Hinduizm’e Göre Tanrı Vişnu’nun Yeryüzünde Bedenlenmesinin
Nedenleri
147
durum,
avatara inancının ortaya çıkmasına ve gelişmesine etki eden bir di-
ğer faktör olarak değerlendirilebilir. Nitekim bu gelişmeler Hindular arasın-
da, her şeye gücü yeten Tanrı’nın yeryüzüne inerek kendilerine yardım elini
uzatması ve rehberlik etmesi şeklinde bir beklentiye yol açmıştır. Bu beklen-
ti Tanrı’nın dindar kimselere yardım etmek ve kötü gidişe son vermek ama-
cıyla çeşitli formlarda doğabileceği şeklinde bir anlayışı ortaya çıkarmıştır.
Hindular arasında böyle bir algının ve beklentinin doğmasında mevcut
dini doktrinlerin de büyük etkisi olmuştur. Bunlardan biri hiç şüphesiz tena-
süh (ruh göçü) inancıdır. Nitekim avataraların farklı devirlerde ortaya çık-
ması fikri, tenasüh inancıyla ilişkilendirilerek izah edilmiştir. Bu anlamda
bütün avataraların esasında tek bir Tanrı’nın yani Vişnu’nun farklı devirler-
deki bedenleşmeleri olduğu fikri, tenasüh inancıyla desteklenmiştir (Roy 37-
38). Sonuç olarak avatara doktrininin ortaya çıkmasına ve gelişmesine etki
eden unsurlar, pek çok gelişmeyi içinde barındıran karmaşık bir süreçtir. Bu
yüzden avatara doktrininin ortaya çıkışı veya gelişimi tek bir nedene indir-
genemez. Yukarıda zikredilen toplumsal özelliklerin, sosyo-kültürel unsurla-
rın ve dini alt yapının her biri bu sürece katkı sağlamıştır.
3. Vişnu’nun Avataraların Kaynağı Olarak Görülmesi
Hindu kutsal metinleri incelendiğinde isimleri ve sıfatları birbirinden
farklı çok sayıda tanrı ve tanrıçadan söz edildiği görülür. Bu kadar zengin bir
tanrı algısının mevcut olduğu Hinduizm’de avatara doktrini ile ilişkilendiri-
len tanrı, Vişnu olmuştur. Bu durum incelenirken dini nedenlerin yanı sıra
toplumu besleyen tarihi ve sosyal arka planın da göz önünde bulundurulması
gerekir. Bu anlamda Vişnu’nun avatara doktrini ile ilişkilendirilmesinde
Hindu toplumunun sosyo-dini yapısında vuku bulan gelişmelerin ve bu ge-
lişmelere bağlı olarak tarihi süreç içinde Vişnu algısında meydana gelen
değişimlerin etkisi olmuştur.
Vişnu’nun dini metinlerde zikredilen bir takım özellikleri, onun avatara
inancı ile özdeşleştirilmesinde rol oynayan hususlardan biridir. Metinlerde
yer alan ifadelere göre Vişnu, hareket eden ve etmeyen; sezilen ve sezilme-
yen her şeyi kuşatandır
7
. Her şeyi kuşatan ve her yerde hazır oluşundan do-
layı o, yarattığı varlıklardan sürekli haberdardır. Kendisine bağlanan ve tapı-
nan kimseleri korur. İnsanları ve evreni ayakta tutar ve onların devamını
7
Vişnu kelimesi, “sarmak, kuşatmak” anlamındaki vişl kökünden türemiştir. Bu açıdan Viş-
nu, “her tarafa yayılan, her şeyi saran” anlamına gelir (Mani 864). Vişnu kelimesinin kökeni
ile ilgili bir diğer açıklamada Vişnu Purana’da yer alır. Bu metne göre Vişnu kelimesi, “gir-
mek” anlamına gelen viş fiilinden türemiştir. Bu anlamda Vişnu, “her yere girmiş olan, her
yerde bulunan” anlamındadır (Vişnu Purana 3.1.45). Dolayısıyla Vişnu kelimesi köken itiba-
riyle vişl veya viş sözcüğünden türemiş olsun benzer anlamı ihtiva etmektedir.
Cemil KUTLUTÜRK
148
sağlar (Rigveda, 1.154. 1; 1.155.4; 7.99.1; 7.100.1-3; 7.40.5; 1.155.6; 1.56.3;
8.25.12; 7.36.9; Yacurveda, 8.57; 22.20). J. Gonda, Vişnu’nun Vedalar dö-
nemi sonrasında “Yüce Tanrı” konumuna yükselmesinin ve her şeyi kuşatan
tanrı olarak görülmesinin nedenini, Veda metinlerine dayandırır. Bu metin-
lerde Vişnu’nun üç uzun adımı ile evreni ve her şeyi kuşattığı bilgisi yer alır.
Gonda’ya göre Vişnu’nun “her şeyi kuşatıcı” özelliği, Vedalar’da bulunan
bu mitten kaynaklanır. Dolayısıyla Vişnu’nun bu şekilde nitelendirilmesinde
Upanişadlar’daki öğretilerin ve ifadelerin çok fazla tesiri yoktur (Aspects of
Early 40-54).
Ancak Gonda’nın bu tespiti kanaatimize göre eksiktir. Zira
gerek Mahabharata’da gerekse Puranalar’da yer alan Vişnu tasvirlerine ba-
kıldığında, Upanişadlar’da ortaya konulan Brahman (Yüce/Mutlak Tanrı)
algısından fazlasıyla etkilenildiği görülür. Nitekim Upanişadlar’daki Brah-
man’a ait pek çok niteliğin Upanişad sonrası döneme tekabül eden Destan ve
Purana türü metinlerde Vişnu’ya atfedildiği açıktır
8
. Dolayısıyla Vişnu’nun
“her şeyi kuşatıcı” niteliğinin Upanişadlar’daki Brahman algısından farklı
olarak geliştiğini ve ondan hiç etkilenmediğini öne sürmek isabetli bir değer-
lendirme olarak gözükmemektedir. Vişnu’nun “her şeyi kuşatıcı” yönünün
Brahman etkisinin göz ardı edilerek doğrudan Veda metinlerine dayandırıl-
ması, Vişnu’nun Hindu dini geleneğinde erken dönemlerden itibaren “Yüce
Tanrı” olduğu fikrini destekleme çabasının bir ürünü olarak değerlendirilebi-
lir (Sadanandam 11). Sonuç olarak kaynağı ne olursa olsun Vişnu’nun “her
şeyi kuşatıcı ve her yere nüfuz edici” özelliği, onun avataraların kaynağı
olarak görülmesinde etkili olmuştur.
Veda metinlerinde Vişnu; her şeyi kontrol eden, düzeni (dharma) sağla-
yan ve dünyayı idame ettiren tanrı olarak algılanmıştır (Rigveda, 1.22.18;
Alain 151). Vedalar döneminde Vişnu’ya yüklenen bu misyon, daha sonraki
süreçte onun bedenlenme doktrini ile özdeşleştirilmesinde etkili olan husus-
lardan bir diğeridir. Zira avataraların üç temel fonksiyonu olan iyiliğin ko-
runması, kötülüğün yok edilmesi ve dharmanın sağlanması; Hindu tanrıları
içerisinde en uygun şekilde Vişnu ile örtüşmüştür (Roy 11-12).
Vişnu’nun Hindu toplumunda önemli bir tanrı konumuna yükselmesini
ve
avataraların kaynağı olarak görülmesini sağlayan diğer bir etken ise,
onun “Narayana kültü” ile özdeşleştirilmiş olmasıdır. “Narayana” kültünün
kökeni konusunda farklı görüşler bulunmakla birlikte genel olarak onun
Hindistan’ın yerlileri olan Dravidyenlere dayandığı belirtilir
9
. Vişnu’nun ise
8
Hindu kutsal metinleri genel olarak iki kısma ayrılır. Kronolojik olarak Vedalar, Brahmana-
lar, Aranyakalar ve Upanişadlar’dan oluşan birinci kısım vahiy mahsulü
kabul edilir ve şruti
adını alır. Bunlardan sonra ortaya çıktığı kabul edilen olan Destanlar ve Puranalar ise beşeri
kaynaklı kabul edilir ve smriti adı verilen ikinci kısmı teşkil eder.
9
Bazı düşünürler “Narayana” kültünün Dravidyenlere dayandığı sonucuna söz konusu keli-
menin etimolojik tahlilini yaparak ulaşmışlardır. Buna göre “Narayana” kelimesini oluşturan
nera Dravid dilinde “su” anlamına gelirken
ayana ise “mekân, barınak” gibi manaları ifade