KÖPRÜLÜ’NÜN FOLKLOR VE HALK EDEBİYATI ÇALIŞMALARI 155
üzerine yapılan birçok çalışmaya öncülük eden eserlerini meydana getirmesine sebep olmuş-
tur. Bu duruşundan dolayı Ziya Gökalp ve Mehmet Emin Yurdakul ile birlikte
Yeni Lisan
hareketinden dolayı eleştirilere maruz kalmıştır. Celâl Nuri bu münekkitlerin başında gelir
ve şu sözlerle gruba ve temsilcilerine dokundurur:
Celâl Nuri, Mehmed E. Yurdakul’un,
Fuad Köprülü’nün şiirlerine de dokunarak, Veysî’den bir fıkra naklettikten sonra o zamanki
kadar fesâhate, sağlam bir üslûba, âhenkli cümlelere, zerrîn terkiplere, cevherîn istiârelere,
ulvî hayâllere, “Kızılelma’da, Yeni Hayat’ta, Türk Sazı’nda, Vezn-i Ben’an üzre düzülmüş
Nasreddin Hoca efsâneleri’nde rastlamak kâbil midir? diyor
. (
Türk Sazı
ifadesiyle Mehmed
Emin Yurdakul’un,
Nasreddin Hoca efsâneleri
ile de Fuad Köprülü’nün Hece vezniyle yaz-
dığı şiirleri içine alan
Nasreddin Hoca – Manzûm Hikâyeler
adlı kitabına ta’riz edilmekte-
dir.)
16
Bu sebeple M. F. Köprülü’nün –ilk dönem hariç- müstakil eser ve makale külliyatına
bakacak olursak fikri ve Türkoloji alanındaki çalışmalarındaki millî duruşu Ziya Gökalp’a
borçludur. Zaten âlimin büyük mütefekkir Z. Gökalp hakkında söylediği sözler bunu kanıt-
lamaktadır:
Mefkûresinden başka hiçbir şeye kıymet vermeyen ve nihâyetsiz bir imânla
dâimâ ona doğru koşan Ziya Gökalp’in hayâtı, Türk gençliği için dâimâ bir timsâl olacak
kıymettedir. (…) İntihâb edilecek eser mutlakâ manzûm olacak ise, Ziya Gökalp Bey’in eser-
leri bu mükâfâta lâyıktır. Faâliyet-i fikriyyesinin ve te’sîrâtının azameti i’tibariyle Nâmık
Kemal’den sonra yetiştirebildiğimiz en büyük mütefekkir olan Ziya Bey, millî edebiyatın on
senedenberi şübhesiz en güzel, en kıymetli nümûnelerini yazmıştır.
17
Bu ifadeyi kesin bir
şekilde belirtmemizin sebebi, M. F. Köprülü’nün özellikle de Z. Gökalp ile olan münasebe-
tinden önce özelinde halk edebiyatı genelinde ise folklor konusunda takındığı tavır ile ilgili-
dir. Bu yazının da ana konusunu teşkil eden M. F. Köprülü’nün folklor anlayışı ve folklor
üzerine yaptığı çalışmalarda bunu daha iyi görmek mümkün olacaktır.
İlk yazısı 1912 yılında Servet-i Fünûn dergisinde
Şinasi’nin Şiirleri
adıyla yayımlanan
M. F. Köprülü’nün en önemli ilmî yazılarından belki de ilki 1913 yılında Bilgi Mecmuasının
ilk sayısındaki
Türk Edebiyatı tarihinde Usul
adıyla neşredilmiştir.
M. F. Köprülü bundan
sonra sürdüreceği araştırmalarının sonucunda birçok makale, bildiri ve kitap kaleme almış
ve arkasında kıymeti ve seviyesine hâlen daha erişilememiş birçok çalışma bırakmıştır. Biz
de bu çalışma çerçevesinde M.F. Köprülü’nün bu süreç içerisinde halk bilimi (folklor) üzeri-
ne yapmış olduğu çalışmaların bir kısmını incelemeye ve bu eserler temelinde Köprülü’nün
halk, halk bilgisi, halk bilimi ve halk yaratmaları üzerine olan fikir ve çalışmaları üzerinde
durmaya çalışacağız. Çalışmaların incelenmesinde tür değil kronolojik sıra esas alınmıştır.
Âlimin doğrudan halk bilimi üzerine yapmış olduğu ilk çalışma İkdam gazetesinde
1914 tarihinde yayımlanan
Yeni Bir İlim: Halkıyat “Folk-lore”
adlı çalışmasıdır. Köprülü
kısa hacimli bu makalesinde
halkıyat
adını verdiği disiplinin Avrupa’ya nazaran çok geç
vakitlerde ülkemize dâhil olduğunu belirtip hayıflandıktan sonra artık folklor üzerine yapa-
cağı çalışmaların hangi fikrî temel üzerinde kurulması gerektiğinin işaretlerini de vermekte-
dir. Âlime göre
halkiyat milliyetperverlik
temelinde inşa edilmeli ve bu minvalde yükselme-
16
Fevziye Abdullah Tansel (haz.), Ziya Gökalp Külliyatı-1 Şiirler ve Halk Masalları, s.XXXII,
35 nulu dipnot.
17
Tansel, age, s.XXXIII.
ERHAN AKTAŞ
156
lidir. Çünkü bir insanın
milliyetperver
olabilmesi için
evvela kendini milletinin anâsır-ı
meşgalesini yani tarihini, coğrafyasını, ictimâiyyatını, lisânını, edebiyâtını bilmelidir.
18
İlk
dönem folklor çalışmalarının sömürgeleştirmek istedikleri milletlerin kültürel unsurlarını
derlemek ve bunları daha iyi öğrenmek amacıyla Batı kolonyalizmi tarafından yapıldığını
belirten M. F. Köprülü, Çarlık Rusya döneminden başlayan misyonerlik temelindeki tahak-
küm kurma siyasetinde de yine
folklor tedkikatını icra
edildiğini söyleyerek bu konuda Tür-
kiye’de görüş bildiren ilk zümre arasında da yer alır. M. F. Köprülü’nün bu kısa çalışması
belirttiğimiz üzere mühimdir. Burada folklor disiplininin kültürel boyutundan ziyade siyasi
boyutuna temas eden âlim azınlık milliyetçiliklerinin muazzam bir imparatorluğu parçaladı-
ğı bir dönemde mülkün asıl sahiplerinin eldeki topraklara sahip çıkmaları ve onları korumak
için söz konusu bölgenin kendilerine ait olduğunu tespit ve tescil etmeleri için
halkiyat
ın
önem ve gereğinden de bahseder:
Eskiden güzel ve dil-rübâ Türk şehirleriyle dolu olan Tuna
yalılarının hâtırâtına, oraların şarkılarını, destanlarını saklasaydık bugün eski hâkimiyetimi-
zi yalnız cansız kitap sayfalarında göremezdik. Rumeli’nin son felâketinde düşman eline
geçen yerler ahâlisi tabîî yavaş yavaş yok edileceklerdir ve biz ileride oraların eski Türk
memleketi olduğunu isbât için “Halkiyat”ın canlı vesîkalarına muhtaç olacağız. Eğer bugün
o vesîkaları zabt ve kayıt edebilirsek, hiç olmazsa felâketlerimizin hâtırasını saklayabilece-
ğiz. Bir millet için bu büyük bir tâziyâne-i intibâhtır.”
19
Benzer düşünceler M. K. Atatürk
tarafından da ifade edilmiş olup
Balkanları kaybetmemizde en etkili olan şeyin, bu milletle-
rin kurduğu ‘İslav Araştırma Merkezleri’ olduğunu isabetle
belirtmiştir.
20
Bu çalışma
folklor
ve milliyetçilik
bahsi için önemli değerlendirmeleri de içerir. Gerek kronolojik gerekse
muhteva bakımından Köprülü’nün bu çalışması folklor dairesi içerisinde bilhassa halk ede-
biyatı üzerine yapmış olduğu çalışmaların bir manifestosu gibidir.
M. F. Köprülü’nün hayatı, ilmi, tarihçiliği ve folklor sahası üzerinde yapmış olduğu ça-
lışmalar üzerine birçok makale, değerlendirme ve kitap kaleme alınmış olup onun folklor
sahası çalışmalarını değerlendiren araştırmaların sayısı bir hayli azdır. Bu konuda kendisinin
sadece Türk Saz Şairleri üzerine yapmış olduğu çalışmaları değerlendiren bir tek eser mev-
cuttur
21
Bunun haricindeki çalışmalar genel manada onun tarihçiliği üzerine yapılan çalış-
malardan ibarettir.
Köprülü’nün 1913 yılında yazmış olduğu Halk Edebiyatı 1-2 makalelerinden sonra
Türk halk edebiyatı türlerinden
efsane
konusunu ele aldığı makalesi
Türklerde Esâtir ve
Efsane
adını taşır. Makale Tanin’de 16 Haziran 1330/1914 tarihinden yayımlanmıştır.
Türk Edebiyatında Âşık Tarzı’nın Menşe ve Tekâmülü
(1915)
adlı makalesinde Köprü-
lü diğer tüm çalışmalarında yaptığı gibi irdeleyeceği konunun tarihî alt yapısına ve kaynak-
larına eğilmektedir. Klasik Türk edebiyatı temsilcilerinin Türk olan halka ve onların konuş-
tuğu Türkçeye ve karşı tezyifane sözlerden örnek veren Köprülü bu devrin şairlerinin idare
18
Köprülüzade, “Yeni Bir İlim: Halkiyat ‘Folk-lore’”, Türk Halk Edebiyatı El Kitabı
, s.377.
19
Köprülüzade, agm, s.379.
20
İsmail Görkem, “Ziya Gökalp’ın Folklor Olgusuna Bakışı”
, Mehmet Eröz Armağanı, s.207.
21
Fuat Özdemir, Fuat Köprülü’nün Türk Saz Şairleri Üzerindeki Çalışmaları, Kült. Bakanlığı.
Yay.