK’e yönlendirdiği, oysa öncelikle 4320 sayılı Ailenin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, sonrasında kadının sığınma evine getirilmesinin gerektiği belirtilmiştir. 4320’ye göre verilen tedbir kararlarının rehabilitasyon zorunluluğu içermesi gerektiği ifade edilmiş; bu rehabilitasyon eğitiminin içerisinde, öfke kontrolü, alkol-madde bağımlılığıyla mücadele, toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimlerinin olması gerektiği belirtilmiştir.
Kadına yönelik şiddetle mücadelede işin sahibinin SHÇEK olduğu ancak SHÇEK’in bu sorumluluğu diğer kurumlarla paylaşmak istediği belirtilmiştir. SHÇEK’in kurumsallaşmasının ve yeterliliğinin sağlanmasının gerektiği, personel sayısının her sene azaldığı, SHÇEK’teki personel sayısının 13.000’den 8.000’e düştüğü, kurumun çalışma koşulları çok zor olduğu için personelin kurumdan kaçmaya çalıştığı ifade edilmiştir. Kurumda ücretlerin düşük olduğu, özellikle sığınma evlerinde çalışanların ücretlerinin arttırılması gerektiği ve yapılan işin katlanılabilir hale getirilmesinin gerektiği söylenmiştir.
Emniyetin, sağlık birimlerinin, kreşlerin ve SHÇEK’in koordineli bir şekilde çalışmasının gerektiği söylenmiş; resmi sevk mekanizmasının kurulması gerektiği ifade edilerek, her şeyin SHÇEK’ten beklendiği ifade edilmiştir.
Sağlık Bakanlığının özürlüler ve akıl sağlığı yerinde olmayanlar için ayrı birim açmasının gerektiği, bu durumda olan kadınların SHÇEK’e gelmemesinin gerektiği söylenmiştir. Huzur evi için sıra bekleyenlerin bile sığınma evlerine geldiği, bunların olmamasının gerektiği ifade edilmiştir.
Şiddet mağduru kadının sığınma evine gelmeden önce ilk kabul merkezinde kalmasının gerektiği, kadının durumunun ilk kabul merkezinde incelenmesinin gerektiği; sonrasında kadının yönlendirmesinin yapılmasının gerektiği belirtilmiştir. Kadın evine dönmek istiyorsa oraya, sığınma evine gitmek istiyorsa sığınma evine yönlendirmesinin yapılmasının gerektiği ifade edilmiştir. Kadının evine yahut sığınma evine gitmesi konusunda ilk kabul merkezinin yönlendirici olmasının gerektiği söylenmiştir.
Devletin işe alımlarda, sığınma evinden çıkan kadınlar için kontenjan ayırmasının gerektiği belirtilmiştir. Şiddet mağduru kadınlar için istihdam kontenjanı ayrılması durumunda; ilk kabul merkezlerinde kadının iş için gelip gelmediğinin ayrımının yapılmasının gerektiği ifade edilmiştir.
Sığınma evinden çıkan kadınlar için en azından bir yıl kalabileceği, yeni hayatına alışabileceği evler olması gerektiği, bu evlerin TOKİ tarafından yapılabileceği ifade edilmiştir.
Şiddet mağduru kadınların ikametgah kayıtlarında “gizli” ibaresinin bulunmasının gerektiği; kadınların çocuklarının e-okul kayıtlarının da bu şekilde olmasının gerektiği, bu sayede şiddet uygulayan eşin kadını ve çocuklarını bulamayacağı ifade edilmiştir.
Okul öncesi çocuklar için sığınma evleri bünyesinde kreşlerin açılmasının gerektiği ve çocuklara yönelik rehabilitasyonun buralarda yapılmasının gerektiği söylenmiştir.
SHÇEK personelinin süpervizyon almasının gerektiği ve sığınma evlerinde çalışanların da rehabilitasyona ihtiyaç duyduğu belirtilmiştir.
Sığınma evinde kalan kadınlar tarafından, mahkeme esnasında güvenliklerinin sağlanmasında problem olduğu, verilen harçlıkların yeterli olmadığı, küçük çocuklar için kreşe ihtiyaç olduğu, sığınma evinden ayrıldıktan sonra valilikçe verilen 3 aylık kira yardımının devamlılığının olmasının gerektiği ifade edilmiş; en büyük problemlerinden bir tanesinin sığınma evinden çıktıktan sonra iş bulamamak olduğu söylenmiştir.


Yüklə 447,57 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   18




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə