37
vapurla izam olunacakları tebliğ olundu. İnşallah bu ilk kafile de onun arkasınca
diğer kafileler de giderler. Ta ki sıra bize de gelir. Zira artık hak tecelli etmeye
başladı ve masumiyetler taayyün ettikçe [belli oldukça] masumlar da tahliye
olunmaya başladılar. Binaenaleyh artık emin olabiliriz. Bu kere gidenler arasında
zavallı bizim Karslılar da vardır. Bilseniz, onların kurtulmalarına ne kadar
memnun oldum. Zavallılar burada büyük bir usret [sıkıntı] ve ihtiyaç içinde
kıvranıyorlardı. Giden vükelâ [vekiller] arasında Bolu mebus-ı sâbıkı Habib Bey
de var
dır. Onun hanımı gelip sizinle görüşecektir. O pek iyi bir adammış. Burada
pek iyi ahbap olduk. Siz de orada onun hanımı ile ahbap olunuz. Benim son iki
mektubumu almamışsınız. Hâlâ da (mı) bu gibi şeylere alışmadınız mı? Benden
vekâlet-name istiyorsunuz.
İnşallah bugünlerde yaptırır ve gönderirim. Esad Paşa
sizin cümlenize selam eder, çocukların yüzlerinden öper. Hanımına arz-ı ihtirâmât
ederim. Emin olsunlar ki paşa bey iyidir, kitap yazıyor, şair olmuş! Bakımına
gelince… Eyvah ki o bana benden ziyade bak
ıyor. Cümlenizin yüzlerinizden
öperim. Ahmed.
Malta m
əktubları və yaxud ,“Unutmayınız ki, bir milletin ruh ve kalbi
bilhassa bu gibi imtihanlarla güç kazanır!”
Ağaoğlularla bağlı araşdırmalar apararkən İstanbul Böyükşəhər
B
ələdiyyəsinin w.w.w. ibb.gov.tr saytında maraqlı bir xəbərlə rastlaşdım. “Tarixdə
iz buraxan üç bacı paneli” adlı xəbərdə deyilirdi ki, 2007 –ci il noyabr ayının 3-də
tariximizd
ə iz buraxan Cümhuriyyətin önçü qadınlarından üç bacı- vəkil Sürəyya
Ağaoğlu, millət vəkili, maarifçi Tezər Taşqıran və dr. Gültəkin adından onların
Qadın Əsərləri Kitabxanası və Bilgi Mərkəzi Vəqfində 2002- ci ildə hədiyyə
etdiyi 5000
ədəd ailə sənədləri- məktublar, gündəliklər, pasportlar, qəzet
k
əsikləri... əsasında hazırlanmış kataloqun təqdimat mərasimi keçiriləcəkdir.
H
əmin kataloqu əldə etməyə çalışdığım bir vaxtda dəyərli dostumuz, Mərmərə
Universitetinin dos. dr. Mehdi G
əncəlidən bir məktub aldım. O, yazırdı ki, Sizin
Tektaş bəydən aldığınız məktub sayısı 23 idi. Bu məktublardan yeddisi də Qadın
38
Əsərləri Kitabxanasının arxivindən çıxdı. Onları da aldım. Beləliklə, məktub
sayısı 30 oldu”. Dos. dr. M. Gəncəli məktubda daha sonra Ağaoğlulara aid digər
d
əyərli sənədlərlə də tanış olduğunu qeyd edirdi.
D
əyərli oxucuların diqqətinə böyük tarixi, ictimai və elmi əhəmiyyət kəsb
etdiyini n
əzərə alaraq Əhməd Ağaoğlunun Malta məktublarından ikisini də təqdim
edirik.
Malta, Polverista, 16 Haziran 1920
Azizim Sitare ve Humay! Bu mektubu size acı bir duygunun tesiri ile
yazıyorum. İngilizler yeniden kendilerine has olan adaletten bir numunesini daha
gösterdiler. Bugün burada bir liste tebliğ olundu. Listeye dâhil olanlara şehirde
serbest gezmek müsaadesi veriliyor. Bütün heyet-i vükelâya, merkez-i umumî
a’zalarına bu serbestî verildiği hâlde ne benim ve ne de Ziya Bey’in nâmımız
listeye idhâl edilmemiştir [alınmamıştır]. Anlarsınız ya! Bütün fenalıkları biz
yapmış imişiz! Bu adamlar bu gibi zulüm ve cefalarla bizim güya kuvve-i
maneviyemizi kesr edeceklermiş! [manevi gücümüzü kıracaklarmış] Bilmiyorlar ki
biz Af
rikalı Berber akvamına [kavimlerine] mensup değiliz. Bizim gibiler üzerine
zulüm ve cefa tamamen aksi tesirler icra eder. Siz de orada bittabi bu gibi
şeylerden müteessir olmazsınız.] Hakkıma masumiyetime istinaden sekiz kere
İngiltere’nin en yüksek makamlarına müracaat ettim, günahımı sordum, muhakeme
edilmemi istedim fakat hak karşısında utananlar cevap bile veremediler. Kendi
vicdanları bile isyan etti. Bu kere de bu gibi küçük şeylerle beni iz’âc etmeye
[bunaltmaya] kalkışıyorlar. Azap değil, vecd ve lezzet duyuyorum. Zira mazlum
olmaktan tatlı ve lezzetli dünyada şey olmaz. Sıhhat ve afiyetim ber-kemaldir. Beni
hiç düşünmeyiniz. Elhamdülillah hâl ü evkatim pek iyidir. İnşallah çocuklar
imtihanlarını bitirdiler ve artık şimdi evde istirahat ediyorlar. Gültekin nasıldır?
Hiç biraderden ve o taraflardan haber alabildiniz mi? Sabır ve tahammül ediniz.
39
İnşallah bütün bu acılar geçer. Benden bütün dostlara selam… Cümlenizin
yüzünüzden ve gözlerinizden öperim. Bârî Ahmed
Malta, Polverista, 27 İyul [Temmuz] 1920
Azizim Sitare ve Humay! Hâlâ sizden bir mektup alamadım ki cevap
yazayım. Burada bu mektup meselesi hakkında biz teşebbüste bulunduk. Sizden
birkaç aile birleşip orada İngiliz komiserliği nezdinde teşebbüste bulunsanız fena
olmaz. Ailelerimizin mektupl
arını tehire uğratarak bizi burada iz’âc eylemek, en
ârî ve mütemeddin bir hükûmete yakışmaz bir işkencedir. Ben eminim ki İngiliz
yüksek memurlar bu gibi manasız ve adi bir muameleye razı olmazlar.
Binaenaleyh orada icra olunacak bir teşebbüsün faydasız kalmayacağı
muhakkaktır. Hiç olmazsa haftada bir kere mektup alarak müteselli olalım. Son
göndermiş olduğunuz on liranın da vârid olduğu haberini tebliğ ettiler. Pek
minnettar ve müteşekkirim. Bilseniz bu para meselesi ile sizi iz’âc etmekten ne
kadar mütee
ssirim. Bu kadar ihtiyaç ve müşkülat içinde bir de beni burada
beslemeyi düşünmek ne kadar elim bir vaziyet! Lakin ne yapayım Sitare’ciğim?
Siz de ben de sabır ve tahammül etmeliyiz. İnşallah er geç hakikat tezahür eder ve
bu yaman günler, haksız işkenceler geçer! Burada yine bizi mesrur ve sizi memnun
eyleyecek şâyialar devran etmeye başladı. İnşallah etse de doğru olsa! 19 aylık
mehcuriyet ve müfârekattan [uzaklık ve ayrılıktan] sonra yekdiğerimize kavuşalım.
Sıhhat ve afiyetim elhamdülillah berkemaldir. Burada artık sonbahar geldi, fakat
hâlâ da pencereler, kapılar açık yatıyoruz. Havalar pek güzeldir. Ev ve mektep
meselelerini nasıl hallettiniz? Pek çok merak ediyorum. Ev sahibinin sizi çıkarmak
veyahut ücreti artırmak hakkı yoktur. Zaten geçen sene de fuzuli artırmıştır.
Binaenaleyh bu sene de bu gibi bir teşebbüse kalkışırsa Ahmed Rıfat Bey’i davet
Dostları ilə paylaş: |