21
... zengin tüccarlar n hiçbir zaman Bat Avrupa'daki gibi ehirlerin siyasi hayat na hakim
tüccar oligar ileri meydana getirmediklerini anl yoruz. Bat ile Osmanl mparatorlu u
aras ndaki farklar burada toplan r.
... bunlar Bat da medeni toplumun toplumsal taban n meydana getirmi lerdir.
Durkheim bunlara ikincil yap lar diyordu. Özellikle
önemli olan, Bat Avrupa da ortaya
ç kan kendi kendine hükmeden ehirlerdi. ... Osmanl Devletinde bunlar n kar l
yoktu. Orada ehirlerin tarihi göze çarpacak kadar ayr yd . ... Hiçbir ehir, Bat 'da
onlara özerk yetki hakk n n veren ba ms zl k yönündeki dürtüyü yaratmad . Böyle
herhangi bir dürtü, padi ahtan ard ard na gelen buyruklar, özellikle halk yerinden
kopar p yeniden yerle tiren ve zor ile desteklenen buyruklarla bo a ç kart l rd .
Tomurcuklanan aristokrasileriyle birlikte topluluklar parçalama ve de i ik yerlerde
yeniden yerle tirme siyaseti Bat 'da yoktu, hiç de ilse devletlerin ehirlerin deste ine
ihtiyac oldu u için.
H.A.R. Gibb ikincil yap lar n en yak n Osmanl kar l n tasvir etmi tir: Esnaf loncalar ,
köy kurullar ve göçebelerin a iret te kilatlar . Bütün bunlar mahalli yöneticilerin
gözetimi alt nda idilerse de, Gibb bunlar bir dereceye kadar özerklik sahibi olarak
görmektedir.
Tasvir edilen devlet siyaseti gerçek ehir özerkli inin geli mesine izin vermiyordu. Oysa,
devletin ilk zamanlar nda güçlü dinsel bir k l k içinde, lonca benzeri
kurulu lar halinde
örgütlenmi olan zanaatkar Ahilerin bu yöne gitmeleri imkan vard . ... Fakat
Osmanl lar bu ayr cal kl duruma son verdiler. Küçük Asya'n n istilas n izleyen
karga al a bula m olduklar ndan, Ahi loncalar n n kontrol alt na al nmas
karar1a t r ld ve az zaman sonra "eski ba ms zl klar n n ancak hat ralar n
sürdürüyorlard ."
... ehirler, Bat 'dakiler gibi, ticari ç kar u runa birlikler kuramazlard .
Bürokrasiyi dengeleyecek ik tidar n yoklu u, Osmanl Devleti'ndeki etnik az nl klar n,
koruma için Bat devletlerine ba vurmalar sürecini aç klamaya yard mc olmaktad r. ...
mparatorluk içindeki iktisadi i lerin do urdu u gerçek güvensizlikten ileri geliyordu. ...
Seçim mekanizmas aç k olmad
için yolsuzluklar yayg nd .
Anlat lanlar, imparatorlu un her yerinde ayn ekilde geçerli de ildir. Osmanl larca
fethedildikleri zaman, Bat düzenleri geli tirmekte ileri gitmi olan Avrupa ehirleri, baz
Bat özellikleri sürdürdüler. Ayn ekilde Arap ülkelerinde yap hayli gev ekti ...
Anadolu d nda Osmanl hükümdarlar n n nas l mahalli güçlere daha ba ml olduklar n
göstermi tir.
18. yüzy lda Rumeli ve Anadolu'da di er bir geli me, Bat l ehirlerin elde ettikleri özerk
gücü ortaya ç karabilirdi. Bu, ayan n ç k d r. mparatorlu un ba ndan beri ayan ve
e raf diye bilinen mahalli nüfuz sahipl eri vard . Art k bunlar, gitgide devlet hizmetinde
olanlardan ç k yordu ve ayan sözü devlette askeri ya da dinsel bir görev yapmalar yla
tan nm ailelerin üyeleri için kullan l r oldu.
22
Fakat 18. yüzy lda bu s n f n gayretleri üretici te ebbüslerden mültezimli e çevrildi.
Nakit para kar l nda, bu s n ftan olanlar, devlet topraklar elde ettiler, fakat as l
kazançlar , ömür boyunca tan nan ve devletin onaylad ikinci derecede di er
mültezimlere satt klar , iltizam haklar yd .
Ba ka ayanlar n, devletin art k geçindirmeye gücü yetmedi i birçok sava ç dan
baz lar n maiyetlerine alarak, askeri bir görev yük lenmelerine müsaade edildi. ... her
ayan n kap s Osmanl Hükümetinin küçük birer kopyas haline geldi.
... mültezimlerin servet1eri, di er bütün Osmanl bürokratlar n nki gibi, ölümlerinde
müsadere edilebilirdi. 1826'ya kadar bu usul kald r lmad . Ancak modernle menin
ba lang c iledir ki, Bab Ali, bu "yar -özerk ve hemen hemen ba ms z unsurlar "
merkezi hükümetin do rudan do ruya yönetimi alt na ald .
... ehirlerde, genellikle Osmanl e raf varolan egemenlik yap lar nda bir paya sahip
olmaya devam etti. ktisadi te ebbüse dayanan ba ms z iktidar kaynaklar n geli tirme
imkan na s rt n çevirdi.
... K saca, Osmanl sistemi yay lm l kla hafifletilmi statü sistemi diye nitelendirilebilir.
ehirli zümrelerin ya da s n flar n ortaya ç kamamas n n nedeninin hukuki bir yönü
vard r.
Temelde, tüzel ki ilik kavram vak f kurumuna münhas rd . Devlet buna hakl bir
üpheyle bak yordu, zira memurlar bunu ki isel servetlerini
devletin müsaderesinden
kaç rmak için kullan yorlard .
Osmanl hukuk sisteminin ilgili di er iki görünü ü, tüzel ki ilik yoklu undan ötürü
yay lm l k yönündeki e ilimleri peki tirdi. Birincisi patrimonyalizmin hukuk ve
mahkeme sorunlar n yönetim sorunlar haline getiren özelli idir; oysa, feodalizmde
tersi do rudur. ... kincisi, ki isel olmayan hukuk kurallar geli medi. "Kad adaleti" her
zaman ba tayd . Yönetici otorite çok defa mahkemeleri atlat yordu. Ki isel olmayan
hukuk kurallar n n yoklu unda, dengeleyici bir mekanizma, ikayetlerini söylemek
üzere fertlere, padi aha ç kma imkan n tan yordu. Bu mekanizmalar i lemeyince,
sonuç tipik Osmanl "ihtilali' oluyordu: Birikmi ho nutsuzluklar n do urdu u tavizler
elde etmeye yönelmi bir saman alevi, yoksa Avrupa'da oldu u üzere, kurumla m
ayr cal kl zümrelerin çat mas de il.
E raf n görevi tutars zd ; devlet yetkilerini kulland s rada çevresindekilere bask
yapan, bu yetkileri elinden ç kard zaman ise bask alt nda tutulan oluyordu.
Bir kere devlet, varolan toplumsal zümrelerin farkl la p toplumsal özerklik elde
etmelerini önlemekle, bu yap lar ayakta durmak için kendi ne ba ml k ld . ... ktisad
hayat n zindeli inin hakim zümrenin cömertli i ve harcamalar na ba l olu u, yeni bir
bulu de ildi. Ortado u gelene inde bu nazariye, 11. yüzy lda Kutadgu Bilig de öne
sürülmü bulunuyordu.