Kadina yöneliK ŞİddetiN Önlenmesinde mevzuattaki ve uygulamadaki noksanliklarin tespiTİne iLİŞKİn rapor


Ankara Büyükşehir Belediyesi Kadın Sığınma Evi Ziyareti



Yüklə 447,57 Kb.
səhifə17/18
tarix14.01.2018
ölçüsü447,57 Kb.
#20524
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   18

3. Ankara Büyükşehir Belediyesi Kadın Sığınma Evi Ziyareti

03/06/2010 tarihinde Ankara Büyükşehir Belediyesi kadın sığınma evi ziyaret edilmiştir.


Ankara Büyükşehir Belediyesi kadın sığınma evinde, sığınma evi koordinatörü Emel Anar, idari yardımcı ve psikoterapist Kübra Özşahin ile diğer görevlilerden sığınma evi hakkında bilgi alınmıştır.
Ankara Büyükşehir Belediyesi kadın sığınma evinin, yönetmelikte bir açıklık olmamasına rağmen, il dışından gelen şiddet mağduru kadınlara da baktığı ifade edilmiştir. Başka sığınma evlerinden yönlendirilen, Alo 118 vasıtasıyla gelen, SHÇEK’ten gelen kadınların başvurularının da kabul edildiği söylenmiştir.
Şiddet mağduru kadınla ilk görüşmenin, belediyenin danışma merkezinde yapıldığı, sonrasında gerekirse kadının sığınma evine naklinin belediyenin araçlarıyla yapıldığı ifade edilmiştir. Sığınma evine gelen kadına 3-4 gün boyunca soru sorulmadığı, kadının rahatlamasının sağlandığı, sonrasında psikolog ve sosyal çalışmacıların kadınla ilgilenmeye başladıkları belirtilmiştir.
Sığınma evine gelen kadınların ekseriyetinin meslek sahibi olmayan kadınlardan oluştuğu, bu kadınların meslek edindirme kurslarına gönderildiği belirtilmiş; bu kursların İŞKUR, halk eğitim, Ankara Büyükşehir Belediyesi Teknik Eğitim Kursları (BELTEK) tarafından verildiği ifade edilmiştir. Kurslar aracılığıyla meslek edinen kadınların hemen hemen hepsinin işe yerleştirildiği ifade edilmiştir. İŞKUR’un hasta ve yaşlı bakım kursu, çocuk bakım kursu vb. kurslar verdiği; bu kursların iş garantili kurslar olduğu belirtilmiştir. Bu tür kurslara ve sonrasında da işe giden kadınların, küçük çocuklarını bırakabilecekleri ücretsiz kreşlerin açılması gerektiği vurgulanmıştır.
Hollanda ve Avusturya örneğinde sığınma evi işletme işini belediyelerin yaptığı, belediyelerin kaynakları fazla olduğu için belediyelerin bu işi üstlenmesinin gerektiği söylenmiştir.
Sokağa atılmış olan kadınların sığınma evine alındığı, ancak sokakta yaşamayı tercih edenlerin sığınma evine alınmadığı; bunlar için rehabilitasyon ve evsizler yurdu benzeri birimlerin kurulması gerektiği ifade edilmiştir. Birkaç yıl öncesine kadar SHÇEK’e ait, Çocuk Eğitim ve Tedavi Merkezinin bulunduğu; burasının evsizleri, sağlık problemi olan, akıl hastası olan, yaşlı olan ve sokakta kalanları barındırdığı ifade edilmiş; ancak bu birimin binasının yıkıldığı ve tekrar açılmadığı, burasının mutlaka tekrar açılması gerektiği ifade edilmiştir.
Şiddet mağduru kadınların artık, şiddete uğradıkları zaman nereye başvuracaklarını bildikleri; dağıtılan broşürlerin, televizyonda yayımlanan bazı kadın programlarının kadınlar için farkındalık yarattığı söylenmiştir.
Aile içi şiddetle mücadelenin uzun soluklu bir mücadele olduğu, esas mücadele alanının aile olduğu, çocukların büyükleri rol model alarak büyüdükleri ifade edilmiş; lise müfredatına toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili ders konulması gerektiği söylenmiş; erkeklerin toplu olarak bulunduğu askeriye, cami, kahve vb. ortamlarda, erkeklere eğitim verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Ankara Büyükşehir Belediyesinin, aile yaşam merkezleri ve hanım lokallerinde aile içi şiddetle mücadele konusunda eğitim verildiği ifade edilmiştir.
Sığınma evinde çalışan hemşirelerin, güvenlik görevlilerinin de, Kadının Statüsü genel Müdürlüğü ve SHÇEK’le yapılan toplantılara katıldığı, çalışanlarda konuya ilişkin farkındalığın bu şekilde yükseltildiği belirtilmiştir.
Karakolda şiddet mağdurları konusunda çalışan “şiddet asayiş birimi”nin olması gerektiği belirtilmiştir. Karakolla sığınma evi arasında özel bir telefon hattı kurulması gerektiği, ihtiyaç duyulduğunda polisin acilen sığınma evine gelmesinin gerektiği ifade edilmiştir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

DEĞERLENDİRME VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ


1. Hukuki Alana Yönelik

1) 4320 sayılı Ailenin Korunması hakkındaki kanun gereği, şiddet mağduru kadının şiddete uğradığını ispatlamasına gerek olmadığı için, kadından şiddete uğradığını kanıtlaması beklenmemelidir. 4320 sayılı kanuna “Koruma kararı verilmesi için belge aranmaz.” şeklinde bir ibare konulmalıdır.


2) Çocuk mahkemeleri ile aile mahkemeleri ayrı mahkemeler olmaktan çıkarılarak “Birleşik Aile Mahkemeleri” olarak birleştirilmelidir. Aile mahkemelerine daha fazla yetki verilmeli, aile mahkemeleri fiziksel olarak adliye binasından çıkarılmalıdır. 4320 sayılı kanun uyarınca aile mahkemesi hakimince verilen tedbir kararının ihlali durumunda, ihlal sebebiyle verilecek cezanın sulh ceza mahkemesinin görev alanından çıkması ve cezanın aile mahkemesi hakimince verilmesi gerekmektedir. Velayet ve vesayete ilişkin kararların sulh hukuk mahkemesinin yetki alanından çıkartılıp, aile mahkemelerinin görev alanına sokulması gerekmektedir. Şehrin her bir bölgesinden farklı aile mahkemesini sorumlu kılarak, aile mahkemelerinin o bölgeye ilişkin kurumsal hafızası oluşturulmalıdır.
3) Aile mahkemesi hakimlerinin seçiminde etkili olması gereken, konu hakkında akademik çalışma yapmış olma kriteri hayata geçirilmeli ve genç hakimler aile mahkemesi hakimi olmaya özendirilmelidir.
4) Aile mahkemesinde çalışan psikolog ve sosyal çalışmacılar sorun çözücü nitelikleri yüksek kişiler arasından seçilmelidir.
5) 4320 sayılı Ailenin Korunması Hakkındaki Kanun şiddete uğrama tehlikesi bulunan bireyleri de korumalıdır. “Şiddete uğrama tehlikesinin varlığı” da mahkemece verilecek tedbir kararı için yeterli olmalıdır.
6) 4320 sayılı Ailenin Koruması Hakkındaki Kanuna dayanılarak çıkarılan yönetmelikte şiddetin, fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik ve sözel olarak ortaya çıkabileceği belirtilmiştir. Burada yer alan şiddet türleri 4320 sayılı kanun metnine taşınmalıdır. Ayrıca “sosyal şiddet” de bu şiddet türleri arasına eklenmelidir.
7) 4320 sayılı Ailenin Korunması Hakkındaki Kanun daha kazuistik biçimde düzenlenmelidir.
8) Şiddet mağdurunun, mahkemenin verdiği tedbir kararına ilişkin tebligatın gönderilmesine rağmen tebligatı almaktan imtina eden kimsenin mahkeme kararını bildiğini ispatlaması halinde, tebligatın yapılmış sayılması gerektiğine ilişkin bir düzenleme yapılmalıdır.
9) 4320 sayılı kanun uyarınca verilen tedbir kararlarının bir örneği, tedbir kararı çıkartılmasını isteyen tarafa verilmelidir. Buna ilişkin düzenleme yönetmelikte değil 4320 sayılı kanunda yapılmalıdır.
10) Mesai saatleri dışında ve tatil günlerinde aile mahkemesi hakimleri çalışmadığı için; acil durumlarda savcıya 4320’den kaynaklanan tedbir kararlarını uygulama yetkisi verilmelidir. Savcının verdiği tedbir kararının sonradan aile mahkemesi hakiminin onayına sunulmasına ilişkin bir düzenleme yapılmalıdır.
11) 4320 sayılı kanuna göre verilen tedbir kararlarına karşı, aynı mahkemede yapılmak üzere “yeniden inceleme” başvurusu yolunun açılmasına yönelik düzenleme yapılmalıdır. Yeniden inceleme başvurusunun süresi Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa paralel bir şekilde 10 gün olarak düzenlenebileceği gibi; yeniden incelemenin duruşmalı yapılması sağlanmalı ve yeniden inceleme başvurusu, tedbir kararının infazını durdurmayacak şekilde düzenlenmelidir.
12) 4320 sayılı kanuna göre, koruma tedbirleri en fazla altı aylığına verilebilmekte ancak kanunun tekrar ihlali halinde yeniden koruma tedbirine hükmedilebilmektedir. Bu konuda farklı görüşlerin ortadan kaldırılması ve uygulamada birliğin sağlanabilmesi için, yasadaki süreye ilişkin hükmün “Bir kerede altı ayı geçemez.” şeklinde düzenlenmelidir.
13) Şiddetin gerçekleştiğini tespit eden üçüncü kişilerin de aile mahkemesine ihbarda bulunabilecekleri ve ihbarın yazılı yahut sözlü şekilde yapılmasının mümkün olduğunun yönetmelikte düzenlenmiş olmasına rağmen, bu düzenleme 4320 sayılı kanunda yapılmalıdır.
14) Aile mahkemesinde çalışan uzmanlara, karşılığında hakları verilecek şekilde, nöbet sistemi getirilmeli, ancak bu düzenleme, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’a dayanarak çıkarılması gereken ayrı bir yönetmelikte yapılmalıdır.
15) Şiddet mağduru kadının şikayetçi olduğu eşinin, 4320 sayılı kanun uyarınca nafaka ödeme tedbiri ile cezalandırılması mümkündür. Ayrıca şiddet uygulayan eşin tedbir kararı gereğince evden uzaklaştırılması da mümkündür. Bu tür durumlarda şiddet mağduru kadının nafakayı almaması veya evin temel ihtiyaçlarını karşılayamaması ihtimaline karşı, oluşturulacak bir fondan kendisine ödeme yapılması; daha sonra yapılan ödemenin kusurlu eşten rücu yoluyla tahsil edilmesine ilişkin bir düzenleme yapılmalıdır.
16) Kadına yönelik şiddetle mücadelede, Kadına Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. maddesi göz önünde tutulmalıdır.
17) Kadına karşı şiddetin önlenebilmesi için sadece aile içi şiddete uğrayanlar değil aynı zamanda boşanmış veya birlikte yaşayan - evlilik bağı olmayan- kişiler içinde 4320 sayılı kanunun sağladığı korumadan yararlanacak şekilde ilgili kanunlarda düzenlemelere gidilmelidir.
18) Ceza Muhakemesi Kanununda olduğu gibi, 4320 sayılı Ailenin Korunması Hakkında Kanunda yer alan bir kısım tedbir kararlarının, aile mahkemesi hakiminin onayı alınıncaya kadar savcı tarafından verilmesine ilişkin bir yasal düzenleme yapılmalıdır. Savcıya, 4320 sayılı Kanunda yer alan tedbir kararlarının bir kısmına, aile mahkemesi hakimince sonradan onaylamak üzere, hükmedebilme imkanı getirilmelidir.

19) Aile mahkemelerinde nöbet usulü getirilmeli, mesai saatleri dışında ve tatil günlerinde de polisin aile mahkemesi hakimine ulaşmasına olanak sağlanmalıdır.


20) 4320 sayılı Ailenin Korunması Hakkındaki Kanunda yer alan tedbirlerden bir tanesi de şiddet uygulayan eşin silah ve benzeri araçlarını kolluğa teslim etmesidir. Ancak bu yaptırıma maruz kalan kişinin taşıdığı silah özel değil, resmi silah ise (örneğin kişi polis ise), bu tedbirin uygulanmasında güçlükle karşılaşılmaktadır. Bu duruma ilişkin düzenleme yapılmalıdır.
21) Sığınma evine içeriden yahut dışarıdan saldırı olduğu zaman, sadece saldırıya uğrayan kişi şikayetçi olabilmektedir. Bu durum ise sığınma evi personelini zor durumda bırakmaktadır. Bu tür vakalarda kurumsal şikayetin önü açılmalıdır.



Yüklə 447,57 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   18




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə