M ehmet f uat k



Yüklə 402,29 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə7/9
tarix23.08.2018
ölçüsü402,29 Kb.
#63846
1   2   3   4   5   6   7   8   9

KÖPRÜLÜ’NÜN FOLKLOR VE HALK EDEBİYATI ÇALIŞMALARI  163 

şiirleri, hikmetler ve darb-ı meseller, ayrıca büyüklere verilen “koşuk:kaside”ler

in bulundu-

ğundan da söz eder.

55

  



Türk Edebiyatı Tarihi adlı eserde işlenen bir diğer tür de 

sağu

dur. Bu türü ayrı bir baş-

lık altında ele alıp 

önceleri yuğ’larda, umumî toplantılarda –ilk zamanlarda sırf dinî, sonraki 

devrelerde  daha  çok  bediî  bir  gaye  gözetilerek-  “Kopuz”ların  eşliğinde  terennüm  olunan 

“mersiyeler” eski Türk şiirinin belki en mühim kısmı 

şeklinde niteleyen M.F. Köprülü türün 

icracılarından  ve  içeriğinden  de  bahsettikten  sonra  destan  türü  ile  yaptığı  kıyas  ile  bunun 

önemini bariz derecede ortaya koyar: 



Falan veya filan şahsın değil bütün bir kavmin yaygın 

hislerini  aksettirdiği  için,  bu  mersiyeler  âdeta  bir  nevi  “destan”mahiyetini  gösterir.  Onda 

ifade edilen keder yalnız şairin değil, bütün cemiyetin malıdır. Şair kahramanın menkıbele-

rini  inşad  ederken  kendi  hayallerinden  ziyade  halkın  müşterek  ve  umumi  hislerini  nakle-

der

56

  

Türk Edebiyatı Tarihi 

adlı eser içerisinde bir bölümü teşkil eden yine aynı eserin 



Do-

kuzuncu  Bölüm

ündeki 


Halk  Edebiyatının  Devamı 

başlığında 



Divanü  Lugâti’t-Türk’teki 

Manzûmeler, Edebî Nev’iler: Mersiye, Destan, Av Şarkıları, Aşk ve Şarab Şiirleri 

ve 


Manas 

Destanı

dır.  Yine  aynı  bölümün 



Edîb  Ahmed  ve  Atabet’ül-Hakâyık 

başlıklı  yazısında  bu 

eserdeki halk edebiyatı tesirleri incelenmiştir. Onuncu bölümde bulunan 

Anadolu’da Türk 

Lisan ve Edebiyatı 

ana başlığının alt başlıklarından ikisi 



Halk Edebiyatı 

ile 


Halk Edebiyatın-

da Dinî ve Millî Unsurlar 

başlığını taşır.   

Kadim Türk bayramı Nevruz hakkında da bir makalesi olan Köprülü’nün bu çalışması 

Hayat dergisinin 1927 yılı 18. sayısında yayımlanır: 



Nevruz’un millî bir bayram olarak eski 

İran’da  kutlandığını,  İslamiyet’ten  sonra  da  bu  kutlamanın  devam  ettiğini,  Şii  mezhepli 

Türklerin de buna uyduklarını ifade eder. Nevruz hakkında çeşitli kaynakların bilgi verdiği-

ni  söyledikten  sonra,  Burhân-ı  Kâtı’nın  verdiği  uzun  malumatı  nakleder.  Daha  sonra 

Nizâmülmülk’ün  ‘Siyasetname’si  ile  Gazali’nin  Nasîhatu’l-Mulûk’ündeki  ilgili  bilgileri  de 

verir. III. Ahmed’in Safevî sefiri Dürrî Efendi’nin, Safevî sarayında izlediği Nevruz merasimi 

hakkında anlattıklarını naklederek konuyu bitirir

.

57



  

Millî Edebiyat Cereyanının İlk Mübeşşirleri 

(1928) başlıklı makalesinde Köprülü, doğ-

rudan doğruya halk edebiyatına temas etmemektedir. Çalışmada Klasik Türk edebiyatı dev-

rinde bazı şairlerin başlatmış olduğu 



sâde ve terkipsiz lisan cereyanı

ndan bahsedip bunların 

örneklerini  verdikten  sonra Tanzimat  dönemindeki Ziyâ  Paşa-Şinasî-Nâmık  Kemal  mekte-

binden ve bunların Tanzimat dönemindeki dili sadeleştirme çabalarından bahseder.

58

  

V.-XVI.  Asırlarda  Türk  Şâirleri 



(1930)  adlı  makalesinde  M.  F.  Köprülü  halk  şiiri  ve 

halk şairliği geleneğini Hun Türk hükümdarı Attila’ya kadar götürmektedir. Batılı kaynakla-

rın bahsettiğine göre 

Attila’nın ordusunda şâirler ve mızıkacılar vardı; onun ziyafetlerinde 

bu  şâirler,  Attilâ’nın  kahramanlıklarına,  zaferlerine  dâir  inşâ  ettikleri  şiirleri  okurlardı

.

59



 

                                                

55

 Age, s.183. 



56

 Age, s.101. 

57

 Palabıyık, age, s.160-161. 



58

 Köprülü, “Millî Edebiyat Cereyanının İlk Mübeşşirleri”, Edebiyat Araştırmaları 1,



 s.271-315. 

59

 Köprülü, “V.-XVI. Asırlarda Türk Şairleri”, Edebiyat Araştırmaları 1,



 s.157. 


ERHAN AKTAŞ 

164 


Bundan sonraki Köktürk, Uygur ve Kırgız Türklerinde yapılan eğlencelerde de şiirler okun-

duğundan bahseden Köprülü sadece eğlenceli ortamlarda değil 



mâtem merâsimlerinde de bu 

halk şâirlerinin yeri

nin çok önemli olduğunu belirtmiştir.

60

 Geleneğin İslamiyet’ten sonra da 



devam ettiğinin tarihî kayıtlarda görülebileceğinden söz eden Köprülü Selçuklulardan itiba-

ren Türkiye Türklerinde de mevcut olduğunu ifade etmiştir.



 

M. F. Köprülü’nün, 1932-1934 yılları arasında Prof. Dr. Ahmet Caferoğlu’nun idare-

sinde üç cilt ve 36 sayı olmak üzere, 1954 yılında ise 37. ve tek sayı olmak üzere çıkarılan 

Azerbaycan Yurt Bilgisi 

adlı dergi de çıkan yazılarından üçü 



Dede Korkut Kitabına Ait Not-

lar 

ana başlığı şeklinde bir üçleme hâliyle yayımlanmıştır. Bunlardan ilki 



Altın Küpeli Oğuz 

Beyleri 

alt başlığında olup Türk hükümdarlarında da görülen küpe ve/veya halka takma âde-

ti hakkında tarihî malumat veren Köprülü, İraniyat ve İsrailiyatta buna dair kayıtlar olduğu-

nu belirttikten sonra Türk tarihindeki ilk örneği Çin kaynaklarına dayanarak Yenisey Kır-

gızlarından verir. Selçuklu, Altın Ordu, Kara Koyunlu, Ak Koyunlu, Timurlular ve Osmanlı-

larda  da  bu  âdetin  mevcudiyetinden  bahseder.  En  eski  devirlerden  başlamak  üzere  yakın 

zamanlara  gelinceye  dek  bu  âdetin  bir  aitlik,  kölelik  alameti  olduğundan  bahseden  âlim, 

Dede Korkut boylarında geçen 



altın küpeli Oğuz beyleri 

tabirinin ise anlatıların geçtiği coğ-

rafyada hüküm süren Ak Koyun ve Kara Koyun beylerinin de bu âdete sahip olmaları tarih-

sel  gerçeğinden  yola  çıkarak  bu  anlatının  tarihî  gerçekliği  üzerinde  durmuştur.

61

  Köprü-


lü’nün bu silsile içindeki ikinci yazısı 

Başa Dönmek, Aynalmak 

alt başlığını taşır. Yazar bu 

tabirin bulunduğu Dede Korkut Kitabı’ndaki 

başa çevirmek 

tabiri üzerinde durur. İfadenin 

bilhassa Azerbaycan sahasındaki kullanım sıklığından bahsettikten sonra aynı anlama gelen 

ve Türkistan, İdil-Ural ve Moğolistan sahasında sıkça kullanılan “aynalamak” tabirini de ele 

alır.  Çalışmanın  sonunda  Köprülü,  söz  konusu  âdetin  şamanlıktan  gelen  bir  pratik  olup 

müslim  veya  gayrımüslim  birçok  Türk sahasında  dinî  ve  sosyal  sahada  sıkça  uygulandığını 

ifade eder.

62

 Köprülü’nün bu ana başlık altındaki son makalesi 



Ozan

dır. Ancak söz konusu 

makale 1934 yılında 

Türk Dili  ve Edebiyatı Hakkında Araştırmalar 

adlı çalışmada yeniden 

yayımlanmış  olup  sebebini  Köprülü  şöyle  açıklamıştır: 

Bu  yazı,  ilkönce  Âzerbaycan  Yurt 

Bilgisi  mecmuasında  (Nu.  3  s.  138-140,

63

  1932)  neşrolunmuştur.  Bu  def’a  basılırken  epeyi 

yeni ilâveler yapıldı 

(Köprülü 1989e:131, 1 nulu dipnot)



Biz söz konusu makalenin tanıtı-

mını aşağıdaki satırlarda yaptığımız için bu 

ilavesiz 

çalışma üzerinde yeniden durmayıp yal-

nızca künyesini vermekle yetineceğiz.

64

  



                                                

60

 Agm, s.159. 



61

  Köprülüzade,  “Dede  Korkut  kitabına  ait  notlar  I  Altın  Küpeli  Oğuz  Beyleri”,  Azerbaycan 



Yurt Bilgisi, C. 1, S.1,

 1932, s.17-21. 

62

 Köprülüzade, “Dede Korkut kitabına ait notlar II Başa dönmez, Aynalmak”, Azerbaycan Yurt 



Bilgisi

C.1, S.2, 1932, s.84-91. 

63

 Buradaki sayfa sayıları Köprülü tarafından yanlış verilmiş olup makale 133 ile 140. sayfalar 



arasında bulunmaktadır. 

64

  Köprülüzade,  “Dede  Korkut  kitabına  ait  notlar  III  Ozan”,  Azerbaycan  Yurt  Bilgisi,  C.1,  S. 



2,1932, s.133-140. 


Yüklə 402,29 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə