Microsoft Word 07. Cemil kutlutüRK



Yüklə 333,79 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə6/8
tarix22.10.2018
ölçüsü333,79 Kb.
#75423
1   2   3   4   5   6   7   8

Hinduizm’e Göre Tanrı Vişnu’nun Yeryüzünde Bedenlenmesinin Nedenleri

 

151



destanında yer almış, ikinci aşamada ise bu listeye Rama Bharagava ve Ra-

ma Dasarathi isimleri eklenmiştir. Üçüncü bir listede  bunlara ek olarak 

Kurma, Matsya ve Kalki’den söz edilmiştir. Son aşamada ise Matsya Purana 

ve Bhagavad Purana’da Budha bir avatara olarak yer almıştır. Böylece ava-



taraların sayısı ona tamamlanmıştır (Raychaudhuri, Political History 105).

 

Bu on avatara ismi miladi sekizinci yüzyıla kadar zaman zaman değişkenlik 



göstermiş, miladi on birinci yüzyıla gelindiğinde ise standart bir hal alarak 

halk nezdinde genel kabul görmüştür

16

Avataraların her birinin ortaya çıkış 



süreci ve hayat hikâyeleri bu makalenin kapsam alanına dâhil edilmemiştir. 

Burada kutsal metinlerdeki bilgilerden hareketle tanrı Vişnu’nun insan veya 

hayvan suretinde bedenlenmesinin başlıca nedenleri ve bu şekilde gerçekleş-

tirdiği temel işlevleri incelenmiştir. Böylece avatara doktrinin Hindular nez-

dinde önemli bir inanç olarak görülmesinin temel gerekçeleri tespit edilmeye 

çalışılmıştır.  



4.  Vişnu’nun Avatara Şeklinde Ortaya Çıkışının Başlıca Nedenleri 

Hindu dini düşüncesine göre, Tanrı hiçbir şeye muhtaç değildir. Bu 

yüzden onun esasında bedenlenmeye de ihtiyacı yoktur. Fakat o, kendisine 

sevgiyle bağlanan kimseler için beden almakta ve belirlediği bazı amaçları 

yerine getirmek üzere onların arasına karışmaktadır (Vişnu Purana 5.4.42-

45). Vişnu’nun avatara şeklinde ortaya çıkmasının temel nedenlerinden biri 

düzensizliği (adharma) ortadan kaldırmak ve düzeni (dharma) yeniden tesis 

etmektir.  Dharma kelimesi Sanskrit dilinde “tutmak, desteklemek, yukarı 

kaldırmak, sürdürmek” (Pavitranand 74; Williams 751)

 

gibi anlamlara gelen 



dhr kökünden türemiştir. Kutsal metinlerde bu kelime “düzen” (Rigveda 

1.22.28); “kanun, görev” (Aiteraya Brahmana 7.17); “sorumluluk” (Çandok-

ya Upanişad 2.23.1); “din, örf, şeriat, hakikat” (Brihadaranyaka Upanişad 

1.4.14); “adalet, ahlak, davranış ilkeleri” (Rigveda 4.53.3); “bir şeyin özü, 

hakiki doğası” gibi çeşitli anlamlara gelir (Kane 1-6; Olivelle, Dharma in its 

Semantic 233-248; Basent, Sanatana Dharma 55-56). Dini terim olarak ise 

dharmanın farklı anlamlar içerdiği görülür. Örneğin dharma teriminin taşı-

dığı anlamlardan biri, âlemin özünde var olduğuna inanılan kozmik bir yasa 

ile ilişkilidir. Bu açıdan söz konusu terim, evrendeki dengeyi sağlayan ve 

evrendeki varlıkların mükemmel bir uyum içerisinde hareket etmelerini te-

                                                 

16

 Kaşmirli şair Kşemendra’nın, “Dasavataraçarita” (On avataranın izahı) adlı eserini miladi 



1066’da derlediği bilinmektedir. Bu bilgiden hareketle on avataranın (dasavatara) sabitleşeme 

süreci ile ilgili böyle bir tarih verilir (Vasudeva 92-318). Bunun yanı sıra bazı dini metinler-

den hareketle avataraların sayısının sonsuz olduğunu vurgulayan düşünürlerin yanı sıra daha 

sonraki süreçte Hindu toplumunda öne çıkan bazı dini şahsiyetlerin de taraftarları nezdinde 

birer avatara olarak telakki edildikleri bilinen bir gerçektir. Fakat bu makale klasik anlamdaki 

avatara doktrinini ele alındığından bu tür yorum ve telakkilere yer verilmemiştir. 



Cemil KUTLUTÜRK 

 

152



min eden ezeli-ebedi bir prensiptir. Hindu inancına göre, bütün kutsal metin-

lerin üzerinde durduğu temel husus, bu doğal yasanın korunmasıdır (Ma-

nusmriti 8.15; Olivelle, Manu’s Code of Law 305)

17

.  Dharma terimi, “dini 



metinlerde açıklanmış ve insanlar tarafından uyulması zorunlu olan kurallar 

bütünü” anlamında da kullanılır. Bu kuralların amacı, insanların hem diğer 

varlıklarla uyumlu hareket etmelerini sağlamak hem de onların hakiki bilgi-

ye ulaşmalarına imkân tanımaktır. Dolayısıyla  dharma terimi, insanlara bu 

şuuru kazandırmak maksadıyla ortaya konulmuş kurallar bütününü veya dini 

ilkeleri ifade eder. Dharmanın bu yönü ile yukarıda bahsedilen ilk anlamı 

birbiriyle doğrudan bağlantılıdır. Zira kutsal metinlerde yer alan bu kurallar, 

bireylerin âlemin özünde mevcut olan ve âlemdeki düzeni sağlayan evrensel 

yasaya uygun hareket etmelerini sağlamak için gönderilmiştir (Creel 155-

160; Yitik,  Hinduizm’de Din 314-315). Dharma terimi aynı zamanda, “kişi-

nin fıtratına, sosyal statüsüne ve içinde bulunduğu duruma uygun olarak 

davranışta bulunması” anlamına gelir ve bir kimsenin bireysel, toplumsal ve 

ahlaki sorumluluklarını belirtir (Creel 316; Larson 150-152)

18

. Hinduizm’e 



göre her kişi, bu asli sorumluluklarını hiçbir tereddüt göstermeden yerine 

getirmelidir (Bhagavadgita 2.31). Zira toplumsal düzenin devamı ve bireysel 

kurtuluşun elde edilmesi buna bağlıdır (Bhagavadgita, 11.32-39). Dolayısıy-

la dharma teriminin bu yönü, bireyin kişisel ve sosyal hayatını tanzim eden 

bir prensip olarak değerlendirilebilir.    

                                                 

17

 Dharma teriminin ifade ettiği bu anlam, Vedalar döneminde önemli bir kavram olan rta ile 



de doğrudan bağlantılıdır. Etimolojik olarak rta kelimesi “yerleştirmek, tertip etmek, düzen-

lemek, ayarlamak” anlamlarına gelen “ar” kökünden gelmektedir. Dolayısıyla rta, düzenleyici 

bir yasadır. Bu terim “tesis edilmiş bir planı, mevsimlerin art arda gelişi, gece ve gündüzün 

birbirini takip edişi gibi doğa olaylarındaki düzeni ifade ettiği gibi iyilerin mükâfatlandırılma-

sı kötülerin cezalandırılması da yine rta yasası gereğidir (Williams 1282; Yitik, Hinduizm’de 

Din 312; Wallis 92-93). Görüldüğü üzere rta kavramının ifade ettiği ahlaki bir yön de bulun-

maktadır. Kısaca  rta, evrendeki her türlü düzenin ve ahengin kaynağıdır.  Rta kavramının 

ifade ettiği ahlaki boyut, Vedalar dönemi sonlarına doğru dharma kavramına yüklenmiş ve bu 

şekilde bir dönüşüm yaşanmıştır. Neticede dharma, beşeri meseleleri düzenleyen ve bunun 

çözümüne rehberlik eden ahlaki kanun olmuştur (Gangadhar 10). 

18

 Dharmanın bu üçüncü yönü iki ana başlık altında toplanabilir. Birincisi varnaşramadharma 



denilen bireyin mensup olduğu kast ve sosyal statüsüyle ilgili bütün sorumlulukları kapsar. 

Bu tür görevler, bireyin kendi iradesi dışında ona doğuştan verilen veya yüklenen sorumluluk-

lardır. Bireylerin fıtratlarına uygun olan bu tür sorumlulukların sorgusuz yerine getirilmesi 

gerekmektedir. İkincisi ise sadharanadharma adı verilen bireyin yaşı, kastı veya hayat tarzı 

ile ilgisi olmayıp herkes tarafından uyulması gereken genel ahlaki görevlerdir. Hiçbir canlıya 

zarar vermeme, doğruluktan ayrılmama, zinadan uzak durma, hırsızlık yapmama, dünya 

malına karşı  hırs göstermeme, bütün varlıklara karşı iyi niyet besleme, her varlığa  şefkat 

duyma, varlıklara ikramda bulunma bu tür ahlaki görevlerden öne çıkanlarıdır (Mahabharata, 

9.261.21; Sutra 15-16). 



Yüklə 333,79 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə