Microsoft Word Brown, Dan Da Vinci Sifresi doc



Yüklə 5,01 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə55/116
tarix10.11.2017
ölçüsü5,01 Kb.
#9412
1   ...   51   52   53   54   55   56   57   58   ...   116

kilisenin kemerine yerleştirilmiş Kutsal Kase haritası, altından geçen kör kilise cemaatiyle 
alay ediyordu. 
Sophie, "Kripteks bir kilit taşı  olamaz," diye itiraz etti. "Yeterince eski değil. Bunu 
büyükbabamın yaptığına eminim. Eski Kâse efsane*' bir parçası olamaz." 
Bedenini bir heyecan kapladığını hisseden Langdon, "Doğrusu" H di. "Kilit taşının yakın 
zaman önce tarikat tarafından yapıldığına inan ı yor." 
Duyduklarına inanamayan Sophie'nin gözleri parlamıştı. "Ama eğer bu kripteks Kutsal 
Kâse'nin saklandığı yeri açıklıyorsa, büyükbabam, onu bana niye versin? Onu nasıl açacağımı 
ya da onunla ne yapacağımı bilmiyorum. Hatta Kutsal Kâse'nin ne olduğunu bile 
bilmiyorum." 
Langdon, onun haklı olduğunun farkındaydı. Sophie'ye Kutsal Kâse'nin gerçek tabiatını 
anlatmaya fırsat bulamamıştı. Bu hikâyenin beklemesi gerekiyordu. Şu anda dikkatlerini kilit 
taşına vermişlerdi. 
Eğer bu gerçeklen oysa... 
Langdon altlarından gelen kurşun geçirmez tekerlek vızıltılarını bastırarak Sophie'ye, kilit 
taşı hakkında duyduğu her şeyi çabucak anlattı. Yüzyıllardır, tarikatın en büyük sırrının -
Kutsal Kâse'nin yeri- asla bir yere yazılmadığı iddia ediliyordu. Güvenlik tedbiri olarak bu 
bilgi, gizli bir ayin sırasında yeni sénéchal'e şifahen aktarılıyordu. Bununla birlikte son yüzyıl 
içerisinde tarikat politikasının değiştiği fısıldanıyordu. Belki de yeni elektronik dinleme 
tertibatları gerekçesiyle tarikat, kutsal saklama yerini bir daha asla konuşmamaya ant içmişti. 
Sophie, Teki o zaman sırrı nasıl aktardılar?" diye sordu. 
Langdon, "İşte kilit taşı o zaman devreye girdi," diye açıkladı. "En üstteki dört üyeden biri 
öldüğünde, geriye kalan üçü aşağıdaki kademelerden birini yeni sénéchal adayı olarak 
seçecekti. Yeni sénéchal'a Kâse'nin yerini söylemek yerine onu, bu bilgiyi hak ettiğini 
kanıtlayacak bir sınava sokarlardı." 
Sophie bu duyduklarından tedirgin olmuş gibi görünüyordu. Langdon birden 
büyükbabasının onun için hazine avları  -preuves de mérite- düzenlediğinden bahsettiğini 
hatırladı. Kilit taşı kavramı da aynıydı. Ayrıca, bu gibi sınavlar gizli cemiyetler arasında 
oldukça yaygındı. En iyi bilineni, üyelerin bir sırrı saklayabildiklerini kanıtlayıp, yıllar 
boyunca bir dizi erdem sınavlarından geçerek üst kademelere yükseldiği Masonlardı. Adaylar 
en üst seviye olan otuz ikinci derece Mason mertebesine erişinceye kadar verilen görevler 
gittikçe ağırlaşırdı. 
Sophie, "Demek kilit taşı bir preuves de mérite," dedi. "Yeni sénéchal açtığında, içindeki 
bilgiyi hak ettiğini kanıtlamış oluyor." 
Langdon başını salladı. "Bu tip şeylere yabancı olmadığını unutmuşum.” 
"Sadece büyükbabam sayesinde değil. Kriptolojide buna 'kendini etkilendirme lisanı' 
denir. Yani, eğer onu okuyacak kadar akıllıysan, orada söylenenleri okumaya hak kazanırsın." 
Langdon bir süre tereddüt etti. "Sophie eğer bu gerçekten kilit taşıysa, büyükbabanın buna 
sahip olması Sion Tarikatı'nda çok yetkili biri olduğunu gösterir, farkında mısın? En üstteki 
dört üyeden biri olmalı." 
Sophie içini çekti. "Gizli bir cemiyette yetki sahibiydi. Buna eminim. Ama bunun tarikat 
olduğunu sadece tahmin edebilirim.” 
Langdon, onun söylediklerini sonradan kavrayabilmişti. "Onun gizli bir cemiyette üye 
olduğunu biliyor muydun?
"On yıl önce, görmemem gereken bir şeyler gördüm." Durdu. "Büyükbabam grubun 
sadece üst kademelerinde değildi... sanırım en yüksek dereceli üye oydu." 
Langdon, Sophie'nin az önce söylediklerine inanamıyordu. "Büyük Üstat mı? Ama... senin 
bunu bilmene imkân yok!" 
"Bundan bahsetmemeyi yeğlerim." Sophie başını çevirdi. Yüzünde kararlı olmakla 
beraber, acı dolu bir ifade vardı. 


Langdon  şaşkınlığından nutku tutulmuş bir halde oturuyordu. Jacques Sauniére mi? 
Büyük Üstat mı? Doğru çıktığı takdirde büyük yankılar uyandıracağı halde, Langdon son 
derece mantıklı olduğunu hissediyordu. Her şeyden önce, eski Tarikat Büyük Üstatları da 
sanatçı ruha sahip tanınmış kişilerdi. Bu gerçeğin ispatı  yıllar önce Paris'teki Milli 
Kütüphane’de bulunan ve Les Dossiers Secrets diye bilinen belgelerle ortaya çıkmıştı. 
Tüm tarikat tarihçileri ve Kâse meraklıları Dossiers'i okumuştu. 4° lm’ 249 numarasıyla 
katalogda yerini alan Dossiers Secrets, pek çok uzman tarafından tasdik edilmiş ve tarihçilerin 
uzun zamandır şüphelendiği şeyi doğrulamıştı: Tarikatın Büyük Üstatları arasında Leonardo 
da Vinci, Botticelli, Sir Isaac Newton, Victor Hugo ve Parisli ünlü ressam Cocteau yer 
alıyordu. 
Neden Jacques Sauniére olmasın? 
Langdon'ın şüpheleri, bu gece Sauniére ile buluşacağını hatırlan da yoğunlaştı. Tarikatın 
Büyük Üstat'ı benimle buluşmak istedi. Neden? Sanat hakkında sohbet etmek için mi? Birden 
bu ihtimalin düşük olduğunun farkına vardı. Her şeyden önce, eğer Langdon’ın sezileri doğru, 
Sion Tarikatı'nın Büyük Üstat'ı kardeşliğin efsanevi kilit taşını torununa devretmiş ve aynı 
zamanda ondan Robert Langdon'ı bulmasını istemişti. 
Anlaşılmaz! 
Langdon'ın hayal gücü, Sauniére'in davranışını açıklayacak koşulları tahmin edemiyordu. 
Sauniére kendi ölümünden endişe duymuş olsa bile sırrı bilen ve böylece tarikatın güvenliğini 
garantileyen üç sénéchaux daha vardı. Sauniére, kilit taşını torununa vermek gibi büyük bir 
riski neden göze almıştı, özellikle de ikisinin iyi anlaşamadığı düşünülecek olursa? Ve ayrıca 
neden Langdon'ı işe karıştırmıştı... tamamıyla yabancı birini? 
Bu bulmacanın bir parçası eksik, diye düşündü Langdon. 
Cevapların beklemesi gerektiği ortadaydı. Yavaşlayan motor sesi, her ikisinin de başını 
kaldırmasına neden olmuştu. Lastiklerin ezdiği çakıl taşı sesleri duyuluyordu. Neden şimdiden 
kenara çekiyor, diye düşündü Langdon. Vernet onları  şehrin iyice uzağında, güvende 
olacakları bir yere götüreceğini söylemişti. Kamyon hızını kesmişti ve bozuk bir yoldan 
ilerliyordu. Sophie, Langdon'a endişeli bir bakış, fırlattıktan sonra kripteks kutusunu aceleyle 
kapatarak, kapağı mandalladı. Langdon ceketini giydi. 
Kamyon durduğunda, arka kapı kilidinin açıldığını duydular ama motor hâlâ çalışıyordu. 
Kapılar iki yana açıldığında, yoldan iyice uzak ormanlık bir alana park etmiş olduklarını 
gören Langdon şaşırmıştı. Vernet gözlerini kısmış bir halde karşısına dikildi. Elinde bir 
tabanca tutuyordu. 
Vernet, "Bunun için üzgünüm," dedi. "Gerçekten başka seçeneğim yok." 


Yüklə 5,01 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   51   52   53   54   55   56   57   58   ...   116




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə